Güncelleme Tarihi:
Üsküdar’da bir cadde. Darbe karşıtı tek başına caddenin ortasında. Üzerine gelen tankın karşısına çıkıyor.. Ellerini kaldırarak ilerlemesine engel olmaya çalışıyor.. Bunu başarmak için kendini tankın önüne bırakıveriyor. Tank aniden durduğunda direnişçi tankın altında. Çok kısa bir duraksamadan sonra yeniden ilerleyen tankın altından sapa sağlam çıkıyor; ayağa kalkıyor; tereddüt etmeden ikinci tankın karşısına dikiliyor.
İKİNCİ KEZ TANKIN KARŞISINA ÇIKTI
Darbe karşıtı yine ellerini kaldırıyor. Tankı durdurmaya çalışıyor ama bu tankı kullanan tereddütsüz ilerliyor. Kendini ikinci kez bir tankın önünde yere bırakan darbe karşıtı bu tankın da altında kalıyor ama bu kez ayağa kalkamıyor. Tank ilerledikten sonra başını yukarıya doğru kaldırdığı görülüyor. Belli ki yaşıyor, ama ayağa kalkamayacak derecede yaralı. Bu sırada caddede olaya tanık olanlar koşarak olay yerine geliyor.
O ANLARI ANLATTI
Üsküdar'da art arda 2 tankın önüne yatarak onları durdurmaya çalışan 34 yaşındaki Sabri Ünal tedavisinin sürdüğü hastane odasında DHA'ya konuştu.
"Bu Kahramanlık öyküsünün gerçek sahibi 200 tane şehidimiz 1090 tane veya daha fazla yaralanan vatandaşlarımızdır, ben sadece 1 dakikalık bir eylemle katkıda bulunabildim" diyen Ünal, "O gece Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım açıklamayı yapar yapmaz kardeşlerimle birlikte evden çıktık ve en yakın eylem yapabileceğimiz yere gitmeye çalıştık. Lakin ulaşım tamamen durduğu için gidemedik. Ben Pendik'te oturuyorum ve Pendik'ten yola çıktım ilk önce Kartal Köprüsü'nde ilk eylemimizi gerçekleştirebildik; ama tek başımaydım bir manga asker vardı bir de askerlerin komutanı vardı. Yapabileceğim tek şey komutanı çağırmak yapabileceğim tek şey bu yaptıklarının tamamen hukuksuz olduğunu söylemek. EMASYA protokolünün en az 4 sene önce iptal edildiğini askerlere de bire bir olarak anlattım kendilerine verilen emirlere uymamalarını bu yaptıklarının anayasal ve yasal olarak suç olduğunu söyledim" dedi.
"TANKLARA TAŞLARI ATTIM VE DUR İŞARETİ YAPTIM"
Sabri Ünal sözlerini şöyle sürdürdü:
"Komutan daha sonra bana kim olduğumu ve bana hakarette bulundu. Ben de komutana biber gazıyla karşılık verdim 2 defa. Daha sonra baktım kimse yok ve en yakın eylem yapabileceğim yere köprüye doğru gitmeye çalıştım. Yoldayken Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklaması geldi. 12.30 gibiydi... Daha sonra yollar daha da kalabalıklaşmaya başladı. Üsküdar'a varmamız bir buçuğu buldu. Bir buçukta köprüye ulaşabilmek için Bağlarbaşın'dan yukarı doğru çıkıyordum. O arada elimde 3 tane taş vardı belki bir köpek gelir atarız diye. O arada tankların ateş ederek geldiği söylendi. Ben ateş sesi duymadım; ama elimden gelen tek şey 3 tane taşla tanka karşılık vermekti. Tanklara taşları attım ve dur işareti yaptım. Lakin tank durmadı beni ezeceğini anlayınca tankın orta kısmına yattım. Allaha şükür ilk tanktan kurtuldum lakin kafamı kaldırdım yani ilk önce tank üstümde duraksadı ezip ezmediğine belki bir Vicdan'ı kontrol yaptı sonra bastı gitti bende ayağa kalktım.
"DOKTOR DİRSEĞİMİN DAĞILDIĞINI SÖYLEDİ"
O arada ikinci tank geldi. İkinci tank gelince sağa kaçmaya çalıştım kaçamayacağımı anlayınca tekrar tankın ortasına yatmaya çalıştım; lakin tank kolumun üzerinden geçti. Buradan şehitlerimize ve gazilerimize Allah'tan dua ve şifa talep ediyorum.
Kolumun durumu ödem olduğu için kask ve sinirlere operasyon yapamıyorlar. Az önce gelen doktor dirseğimin dağıldığını söyledi. Muhtemelen düzelemeyeceğimi söyledi.
Bizim bildiğimiz bu kadar; ama Allah bir kapı açmıştır mutlaka devletimizin başka bir kurumunda bunun tedavisini yapacaklardır. Yazılımla uğraşıyorum, ilahiyat mezunuyum. Savunma ve havacılık konusunda meraklıyımdır. Sayın Cumhurbaşkanımızı Allah korudu. 15 dakika olmasaydı hepimiz şu an felaketin içindeydik. O Şehitler olmasaydı belki… O Görüntülerde bir eksik var beni hastaneye götüren araç o araçtaki arkadaşlar lütfen bana ulaşsınlar. Beni ilk hastaneye götürdüklerinde şu an adını açıklamak istemediğim hastane beni almadı. Özel bir hastane beni almadı ve arkadaşları silahla öldürmekle tehdit etti O arkadaşlar lütfen bize ulaşsın."