Cüppeli Hoca’yı Baykal’la ben görüştürdüm

Koçak, gündeme oturan konuşmanın öyküsünü şöyle anlattı: “Babamla, Ahmet Hoca’nın babası Mahmut Hoca, 1940’lı yıllarda sınıf arkadaşlığı yapmışlar. O yıllardan beri süren bir arkadaşlıkları var. Babam da Mahmut Hoca da yaşlı ve hastalar, pek dışarı çıkmıyorlar. Bu nedenle ara sıra Ahmet Hoca’ya giderim. Ahmet Hoca’nın anjiyo olduğunu öğrendim, ziyaretine gittim. Deniz Bey’le de 1995’ten beri görüşürüz. Çoğunlukla dış politika konularını konuşuruz. AK Parti milletvekiliyken de bunu yapardım. Afganistan, Gürcistan, Türk Cumhuriyetleri falan. Bunu Sayın Devlet Bahçeli’yle zaman zaman yaptık. Yine o günlerde Deniz Bey’i aramış, not bırakmıştım. Ahmet Hoca’nın yanına gidiyordum. Tam kapıda, Deniz Bey o an döndü bana. ‘Nasılsın, neredesin’ muhabbeti içinde bulunduğum yeri söyledim. Hoca’ya iki üç stent takıldığını anlattım. ‘Kendisine bir geçmiş olsun der misiniz?’ dedim. ‘Yanındaysa neden olmasın, düşman mıyız, insani bir durum, tabii ki derim’ dedi. Telefonu hocaya verdim. Çok kısa bir konuşma oldu. Siyasi tek kelime yoktu. Deniz Bey, ‘Ya bu genç yaşta bu ne, geçmiş olsun’ dedi. Hoca da teşekkür etti. Şifalar dilendi, iyi niyet belirtildi. Hepsi bu. Dakika sürdü, sürmedi.”