Güncelleme Tarihi:
‘FETÖ/PDY, DHKP/C ve PKK / KCK örgütlerine üye olmamakla birlikte, örgüt adına suç işlemekle’ suçlanan 18’i Cumhuriyet gazetesi çalışanı 20 kişi hakkındaki davanın İstanbul 27’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmasına Akın Atalay, Ahmet Şık, Murat Sabuncu ve Kadri Gürsel’in de aralarında bulunduğu altısı tutuklu18 sanık katıldı.
‘HİÇBİRİ TERÖRİST DEĞİL’
Hakkında ek iddianame düzenlenerek Cumhuriyet gazetesi ana davası ile birleştirilen gazetenin muhasebe servisi çalışanı Emre İper, telefonuna ByLock yüklediği yönündeki iddiaların asılsız olduğunu söyledi. İper, “Hiçbir Cumhuriyet mensubu da terörist değildir. Bilakis en çok zarar gören insanlardır. Benden FETÖ’cü olmaz. ByLock kayıtlarında tutarsızlık var. Telefonumda ByLock olmadığı için kullanma imkânım yok” dedi.
Davanın tutuklu sanıklarından Kadri Gürsel ise özetle şunları söyledi: “ByLock kullanıcısı 92 kişi ve FETÖ/PDY ile bağlantılı 20 kişi ile irtibatlı olduğum suçlamasının asılsız olduğunu temmuz ayındaki savunmamda ispatlamıştım. Ancak ara kararınızda bu suçlamaları kullanarak 45 gün daha beni tutuklu tuttunuz. Benim 45 gün daha hapiste tutulmam için sadece ve sadece polis fezlekesi dikkate alındı ve adli yargılama hakkım ihlal edildi. 22 yıldır kullandığım telefonumun HTS raporlarını tetkik ediniz lütfen. Ara kararda olağandışı sayıda ByLock kullanıcısı ile görüştüğüm belirtiliyor. 92 ByLock kullanıcısından 81’i bana sadece bir seferlik SMS göndermiş. Bu mesajlar cevapsız kalmış mesajlardır. Görüşme olabilmesi için iki kişi arasında geçmesi gerekmektedir. ByLock’çular mesaj attı diye tutuklu tek kişi benim. Bu yargılamanın sonunda vereceğiniz karar ne olursa olsun vicdanım rahat. Eninde sonunda beraat edeceğim.”
‘DELİLLERİ KARARTMA İHTİMALİ’
Davaya ilişkin görüşünü açıklayan duruşma savcısı kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren mevcut delil durumu, delilerin toplanmamış olması, delilleri karartma ihtimalinin bulunması, adli kontrolün yeterli olmayacağı gerekçesi ile Ahmet Şık, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Akın Atalay, Emre İper ile Ahmet Kemal Aydoğdu’nun tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.
‘CUMHURİYETÇİLER İHANET ETMEZ’
Savcının görüşünü açıklamasının ardından söz alan sanıklar şunları söyledi:
Akın Atalay: “Cumhuriyet gazetesi yönetici ve yazarlarının bilerek, isteyerek FETÖ’ye yardım etmesi son derece saçmadır. Bizler, Cumhuriyetçilerin ortak kaderinden payımıza düşeni yaşadık, yaşıyoruz. Ama Cumhuriyetçiler, bu kaderi bildikleri halde gerçeğe ve gazeteciliğe ihanet etmez, alçak gönüllü bir sabırla bedelini öder.”
Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu: “Bu dava Türkiye’nin kara tarihine geçmiştir. Çok uzun süre Türkiye’nin hukuk fakültelerinde okutulacaktır. Bu iddianameyi hazırlayanlar çok utanacaklar”
Ahmet Şık: “Ben gazeteciyim. Kafamdaki soruları alt alta diziyorum. Dahası devletin yapması gerekeni yapıyorum. Kimse beni bununla FETÖ/PDY ile ilişkilendirme hadsizliğine girmesin.”
TUTUKLULUĞA DEVAM
Mahkeme, tüm sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme başkanı, heyetten bir hâkimin Kadri Gürsel için muhalefet şerhi düşüp tahliye istediğini belirterek “Diğer üç tanık dinlendikten sonra tutuklulukla ilgili daha sağlıklı karar vereceğiz” dedi. Dava 25 Eylül’de Çağlayan Adliyesi’nde görülecek.
33 MİLLETVEKİLİ 160 AVUKAT
DURUŞMA salonuna öncelikli olarak sanık yakınları alındı. 33 CHP’li ve HDP’li milletvekili, yabancı heyetler ile İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu’nun da aralarında bulunduğu yaklaşık 160 avukat duruşmaya katıldı. Katılımın yüksek olması nedeniyle izleyicilerin ve avukatların bir kısmı salona alınamadı. Davayı çok sayıda gazeteci de izledi.
TANIKLAR NE DEDİ?
Cumhuriyet Vakfı’nın eski yönetim kurulu üyelerinden İnan Kıraç: İlhan Selçuk tarafından 2008’de vakıf yönetiminde görevlendirildim. Ölümünden kısa bir süre önce çağırdı, ‘Güvenebileceğin kişiler Alev Coşkun ve Aydın Aybar’dır’ dedi. Aybar’ı kaybetmemiz üzerine yerine bir kişinin vakfa girmesi lazımdı. Yurtdışında önemli bir toplantıya katılmam gerekiyordu. ‘Oyumu zarf içinde kullanabilir miyim’ diye sordum. Oyumu kullanma hakkı verdiler. Sonradan öğrendim oyumu saymamışlar. Vakıftan ayrıldım. ‘Artık Cumhuriyet okumuyorum ve yayın politikasını da doğru bulmuyorum’ derken, bunun terör örgütleriyle temas edilmesini kast etmedim. Kastım, gazetenin İlhan Selçuk ve Uğur Mumcu’nun yolundan kademe kademe ayrılmasıdır.
Cumhuriyet gazetesi haber koordinatörü Aykut Küçükkaya: FETÖ’den yargılanan savcı Murat İnam’ın imzası olan kâğıt ile ifadeye çağrıldım. 100’e yakın soru sordular. Bu ifade şekli maalesef tutanağa bu şekilde geçmedi. Bu nedenle bazı yanlış anlamlara neden olmuş olabilir. İtirazlarım dikkate alınmadı.