Güncelleme Tarihi:
Danıştay Başsavcısı ile birlikte 4, 5, 11, 12 ve 13. Daire başkanlıkları için yapılan seçimlerinden aylarca sonuç alınamamıştı. Bunun nedeni oyların Danıştay’daki sosyal demokrat eğilimli üyeler ile ülkücü ve muhafazakârların ve ayrıca cemaatçi çizgideki üyeler arasında dağılıp tek bir adaya yönelmemesiydi. Bu kördüğümün ilk düğümü, iki hafta önce sosyal demokrat kanadın ülkücü-muhafazakâr kanadın desteğini almasıyla çözülmüş, 11. Daire Başkanlığı’na sosyal demokrat eğilimiyle bilinen Cem Erbük seçilmişti.
ANKARA KULİSİ HAREKETLENDİRDİ
Ankara Kulisi’nin bu konuyu gündeme taşımasından sonra geride bıraktığımız hafta Danıştay’daki seçimlerde gözle görülür bir hareketlilik yaşandı. Geçen perşembe günü Başsavcılık ve 2 daire başkanlığı seçimi daha sonuçlandı. Ancak bu kez sandıkta muhafazakâr kanat ön plana çıktı. Danıştay Başsavcılığı’na Halil Yılmaz, 12. Daire Başkanlığı’na İrfan Eroğlu, 13. Daire Başkanlığı’na ise Nevzat Özgür seçildi. Başsavcı Mehmet Rıza Ünlüçay’ın 27 Ekim 2015’te yaş haddinden emekliye ayrılmasıyla boşalan Başsavcılığa seçilen Yılmaz, İçişleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanı iken 2011 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Danıştay’a seçilmişti.
Danıştay kulislerine göre 2014 sonundaki Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimlerinden zaferle çıkan, ülkücü, sol ve hükümete yakın muhafazakârlardan oluşan Yargıda Birlik Derneği’nin (YBD) desteklediği Yılmaz’a sol kanattan bazı kıdemli üyelerle ülkücü-muhafazakâr kanat da oy verdi ve böylece gerekli olan 98 sayısı aşıldı. Benzer bir durumun 12 ve 13. Daire başkanlığı seçimlerinde de yaşandığı öğrenildi.
Danıştay kulislerine yansıyanlara bakılırsa, Danıştay’dan dışarı yansıyan “tıkanan yargı” görüntüsü seçimde yaşanan kilitlenmenin aşılmasındaki en önemli faktör oldu.