Güncelleme Tarihi:
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, sanık Batmaz hakkında "terörizmi finanse etmek" suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar, sanık Rüştü Karakaya hakkında “silahlı terör örgütü yöneticiliği” suçundan 15 yıldan 22,5 yıla kadar, sanıklar Kemal Batmaz'ın eşi Gonca Batmaz, Cemal İbrahim Demirhisar ve Mustafa Caymaz hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
İddianameyi inceleyen Ankara Ağır Ceza Mahkemesi, görevsizlik kararı vererek, dosyayı İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu karara itirazı üzerine, dava dosyası Yargıtay'a gönderildi. Yargıtay'ın kararı doğrultusunda dava dosyasına İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bakmasına hükmedildi.
Bunun üzerinde iddianame üzerindeki işlemlerini tamamlayan İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk duruşmanın 17 Ocak Perşembe günü yapılmasını kararlaştırdı. Heyet, sanıklar Gonca Batmaz, Rüştü Karayakaya ve Cemal İbrahim Demirhisar'ın tutukluluk halinin de devamına hükmetti.
Sanıkların yarın yapılacak olan duruşmada ifade vermesi bekleniyor.
İddianameden
İddianamede, sanık Batmaz'ın örgüt faaliyetleri kapsamında taşınmaz edindiği ve bunlarla FETÖ'ye fon sağladığı, Demirhisar ve Caymaz'ın da aslen Batmaz'a ait olan taşınmazları üzerlerine aldıkları kaydedilerek, Karakaya'nın ise darbe girişimi öncesinde Batmaz tarafından kullanıldığı ve teşebbüse hazırlık toplantılarının yapıldığı villanın karşısında bulunan otomobil ile darbe girişiminde Akıncı Üssü'nde bulunan Adil Öksüz'ün de kullandığı belirlenen 34 SIR 49 plakalı aracı kullandığının saptandığı bildirildi.
Sanık Kemal Batmaz'ın darbe girişiminden önce, FETÖ'den yargılanan Özkan Düzkaya adına kayıtlı 34 ZD 2676 plakalı aracı defalarca kullandığı belirtilen iddianamede, aracın 15 Temmuz 2016'da Ankara'da bulunduğu, Düzkaya'nın, Çayyolu Ahmet Taner Kışlalı Mahallesi 2882 Sokak'taki otomobili çekiciyle İstanbul'a götürdüğü, aracın bulunduğu yerin, darbeye hazırlık toplantıların yapıldığı Çayyolu'ndaki villanın hemen karşısına denk geldiği anlatıldı.
İddianamede, sanık Batmaz'ın, FETÖ kapsamında gösterdiği faaliyetler sonucu İstanbul Beykoz'da Cemal İbrahim Demirhisar ve Ataşehir'de Mustafa Caymaz adına kayıtlı taşınmazları bulunduğu vurgulanarak, yine Batmaz'ın İstanbul Anadolu Hisarı Otağtepe'deki bir evde hissesinin tespit edildiği, bunlara hakimlik kararıyla el konulduğu aktarıldı.
Batmaz'ın FETÖ'nün tepe yapılanmasında yer alan Adil Öksüz, Harun Biniş, Mehmet Sungur başta olmak üzere birçok örgüt yöneticisiyle bağlantısının bulunduğu, kendisinin de terör örgütü yöneticisi olduğu ifade edilen iddianamede, Batmaz'ın hukuk dışı yollarla edindiği taşınmazları FETÖ'nün faaliyetleri kapsamında kullanmak ve değerlendirmek üzere fon sağlamak amacıyla topladığı bilgisi verildi.
"ARACI KULLANIP KULLANMADIĞIMI HATIRLAMIYORUM"
Kemal Batmaz'ın, 21 Haziran 2017'de Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı'nda yaptığı savunmasına da iddianamede yer verildi.
Batmaz, savunmasında 34 ZD 2676 plakalı otomobili 2016'da ihtiyaç oldukça Özkan Düzkaya'dan alarak, genelde İstanbul'da kullandığını belirtti. Ankara'ya bir iki kez bu araçla geldiğini bildiren Batmaz, "Darbeye teşebbüs günü bu aracı kullanıp kullanmadığımı hatırlamıyorum. Bu aracın darbe toplantılarının yapıldığı söylenilen Ankara Çayyolu'nda bulunan villanın yakınında park halinde bulunması konusunda bilgim yok. Aracı oraya ben bırakmadım." iddiasında bulundu.
Batmaz, 11 Temmuz 2016'da İstanbul'dan New York'a gittiğini, ertesi gün ise İstanbul'a dönmek üzere tekrar uçağa bindiğini ve 13 Temmuz'da öğle saatlerinde İstanbul'a ulaştığını ifade ederek, savunmasını şöyle sürdürdü:
"ABD'ye gidiş geliş yaptığım uçakta Adil Öksüz isimli kişi de vardı. Öksüz'ü, kayınbiraderi Abdulhadi Yıldırım'ın yanında daha önce 3-4 kez görmüştüm. Yıldırım ile de ortağım Mehmet Sungur vasıtasıyla tanışıyorum. Sungur benim GARNED ve GÜRMED isimli tıbbi malzemeler işi yaptığımız şirkette ortağımdı. Bu şirketlerden 2015'in ilk çeyreğinde ayrıldım. Akabinde İstanbul'da bulunan Matris Gayrimenkul Danışmanlık Şirketi'ne ortak oldum. Burada ortak olduğum kişi Selami Özgür Tezcan'dı. Rüştü Karakaya'yı hatırlamıyorum. Yaşar Yurdagül'ü ise tanımıyorum. Mehmet Gül'ü, Kaynak Holding'de çalıştığım dönemlerde birkaç kez gördüm."
Kemal Batmaz, 11 Temmuz 2016'da aynı uçakla ABD'ye giden Adil Öksüz'ün ABD'de ne yaptığını ve ne için gittiğini bilmediğini savunarak, şunları söyledi:
"İstanbul'a 13 Temmuz 2016'da uçakla indiğimde, iniş işlemlerinin yapıldığı sırada Adil Öksüz ile merhabalaştım. Bunun haricinde bir şey konuşmadım. Adil Öksüz'ün benim gittiğim uçakta ABD'ye gidip gelmesi, tamamen tesadüftür. Devamında ben İstanbul'daki evime gittim. 13-14 Temmuz 2016'da evimde kaldım. Darbe günü olan 15 Temmuz 2016'da Akıncı Üssü'nde hiç bulunmadım. Akıncı Üssü kamera kayıtlarındaki kişi ben değilim. Darbeye herhangi bir şekilde katılmadım ve iştirak etmedim. 16 Temmuz'da Akıncı Üssü yakınlarında jandarma tarafından yakalandım. Buraya gayrimenkul bakmaya gitmiştim. Herhangi bir şekilde darbeye teşebbüs etmedim."
"EŞİNİN ÖRGÜTLE BAĞLANTISINI BİLMİYORMUŞ”
İddianamede, Kemal Batmaz'ın eşi Gonca Batmaz'ın ifadesine de yer verildi.
Gonca Batmaz, 15 Haziran 2017'de, FETÖ üyeliği suçlamasıyla tutuklu bulunan eski HSK Genel Sekreteri Muzaffer Bayram'ın evinde yakalanmasıyla ilgili olarak, "Eski Cumhuriyet Savcısı Zafer Uygun, eniştemdir. Muzaffer Bayram ve eşi de kardeşim Dilek Uygun'un arkadaşıdır." dedi.
Eşiyle 2003'te tanıştığını ve aynı yıl evlendiğini anlatan Gonca Batmaz, "Bezmialem Vakıf Üniversitesi'nde kadın doğum öğretim görevlisi olarak çalışırken, 17 Ağustos 2016'da çıkarılan KHK ile sözleşmem feshedildi. Eşimle görücü usulü tanıştım ve evlendim, 2 çocuğum var. 15 Temmuz'da kayınvalidemin akrabasının oğlunun kınası vardı. Kayınvalidem ve kayınbiraderim Şakir Batmaz'ın eşiyle kınaya gittim. Saat 22.30-23.00 sıralarında kınaya katılanlar, 'PKK saldırısı var, İstanbul'da olay varmış, köprüler kapatılmış.' dediler. Biz de kayınvalidemin evine geçtik." ifadelerini kullandı.
Batmaz, eşinin FETÖ'ye sempatisi olduğunu bilmediğini, örgüt adına faaliyet yürütüp yürütmediğini kendisiyle paylaşmadığını öne sürerek, ifadesine şöyle devam etti:
"Eşim, 2014'e kadar Kaynak Holding'de çalıştı. Akabinde Selami Özgür Tezcan ile emlak işi yapmaya başladılar. Şirket kurmak için de uğraşıyorlardı. Eşimin işleriyle ilgili herhangi bir faaliyetim ya da ortaklığım olmadı. Bank Asya'da hesabım varsa bunu muhtemelen eşim açtırmıştır. Ancak bu hesabı aktif olarak hiç kullanmadım. Ocak 2014'te aracımı satarak, aldığım 172 bin lirayı, eşim Bank Asya'ya yatırdı."
FETÖ/PDY içerisinde yer almadığını iddia eden Gonca Batmaz, şunları söyledi:
"Eşimin Kaynak Holding'deki görevi nedeniyle tutuklandığını düşünüyordum. Ancak Akıncı Üssü ve Adil Öksüz ile havaalanındaki görüntülerini görünce eşimin terör örgütüne üyelikten tutuklandığını medyadan öğrendim. Adil Öksüz'ü tanımıyorum, eşim ile irtibatı olup olmadığını bilmiyorum. Ancak Abdulhadi Yıldırım ile eşimin iş ilişkisi olduğunu hatırlıyorum. Suçsuzum."
İddianamede, Gülen'in talimatından sonra Bank Asya'ya para yatıran Gonca Batmaz'ın, FETÖ'nün tepe yöneticilerinden firari Abdullah Aymaz ile telefon görüşmelerinin tespit edildiği belirtildi.
"ÖKSÜZ VE BATMAZ'IN ARABALARINI KULLANMIŞ"
Sanık Rüştü Karakaya da iddianamede yer alan ifadesinde, hakkındaki suçlamaları reddederek, Öksüz ve Batmaz tarafından kullanıldığı tespit edilen araçlara ilişkin şu bilgileri verdi:
"Kemal Batmaz tarafından daha önce kullanıldığını öğrendiğim 34 ZD 2676 plakalı aracı, 25 Nisan 2016'da kullanıp kullanmadığımı hatırlamıyorum. Aynı şekilde Adil Öksüz tarafından kullanılan 34 SIR 49 plakalı aracı 17 Haziran 2012'de kullanıp kullanmadığımı hatırlamıyorum. 0505 661... numaralı hat bana ait değil. Bunun eşim Fatma Karakaya adına olup olmadığını bilmiyorum. Bu hatla FETÖ'nün üst düzey yöneticisi olan Abdülletif Tapkan ile görüşülüp görüşülmediğini bilmiyorum. Bu hattı kullanmadım. İstanbul Başakşehir'de yakalandığım ev, ikamet adresim değil. Arandığım için geçici olarak orada bulunuyordum. Bu evi tanımadığım biri aracılığıyla buldum. Evin FETÖ'nün evi olup olmadığı sorusuna cevap vermek istemiyorum. Bu evde ele geçen kira ve doğal gaz sözleşmesinde ismi geçen Batuhan Muhammet Ergin'i tanımıyorum. Evde ve üzerimde çıkan 27 bin 695 lira biriktirdiğim paradır. Evde çıkan bilgisayar ve diğer dijital malzemelerinin kime ait olduğunu, evin masraflarını kimin karşıladığını ve evde çıkan 6 anahtarın kime ait olduğunu bilmiyorum. Yakalandığım sırada telefonu sıfırlamaya çalışmadım."
Örgüt adına mahrem imamlık yapmadığını öne süren Karakaya, Öksüz, Batmaz ve Biniş ile Cağfer Sarıkaya, Ali Çingitaş, Cengiz Aktay ve Birol Kurubaş'ı tanımadığını iddia etti.
"VEFA GÖSTERİP SATIŞI KABUL ETTİM"
Sanık Cemal İbrahim Demirhisar da iddianamede yer alan ifadesinde, Gülen'i basından tanıdığını öne sürerek, oğlu Fatih Demirhisar'ın Kemal Batmaz aracılığıyla Mehmet Sungur ile tanışıp tıbbi cihazlar satan bir firmada çalıştığını, daha sonra buradan ayrılan oğlunun, Bank Asya'nın merkezinde borç takip biriminde görev yaptığını belirtti. Demirhisar, diğer oğlu Mehmet Demirhisar'ın Kara Havacılık Komutanlığı'nda kurmay yarbay rütbesiyle helikopter pilotu olduğunu, darbe girişiminden sonra tutuklandığını ve halen cezaevinde bulunduğunu, kızının ev hanımı, FETÖ kapsamında aranan damadının ise firari olduğunu anlattı.
İddianameye göre, Demirhisar, ikinci ifadesinde, Batmaz'ın, Beykoz'da sahibi olduğu evi kendisine "hacizden kurtulması gerektiğini" söyleyerek bedelsiz şekilde yasal takiplerden kurtulmak amacıyla devrettiğini anlattı. Demirhisar, "Tapuda devri yaparken satış bedeli olarak 120 bin lira bedel konuldu. Evi, ne zaman tekrar Batmaz'ın üzerine geçireceğimiz konusunda bir şey konuşmamıştık. Batmaz, oğlum Fatih'i şirketinde işe koyduğundan kendimi borçlu hissedip, vefa gösterip bu şekildeki muvazaalı satış teklifini kabul ettim." dedi.
Sanık Demirhisar, Batmaz'ın darbeci olduğunu darbe teşebbüsünden sonra basından öğrendiğini ancak korktuğu için aradan geçen zamanda resmi makamlara giderek Batmaz'ın evinin kendi üzerinde bulunduğunu beyan edemediğini ileri sürdü.
Devrin ardından da evi Batmaz'ın kullanmayı sürdürdüğünü ifade eden Demirhisar, şu bilgileri verdi:
"Kemal Batmaz'ın tutuklanmasından sonra eşi Gonca, 2 kez bize geldi. Evin anahtarını verdi. 'Bir süreliğine gelemeyeceğim, yolum uzak,' dedi. 'Evdeki çiçeklere bakarsın, evi havalandırırsın.' dedi. Ben de kabul ettim. Ancak hiçbir şekilde eve gitmedim. Ayrıca bu evin bulunduğu sitedeki güvenlikçiler bana 'Cemal Abi, senin bu ev sattığın adam Kemal Batmaz'a ne kadar çok misafir geliyor.' demişlerdi. Ancak gelen misafirlerin isimlerini tanımadıkları için söylememişlerdi. Bu evi daha önceki ifademde de söylediğim gibi evveliyatında 2009-2010 yıllarında Kemal Batmaz'a müteahhit adına satmıştım."
ÇOCUKLARININ İSMİNİ FETÖ ELEBAŞI KOYMUŞ
Sanık Mustafa Caymaz da ifadesinde, Gonca ve Kemal Batmaz'ın FETÖ aracılığıyla evlendiğini hatta Gonca ve Kemal Batmaz'ın kızlarının FETÖ'nün İstanbul'daki Sema Hastanesi'nde doğduğunu dile getirerek, "Gonca Batmaz bana, Kemal Batmaz'ın Amerika'yı arayarak Fetullah Gülen'le görüştüğünü, Gülen'in Kuran’da geçen üç ismi seçenek olarak sunduğunu, Kemal Batmaz'ın ise Esma ismini seçerek kızlarına koyduğunu anlatmıştı. Kızları Esma'nın isim babası Fetullah Gülen'dir ve Kemal Batmaz, kızına doğrudan telefonla görüşerek isim koyduracak kadar Fetullah Gülen ile irtibatlıdır." dedi.
Sanık Caymaz, "Kemal Batmaz bana, 'Bir seferindeyse İstanbul Mısır Çarşısı'na bir sebeple gittiğini, oradaki çok lüks bir mekanda mason ya da siyonist olduklarını belirten kişilerin önüne İncil ve yüklü miktarda para koyduklarını, kendilerinin yanına geçmesini istediklerini' anlatmıştı. Kendisinin kabul edip etmediğini söylememişti.” ifadelerini kullandı.
FETÖ'nün Akıncı Üssü'nde bulunan sivil imamlarından Harun Biniş'i televizyonda gördüğünü belirten Caymaz, Biniş'i, Kemal Batmaz'ın Kanlıca'daki evinde 20 Aralık 2015'te de gördüğünü ifade etti.
Caymaz, Aralık 2015'te Batmaz'ın evine gelerek, kendisine, "Ofisimi senin adına devretmek istiyorum." dediğini, kendisinin ise biraz düşünmek istediğini bildirdiğini anlattı.
Batmaz'ın birkaç gün sonra Kanlıca'daki evine giderek, bunu yapamayacağını söylediğini vurgulayan Caymaz, Batmaz'ın ise kendisine, "Bu ofisi üzerine alacaksın. Almazsan senin torununu öldürürüm, senin ayaklarını yerden keserim. Ben sana elimi dahi sürmem. Bu işi Abdullah'a yaptırırım." dediğini aktardı. Torunuyla tehdit edildiği için Ataşehir'deki ofisi üzerine almayı kabul ettiğini söyleyen Caymaz, Batmaz'ın 25 Aralık 2015'te siyah renkli bir otomobille kendisini evinden alarak, önce Ataşehir'deki Bank Asya'ya, ardından notere gittiklerini ve işlemleri tamamladıklarını belirtti.
Gonca Batmaz'ın, 9 Aralık 2016'da evine gelerek, kendisi ve torununu Abdullah adlı kişiye öldürtmekle tehdit ettiğini savunan Caymaz, Gonca Batmaz'ın ofisin tapusunu alması için kendisine 3 bin 500 dolar verdiğini bildirdi. Caymaz, "Ben de parayı banka hesabıma yatırdım ve hala burada durmaktadır." bilgisini verdi.
FETÖ ile bağlantısı olmadığını ileri süren Caymaz, "Kemal Batmaz beni tehdit ederek kullanmıştır. Gonca ve Kemal Batmaz'ın vatan haini olduklarından adım gibi eminim. İkisi de FETÖ ile üst düzey bağlantılıdır. Onları tanıdığıma çok pişmanım. Gonca Batmaz'a verdiğim emekleri helal etmiyorum." beyanında bulundu.
KOD ADI "MAZHAR"
İddianamede, sanık Rüştü Karakaya'nın, Özkan Düzkaya adına kayıtlı olan ve Kemal Batmaz tarafından kullanılan otomobili 25 Nisan 2016'da, yine FETÖ yöneticisi Adil Öksüz'ün kullandığı 34 SIR 49 plakalı aracı 17 Haziran 2012'de kullandığı, 31 Aralık 2013 ile 24 Aralık 2014 arasında Bank Asya hesabında 64 bin 356 lira artış yaşandığı, gizli tanık "Toprak"ın beyanına göre FETÖ'nün Hava Kuvvetleri İstanbul bölgesi astsubay yapılanmasından sorumlu "mahrem imam" olduğu ve "Mazhar" kod adıyla bilindiği belirtildi.
Karakaya'nın, kullanmış olduğu operasyonel hattan FETÖ yöneticileri Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Harun Biniş, Muhammet Emin Yıldız, Ertuğrul Mescioğlu, Birol Kurubaş, Ali Cingitaş, Cengiz Aktay, Cağfer Sarıkaya, Ahmet Numan Akpınar ile görüştüğünün tespit edildiği anlatılan iddianamede, sanığın yaklaşık 9 ay boyunca arandığı, en son İstanbul Başakşehir'deki örgüt evinde 3 Mart 2018'de 27 bin 695 lira ile yakalandığı, bu esnada cep telefonunu sıfırlamaya çalıştığı kaydedildi.