Danıştay saldırısının hedefi Cumhuriyet

Danıştay'a yapılan saldırının birinci yıldönümünde hayatını kaybeden Yücel Özbilgin anıldı. Törende konuşan Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu bu düzeyde bir saldırının niteliği açısından bir ilk olduğunu söyledi. Yüksek yargıya yapılan en büyük saldırı olduğunu söyleyen Çörtoğlu, sadırının hedefinin cumhuriyet ve Türk ulusu olduğunu söyledi.

Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, “Bu olay cumhuriyetle barışık olmayan, laik devlet düzenini özümsemeyen ve ülkemizin temel kurum ve kuruluşlarını hedef alan zihniyete karşı her zaman dikkatli olunması gerektiğini en acı şekilde bize hatırlatmıştır” dedi. Çörtoğlu, bu tür eylemlerin kendilerini Atatürk'ün aydınlık yolundan ayıramayacağını vurguladı.

Törende konuşan Çörtoğlu, Özbilgin'in 30 Eylül 1999'da Cumhurbaşkanı tarafından Danıştay üyeliğine seçildiğini, iki yıl süreyle Danıştay Genel Sekreterliği görevini yürüttüğünü söyledi.

Özbilgin'in Danıştay üyesi olduğu andan itibaren uzun yıllar boyunca edindiği yöneticilik tecrübelerini yargıçlık mesleğiyle en iyi şekilde birleştirdiğini anlatan Çörtoğlu, Özbilgin'in hayatını kaybettiği ana kadar hukuka bağlı bir yüksek yargıç olarak “Türk Milleti adına” karar verdiğini söyledi.

Çörtoğlu, üstün sorumluluk duygusu içerisinde yüce Türk adaletine hizmet eden Özbilgin'i kendinini ve Yüce Türk Ulusu'nun unutmasının mümkün olmadığını ifade etti.

Sumru Çörtoğlu, Anayasa'dan aldığı yetkiyle Türk Milleti adına yargılama görevini yerine getirdiği sırada Danıştay 2. Dairesi'ne yapılan bu saldırının cumhuriyet tarihinde yüksek bir mahkemeye bu düzeyde yapılan ilk saldırı olma niteliği taşıdığını vurguladı.

“HEDEF TÜRKİYE CUMHURİYETİ VE TÜRK ULUSU”

Yargıya yönelik her türlü saldırının kamu düzeninin bütününe yönelik olduğuna işaret eden Çörtoğlu, şunları kaydetti:

“Bu nedenle Danıştay'a yapılan menfur saldırının hedefi Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Ulusu'dur. Bu olay cumhuriyetle barışık olmayan, laik devlet düzenini özümsemeyen ve ülkemizin temel kurum ve kuruluşlarını hedef alan zihniyete karşı her zaman dikkatli olunması gerektiğini en acı şekilde bize hatırlatmıştır.

Laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti varlığına kast edenlere hiçbir zaman boyun eğmemiştir. Hukukun üstünlüğünü devlet hayatının her alanında hakim kılmayı hedefleyen

Danıştay'da 17 Mayıs 2006 tarihinde mensubu Danıştay üyesi Mustafa

Yücel Özbilgin'i bu uğurda şehit vermiştir.

Laik cumhuriyeti tüm kazanımlarıyla yaşatmayı, hukuku yaşamın her alanında üstün kılmayı amaç edinen Danıştay için 17 Mayıs asla unutulmayacak bir gündür.”

Yargının Türk Milleti adına karar veren, bağımsız, tarafsız ve anayasal bir kurum olarak Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli temellerinden biri olduğunu vurgulayan Çörtoğlu, “Adalet dağıtma görevini Anayasa'ya, yasaya, hukuka ve vicdani kanaatlerine göre yerine getiren mensuplarımıza yönelik bu saldırı hedef ve irademizde en ufak bir değişikliğe yol açmamıştır. Bilakis üstlendikleri görevin önemi ve yüceliğinin bilincinde olan mensuplarımız bugün dünden daha kararlı ve azimli olarak adaletin tesisi için çalışmaktadırlar” diye konuştu.

“DAHA CİDDİ GÜVENLİK TEDBİRLERİ”

Çörtoğlu, bu menfur olayı hukuka saygılı devlet anlayışını korumayı ilke edinen milletin laik cumhuriyete ve onun bağımsız yargısına sahip çıkma ve tehlikelere karşı her zaman uyanık olma gerekliliğinin bir işareti olarak gördüklerini dile getirdi.

Böyle eylemlerle karşı karşıya kalınmaması için daha ciddi güvenlik tedbirlerinin alınmasının gerekliliğine işaret eden Çörtoğlu, “Bu tür olayların her yönüyle aydınlığa kavuşturulmasının gerektiği de kuşkusuzdur” dedi.

Saldırıyla ilgili halen devam eden yargılama sürecini ilgiyle takip edip, çalışmalara izleyici olarak katılan meslek mensupları, hakim ve savcılar ile idari personelin sahiplenme duygusunu Danıştay için güven ve kurum bilinci açısından önemli gördüklerini belirten Çörtoğlu, aynı ilginin basın ve yayın kuruluşları tarafından da devamlılık arz edecek şekilde gösterilmesini beklediklerini kaydetti.

Çörtoğlu, Özbilgin'in cenaze törenine katılarak üzüntülerini paylaşan, kendileriyle birlikte Anıtkabir'i ziyaret ederek saldırıyı kınayan başta duyarlı vatandaşlar olmak üzere sivil toplum örgütlerinin, hukukçuların, akademisyenlerin, sivil ve askeri devlet erkanının yargıya sahip çıkmalarını ve toplumsal tepkilerini yasal zeminde açık ve net bir şekilde ortaya koymalarını önemli bulduklarını söyledi. Sumru Çörtoğlu, bunu, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesinin teminatı olarak gördüklerini vurguladı.

Yargı şehidi Özbilgin anısına bir köşe oluşturulması, Danıştay'ın bir birimine adının verilmesi, saldırının yıl dönümünde tören yapılması gibi konuları Danıştay Başkanlar Kurulu'nun öncelikli gündem maddeleri arasına aldıklarını anlatan Çörtoğlu, kurulun 15 Aralık 2006'da aldığı kararla bu konuları yaşama geçirmeye başladıklarını belirtti.

Çörtoğlu, bu kapsamda, saldırının “çağdaş ve aydın cumhuriyeti hedef almış olması gerçeğinden hareketle aydınlanmanın, aklın ve bilimin esas alındığı yer olma niteliği” göz önünde bulundurularak Danıştay Kütüphanesi'ne Mustafa Yücel Özbilgin'in isminin verildiğini kaydetti.

Hizmet Binası'nın girişinde bir anı köşesi oluşturulduğunu söyleyen Çörtoğlu, menfur olayı anlatan ve bununla ilgili değer ve hassasiyetleri yansıtan bir panonun da hazırlandığını bildirdi.

Çörtoğlu, bugün ilkini düzenledikleri “17 Mayıs törenlerinin” kurumsallaştırılması ve devamlılığının sağlanmasına yönelik ilk adımı attıklarını anlattı.

Gelecek yıllarda yapılacak 17 Mayıs törenlerinde Özbilgin anısına hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi konularında ödüllü yarışma düzenlenmesi, anı kitabı hazırlanması, sempozyum yapılması gibi projeler planladıklarını belirten Çörtoğlu, gerekli koşulların oluşması halinde Uluslararası Atatürk Barış Ödülü'ne veya diğer organizasyonlara aday gösterilmesi gibi girişimlerde bulunacaklarını ifade etti. Çörtoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

“Danıştay'ı ve onun çalışanlarını koruyup yüceltecek en büyük güç hakka ve hukuka saygılı Türk Milleti'nin kendisidir. Cumhuriyetimizin kazanımlarının teminatı olan Danıştay'a ve yargımıza sahip çıkılarak onun yüceltilmesi herkesin görevi olmalıdır.

Ortak hedef ve görevi kutsal adaletin dağıtımının yanı sıra cumhuriyetimizin temel niteliklerini korumak ve hukuk devleti ilkesini gerçekleştirmek olan bağımsız Türk yargısına karşı yapılan bu ve benzeri saldırı ve eylemler bizleri görev ve sorumluluğumuzu yerine getirmekten asla alıkoyamayacak, yüce önderimizin Atatürk'ün aydınlık yolundan ayıramayacaktır.”