Dağlıca davasında yayın yasağı kaldırıldı

Terör örgütü PKK üyelerinin, Hakkari'nin Yüksekova ilçesi Dağlıca bölgesindeki askeri birliğe saldırısı sırasında irtibat kesilen ve birliklerine dahil olduktan sonra Van Askeri Mahkemesince haklarında dava açılan Uzman Çavuş Halis Çağan ile erler Ramazan Yüce, Özhan Şabanoğlu, Fuat Başoda, İlhami Demir, İrfan Beyaz, Fatih Atakul ve Mehmet Şenkul'un yargılanmasına devam edildi.

Duruşmada, sanık İlhami Demir ile sanık avukatlarından Ali Fahir Kayacan hazır bulundu. Ek sorgu ve savunması için duruşmaya katılan sanık İlhami Demir, eski savunmalarını tekrar ettiğini söyledi.

Askeri savcı, davada eksik başka husus bulunmadığından esas hakkındaki mütalaasını mahkeme heyetine sundu.
Savcı, iki sayfadan oluşan mütalaasında, sanık er Ramazan Yüce'nin, “büyük zarar doğuran emre itaatsizlikte ısrar” suçu ile “askeri itaatsizliğe teşvik” suçundan cezalandırılmasını, “yurt dışına firar” suçundan beraatını,
“asker kişi” sıfatı sona erdiğinden sanık hakkında “suçu ve suçluyu övme”, “terör örgütünün yayın yoluyla propagandasını yapma” ile “basın ve yayın yolu ile halkı askerlik hizmetinden soğutma” suçlarından askeri mahkemenin görevsizlik kararı vermesini talep etti.

Mütalaada, Uzman Çavuş Çağan'ın, “memuriyet görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmek” suçundan cezalandırılması, “büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar” suçundan ise beraatı istendi.

Askeri savcı, sanıklar Özhan Şabanoğlu, Fuat Başoda, Fatih Atakul ve Mehmet Şenkul'un, “büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar” suçundan cezalandırılmalarını, sanıklar İrfan Demir ile İrfan Beyaz'ın ise isnat edilen suçlardan beraatını talep etti.

AVUKAT ALİ FAHİR KAYACAN

Askeri savcının esas hakkındaki mütalaasını okumasının ardından söz alan sanık avukatı Ali Fahir Kayacan, mütalaada, müvekkili Uzman Çavuş Halis Çağan'ın “görevi ihmal” suçundan cezalandırılmasının istendiğini belirterek şunları kaydetti:
“Şimdiye kadar Dağlıca olayının mahkemeye taşınmayan ve vehamet arz eden diğer hususlarına hiç dikkat edilmedi. Biz olay gerek basında, gerekse art niyetli kişilerce farklı şekilde yorumlanmasın düşüncesiyle bu hususlara dikkat çekmemeye çalıştık. Fakat müvekkilimin komutanlık görevi yapmadığı, bu nedenle görevi ihmal suçunu işlediği iddia edilmektedir.”

“ZAMANINDA HELİKOPTER GÖNDERMEYEN MAKAMLARININ DURUMU DA DEĞERLENDİRİLMELİ”

Olayın vahamet arz eden yönleri incelendiğinde, bir can pazarı yaşandığının görüleceğini belirten Kayacan, şöyle devam etti:
“Olay, gece 24.00 sıralarında başlamasına rağmen zamanında helikopter göndermeyen makamların da durumunun değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunun yanı sıra 100 kişinin koruduğu bir tepeye neden 57 kişinin gönderilmiş olduğu incelenmelidir. Üs bölgesinde, emir komuta görevini yürüten rütbeli personel ile onun dışında başka bir rütbeli personel olmak üzere sadece iki adet el telsizi bulunması ve komutanlardan birinin telsizini kaybetmesiyle emir komutada zafiyet yaşandığı, emir vermek için tüm rütbeli personeli çadıra çağırdığı, bunun sonucu olarak aniden gelişen olayda rütbeli askerin mevzisine gitmeye fırsat bulamadan saldırı ile karşı karşı kaldığı, personel yetersizliği nedeniyle mevzilerde sadece iki askeri personelin bulunduğu konuları da incelenmelidir. Bütün bu hususlar değerlendirildiğinde, sadece müvekkilim ile diğer sanıkların kusurlu olarak değerlendirilmesinin uygun olmadığı kanaatindeyiz.”

Sanık avukatı Kayacan, bunun yanı sıra, yargılamanın başından bu yana konulan yayın yasağının da sanıkların ve ailelerinin onurunu korumaya yönelik bir karar olduğu hususunda tereddütlerinin bulunduğunu ifade ederek, “başından beri yargılama aşamasında, duruşmada belirtilen savunmaların ve dosyaya giren delillerin, böyle bir karar alınmasını gerektirmediğini, aksine bunun rahatça konuşularak bütün kamuoyu tarafından bilinmesinin daha uygun olduğu kanaatindeyiz. Bu nedenle yayın yasağının kaldırılmasını talep ediyoruz” dedi.

Duruşmaya ara veren mahkeme heyeti, yayın yasağının kaldırılmasını, duruşmanın da 25 Aralıka ertelenmesini kararlaştırdı.

OLAY

Hakkari'nin Yüksekova ilçesi Dağlıca Bölgesindeki tabur komutanlığına 21 Ekim 2007'de terör örgütü PKK üyelerince düzenlenen, 12 askerin şehit olduğu, 17 askerin yaralandığı saldırıdan sonra irtibat kesilen ve 5 Kasım 2007'de Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesine katılan Uzman Çavuş Halis Çağan, erler Ramazan Yüce, İlhami Demir, İrfan Beyaz, Özhan Şabanoğlu, Fatih Atakul, Fuat Başoda ve Mehmet Şenkul, 10 Kasım 2007'de Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Van Askeri Mahkemesince tutuklanmışlardı.

8 asker, 2 Şubat 2008'de Van Askeri Mahkemesindeki ilk duruşmada tahliye edilmişlerdi.

İDDİANAMEDEN

Askeri Savcılıkça yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, Uzman Çavuş Halis Çağan'ın, “Memuriyet görevlerini yerine getirmemek, büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar ve zincirleme olarak basın ve yayın yolu ile bölücü terör örgütünün propagandasını yapmak”, erler Fuat Başoda, İlhami Demir, İrfan Beyaz, Özhan Şabanoğlu, Fatih Atakul ve Mehmet Şenkul'un, “Büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar”, er Ramazan Yüce'nin ise “Suç ve suçluyu övmek, büyük zararlar doğuran emre itaatsizlikte ısrar, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak suçuna yardım etmek, yurt dışına firar, zincirleme olarak basın ve yayın yoluyla bölücü terör örgütünün propagandasını yapmak, basın ve yayın yoluyla halkı askerlik hizmetinden soğutacak beyanlarda, telkinlerde bulunmak, propaganda yapmak” suçlarından cezalandırılması istenmişti.