Güncelleme Tarihi:
Milli Takım’ın Avusturya’yı mağlup ettiği maçta futbolcu Merih Demiral galibiyet sevincini “Bozkurt” işaretiyle göstermişti. Neredeyse maçtan daha fazla konuşulur hale gelen bu işarete Alman makamları tepki gösterince, Türk Dışişleri Bakanlığı da bir açıklama yaptı ve Ankara’daki Alman Büyükelçisi Bakanlığa çağrıldı. UEFA soruşturmada Merih Demiral’a iki maç ceza verince tartışma daha da alevlendi. Eleştirenlerin bir siyasi partiyle özdeş kabul ettiği bu işaretle ilgili tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Herhangi bir partinin değil Türk milletinin sembolüdür” demişti.
ARMA FİNALİNDE ÜÇ BOZKURT
Edebiyat tarihçisi Prof. Dr. Ali Şükrü Çoruk da 1926’da devlet arması tespiti için açılan yarışmayı ve bu yarışmada finale kalan “Bozkurt” figürlü üç armayı Hürriyet’e şöyle anlattı: “Bozkurt sembolü 2. Meşrutiyet’ten (1908) itibaren somut bir şekilde görülür hale geldi. Cumhuriyet döneminde de bu görünürlüğü arttı. Çeşitli kurumlar için kullanılır oldu. Cumhuriyet’in ilk yıllarında ciddi bir temsil/sembol arayışı vardı. Paralara ve pullara basıldı. Hatta resmi devlet armasını tespit için Maarif Vekâleti 1926’da bir yarışma açar. Bu yarışmaya 70 başvuru olur, finale üç arma kalır. Bunlardan ressam Muhsin Rıfat Bey’in çizdiği armada iç içe geçmiş Bozkurt başı var. Bozkurt başının içinde yer alan insan-kurt karışımı büst de kurucu Atatürk’ü temsil eder.
SOSYALİSTİN TASARIMI KAZANDI
Lütfi Bey’in armasında ise yan yana iki bayrak, üzerinde tuğ bulunan Kâbe, Bozkurt, at, gemi ve ayrı ayrı olmak üzere orak-çekiç vardır. Üçüncü arma ise Ressam Namık İsmail’e aittir ve daha sadedir. Arma, ortasında Bozkurt başının bulunduğu çelenk şeklinde. Bu armalardan Türkiye İşçi ve Çiftçi Sosyalist Fırkası kurucularından da olan Namık İsmail’in yaptığı arma birinciliği kazanıyor. Ancak kullanıma girmiyor, bunun sebebini bilmiyoruz.”
PARADA DA PULDA DA
Cumhuriyet’in ilk yıllarında ve sonrasında da Bozkurt figürü farklı alanlarda arma ve logo olarak kullanılmıştı:
* Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü (1924)
* 5 lira (1927)
* Damga Pulu (1930)
* Atatürk’ün talebiyle yapılan “Ergenekon’dan Çıkış” tablosu (1933)
* Petrol Ofisi (1941)
* Kıbrıs Türk Mukavemet Teşkilatı (1958).