Darbeciler tarafından derdest edilirken Erdoğan dinlemiş

Cumhuriyet Savcısı Ali Alper Saylan’ın hazırladığı iddianamede 3’er kez müebbet, 32 yıla kadar hapis cezası talep edildi. ‘Müşteki’ sıfatıyla ifade veren Kasırga, 15 Temmuz gecesini özetle şöyle anlattı:

“Çankaya Köşkü’nde bulunan Genel Sekreter’e ait resmi konutta ikâmet etmekteyim. Olay akşamı Ankara’da dostlarımla yemekteydim. Saat 22.00 sıralarında Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç arayıp bilgi verdi. Sesi çok telaşlıydı. Önce Ankara Valisi’ni, hemen sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın yanında bulunan Koruma Müdürü Muhsin Köse’yi aradım. Kendisine teyakkuz halinde olmaları talimatları verdim. Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı Albay Kutsi Barış’ı aradım, ulaşamadım. Sonra bu bilgileri telefonla arayarak Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettim. Sayın Cumhurbaşkanımıza yemek için bir araya geldiğimiz ofiste yanımda Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kenan İpek’in bulunduğunu, burayı karargâh gibi kullanarak Ankara Valisi, Emniyet İstihbarat Daire Başkanı, Emniyet Genel Müdürü ile burada çalışmayı düşündüğümüzü bildirdim. Kendileri Külliye’ye gelerek faaliyetleri oradan yürütmem talimatını verdi.

‘VURUN O ZAMAN BENİ’

Kenan Bey’e ‘Konuta uğrayalım, eşimi alalım’ dedim. Nizamiyeye geldiğimizde silahlı askerler vardı. İçlerinden ismini sonradan öğrendiğim Haydar adlı binbaşı ‘yat yat yere yat. Biz ihtilal yaptık, artık bizim emirlerimiz geçerli’ diye bağırdı. Ben de ‘Vurun o zaman beni’ dedim. Hemen ardından beni zorla götürdüler. Sonra geldiğimiz yere sanki bekleniyormuş gibi ambulansla içeriye girdik. Ellerimi, gözlerimi bağladılar. Tahminen saat 01.30 sıralarıydı. 16 Temmuz saat 16.30’a kadar götürüldüğüm yerde kaldım. ” 

8 bin G3 mermisi hazır etmiş

ALAY Komutanı Muhsin Kutsi Barış’la ilgili, iddianamede, 14 Temmuz günü mühimmat mal sorumlusu olan Astsubay Kıdemli Başçavuş Levent Karakılıç ve Üsteğmen Arif Aydınoğlu’nu yanına çağırarak 8 bin adet G3 piyade tüfeği mermisi çıkarmalarını, Üsteğmen Arif Aydınoğlu’na bu mühimmatı kendi şoförü olan Uzman Çavuş Yusuf Yaylacı’yla birlikte teslim alarak makam odasının yanındaki dinlenme odasına koymalarını emretmiştir” denildi.

STÜDYOYU BASTI

İDDİANAMEDE 121 askerin TRT’ye baskın yaptığı belirtilerek, “Bu taburla TRT’ye giden bir önceki (eski) Muhafız Alayı Komutanı Kurmay Albay Muhammet Tanju Poshor ve Kurmay Yarbay Ümit Gençer yanlarına koruma olarak verilen uzman çavuşlarla birlikte fiilen TRT binasındaki stüdyolara girerek zorla darbe bildirisinin okunmasını sağlamışlardır” tespitine yer verildi.

İDDİANAMEDEN: KONUŞURKEN ASKERLER HAMLE YAPTI

Köşk nizamiyesindeki olay sırasında unuttuğum bir kısım var, onu belirtmek istiyorum. Nizamiyedeyken, ilk tartışmalardan sonra minibüsle askerler geldiğinde, ben cep telefonumdan durumu izah etmek için Sayın Cumhurbaşkanı’nı aradım. Telefon elimde ve açıkken askerler bana doğru hamle yaptılar. Ben kimle konuştuğumu anlamasınlar diye telefonu aşağıya doğru indirdim, saklayıp hemen aşağıya bakmadan parmağımla kapatmaya çalıştım. Fakat kapatamamışım ki olaylar bittikten sonra Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşmemizde açık kalan telefondan olanları kısmen dinlediğini, askerlerin beni yere yatırmak için söyledikleri sözleri duyduğunu, hatta konuşmaların bir kısmını da Bakan Berat Bey’in telefonu alarak dinlediğini, onun da duyduğunu da söylemişti. O anda telefonu elimden askerler almıştı.