Güncelleme Tarihi:
Or-An'daki kütüphane evinde 4 gazeteciyi kabul eden Başbakan Ecevit, ‘‘Nisan'da bırakıyor’’ söylentilerini yalanladı. ‘‘Daha yapacak çok işim var. Onları gerçekleştirmeye hazırlanıyorum’’ diyen Ecevit, çıkarları zarar gören kesimlerin kendisi hakkında senaryolar ürettiklerini söyledi.
DSP lideri, Başbakan Bülent Ecevit, Nisan ayında gerçekleşecek partisinin büyük kongresiyle siyaseti bırakacağı söylentilerine, ‘‘Daha yapacak çok işim var. Ben ayrılmaya hazırlanıyor değilim, o yapmak istediğim şeyleri yapmaya hazırlanıyorum’’ dedi. 2001 yılının da zorlukla geçeceğini vurgulayan Ecevit, kendisi ile ilgili senaryoların çıkarlarına dokunulan bazı kesimler tarafından dile getirildiğini söyledi. Ecevit, İTO Başkanı Mehmet Yıldırım'ın sözlerine, iş çevrelerinden tepki gelmemiş olmasını da yadırgadığını belirtti. Ecevit, dün Or-An semtinde kütüphane evinde dört gazeteciyi kabul ederek geçen yılı değerlendirdi, yeni yıla ilişkin beklentilerini sıraladı. Ecevit'e sorularımız ve yanıtları şöyle oldu:
YAPACAKLARIM VAR
Siyasette önümüzdeki dönemi ilişkin beklentileriniz neler?
Nisan ayından mı bahsetmemi istiyorsunuz? (DSP kongresinin yapılacağı tarih) Bir kere benim Nisan ayıyla ilgili herhangi bir senaryom yok. Öyle birşey düşünmedim. Bir sağlık sorunum da yok. Allah izin verirse daha yapmak istediğim bazı şeyler var. Ben ayrılmaya hazırlanıyor değilim, o yapmak istediğim şeyleri yapmaya hazırlanıyorum. Örneğin, Benim hayalim köy-kentler. O konuda somut adımları atmaya başladık. Şimdi bunun Nisan Mayıs aylarından itibaren somut sonuçlarını almaya başlayacağız. Geçen gün Mesudiyeliler geldiler. Çok güzel bir hazırlık yapmışlar. Şimdiden bir hayli mesafe alınmış uygulamada. 9 köyden oluşan bir grup. Umarım Nisan veya Mayıs başından itibaren ortaya çıkmış olacak. O zaman onu somut bir örnek olarak bütün tarım kesimine örnek göstereceğiz. Daha onları yapmak istiyorum, bazı kimseler koparmak istiyor beni.
Bir ayrılma yok diyorsunuz.
Allah izin verirse dediğim gibi görevimi sürdürüyorum.
Yani daha yapacak çok işim var diyorsunuz?
Evet daha yapacak çok işim var.
Demokratik reformlar konusunda kuvvetli dirençler var...
Türkiye'ye yönelik bir bölücülük kampanyası olmasaydı, dil sorunu da sorun olmazdı, televizyon sorunu da sorun olmazdı. Fakat bunlar bir bölücü akımın göstergeleri, simgeleri haline geldi. Onun için zor oldu.
Bu serbest bırakmazsanız da yasa ile engelleyemiyorsunuz. Örneğin kürtçe tv yayını.
Evet ben bunu söyledim. Ben bunu kendi düşüncelerim olarak da söylemedim. Jeopolitik konumumuzun çıkardığı güçlükler aşılamaz demiyorum. Fakat neden Türkiye koşullarında zorluklarla karşılansın. Onu söylüyorum.
Coğrafya değiştirilmeyecek birşey.
Allah değiştirmesin...
İÇ İSTİHBARATA DEVAM
O zaman nelerin değişmesi gerekir ki mesafe alınabilsin?
O etkenleri de göz önünde tutarak, bazı dikkatli adımların atılması lazım. Her adım da Türkiye'de kolaylıkla atılamaz. Örneğin MGK; bunu AB çevreleri dillerine doladı. Oysa Türkiye'nin durumu öyle bir kurul kurulmasını adeta zorunlu kılıyor. Onların ülkelerinde hiçbir ihtiyaç duyulmayabilir. Fakat Türkiye'de duyulabilir. Ama burada bir dayatma da yok. Nihayet MGK'de siviller askerler biraraya geliyorlar ve şu şöyle yapılsa iyi olur diyorlar. Hükümet de ona göre kararını veriyor. Orada antidemokratik birşey söylenmiyor. Biraz kendi içimizdeki sorunlarımızı AB ülkelerine daha iyi etkili bir şekilde anlatmamız gerekiyor. Mesela deniyor ki, MİT sadece dış istihbarat ile ilgilensin diyenler, AB ülkelerinden örnek veriyorlar. İngiltere'de de böyle diyorlar. İngiltere'de bu gibi sorunlar yok. İç ve dış istihbaratı ayırdınız mı, Hollanda'da diyelim, DHKP-C'nin asıl diricanları oturuyor. Kararlarını orada veriyorlar, burada tebliğ ediyorlar, burada uygulanıyor. Şimdi burada iç ve dış nasıl birbirinden ayrılacak? PKK ile ilgili durum aynı. Kendimizi yalnız AB ülkelerinin kamuoyuna değil, politikacılarına, devlet adamlarına da daha iyi anlatmamız gerekiyor.
Sigarayı bıraktı gıcık oldu
Bayram tatili süresince evinde dinlenen Başbakan Bülent Ecevit, bu süre içinde sigarayı bırakma olanağını da yakaladığını geçen hafta Hürriyet'e açıklamıştı. Ecevit, dünkü görüşmemizde konuşurken sürekli boğazının gıcıklanmasını sigarayı bırakmaya bağladı. Ecevit, konuşurken bir anda sesinde gıcıklanma olunca, ‘‘Kusura bakmayın konuşurken boğazım gıcık yapıyor. İlginç birşey, sigara tiryakisiyken sigarayı bırakınca evvela bu tür biraz zorluk çıkarıyor’’ dedi. Bayramın birinci gününden beri hiç sigara içmediğini de belirten Ecevit, ‘‘Hiç içmediniz değil mi?’’ sorusuna, içerde oturan ve sigara içmesine olumlu yaklaşmayan eşi Rahşan Ecevit'in bulunduğu tarafa doğru bakarak, ‘‘Hayır. Mecburen, çünkü evdeydim’’ yanıtını verdi. ‘‘Ne zaman kararlaştırdınız sigarayı bırakmayı? Rahşan Hanım mı baskı yaptı?’’ sorusuna ise Ecevit, şu ilginç yanıtı verdi: ‘‘Hayır, zaten bıraktım ve O'na (Rahşan Ecevit) uyum sağlamış oldum. Fakat şimdi korkuyorum, ya devam edersem kamuoyuna karşı ne diyeceğim?’’