Güncelleme Tarihi:
Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyesi olan ancak 18 Şubat 2014’de yapılan seçimde yönetime giremeyen Alev Coşkun, Şevket Tokuş, Mustafa Pamukoğlu avukatları aracılığı İstanbul 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açarak 18 Şubat 2014 tarihli seçimin usulsüz yapıldığı için iptal edilmesini istemişti. Gazetenin eski yazarlarından CHP milletvekili Mustafa Balbay ile bazı Cumhuriyet Okurları (CUMOK) da davaya katılma talebinde bulunarak 2014 seçimlerinin iptal edilmesini talep etmişti.
YEREL MAHKEME İPTALİNE KARAR VERMİŞTİ
Davanın kabulüne karar veren İstanbul 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi, Cumhuriyet Vakfı’nın 18 Şubat 2014 tarihli yönetim kurulu üye seçimine ilişkin toplantıda alınan kararlarının vakıf senedindeki çoğunluğa aykırı olması nedeniyle iptaline karar vermişti. Mahkeme kararın tebliğ edilmesinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolunun açık olduğunu hatırlatmıştı.
Cumhuriyet Vakfı avukatları, İstanbul BAM’a başvurarak İstanbul 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesince 18 Şubat 2014 tarihli yönetim kurulunun iptaline ilişkin karara itiraz etmişti.
“USUL VE YASAYA UYGUN”
İtirazı değerlendiren İstanbul BAM 4’üncü Hukuk Dairesi ise, İstanbul 1’inci Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, oy birliği ile Cumhuriyet Vakfı’nın istinaf başvurusunun reddine karar verdi. İstanbul BAM 4’üncü Hukuk Dairesi ayrıca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolunun açık olduğunu hatırlattı.
“DAVACILARIN DAVA AÇMADA HUKUKİ YARARLARI VAR”
Vekaleten oy kullanmaya ilişkin yasal mevzuatları da hatırlatan İstanbul BAM 4’üncü Hukuk Dairesi kararında, “Vakıf toplantılarında vekaleten oy kullanma söz olmadığı halde vekaleten oy kullanılması, vekaleten oy kullananalar düşüldüğünde karar yeter sayısına ulaşılmamış olması, kanuna açık aykırılık halinde dava açmaya ilişkin TMK’nın 83’üncü maddesinin uygulanmayacağı, davacıların bu nedenle dava açmada hukuki yararlarının bulunduğu, uyuşmazlığın hukuki niteliği gereği bilirkişi görüşüne başvurulmaksızın mahkemece değerlendirme yapılmasının hukuka uygun olduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla dosya kapsamı, delil durumu, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından, usul ve esas itibariyle yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar vermek gerekmiştir” denildi.