Güncelleme Tarihi:
Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukcu, Gezi Parkı eylemleri, polisin orantısız güç kullanması, Danıştay’ın türbanlı avukat kararıyla ilgili son basın toplantısında son derece ilginç açıklamalarda bulundu. Medyaya teşekkür eden ve haklarını helal etmelerini isteyen Karakullukcu, Gezi Parkı’nın halka sorulmasıyla ilgili “Bunu referandum olarak algılayamıyorum. Daha çok kamunun istek ve arzusunu ortaya çıkarmak için yapılan bir oylama. Bu yargı kararının önüne geçemez. Hukuk devleti deyince yargı kararı esastır” dedi. Karakullukcu, polisin orantısız güç kullanmasına, fişlemeye, dinlemeye, özel hayata müdahaleye karşı olduğunu da söyledi.
SİYASETE GİRMEYİ DÜŞÜNMÜYORUM
“İhtirasım yok, siyasete girmeyi düşünmüyorum” açıklaması yapan “Şeffahlıktan yanayım. Biraz açıklık dedim odam Gezi Parkı’na döndü” diye espri yaptı. Bugün yaş haddinden emekliye ayrılacak Karakullukcu’nun satırbaşları ile şöyle dedi:
MERAK ETMEYİN KARAR UYGULANIR
“Gezi Parkı’na ilişkin yargı kararları mutlaka uygulanacaktır. Daha yürütmenin durdurulması kararı tebliğ edileli on gün oldu. Bir aylık süre içinde mutlaka uygulanır. Merak etmeyin yürütme organımız bu konuda hassastır. Böyle bir niyeti de olacağını ben şahsen düşünmüyorum. Yargı kararlarına hepimiz uygulaması gerekir. Yargının dediğinin olmasına ihtiyaç var. Çünkü hukuk devleti bunu yapıyor.
VANDALİZM HAK DEĞİLDİR
Demokratik hakları aramak hakkı da bir haktır. Ama aramanın bir şekli bir biçimi vardır. ‘Demokratik hakkımdır bağırırım çağırırım, burayı yıkarım’ diye bir hak yoktur. Ama siz demokrasinin verdiği imkanları bir başkasına zarar vermediğiniz, kendi haklarınızı kullanma şekli vardır. Kamu düzenini bozmamak adına nasıl kullanılacağı bellidir. Yürümek mi istiyorsunuz, bağırmak mı istiyorsunuz evet bağırın kardeşim, ama belli zamanda belli yolda kimseyi rahatsız etmeden kimseyi darp etmeden kimseyle karşı karşıya gelmeden, bu sizin en tabii hak ve özgürlüklerinizdir. Gelip camı çerçeveyi indirdiğiniz zaman, işte bunun adı demokrasiden uzaklaşmak olur. Hak ararken haksız durumu düşüyorsunuz işi vandalizme getiriyorsunuz. Vandalizm hiç kimsenin tasvip edecek olduğu bir hak değildir. Demokratik bir hak da değildir. Ufak tefek taşkınlıklar anlaşılabilir belki. Daha ileri boyutları anlamak mümkün değildir.
GEZİ PARKINDA İLK EYLEMLER MASUMANE
Gezi Parkı’nda ilk eylemleri gerçekleştirenler masumuane şekilde bu istek ve arzularını, ağaç kavramlarını fikir bazında ifade etmelerini doğrudur. Ben bunları düşünce bazında derim ki ‘ne güzel benim vatandaşım hakkını da korumasını biliyor. Gerektiğinde kamu menfaati içinde veya kendi hakkı için bir araya gelebiliyor’. Ama bunun dışında bunu alet edinip de bunu fırsat bilip de trafiği aksat , camı çerçeveyi indir esnafı mağdur et, ekonomiyi allak bullak et, böyle bir hak olmaz.
POLİSTE İNSAN AMA
Polisle beraber karşı karşıya geliniyor. Şimdi polis de bir insan. 63 saat adam uykusuz eve gidememiş, saçı sakalı uzamamış. Psikolojisi bozuk ortamın içinde olabilir. Ne istiyoruz. Biz polis burada dikilsin taşı yesin kafasına ne gaz kullansın ne su sıksın. Böyle bir dursun denilebilir mi. Tabi orantılı güç kullanmak esastır. Ama hukuk devleti içinde devletin mutlaka hakimi savcısı vardır. Devletin kendisi polis devleti olamaz.
KURAL TANIMAZ MİLLETİZ
Teneke, tencere çalabilirsiniz ama bunun zamanı ve mekanı olması lazım. Şimdi bu benim hakkım diye tak tak protesto ediyorsunuz. Ama belki sizin hastanız vardır. Yarın işe gideceksiniz. Siz hakkını kullandığınız ifade ederken belki benim hakkımı gasp ediyorsunuz. Ama Vandalizm başkasına tecavüz etmeksizin kullanılır. Başkasının hakkına tecavüz etmeksizin kullanılır. Yoksa masumane şekilde yürümüşsünüz tabi hiç polis olmasın, niye müdahale etsin ki gelip vatandaşa gaz sıksın. Kesinlikle karşıyım gelsin yürüsün. Ama nerde yürüyeceksin, kamu düzeni hakkını belli yerlerde ara diyor. Zaten millet olarak da kural tanımayan bir milletiz. Bir daralma geliyor, en başta bana geliyor daralma.
GENÇ KIZI SAÇINDAN SÜRÜKLE OLMAZ POLİS DEVLETİ OLUR
Orantısız güce kesinlikle karşıyım. Polisin böyle bir yetkisi yok ki. Demek ki bir hata var. Vatandaşın kendisi değil yargı karar verecek. Varsa bunlar araştırılacak incelenecek. Hakkını silah kullanma şekil ve şartlarını gaz bombası kullanmanın şekil ve şartlarını ihlal ettin öyle ağır ki disiplin tüzükleri, inan ki öteye git dese inan ki meslekten ihraç ediliyor. 63 saat 70 saat uymayan adam belki psikolojik bozukluk nedeniyle kendisine zarar verdiği gibi her tarafa da zarar verebiliyor. Orantısız güce kesinlikle karşıyım. Böyle bir şey olmaz, o zaman onun adı hukuk devleti değil polis devleti olur. Ama bizde çok tahrik etmemiz lazım. Parkta bulunan vatandaşlara masumane kişilere kamu gücünün gösterilmesi çok şık değildir. Orada ne yapıyor vatandaş ağacın kesilmesini istemiyor. Fikrini açıklamak istiyor müsaade et açıklasın ama ondan sonraki olaylarda, polisin kamu gücünü behamal gösterilmesi ben yaparım ederim ben gücüm. Güçsün de bunu herkes de biliyor. Ama bunun bir kullanma şekli var. Kesinlikle orantısız güce karşıyım. İzmir de üç tane kız oturuyor, üç tane oturuyor gelip de oturan vatandaşa saçında tut sürükle var mı böyle bir şey. Ondan sonra da adını hukuk devleti koy, olmaz. Bunlara karşıyız.
HUKUK TABİRİYLE REFERANDUM OTURMAZ
Referandum olarak ben bunu algılamıyorum. Daha çok o bölgede kamunun istek ve arzusunu meydana çıkartmak. Referandum ağaçların kesilmesi uygun diye bir karar çıktı. Yargının kararı aksi yönde olursa, yargı esastır. Bir idari karar hangi şekilde olursa olsun, yargı kararında ileri yargı kararında etkin olması söz konusu değil. Belediye Kanun’urda buna benzer hüküm var. Belediyelerin bir kamuoyu yoklaması yapma yetkisi var. Referandum ayrı bir şey. Ama zemini var hukuksal olarak.
TÜRBAN AVUKATIN NE MAHSURU VAR
Bizim kararımız avukata türbanlı kimlik verilmesi konusundaydı. Ancak gerekçesi nedeniyle de türbanlı duruşmalara girilebilir şeklinde de yorumlandı. Sanki irtica hortluyor, insanları özgür bırakın, nasıl kendini ifade ediyorsa etsin. Kararlarda bir sorun yok. Artık bu tartışma ortadan kalksın bırakın savunsun. Avukatların türbanla icrayı sanat etmesinde ne mahsur var. Karar gayet net gayette gerekçeli buluyoruz.
MİT FİŞLEMESİNE KARŞIYIM
Birinin fişlenmesi hepimizi rahatsız eder. Benim özel hayatım. Beni takip edebilirsin telefonlarımı dinleyebilirsin. Zaten dinleniyor sizinkiler de dinleniliyor merak etmeyin. Siz derken herkes demek istedim. Böyle bir şey olamaz. Hukuksuzdur kişi hak ve özgürlüklerine aykırıdır. Fişlemeden yargılanan bir sürü kamu görevlisi var. Ama böyle bir şey hukuki değildir. Hukuki olmayan her şeyi reddediyorum.
ÖZEL HAYAT MÜDAHALEYE KESİNLİKLE KARŞIYIM
Sadece ağaç meselesi değil. Şimdi sadece ağaç meselesi değil. Hepimiz biliyoruz. Demek ki bir birikim var. Demek ki bir rahatsızlık var. İnsanların bir şekilde yönetimden uygulamadan rahatsızlıklarını masumane bir şekilde dile getirmelerinde bir sakınca yoktur. Ama nizam içinde olması gerekiyor. Gösterilen mekanda gösterilen zamanda olması lazım. özel hayata müdahaleye kesinlikle karşıyım. Ama sen onu dinle bunu dinle, yahutta gel yatak odasına gir, hangi hakla giriyorsun. Yapılıyorsa hukuksuzdur, karşısındayız.
BÜLENT BEY BALIK TUTARIZ DEDİ
Köylülük adamdan çıkmıyor. Ben halktan gelen bir adamım. Öyle bir ihtiraslarım hayatım boyunca olmadı. Kendim için bir şey istemedim. Bülent (Arınç) bey üç dönemden fazla onların da bitiyor. Parti tüzüğüne göre, espiri olarak konuşalım. Bülent bey dedi ki’ ayrılıyorsun benim de bir buçuk yılım falan kaldı. Balık tutarız sayın başkan’ dedi. Bende dedim ki’ balık tutma zamanım değil. Sen tutarsın. Bende zaten kendime söyledim’ dedi. Ben Karadenizliyim, ama balık tutmasını bilmem.