Çuval şifresi mi

Güncelleme Tarihi:

Çuval şifresi mi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 13, 2007 00:00

Hürriyet’in dün yayınladığı "CIA davasında Erdoğan adı" haberindeki ’şifreler’ bir tartışmayı gündeme getirdi.

CIA ajanı Valeria Plame’ın kimliğinin basına sızdırılmasıyla ilgili olarak ’adaleti engellemek’ suçundan yargılanan ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin eski özel kalem müdürü Lewis Libby’nin notlarında, "Erdoğan" ve ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’nin adı geçiyordu.

Haberin yayınlanmasından sonra Libby’nin notlarındaki her "kelime"nin anlamı üzerinde bir tartışma gündeme geldi.

Hürriyet’in haberinde, notlarda okunabildiği kadarıyla, "We need to be sure T< M gets info to Erdogan" yazısındaki T’nin anlamı açık değil ve bilinmiyor. Cümleyi ise, ’Bilginin Erdoğan’a ulaştırılmasına emin olmalıyız’ diye çevirmek mümkün. Ancak, T< ve M unsurlarının ’kesin olarak bilinememesi’ anlamı ’eksik’ bırakıyor. Cümle, ’M’nin bilgiyi Erdoğan’a ulaştırmasına emin olmalıyız’ anlamına gelebilir. Bir başka cümlede ise, ’Neil piece on Turkish Special Forces’ deniliyor. Bu ’Neil’in Türk Özel Güçleri hakkındaki yazısı’ anlamına gelebilir. Kim olduğu belli olmayan ’Neil’ın daha önce yaptığı bir sunum da olabilir’" deniliyordu.

OKURLARIN KATKISI

Ancak dün, fotokopisini yayınladığımız notu inceleyen okurlarımızın da katkısıyla, bu yazıdaki; "T&M" işaretinin Turkish Military (Türk Ordusu) olarak çevrilebileceği gündeme geldi. Nottaki tam okunmayan "Neil" kelimesini isim olarak değil, "Nail" (Çivi çakmak) fiili olarak yazıldığı var sayılırsa, bu kez anlam değişiyor: O zaman, "We need to bu sure T< M gets info to Erdogan" cümlesini; "Türk ordusunun Erdoğan’a bu bilgiyi verdiğinden emin olmalıyız" diye okumak olası.

Aynı varsayımla "Neil piece on Turkish Special Forces" cümlesindeki ’Neil’in yerine ’Nail’ koyarak, "Türk Özel Kuvvetleri’nin kafasına çakmalıyız" diye okuyabiliriz.

"Türk Özel Kuvvetleri’nin kafasına çakmak..."
/images/100/0x0/55eb4facf018fbb8f8b91654

SÜLEYMANİYE BASKINI

Bu cümle ise bize; Süleymaniye’de Türk askerlerinin kafasına 4 Temmuz 2003 günü geçirilen çuvalı hatırlatıyor.

Yani; Süleymaniye’deki Türk Özel Timi Bürosu’nu basan 100 kadar Amerikan askerinin 3’ü subay 8’i astsubay 11 Türk askerini gözaltına alarak Kerkük’e götürmesini...

CIA ajanının notuyla Süleymaniye arasında bir bağ var mı?

Hürriyet’in 5 Temmuz 2003 tarihli haberinde; "Amerikan tarafı, olayla ilgili verdiği ilk yanıtta, özel harekatçıların Kerkük’ün Kürt kökenli valisine yeşil hattın güneyinde bulunan bazı Türkler tarafından suikast düzenleneceği yolunda alınan bir istihbarat üzerine müsadere edildiklerini bildirdi. Türk tarafı, bu gerekçeyi inandırıcı bulmadı. Özel harekatçıların görev yaptığı Süleymaniye, Kürt bölgesini ayıran yeşil hattın kuzeyinde kalıyor" deniyordu.

İddia, özel timin suikast hazırlığındayken yakalandığı şeklinde özetlenebilir.

ERDOĞAN DEVREDE

Tarih: 6 Temmuz 2003.
Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkan Yardımcısı Dick Chaney ile ısrarla görüşmek istediğini ve o gün saat 17.00’de Chaney’le görüşeceğini söyledi.

Görüşme o gün gerçekleşti. 8 Temmuz 2003 günü Hürriyet’te, "Başbakan Erdoğan, ’Olaydan haberim yok’ diyen ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney’e şunları söyledi: ’Bu nasıl iş? Powell’a soruyoruz, ’Haberim yok’ diyor, size soruyorum bilmiyorsunuz, hiç kimse bilmiyorsa kim yapıyor bu işi?’ Kimin bilgisi dahilinde oluyor? O halde yetkili kim, söyleyin onunla konuşayım" diyen haberi yayınlandı.

Türk hükümetini bu kadar öfkelendiren, Türk kamuoyunda infale neden olan, Türkiye-Amerika ilişkilerinin derin yara almasına neden olan Türk askerinin başına çuval geçirilmesine neden olay, Türk özel timinin "Kerkük’e atanan Kürt valiye düzenlenecek suikast" iddiası mıydı?

BARKEY NE DEDİ?
/images/100/0x0/55eb4facf018fbb8f8b91656


Eski CIA görevlisi Graham Fuller’le ortak Kürt sorunu kitabını yazan ve ’Ortadoğu, küreselleşme, Avrupa’ üzerine kitaplar derleyen, 2000 yılında Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nda önemli bir görevde olan Henri Barkey, bakın Radikal Gazetesi’nde yayınlanan röpotojında Neşe Düzel’e, yıllar sonra, 5 Şubat 2007 tarihinde şunları söyleyecekti:

"Amerikan askerleri, Türk Özel Kuvvetler Komutanlığı mensuplarının Kerkük valisine suikast düzenleyeceği istihbaratını aldılar ve onları tutukladılar. Çünkü valinin öldürülmesi Kerkük’te karışıklık yaratacaktı. Bence bu plan Irak’taki Türk Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın planıydı. Ankara’nın, Türk Genelkurmayı’nın bundan haberi yoktu. Genelkurmay ciddi bir kurumdur, böyle bir riski hayatta almaz. Çünkü bu bir nevi Donkişotluktur, Amerika ile ilişkileri büyük bir riske atmaktır bu. Nitekim Özel Kuvvetler’deki iki generalin emekliye sevk edilmesi, Genelkurmay’ın ’bakın tasfiye ettik bunları’ diye Amerika’ya yolladığı bir mesajdı ve Amerika gördü bunu. Ama Amerikalıların taşkınlık göstermesinin, Türk subaylarına El Kaide muamelesi yapmasının da hiç manası yoktu. Tamam tevkif ediyorsun koy kamyona yolla. Çuval falan olmaz. Ancak, Bush ya da Amerikan genelkurmayı karar vermedi buna. Oradaki Amerikalı askerlerin tepkisiydi bu. Irak’ta yakaladıkları herkese aynı şeyi yapıyorlardı. İşin aslı, bazı subaylar emekli olduktan sonra ortaya çıkar. Ben şu anda anlatılanlara inanmıyorum. Sonuçta; Türkiye’de anti-Amerikancılık muazzam körüklendi."

Şimdi; CIA davasında Erdoğan’ın adının geçmesini bir kez daha okuyun.

"Türk ordusunun Erdoğan’a bu bilgiyi verdiğinden emin olmalıyız. Eğer emin olursak; bunu Türk Özel Kuvvetleri’nin kafasına çakmalıyız."

Sizce senaryo uyuyor mu?

Neil, ’Nail’ olarak okunursa ne olur

Dünkü; "CIA davasında Erdoğan adı" haberindeki "Neil", kelimesini, "Nail" (Kafaya çivi çakmak) olarak okursanız, iş Süleymaniye’de 2003’te Türk askerinin başına çuval geçirmeye kadar gidiyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!