Güncelleme Tarihi:
Kalın, Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesinin (TASC) internet üzerinden düzenlediği, "Kovid-19 Sonrası Dünya: Zorluklar ve Fırsatlar" başlıklı programda TASC Eşbaşkanı Günay Evinch'in sorularını yanıtladı.
Küreselleşmenin son 3 ya da 4 asırdır, herkesin hayatının bir parçası olduğuna dikkati çeken Kalın, "Ancak tüm dünyanın tek bir olaydan etkilendiği çok az zaman olmuştur. Kovid-19 tüm ülkeleri, tüm kültürleri etkiledi. En az vakaya ya da en çok vakaya sahip ülkeler de önlem almak zorunda kaldı. Tüm ülkeler, bölgelerinde ve diğer ülkelerde yaşananları takip ediyor. Bu çok nadir yaşanan bir durum." diye konuştu.
Kalın, Kovid-19 ile tüm kültürel, siyasi, ekonomik ve sosyal hiyerarşilerin de düzlendiğini belirterek, "Bu pandemi döneminde artık kimsenin bir önceliği kalmadı. Ekonominiz ne kadar güçlü, ordunuz ne kadar büyük, eğitim ve bilim kurumlarınız ne kadar güçlü olursa olsun herkes bu sorunla yüzleşti, bu sürece girdi. Çağımızın belki de tek göstergesi 'belirsizlik' oldu." ifadesini kullandı.
Tüm dünyada bilimsel bilgi ve araştırma anlamında birçok veri olduğuna dikkati çeken Kalın, "Tüm bunlar bizim hayatlarımıza istenen düzeyde bir belirlilik getirmedi. Aydınlanma çağının idealleri ile belirsizlik çağının gerçekleri arasında keskin bir tezat var. Bu da bizi daha dinamik ve yaratıcı yollar aramaya itiyor." değerlendirmesinde bulundu.
"ÇİN VE DOĞU EKONOMİLERİNİN YÜKSELİŞİ HIZLANDI"
Kalın, salgınla bir alçakgönüllülük duygusunun da oluşmaya başlaması gerektiğini vurgulayarak, "Biz bu evrenin patronu değiliz. Görünmez bir virüs, Çin'den ABD'ye kadar tüm dünyayı diz çöktürdü. Tam da bu noktada bu dünyaya nasıl uyum sağladığımızı ve doğaya neler yaptığımızı görmeye başladık." dedi.
Kovid-19 salgınının dünya tarihini hızlandırdığının altını çizen Kalın, "Çin ve doğu ekonomilerinin yükselişi hızlandı. Çin belki de bu süreçten daha güçlü bir ekonomi ile çıkacak. Bazı ekonomiler de gerekli önlemleri alırsa, güçlenerek çıkabilir. Her ülkenin payına kar ve zarar düşeceğine inanıyorum. 'Herkes kazanacak' ya da 'herkes kaybedecek' gibi genellemelerden kaçınmalıyız." diye konuştu.
Küresel liberal düzenin bir değişim sürecinden geçeceğini kaydeden Kalın, salgının ilk dönemlerinde bir panik havası olduğunu ve ülkelerin birbirini suçladığına işaret ederek, "Gerçek şu ki, biz küresel bir köydeyiz ve hepimizin bu salgında bir rolü var. Tüm suçu ya da zaferi tek bir ülkenin omuzlarına yükleyemeyiz." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin gündeminde özgürlük ve güvenliğin de olacağına dikkati çeken Kalın, biyogüvenlik, sibergüvenlik ve gıda güvenliği gibi mevzuların bu süreçte daha da önem kazandığının altını çizdi.
Kalın, Kovid-19'a karşı aşı geliştirme girişimlerinin bazılarına Türkiye'nin de ortak olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Aşı çalışmaları da küresel ortaklık gerekiyor. Tek bir ülkenin ya da bilimsel kuruluşun bunu tek başına yapabileceğine inanmıyorum. Belki de Çin'den, Türkiye'den, İngiltere'den, İran'dan, Güney Afrika'dan, Hindistan'dan bilim insanlarının bir arada çalışması gerekecek. Ancak aşı bulunduğunda, bu aşı tüm herkesin erişebileceği bir nitelikte olmalı. Süreç şeffaf bir şekilde ilerletilmeli."
Kovid-19'un ardından gelecek normalleşme sürecinde, halen bazı kısıtlamaların olacağına işaret eden Kalın, "Artık yeni dönemde, sadece birkaç ay değil belki de yıllarca bir salgının gölgesinde yaşamayı öğreneceğiz." dedi.
Ülkelerin "normalleşme" sürecine birbirinden bağımsız olarak giremeyeceğini belirten Kalın, "Küresel ekonomide herkes birbiriyle bağlantılı. Bir ekonominin düzgün işlemesi örneğin turizme bağlıysa, diğer ülkelerin de normalleştiğini bilmeniz gerekir." diye konuştu.
Kalın, Türk ve Amerikan halkları arasında bazı yanlış anlamaların hakim olduğunu vurgulayarak, "Bu pandemi krizinin zihinlerimizde ve kalplerimizde birbirimize yaklaşmamız için bize daha çok imkan tanıyacağının düşünüyorum. Umuyorum ki eski bazı ön yargılar, siyasi hesaplar bir kenara konulur ve hayatlarımız, toplumlarımız ve geleceğimiz açısından temel konulara odaklanacağımız bir sürece gireriz." ifadesini kullandı.