Danimarka Kraliçesi: Türkiye İslamofobi ile mücadelede önemli rol oynayabilir

Türkiye ile Danimarka arasındaki ilişkiler, son yıllarda önce Roj TV, ardından da karikatür krizleri ile gerilmişti. Ancak karikatür krizinin tekrarlanmaması, Roj TV konusunda ise Danimarka Yüksek Mahkemesi'nin verdiği lisans iptaliyle birlikte, Ankara ile Kopenhag arasındaki ilişkiler de düzeldi. İki ülke arasındaki yakınlaşmada son nokta ise, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül ile birlikte yaklaşık iki hafta sonra Kopenhag'a yapacağı "devlet ziyareti" ile koyulacak.

Türkiye'den Danimarka'ya cumhurbaşkanı düzeyinde tarihte ilk kez yapılacak ziyarette Gül çiftini Kopenhag'da Danimarka Kraliçesi Margrethe II ve eşi Prens Henrik ağırlayacaklar. Kraliyet çifti, Türkiye Cumhurbaşkanı’nın ziyaretinden önce, Hürriyet'e konuştu.

Kraliçe Margrethe'nin verdiği en çarpıcı mesaj, Türkiye'nin Avrupa'da son dönemde artan İslamofobi ile mücadelesi konusunda oldu. Kraliçe, "Türkiye'nin bu konuda rol oynamak üzere büyük bir fırsatı olduğuna inanıyorum. Çünkü Türkiye, çok farklı medeniyetleri içeren geniş bir coğrafyaya sahip. Bu medeniyetler sayesinde, insanların birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlama potansiyeline sahip" dedi.

Eşi Prens Henrik ise Türkiye topraklarında daha önce Roma İmparatorluğu'nun bulunduğunu vurgulayarak şöyle konuştu:

"Türkiye, coğrafi olarak İslam Dünyası ile Avrupa dünyasının ortasında. Bu da, Türkiye'yi bu konuda rol oynama olasılığının merkezine yerleştiriyor. Bu çok önemli. Ayrıca, tarih boyunca hep Müslüman değildiniz. Roma İmpartorluğu'nun merkezindeydiniz. Constantinople, İstanbul o dönemin medeni dünyasının başkentiydi. Constantinople'in imparatoru Hıristiyandı. Dünyanın en uzun süre yaşayan Hıristiyan İmparatorluğu Türkiye toprakları üzerindeydi. Bu çok önemli."

"CUMHURBAŞKANI GÜL'Ü SABIRSIZLIKLA BEKLİYORUZ"
Kraliçe Margrathe, Cumhurbaşkanı Gül ve eşini Danimarka'da ağırlamayı "sabırsızlıkla beklediklerini" kaydederek, "İki ülke arasındaki devlet ziyaretleri her zaman, her zaman iyi ilişkilerin altını çizer. İki halk arasındaki dostluğu vurgular" dedi. Kraliçe, ziyaret sırasında özellikle iki ülke arasındaki ticaretin ele alınacağını vurguladı.

"TÜRKLER BİZE YENİ SEBZELER ÖĞRETTİ..."
Danimarka'da yaşayan Türklerin ülkeye çok iyi entegre olduklarını anlatan Kraliçe, şöyle konuştu:
"Türkler söz konusu olduğunda benim için en güzel şeylerden biri, bize farklı sebzeler yemeyi öğretmeleri; bizim bilmediğimiz meyveler, sebzeler."

"BAKLAVAYA BAYILIYORUM..."
Tüm dünyada çok iyi bir mutfak şefi olarak tanınan, yemek kitapları olan Prens Henrik de, "Türk yemeği pişirmeyi bilmiyorum. Ama yemeyi çok seviyorum. Çok rafine. Özellikle pirinçle pişirilen yemekler çok lezzetli. Tüm pastalar, özellikle de lokum ve baklava" dedi.
"BALAYIMIZDA TÜRKİYE'DEYDİK. MUHTEŞEMDİ..."
1967'de evlenen Kraliçe ve Prens, balayını Türkiye'de geçirmiş. "Balayımız olduğundan, bizim açımızdan çok özel ve kişisel bir ziyaretti" diyen Kraliçe Margrethe, “Bizim açımızdan, bir çift olarak, karı-koca olarak ilk gezi olması büyük bir zevkti. Muhteşemdi. Kıyıları gezerek başladık" dedi.
Bu aşamada söze giren Prens Henrik ise Türkiye'ye balayı ziyaretinin ayrıntılarını paylaştı:

"Kuşadası'yla başladık. Sonra Antalya'ya gittik. Arada her limanda durduk. Marmaris'e gittik."

KRALİÇE'YE EVLENME TEKLİF ETMEK...
Prens Henrik, Fransız asıllı soylu bir aileden geliyor. Ancak buna rağmen dönemin Danimarka Veliaht Prensesi olan Margrethe'ye evlenme teklif etmekte zorlandığını şöyle anlattı:
"Bu soruyu sormak her zaman zordur. Ancak modern zamanlarda, artık eski zamanlarda olduğu kadar resmi değil bu işler" dedi.

"KADIN, SADECE ANNELİK ÜZERİNDEN TANIMLANAMAZ...."
Kraliçe Margrethe, kadın hakları ve kadına şiddet konusundaki sorulara ise, "Dünya nüfusunun yarısı çocuk taşıyıp, doğurabiliyor, diğer yarısı taşıyamıyor. Kadın ve erkek arasındaki fark bu. Ama insanlar şunu anlamalı ki, insan olarak eşitiz" dedi. Kraliçe, "kadını sadece anneliği üzerinden tanımlamanın yanlış olduğunu" da söyledi.

"İSTERSENİZ SİYASİ SORU SORABİLİRSİNİZ AMA..."
Danimarka Kraliçesi Margrethe II, ülkesinin "devlet başkanı" sıfatını taşıyor. Ancak yasalar gereği, politik olarak "nötr" durmak zorunda. Dolayısıyla da, iç ya da dış politika konusunda, herhangi bir politika beyanatta bulunması mümkün değil.
Kraliyet çifti ile röportaj öncesinde, Danimarka Sarayı'nda Kraliçe'nin baş Mabeyincisi ile görüşme yapılıyor. Halen bu görevi yürütmekte olan ve büyükelçi unvanı da taşıyan Ove Ullerup, görüşmede bu konudaki uyarıyı çok net yaptı:

"Danimarka, her türlü sorunun sorulabileceği özgür bir ülke. Her soruyu Kraliyet çiftine sorabilirsiniz. Ancak yanıt alamazsınız..."

Kraliyet ailesi, "siyasi tarafsızlık" bozulmasın diye oy da kullanmıyor.

"BİR DAHAKİ CUMHURBAŞKANI ZİYARETİ, ANCAK TÜRKİYE'DE YÖNETİM SİSTEM DEĞİŞİRSE..."

1972 yılından bu yana tahtta bulunan Danimarka Kraliçesi Margrethe'nin bir özelliği de, bir ülkenin devlet başkanını sadece bir kez ağırlaması. Başmabeyinci Ullerup bu konudaki istisnanın, Danimarka Kraliçesi'nin daha önce ağırladığı bir ülkenin, yönetim sisteminin tamamen değişmesinde yapıldığını anlattı. Ullerup, buna örnek olarak komünist sistemden demokrasiye geçen Doğu Avrupa ülkelerini gösterdi.
Başmabeyinci, "Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den sonra bu göreve seçilecek herhangi birinin yeniden Danimarka'ya devlet ziyareti yapma şansı yok mu?" sorusunu ise, "Ancak Türkiye'de yönetim sistemi değişirse" diye yanıtladı.