Güncelleme Tarihi:
Askerlerin bu hükümetten umutlarını kestiğini ileri süren CHP Lideri Baykal, ‘‘Ara rejim arayışına girdiler. Asker güdümünde kurulacak teknokrat hükümet, Türkiye'nin sorunlarını daha da ağırlaştırır’’ dedi. Baykal, bu söylentilerin, Mart sendromu olmasını temenni ederek, ‘‘Benim en çok eleştirdiğim bu hükümet bile, ara rejimden çok daha iyidir’’ diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, askerlerin bu hükümetten de umudu kestiğini ve ara rejim arayışına girdiklerini iddia etti. Baykal, ‘‘Benim en çok eleştirdiğim bu hükümet bile, ara rejimden çok daha iyidir. Asker güdümünde kurulacak bir teknokrat hükümet, Türkiye'nin sorunlarını daha da ağırlaştırır’’ görüşünü savundu. Baykal, dün CHP Grup toplantısında ve daha sonra Meclis'te kurmaylarıyla yaptığı görüşmelerde ara rejimin hiçbir zaman çözüm olmadığını, asıl çözümün seçim olduğunu vurguladı. Baykal, özetle şunları söyledi:
SANDIKTAN KORKMAYIN
Millet geçtiğimiz dönemde yaşanan olaylara gerekli tepkiyi gösterecek ve laik demokratik cumhuriyete sahip çıkan anlayışı iktidara taşıyacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Sandıktan korkmanın, yerine başka gücü ikame etmenin gereği yoktur. Ama seçim sonuç vermez, aynı dengeler yine oluşur diye seçim engellenmek isteniyor.
KAFALARINDA SEÇİM YOK
Şimdi olmazsa ne zaman olacak seçim? Eğer RP ve DYP'den endişe ediliyorsa, şu an onların en zayıf oldukları noktadayız. Bu ortamda yapılacak bir seçimde RP ve DYP parlamentoda küçük birer grup olur, laik rejim yanlıları güçlenir. Eğer bu aşamada seçim istenmiyorsa, demek ki ara rejim arayanların kafasında hiçbir zaman seçim yok demektir.
12 MART'IN YILDÖNÜMÜ
Türkiye, ara rejim arayışlarını zihninden söküp atmalıdır. Türkiye'de, millet iradesi demokrasi içinde laikliğe sahip çıkacak güce sahiptir. Onların elini kolunu tutmayın. Bırakın, engel olmayın yeter. 12 Mart askeri muhtırasının yıldönümündeyiz. Umarım bu kez sadece bir tereddüt aşamasında kalır. Umarım bu söylentiler, bir Mart sendromu olmanın ötesinde anlam taşımaz. Ne yazık ki, bu dönemler sosyal demokrasinin güçlendiği, alternatif duruma geldiği zamanlara rastlıyor.
ÇIKIŞ YOLU MİLLİ İRADE
Türkiye'nin siyasal ideolojisi milli iradeye dayanır. Gün olur çıkan tablo bazı çevrelerde hayal kırıklığı yaratır, kabul edilemez sonuçlar gibi görülür. Ama o olumsuzluklardan çıkışın yolu da yine milli iradedir. Türkiye'yi sıkıntılı noktalara getiren, laik demokratik cumhuriyeti tehdit edecek tehlikeleri besleyip güçlendiren, taviz veren küçük hesaplar sonucu rejimi tehdit edecek oluşumlara kanat geren siyasetçiler olabilir. Ancak dürüst politikacılar da vardır.
FAŞİST FRANKO ÖRNEĞİ
Cumhurbaşkanı Demirel'in, İspanya gezisinde ençok sosyal demokrat eski Başbakan Felipe Gonzales'le yaptığı görüşmeden etkilendim. Unutulmamalı ki, İspanya Faşist Franko rejimini aşarak, demokrasi içinde ve sosyal demokrat bir hükümetin yönetiminde bu gelişmeyi yakalamıştır. Türkiye'de de bu potansiyel mevcuttur. Türkiye, olağan kuralların işlemesi halinde, hakkı olan ilerlemeyi gerçekleştirecektir. Bunca deneyimi boşuna yaşamadık. Kimse, Türkiye'de laik demokratik cumhuriyetin, demokrasi kuralları işlediğinde tehdit edileceğini düşünmemeli. Demokrasiye de, laik cumhuriyete de sahip çıkacak yeter ağırlıkta siyasal, toplumsal güç var. Onları başkalarıyla bir saymayın, bırakın, engel olmayın yeter. Türkiye, laikliği de demokrasiyi de birarada yaşatmanın mümkün olduğunu sergileyecektir.
ECEVİT TARİKAT ETKİSİNDE
Başbakan Yardımcısı Ecevit'in türban konusundaki yaklaşımı çözüm değil, statükoyu korumaya dayalı. Eğer zaman içinde yavaş yavaş çözülür diyorsanız, o zaman rayı değiştirin. Aynı ray üzerinde gidiyorsunuz. Askerlerin yakınmasına neden olan irtica yanlısı bürokratlar da bakanlıklarda aynen duruyor. Özellikle Milli Eğitim, İçişleri ve Adalet gibi bakanlıklarda bu kadrolar egemen. Yapılan üst düzey atamalarda Ecevit, bazı tarikatların etkisinde kalıyor.