Güncelleme Tarihi:
Devrilen Suriye rejiminin, muhalifleri alıkoyduğu Savunma Bakanlığı’na bağlı hapishanelerde on binlerce kişiye yıllarca işkence ettiği ortaya çıktı. Kötü şöhretiyle bilinen Sednaya Hapishanesi’nin yanı sıra onlarca hapishane ve işkence merkezleri bulundu. Bunlardan biri de Mezze Askeri Havalimanı’nda yer alan Askeri İstihbarat Servisi’nin kontrolündeki cezaevi. Bugüne kadar varlığı bile bilinmeyen, gizli tutulan isimsiz cezaevine “431” kodu verilmiş.
ESİR KAMPLARINDAN BETER
Suriye rejimi, önemli muhalif isimleri burada tutmuş. Kadın ve erkek mahkûmların kaldığı iki ayrı bölümden oluşan cezaevine girdiğimizde insanlık dışı bir manzara bizi karşıladı. Tek kişilik hücrelerde 3-4 kişi, 20 kişilik koğuşlarda ise 60 kişinin tutulduğu cezaevinde, mahkûmlar yere serdikleri battaniyelerde üst üste kalmış. Demir kapılar ve parmaklılarla kapatılan hücreler, esir kamplarından bile daha korkunç...
MAHİR’İN İŞKENCEHANESİ
Beşşar Esad’ın kardeşi Mahir Esad’ın komuta ettiği 4’ücü bölüğe bağlı cezaevinde, 700 siyasi ve muhalif mahkûm tutuluyordu. HTŞ’nin başını çektiği silahlı grupların Şam’da kontrolü sağlamasından sonra cezaevinin kapıları açıldı. Serbest kalan mahkûmlar, ad-soyadları yerine kod numaralarıyla cezaevinde tutulmuş. Cezaevinde “614” kod numarasıyla 7 ay tutuklu kalan Mahmut Abdülbaki Muhammet ile cezaevine girdik, kaldığı hücreyi gezdik.
Muhammet bu korkunç hapishanede geçirdiği kâbus dolu günleri anlatırken hâlâ yaşadıklarının etkisindeydi: “Tek kişilik hücrede 4 kişi, 20 kişilik hücrede ise 60 mahkûm kalıyorduk. Günde 20 kişiye 1.5 kilo patates verilirdi. Haftada sadece 10 dakika havalandırma izni olurdu. Keyfi olarak mahkûmları alıp işkence odalarında eziyet ediyorlardı. Kadın mahkûmlara söyleyemeyeceğim kadar kötü şeyler yapılıyordu. Zulüm bitti, özgürlük geldi” dedi.
‘ÖLÜM BİZE KURTULUŞTU’
Muhammet serbest kaldığı günü ise şöyle anlattı: “Hücrelerin, koğuşların kapısı açıldığında bizi kurşuna dizecekler diye düşündük. ‘Esad kaçtı, özgürsünüz’ sesini duyunca birbirimize sarılıp ağladık. Esad demek zulüm demek, işkence, demek. Biz burada ölmeyi kurtuluş olarak görüyorduk.”
SOKAĞA ÇIKMA YASAĞI BİTTİ
Başkent Şam’da kontrolün sağlanmasının ardından, hırsızlık, yağma, kamu malların korunması amacıyla akşam 16.00 ile sabah 05.00 arasında sokağa çıkma yasağı uygulanıyordu. Bu yasak bitti, kentteki lokantalar, kafeler, işyerleri akşam da hizmet vermeye başladı. Suriyeliler, akşam saatlerinde araçlarıyla konvoylar oluşturarak, kutlama turları yaptı. Gönüllü gençler sokakları temizlemeye başladı. Bir araya gelen gönüllüler, başta meydan ve sokaklar olmak üzere çevredeki çöpleri topladı, sokakları süpürdü.