Oluşturulma Tarihi: Şubat 17, 2003 00:00
ŞİŞE Cam Grubu'nun Genel Sekreteri Dr. Rüştü Bozkurt, KOBİ'ler (Küçük ve orta ölçekli işletmeler) konusunda uzmandır.Türkiye'deki organize sanayi bölgelerinin hemen tamamını avucunun içi gibi bilir.Rüştü Bozkurt'un aynı zamanda gazeteci kimliği de var. Geçmişte Günaydın Gazetesi'nin yerel yayınlarında görev alan Rüştü Bozkurt, uzun bir süredir Dünya Gazetesi'nde köşe yazıyor.Rüştü Bozkurt, Dünya Gazetesi'nin ‘‘Anadolu Konferansları’’nın önde gelen panelistlerinden.Bozkurt, geçenlerde Sıvas'ta Dünya Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Osman Saffet Arolat'ın yönettiği panelde Hint atasözünden esinlenip, izleyenlere koro halinde şu uygulamayı yaptırdı:‘‘Hep birlikte işaret parmağımızla karşıyı gösterelim. Başparmakları işaret parmağının üzerine yapıştıralım. Diğer üç parmağımız da avucumuzun içinden kendimize doğru baksın. Şimdi birlikte tekrarlayalım:İşaret parmağınla karşındakini suçlarken, üç parmağının kendine dönük olduğunu unutma.Kendine dönük üç parmağın, ‘dangalak kendine bak, dangalak kendine bak, dangalak kendine bak' diyor.Baş parmağımızı işaret parmağından ayırıp, yukarı doğru tutalım. Bu parmak da, ‘‘En yüksekte kendini görme, kaldır kafanı ileri bak’’ diyor.Yani, işlerinizle ilgili devleti ya da başkalarını suçlarken, kendi yanlışlarınızı da görmeyi unutmayın. Hep, ‘Ben en iyisini yapıyorum' diye düşünmeyin. Sizden daha iyi olanlardan ders almasını bilin.’’Rüştü Bozkurt'un ‘‘Anadolu Konferansları’’nda genelde örnek verdiği Hint atasözü, uygulamalı yapılınca, bazı izleyicileri rahatsız etti:‘‘Beyefendi sen kendimize ‘dangalak' dedirttin.’’Bozkurt, üzülen izleyicilere dönüp hatırlattı:‘‘Bakın ben kendime de ‘dangalak' dedim.’’Rüştü Bozkurt'a, ‘‘Böyle bozulanlar olunca uygulamalı Hint atasözü örneğinden vazgeçmeyi düşünüyor musun?’’ diye sordum, yanıtladı:‘‘Ben genelde bu örneği kullanırım. Bence toplumun hemen her kesiminde böyle düşünmeliyiz. Bana kızanlar olacaktır elbette, ama punduna getirip, kimseyi kırmamaya özen göstererek konuşmacı olduğum yerlerde ‘dangalak kendine bak' diyeceğim, dedirteceğim.’’Rüştü Hoca haklı... Arada bir durup, düşünüp, tekrarlanın yararı var:‘‘Dangalak kendine bak...’’Savaşa giren AKP sandıktan çıkar mıydıKENDİ ekibinden bir işadamı AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seçimden önce şöyle demişti: ‘‘Çok şanslısın Tayyip Bey... Medya sana türbandan, çocukların burs olayından başka şey sormuyor. Eğer ekonomi politikanız, Kıbrıs, Avrupa Birliği (AB) ve Irak konusunda programınızın ne olduğunu sorsalar, anlaşılan zorlanırsınız. Bu konularda sorgulanmadan seçime gidiyorsunuz. Bence şanslı ve avantajlısınız.’’Başbakan Abdullah Gül'ün eşi Hayrünisa Gül'ün Turan Yılmaz'a açıklamalarını okurken, AKP'ye yakın işadamının Tayyip Erdoğan'a söylediklerini hatırladım.Hayrünisa Gül'ün sözleri, Irak Savaşı yaklaştıkça AKP'nin paniklediğini ortaya koyuyor. Ne diyor Hayrünisa Gül:‘‘Savaş yüzünden eşimin gözüne uyku girmiyor. İslami kesim de, Sayın Deniz Baykal da elini vicdanına koyup düşünsün. Abdullah Bey'in savaş isteyebileceği nasıl düşünülür.’’Hayrünisa Gül, ayrıca eşine söylediklerini aktarıyor: ‘‘Allah bizi imtihan ediyor. Allah çekemeyeceğimiz yükü vermez bize bu dünyada.’’Gerçekten de AKP
seçim öncesinde AB konusunda yönünü biraz çizmişti, ama Kıbrıs ve Irak konusunda izleyecekleri politika bugünkü kadar net değildi.Seçim öncesinde Erdoğan'a, ‘‘Irak'a karşı ABD'nin yanında savaşa girer misiniz?’’ diye sorulsa, ‘‘Elbette gireriz’’ yanıtı alabilir miydi? Tayyip Bey, böyle bir yanıt verse, AKP sandıktan bu kadar güçlü çıkar mıydı?
button