Güncelleme Tarihi:
Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) arazisine 1000 odalı olarak inşa edilen Cumhurbaşkanlığı Sarayı'yla ilgili tartışmalara şimdi de ‘Cumhurbaşkanlığı konutu' iddiası eklendi. Dün basın toplantısı yapan Mimarlar Odası Ankara Şubesi, konutun 7 bin metrekare olduğunu ve 250 odası bulunduğunu ileri sürdü.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, yapılacak Cumhurbaşkanlığı konutunun 7000 metrekareyi bulacağını ve 250 odalı olacağını Candan, "Bir odayı 20 metrekareden hesaplarsak kendisine 250 odalı bir konut yaptırıyor. Maliye Bakanlığı konut maliyetini de açıklamalı. 4000 kişilik yaptırılan caminin mimarisi ise kopya" dedi.
YAPI RUHSAT BELGESİNİ GÖRMEK İÇİN BELGENİN ÜZERİNE TIKLAYIN
CUMHURBAŞKANLIĞI: YASAL SÜREÇ TAMAMLANDI
İddialarla ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Metin Kıratlı, Beştepe'de yapılan Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili "Gerek yapılmış ve bitmiş olan inşaat gerekse devam etmekte olan inşaatımızla ilgili tüm yasal süreç tamamlanmıştır. Usulüne uygun olarak yapılmıştır" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na 550 milyon TL hızlandırma ödeneği kullanıldı
YAPI KULLANMA İZİN BELGESİNİ GÖRMEK İÇİN BELGENİN ÜZERİNE TIKLAYIN
Konuyla ilgili idari yargı mercilerine açılmış bazı davalar olduğunu hatırlatan Kıratlı, davaların temelde iki dosyada toplanabileceğini söyledi.
Kıratlı, davalardan birinin Türkiye Mimar ve Mühendis Odalarına bağlı bir kısım odalar tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Başbakanlık aleyhine açıldığını hatırlattı.
Metin Kıratlı, Ankara 11. İdare Mahkemesi'ndeki bu davada, mülkiyeti Atatürk Orman Çitfliği müdürlüğüne ait 2100 ada 16 parsel ve yine mülkiyeti Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü ile Ankara Büyükşehir Belediyesine ait 13 bin 585 ada, 12 parsel sayılı 2 taşınmazın doğal ve tarihi sit alanı statüsünün değiştirilmesine ilişkin Ankara Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonunun kararlarının iptaline ilişkin olduğunu kaydetti.
İPTAL KARARLARI DANIŞTAY'DAN DÖNDÜ
Mahkemenin 17 Şubat 2014'te toplam 7 hektarlık alanın tarihi sit statüsünün kaldırılmasına ilişkin işlemin iptaline karar verdiğini söyleyen Kıratlı, ancak kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Danıştay 14. Dairesinin 11 Haziran 2014 tarihli kararıyla anılan mahkemenin iptal kararının yürütmesinin durdurulduğunu hatırlattı.
Ankara 11. İdare Mahkemesinde açılan ikinci davanın da yine aynı davacılar tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Başbakanlık aleyhine açıldığını söyleyen Kıratlı, bu davanın da Atatürk Orman Çiftliği içinde yer alan Gazi Tesislerinin birinci derece doğal ve tarihi sit şerhinin kaldırılmasına ilişkin Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 10 Ağustos 2011 tarihli kararının iptali istemiyle açıldığını belirtti.
Bu davada da Ankara 11. İdare Mahkemesinin, 17 Şubat 2014'te birinci derecede doğal sit statüsünün kaldırılarak 3. derece doğal sit alanı olarak belirlenmesine ilişkin kısmının konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, alanın tarihi sit statüsünün kaldırılmasına ilişkin kısmının ise iptaline karar verdiğini hatırlatan Kıratlı, bu kararın da temyiz edildiğini bildirdi.
Yapılan temyiz incelemesi sonucu bu iptal kararının da Danıştay 14. Dairesinin 22 Mayıs 2014 tarihli kararıyla yürütmesinin durdurulduğunu belirten Kıratlı, "Söz konusu inşaatın hukuka aykırı olduğuna dair gerek idari gerek yargı mercileri tarafından verilmiş bir karar bulunmamaktadır. Gerek yapılmış ve bitmiş olan inşaat gerekse devam etmekte olan inşaatımızla ilgili tüm yasal süreç tamamlanmıştır. Usulüne uygun olarak yapılmıştır" diye konuştu.
YAPI KULLANMA İZİN BELGESİ
Ankara Büyükşehir Belediyesi, AOÇ içinde yer alan Cumhurbaşkanlığı Sarayı binasının yapımı için 17 Temmuz 2012'de ruhsat verdi.
Ankara Büyükşehir Belediyesince verilen ve 8 Ekim 2014 tarihinde onaylanan yapı kullanma izin belgesinde de yapının tüm bölümlerinin İmar Kanunu'na, yapı denetimi hakkındaki mevzuata, imar planına, yönetmeliklerine, ruhsat ve eklerine, bilimsel ve teknik kurallara, Türk standartlarına, yapı ruhsatı duyuru hükümlerine uygun olduğu belirtildi.
Belgede, kullanılmasında fen ve sağlık bakımından sakınca görülmediği tespit edilerek, İmar Kanunu ve yapı denetimi hakkındaki mevzuat uyarınca yapı kullanma izni verildiği ifade edildi.
Ruhsat ve yapı kullanma izin belgesinde, parselin kullanma amacı "resmi kurum alanı", parselin alanı 487 bin 941 metrekare olarak yer aldı.
SİT ALANINA KAMU HİZMET BİNASI YAPILMASININ ÖNÜ AÇILDI
Kültür ve Turizm Bakanlığının 18 Şubat 2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan kararı doğrultusunda sit alanlarına kamu hizmet binası yapılmasının önü açıldı.
Tarihi Sitler Koruma ve Kullanma Koşulları İlke Kararı ile 1996 tarihli ilke kararı değiştirilerek, tarihi sit alanlarının koruma ve kullanma koşulları yeniden belirlendi.
İlke kararı ile sit alanlarının koruma ve kullanma koşullarına, "Milli park bulunan yerlerde uzun devreli gelişim planı, milli park bulunmayan yerlerde alanın tarihi ve kültürel değerlerini koruyan koruma amaçlı imar planları, ilgili koruma bölge kurulunca uygun görülünceye kadar zorunlu alt yapı uygulamaları ve kamu hizmet yapıları dışında bitki örtüsünü, topografik yapıyı, siluet etkisini bozabilecek tahribata yönelik hiçbir inşai ve fiziki uygulamada bulunulamayacağı" düzenlemesi eklendi.
BİNA İNŞAAT PROJELERİ DE ONAYLI
Kültür ve Turizm Bakanlığı Ankara 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, alan içinde yapılacak projeleri de inceledi.
Projeler, Taşınmaz Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararındaki "Milli park bulunan yerlerde uzun devreli gelişim planı, milli park bulunmayan yerlerde alanın tarihi ve kültürel değerlerini koruyan koruma amaçlı imar planları, ilgili koruma bölge kurulunca uygun görülünceye kadar zorunlu alt yapı uygulamaları ve kamu hizmet yapıları dışında bitki örtüsünü, topografik yapıyı, siluet etkisini bozabilecek tahribata yönelik hiçbir inşai ve fiziki uygulamada bulunulamayacağına" ilişkin hüküm kapsamında değerlendirildi.
Cami dışında kalan yapıların projelerinin bu hüküm kapsamında uygun olduğu sonucuna varan kurul, cami yapısının ise Selçuklu ve Osmanlı cami, medrese ve türbe görünüşlerinin karıştırılarak eklektik bir görünüm sağlanmış olması, herhangi bir dönemi yansıtmaması nedeniyle yeniden etüd edilerek alternatifli projelerin iletilmesine karar verdi.