Cüneyt Arcayürek gazeteci kaldı gazeteci öldü

Güncelleme Tarihi:

Cüneyt Arcayürek gazeteci kaldı gazeteci öldü
Oluşturulma Tarihi: Haziran 24, 2015 01:16

Türk basınının duayeni Cumhuriyet gazetesi yazarı Cüneyt Arcayürek (87) bir buçuk aydır tedavi gördüğü hastanede yaşam savaşını kaybetti. Yarın Maltepe Camisi’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Gölbaşı Mezarlığı’nda toprağa verilecek olan Arcayürek’in vasiyeti üzerine dini tören dışında bir cenaze töreni düzenlenmeyecek. “Gazeteci kaldım, gazeteci öleceğim” diyen Arcayürek, arkasında yakın tarihin perde arkasını kaleme aldığı 40’a yakın kitap bıraktı.

Haberin Devamı

CÜNEYT Arcayürek, İstanbul’dan kağnılarla Anadolu’ya geçerek Milli Mücadele’ye katılan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk öğretmenleri İzzet Bey ve Mesrure Hanım’ın üçüncü çocuğu olarak 6 Mart 1928 tarihinde Ankara’da dünyaya geldi. İlkokulu Samanpazarı’nda Ankara’nın ileri gelen ailelerinden Koç ve Mermerciler’in çocuklarıyla aynı okulda parasız okuyan Arcayürek, anılarında teneffüs zili çalınca sandviç ve çikolata satıp parasını idareye verdiğini anlatır. İzzet Bey’in genç yaşta ölümüyle ailenin yükünü omuzlayan Mesrure Hanım’ın Ankara Kız Lisesi görevi onun da hayatında, içinden Atatürk geçen, silinmez anılara vesile olur:

İKİ KEZ ATA’NIN ELİNİ ÖPTÜ

“Atatürk her yıl baharda, Ankara Kız Lisesi öğrencilerini Atatürk Orman Çiftliği’ndeki Marmara Köşkü’nde kabul edermiş, ben iki defa katıldım. Afet İnan okulda tarih öğretmeni, annem de orada çalışıyor. Atatürk, yanında birileri ile gelir ve talebeleri teftiş ederdi. Ben de annemin yanında, başım öne eğik dururdum. İkisinde benim önümde durdu, çenemden tutup başımı kaldırdı, yanağımı okşadı ve elini öptürdü. Fakat ben bakamazdım, dev gibi görünürdü bana; hatırladığım, uzun parmakları ve yumuşacık elleriydi.” Çocukluğunun Atatürk’lü günlerini böyle anlatan Arcayürek, Cebeci Ortaokulu ve Atatürk Lisesi’ni iftiharla geçer ve annesinin isteğiyle tıp fakültesine girer. Üniversite ikinci sınıfta arkadaşı Çetin Altan’ın önerisi ona tıp fakültesini bırakıp, bir ömür adayacağı gazetecilik mesleğinin kapılarını açar: “Çetin Altan yakın arkadaşım, benim parasız olduğumu da biliyor. O Ulus’ta çalışıyordu, ‘Gel seni gazeteci yapalım’ dedi, gidiş o gidiş… 1948 yılında ufak bir parayla Ulus gazetesinde muhabir olarak başladım.”

Haberin Devamı

Kitaplarıyla damga vurdu

Demokrasinin İlk Yılları: 1947-1951,
Yeni İktidar Yeni Dönem: 1951-1954,
Bir İktidar Bir İhtilal: 1955-1960,
Yeni Demokrasi Yeni Arayışlar: 1960-1965,
Çankaya’ya Giden Yol: 1971-1973,
Hapishanedeki Ecevit,
Müdahalenin Ayak Sesleri: 1978-1979,
Şeytan Üçgeninde Türkiye,
Demokrasinin Sonbaharı: 1977-1978,
Ku-De-Ta,
12 Eylül’e Doğru Koşar Adım,
Demokrasi Dur: 12 Eylül 1980,
Çankaya Hesaplaşması,
Demirel Dönemi
12 Mart Darbesi: 1965-1971,
Demokrasi Dönemecinde Üç Adam,
Bekleyen Adamın Gerçekleşen Düşü,
Bir Giden Bir Gelen Bir Bekleyen,
Kriz Doğuran Savaş,
Sessiz Darbe,
Etekli Demokrasi,
Baba’sının Kızı,
Çankaya Muhalefeti,
28 Şubat’a İlk Adım,
Geri Gidişe İzin Yok,
Uzakta Kalan Tarih,
Darbeler ve Gizli Servisler: 1950-2002,
Bir Zamanlar Ankara,
Bir Özgürlük Tutkunu Bülent Ecevit,
Derin Devlet: 1950-2007,
Çankaya: Gelenler Gidenler,
Atatürk’ten Sonra Bugünlere Nasıl Geldik?,
İkinci Dünya Savaşı ve İki Cephede Türkiye,
Bugünlere Nasıl Geldik?,
Çankaya: Gidenler Gelenler (2 cilt),
Ku-De-Ta (Büyüklere Masallar)
Ada’da Son Darbe.

Haberin Devamı

ÖDÜL GETİREN MANŞET

Kudret gazetesinde foto muhabirliği yapan ağabeyi Dündar Arcayürek’in, tanık olduğu silahlı bir grubun kavgasıyla ilgili haberini gazetesinin birinci sayfadan kullanması, Ulus muhabiri Arcayürek’in “Bu haberi sen yakaladın, ağabeyine verdin” sözleriyle suçlanmasına ve ilk göz ağrısıyla yollarını ayırmasına neden olur.

Arcayürek Ulus’un ardından Vatan, Ankara Akşam Haberleri, tekrar Ulus, Anka Haber Ajansı, Akis, Hürriyet, Tercüman, Milliyet, Güneş ve Bugün gazetelerinde çalışır. Milliyet gazetesinde ve Metin Toker’in yayımladığı Akis dergisinde hem yazarlık hem de genel yayın müdürlüğü yapan Arcayürek, Akis’teki bir yazısı nedeniyle cezaeviyle tanışır. Tutukluluk sonrası iş bulamayınca daktilosunu bir avukat arkadaşının bürosuna atar ve orada çalışmaya başlar. Türkiye 27 Mayıs 1960 darbesine gebeyken Hürriyet’ten davet alan Arcayürek hayatının haberine bu çatı altında imza atar. ABD Başkanı Lyndon B. Johnson’ın 5 Haziran 1964’te dönemin Başbakanı İsmet İnönü’ye Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesini önlemek amacıyla kaba bir üslupla yazıp gönderdiği gizli mektubu ele geçirir. Kıbrıs’a çıkarma yapmaya giden Türk gemilerini geri döndüren ve iki yıl sonra 13 Ocak 1966’da tam metin olarak Hürriyet’te yayınlanan “Johnson’un Mektubu”, hakkında soruşturma ve davaların açılmasına neden olsa da, o bu haberle artık “Yılın Gazetecisi”dir. Süleyman Demirel’in “Barajlar Kralı” olarak anılmasına ve 1964’te AP Genel Başkanlığı’na seçilmesine katkı sağlayan röportajın altında da onun imzası vardır.

Haberin Devamı

ORDUDAN UYARI MEKTUBU
1971’de ülke yeni bir darbe sürecine girerken, Arcayürek darbe aleyhine yazıları nedeniyle, patronu ve arkadaşı Erol Simavi’nin emriyle, kendini Zürih’te bulur. Burada gittiği fotoğrafçılık kursu, Kıbrıs harekâtında Ada’ya ilk ayak basan gazeteci olarak çok işine yarar. Mersin’de bekleyen meslektaşlarını atlatarak, ilk askeri birlikle Ada’ya çıkan Arcayürek’in fotoğrafları tüm dünyaya satılır.

2 Ocak 1980 sabahı Hürriyet gazetesini alanlar Arcayürek’in Türk tarihine damga vuran başka bir atlatma haberiyle karşılaşır. Bir gün önce, herkes yılbaşı mahmurluğunu yaşarken, Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları Çankaya Köşkü’ne çıkmıştır. Türkiye olağan olmayan bu ziyaretin nedenini, akşam evinde radyodan duyduğu tek cümlelik haberden kuşkulanarak peşine düşen Arcayürek’in kaleminden öğrenir. Ordu, anarşiye karşı bütün anayasal kuruluşların birleşmesi için 12 Eylül 1980 darbesinden 9 ay önce uyarı mektubu vermiştir. Arcayürek’in gazeteciliği, Basın Sitesi’nde karşı bloğunda oturan ve “Çalışma odanın ışığını görünce uykum kaçıyor” diyen rahmetli Mustafa Ekmekçi başta olmak üzere pek çok gazetecinin uykusunu kaçırır.

Haberin Devamı

22 yıl çalıştığı Hürriyet’ten 1982’de ayrılan Arcayürek, 1985 yılından bu yana Cumhuriyet gazetesinde yazıyordu. Bülent Ecevit ile birlikte gazetecilik yapan, Atatürk’ten bu yana Türkiye’nin tüm cumhurbaşkanlarına tanıklığının yanı sıra bir süre 9. Cumhurbaşkanı Demirel’in de başdanışmanlığını yapan Arcayürek, yazdıklarıyla Demirel’i dahi kızdırdı. “Gazeteci kaldım, gazeteci öleceğim” diyerek yakın tarihe ışık tutan 40’a yakın kitap yazdı. Çocuğu olmayan Arcayürek, 1960’tan bu yana Esin Arcayürek ile evliydi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!