Güncelleme Tarihi:
Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın yaptığı açıklamalar, dağdaki teröristlerin kafasını iyice karıştırdı. ‘‘Silahları bırakın’’ çağrısı, eylem yanlısı gruplarla, ılımlıları karşı karşıya getirdi.
Bölücübaşı Abdullah Öcalan'ın dağdaki gruplara silahlı mücadeleye son verme ve Türkiye'yi terketme çağrısı, PKK'da şaşkınlık yarattı.
Türkiye ve Kuzey Irak'ta saldırılarını son günlerde tırmandıran PKK'da, örgüt yöneticileri ile dağdaki silahlı terörist gruplar arasındaki görüş ayrılığı, son günlerde iyice su yüzüne çıktı.
PKK'nın sözde Başkanlık Konseyi'nin 2 hafta önce bölücübaşı Öcalan'ın çağrısı üzerine ‘süreci zorlamamak’ amacıyla sivillere yönelik saldırıları ve intihar eylemlerinin durdurulduğunu açıklamasına karşın, dağdaki bazı terörist gruplar saldırılarını sürdürdü.
Talimatlara rağmen, sivillere yönelik eylemler Elazığ, Bingöl, Diyarbakır, Ağrı ve Erzurum çevresinde yoğunlaştı.
GRUPLARDA GÖRÜŞ AYRILIĞI
Öcalan, geçen mart ayında yapılan PKK'nın 6'ncı kongresinde yine ‘Genel Başkan’ ilan edilirken, örgüt yöneticileri, Apo'nun yaptığı açıklamalara uyup uymama konusunda görüş ayrılığına düştü. Marksist-Leninist örgütlerde, elebaşının yakalanmasından hemen sonra bu kişinin yerine yeni isim seçilirken PKK, Öcalan'a bağlılığını göstermek amacıyla farklı tutum izledi. İmralı'daki yargılama öncesi, ‘‘Öcalan'ın yapacağı açıklamalar, örgütümüzü bağlamayacak’’ açıklaması yapan PKK, ilk duruşmadan iki gün sonra Abdullah Öcalan'ın sözünü ettiği çözümün desteklendiğini bildirdi.
Kuzey Irak'ta yuvalanan terör örgütünün yöneticileri ile ‘‘Artık silahlı mücadeleyi bırakıp, siyasi mücadeleye ağırlık vermek gerek’’ görüşünü savunan PKK'nın siyasi kanadı ERNK arasındaki ayrılık da arttı.
Öcalan'ın avukatları aracılığıyla yaptığı son çağrı konusunda PKK'nın önde gelen elebaşları arasında görüş farklılığının derinleşeceği, terörist grupların Türkiye dışına çekilmesi yerine mevcut konumlarını koruyarak, ‘‘Aktif savunmaya devam’’ görüşünün ağır basacağı öne sürüldü.
PKK'da söz sahibi olan sözde Başkanlık Konseyi üyeleri Abdullah Öcalan'a destek verirken, yaklaşımları konusunda şu değerlendirmeler yapıldı:
Cemil Bayık (Cuma): Örgütün silahlı kanadı ARGK'nın elebaşı Cemil Bayık, Abdullah Öcalan'a yakın isimlerin başında. Öcalan tarafından zaman zaman teröristlere tam hakim olamamakla suçlandığı halde yıllardan bu yana konumunu koruyor. Bayık'ın, Apo'nun çağrısına sınırlı süre için uyulmasından yana tutum takınması bekleniyor. Ancak, Bayık'ın Türkiye'deki terörist grupların Kuzey Irak veya İran'a çekilmesine karşı çıkması güçlü bir olasılık.
Duran Kalkan (Abbas): Öcalan'ın açıklamalarına bağlı olduğunu dile getirirken, Apo'nun son çıkışına karşı gelebilir. PKK'da şiddet yanlısı grubun önde gelen isimlerinden Duran Kalkan, son olarak örgütün dağdaki gruplarına yönelik ‘‘Sorun nasıl olursa olsun çözülsün yaklaşımı ucuz yaklaşımdır’’ dedi.
Osman Öcalan (Ferhat): Ağabeyinin gölgesinde kalan Osman Öcalan, örgütte fazla sevilmiyor. Öcalan'ın ağabeyi tarafından kayrıldığı, bu nedenle 1992'de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kuzey Irak'ta düzenlediği 'Çelik Harekatı'ndaki ağır kayıplardan sorumlu tutulmasına rağmen, cezalandırılmadığına inanılıyor. Gözünü Abdullah Öcalan'ın yerine diktiği halde silahlı kanatta fazla etkinliği olmadığı için amacına ulaşamayan Osman Öcalan'ın, ağabeyinin çağrısına gönüllü katılması beklenmiyor. İran ile yakın ilişkileri bulunan Osman Öcalan'ın yine de diğer yöneticilerle tümüyle ters düşmemek için sessiz kalabiliir.
Murat Karayılan (Cemal): Karayılan Kuzey Irak'taki Türkiye sınırı ile Şırnak çevresinden sorumlu. Genellikle, ‘Bekle- gör’ politikasından yana. Ancak, şiddet yönünün ağır bastığı biliniyor. Öcalan'ın devredışı kalmasından yana. Ancak ‘karşı çıkan yönetici’ konumuna düşmemeye özen gösteriyor. Kısa süre önce, ‘‘Önderliğimizi bir paket biçiminde TC'ye teslim eden güçlerin elbette bir hesapları vardır. Komplonun bir ucu biziz. İşleri sınırsızlaştırmak, zorlaştırmak istemiyoruz’’ dedi.