Darbecilerden sıkıyönetim mahkemelerine: Stajyer başkanlar
Güncelleme Tarihi:
Darbe girişiminin başarılı olması halinde sıkıyönetim mahkemelerinde görevlendirilecek 135 askeri yargı personeli hakkında hazırlanan iddianamede, ‘stajını tamamlamamış teğmenin bile KKTC askeri mahkemesi başkanı’ olarak atandığı belirtildi. Şüphelilerin 2009-2014 yılları arasındaki hâkimlik sınavlarında soruları önceden elde ederek mesleğe ‘kopya’yla girdikleri belirtildi.
ANKARA 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davanın iddianamesinde, 135 askeri hâkim ve savcı hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. 123’ü tutuklu, 3’ü firari olan, 10’u ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüphelilerin 2009-2014 yılları arasındaki askeri yargı hâkim alımları ve mesleğe kabul sınavı sorularını önceden elde ettikleri anlatıldı. Şüpheli askeri hâkim Veysel Uçar’ın 2014 yılı Askeri Yargı Hâkim Alımları sınavında çıkabilecek soruları kendisine Bilgi Teknolojileri Uzmanı Hüseyin Gökhan Aydoğdu’nun verdiğini ve 60 sorudan 60’ının da sınavda çıktığını söylediği, Aydoğdu’yu da fotoğrafından teşhis ettiği anlatıldı. Aydoğdu için de 45 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep edildi. Aydoğdu ise ifadesinde, Uçar’ı tanımadığını, ByLock kullanmadığını, FETÖ/PDY üyesi olmadığını iddia etti.
ÖRGÜT HİYERARŞİSİ FARKLI
İddianamede, Sıkıyönetim Direktifi’ne ekli Görevlendirme Listesi’nin kapsamının belirlenmesi amacıyla üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan rapora yer verildi. Raporda, şöyle denildi: “FETÖ/PDY’nin darbe maksadıyla kritik ve önemli gördüğü sıkıyönetim mahkemelerinin ve adli müşavirlik kadrolarının tamamının kendi mensuplarından oluşmasını sağlamaya çalıştığı düşünülmektedir. Bazı personelin TSK içerisindeki hiyerarşi ile bağdaşmayacak şekilde yaşı, tecrübesi ve mevcut rütbesi ile son derece uyumsuz çok üst düzey görevlere atandığı tespit edilmiştir. Askeri Mahkeme Başkanlığına atanan stajını dahi tamamlamamış teğmen rütbesinde personel (KKTC Askeri Mahkemesi) mevcuttur. Bu durum, TSK’nin resmi hiyerarşisi ile örgütün hiyerarşisinin farklı olduğunu ve sözkonusu personelin, ‘Yurtta Sulh Komitesi’ni oluşturan üst düzey sivil ve askeri örgüt elemanları tarafından özellikle seçildiğini değerlendirilmektedir.”