Son dakika: Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısı sonrasında önemli açıklamalar

Güncelleme Tarihi:

Son dakika: Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısı sonrasında önemli açıklamalar
Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 2018 18:19

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Cumhurbaşkanlığı kabinesi toplantısı sonrasında açıklama yaptı. Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili soruya cevap veren İbrahim Kalın, "Şu anda hükümetin gündeminde bu konu yok. Teklif geldiğinde Ekim ayında bakılır. Ama bunun maliyeye üreteceği maliyeti de dikkate almak durumundayız. Bugün bu konu gündeme gelmedi, yarın da gündemimizde yok" dedi.

Haberin Devamı

İşte Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın açıklamalarından satır başları:

KASIM AYINDA İKİNCİ 100 GÜNLÜK İCRAAT PROGRAMI

"Öncelikle 100 günlük icraat programı genel hatlarıyla ele alındı. Kasım ayı içerisinde de ikinci 100 günlük icraat programı açıklanacak. Cumhurbaşkanımız bizzat projeleri takip etmekteler. Bunların zamanlı şekilde hayata geçirilmesi önceliklerimiz arasında yer alıyor.

"TÜRK EKONOMİSİ GÜVEN VEREN BİR EKONOMİ OLMAYA DEVAM EDECEK"

Bu noktada özellikle ekonomiyle ilgili de Hazine ve Maliye Bakanımızın da bir sunumu oldu. Türkiye'deki pozitif yatırım ortamının devam ettiğini tekrar ifade etmek istiyorum. Türk ekonomisi, uluslararası yatırımcılara güven veren bir ekonomi olmaya devam etmektedir.

Bildiğiniz gibi ikinci çeyrek büyümemiz de 5.2 oranında geldi. Bu da Türk ekonomisin bütün bu zorluklara, dışarıdan ve içeriden başka yerlerden gelen olumsuz etkilere rağmen Türk ekonomisinin büyümeye, üretmeye devam ettiğini gösteriyor. Önümüzdeki günlerde de Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere bütün ekonomi yönetimimizin bu konuyla ilgili alacağı tedbirler, temaslar da devam edecek.

"BU TÜRBÜLANS GİBİ GÖRÜNEN DÖNEM DE KISA SÜREDE AŞILACAK"

Haberin Devamı

Bildiğiniz gibi BM Genel Kurulu münasebetiyle Sayın Cumhurbaşkanımızın bir New York Amerika ziyareti olacak. Orada da öncesinde ve güvenlik kurulu esnasında da yatırımcılarla bir takım görüşmeleri olacak. Bakanlarımızın yatırımcılarla, CEO'larla görüşmeleri devam edecek.

Türk ekonomisiyle ilgili bir panik havasının olmadığını özellikle ifade etmek istiyorum. Bu türbülans gibi görünen dönemin de kısa sürede aşılacağından biz eminiz.

YENİ EĞİTİM DÖNEMİNDE ALINAN TEDBİRLER

Bildiğiniz gibi hafta başında yeni eğitim yılı başlıyor. Bu çerçevede Milli Eğitim Bakanımızın sunumu oldu. Özellikle yeni dönemle ilgili alınan tedbirler takdim edildi.

Öncelikle güvenlik noktasında, bütün öğrencilerimizin güvenli ve huzur içerisinde yeni eğitim yılına başlaması için Milli Eğitim Bakanlığımız ile İçişleri Bakanlığımız arasında bir çalışma yapıldı. Güvenlik görevlilerinin görevlendirilmesi noktasında gerekli bütün tedbirler alındı. Pazartesi gününden itibaren yeni güvenlik önlemlerini göreceğiz. İki bakanlığımızın çalışmaları somut olarak görülecek. 

60 BİN TEMİZLİK, 20 BİN GÜVENLİK GÖREVLİSİ...

Haberin Devamı

Bunun yanında yine Milli Eğitim Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız arasında 60 bin temizlik, 20 bin de sivil güvenlik görevlisinin görevlendirilmesiyle ilgili bir çalışma başlatıldı. Bunlar özellikle, okullarımızın temizliği konusunda önemli bir ihtiyaçtı aslında. Bu da tamamlanma aşamasına girmiş durumda.

“BİZİM DE BEKLEMEDİĞİMİZ BİR BİÇİMDE MÜZAKERE KISMI CANLI YAYINLANDI”

Önemli bir konumuz da cumhurbaşkanımızın son dönemdeki yurt dışı temasları oldu. Geçen Cuma günü Tahran’da idik. Orada yapılan görüşmeleri canlı yayından hepiniz de izlediniz. Açıkçası bizim de beklemediğimiz bir biçimde müzakere kısmı canlı yayınlandı. Bu da hayra vesile oldu. Cumhurbaşkanımızın insani duyarlılık noktasında, İdlib’e yönelik saldırının önlenmesi için nasıl gayret içinde olduğunu bütün dünya da görmüş oldu.

Haberin Devamı

Tahran zirvesinden sonra bile geçtiğimiz günler içerisinde dün ve bugün, bir takım saldırıların devam etmekte olduğunu görüyoruz. Cumhurbaşkanımızın çok açık net çağrıları oldu.

Cumhurbaşkanımızın bugün yazısında da ifade ettiği gibi bu konuda sadece Türkiye’nin çaba göstermesi yeterli değildir. Dünya kamuoyunun da elini taşın altına koyması gerekiyor. İdlib’e yönelik saldırı, devam eden siyasi süreçleri dinamitleyecektir. Yüz binlerce insanın Türkiye’ye doğru göç etmesine sebep olacaktır. Zaten milyonlarca mülteciyi Türkiye’de barındırdığımız dönemde yeni bir göç dalgasının Türkiye’ye dönük gerçekleşmesi başka komplikasyonları ortaya çıkaracaktır. Buradan Avrupa’ya başka ülkelere de sıçrayacaktır.

Haberin Devamı

Burada bir noktanın altını çizmek istiyorum. Zaman zaman Batılı ülkelerin ‘Esed rejimi İdlib’de kimyasal silah kullanırsa müdahalede bulunuruz’ açıklamalarının yetersiz ve tutarsız olduğunu ifade etmeliyiz. Şu ana kadar Suriye savaşında öldürülen yüz binlerce insanın yüzde 99’undan fazlası konvansiyonel silahlarla öldürüldü. ‘Kimyasal silah kullanırsa müdahale ederiz’ demek 'konvansiyonel silahlarla saldırmaya, şu andaki katliamları yapmaya devam edebilirsiniz' demektir. Burada bütün silahlarla öldürmelerin tamamen durdurulmasına yönelik çağrıların yapılması, Esed rejimine yönelik bir takım başka girişimlerin devreye sokulması gerekiyor. Bu hususun altını özellikle çizmek istiyorum.

Haberin Devamı

ALMANYA ZİYARETİ

Bir diğer önemli konu, Cumhurbaşkanımızın BM ziyaretinin hemen ardından Almanya’ya bir ziyaret gerçekleştirecekler. 28-29 Eylül’de ziyaret gerçekleşecek. Almanya ile köklü, kapsamlı ilişkilerimiz var. Dolayısıyla bu ziyareti biz son derece önemsiyoruz. Pozitif bir gündemle gideceğiz. Alman mevkidaşlarımızın da çok kapsamlı bir hazırlık yaptığını biliyoruz.

Bu arada Cumartesi günü Cumhurbaşkanımızın Azerbaycan ziyareti olacak. Orada önemli büyük törenler, anma programları olacak.

ABD'NİN FKÖ KARARI...

Bir diğer önemli konu da Filistin meselesi… Bir müddettir müzakerelerin durduğu, Filistin halkının daha fazla baskıya maruz kaldığı bir dönemden geçiyoruz. Sayın cumhurbaşkanımız İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlığında, bu konuyu mütemadiyen dile getiriyor. Tabi son gelişmeler bağlamında, özellikle ABD’nin FKÖ’nün ofisini kapatma yoluna gitmesi Trump yönetiminin Filistin meselesinde tarafgir bir tutum içinde olduğunu bir kez daha teyit etmiş oluyor. Bu genel olarak ABD yönetiminin Filistin meselesinde nasıl baktığıyla ilgili kaygı verici bir tutum içinde olduğunu göstermektedir.

SORU: AK Parti ve MHP arasında ittifak olup olmayacağı çok merak ediliyor. Gözler liderlerin görüşmesinde. Erdoğan’dan Bahçeli’ye bir davet oldu mu? Ya da sayın Bahçeli’den bir talep geldi mi?

14 Eylül’de İstanbul’da bir zirve gerçekleşecek. Sayın Erdoğan’ın ateşkes çağrıları olmuştu. İstanbul’da yeni çağrılar olacak mı?

Birinci sorunuzla ilgili dün AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’in açıklamaları oldu. Cumhur ittifakının ruhunun muhafaza edilmesi, hem yerel seçimlere giderken yaşayacağımız önemsediğimiz bir yaklaşımdır. Bunun muhafaza edilmesi kabul edilen tutumdur. Daha detaylı, yerel seçimlerde bu ittifak nasıl uygulanır? Bunun çalışılması gerekiyor. Olgunlaştıktan sonra da liderlere arz edecekler. Onunla ilgili çalışmalar başlamış değil ama önümüzdeki günlerde başlayabilir.

Cumhurbaşkanımızın bir daveti söz konusu olmadı. Sayın Bahçeli’nin talebi de söz konusu değil.

Ayın 14’ünde İstanbul’da yapılacak toplantı bizim ev sahipliğimizde yapılacak. Burada Türkiye Rusya Almanya ve Rusya liderlerinin katılacağı zirvenin ön hazırlık toplantısı yapılacak. Bu toplantıda, biz liderlerin zirvede ele alacakları gündemi ele alacağız. Orada bir mutabakata vardıktan sonra bunlar liderlerimize arz edilecek. Onay alındıktan sonra da takvim üzerinde çalışacağız. Cuma günü mevkidaşlarımızla konuşacağız. Orada bir takvim de belirlemeye çalışacağız. Amaç Suriye başta olmak üzere bölgesel konuları eşgüdüm içerisinde ele almak. Bunun somut neticeler çıkaracağına inanıyoruz.

Demin de ifade ettiğim gibi bu meselenin bütün yükünü Türkiye’nin omuzlarına bırakıp kenara çekilmek adil olmaz. Türkiye olarak biz elimizden geleni yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Ama meseleyi daha fazla büyütmeden nasıl çözebiliriz diye baktığımızda bütün paydaşların yer alması gerekiyor.

Tabi bu arada bahsettiğim dörtlü zirveden önce New York’ta da dünya liderleriyle bir çok görüşmesi olacak.

SORU: İdlib’e olası bir operasyonda yaşanacak bir göç dalgası pek çok ülkeyi etkileyecek. AB’den onları engelleyecek 10 bin kişilik bir güç oluşturuldu. AB ile temas kuruldu mu?

Biz de haberlerde okuduk. Tabi açıkçası bizde uyandırdığı intiba, güvenlikçi perspektiften bakıyorlar yaklaşımı oldu. İnsani noktadan ziyade, göçü nasıl durdururuz, nasıl sahip çıkarız kaygılarından ziyade, ülkelerimize almayalım, bu meseleyi uzağımızda tutalım yaklaşımının devamı olduğu izlenimi uyandı bizde. Umarım yanılıyoruzdur. Fakat son 3-4 yılda mülteci meselesinde Avrupa ülkelerinin takındığı tavrı dikkate aldığınızda bunun dışında bir yaklaşımın da pek hakim olmadığını görüyoruz.

Demin de ifade ettim, cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi; bu meselenin çözümü yerinde müdahale. İdlib meselesine müdahale. Yeni bir cephe açalım değil, tam tersine. Ateşi nasıl söndürürüz? Bu 10 bin kişilik güvenlik gücünü kurabilirler ama meseleyi çözmeyecek bu. Bu göç akını devam ettiği sürece, Esed rejiminin katliamları devam ettiği sürece insanlar kaçacaklar.

Biz insani kaygılarla elimizden geleni yapacağız.

SORU: Başta MHP olmak üzere muhalefet partileri emeklilikte yaşa takılanların sorununu çözmek için Meclis’e yasa teklifi verdi. Hükümet olarak olaya nasıl bakıyorsunuz? MHP’ye destek verecek misiniz?

Bu konu bugün gündeme gelmedi. Şu anda hükümetin gündeminde bu konu yok. Teklif geldiğinde Ekim ayında bakılır. Ama bunun maliyeye üreteceği maliyeti de dikkate almak durumundayız. Bugün bu konu gündeme gelmedi, yarın da gündemimizde yok.

SORU: İdlib konusunda olası bir göç dalgası bekleniyor. AFAD’ın hazırladığı rapor olduğu da biliniyor. Türkiye’nin insani kaygılarla oradan gelen Suriyelilere yardım edeceği ancak; 3,5 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Türkiye’nin daha fazla mülteciye sahip çıkamayacağı da konuşuluyor. Türkiye’nin stratejisi ne olacak?

Sınırın ötesinde mi karşılayacak? Yoksa Türkiye sınırına geçecekler mi?

Biz Cumhurbaşkanımızın talimatıyla açık kapı politikası izledik tamamen insani politikalarla. Zaman zaman da haksız şekilde eleştirildik. Yani bu öyle bir şey ki; kapıları açsanız ‘herkese izin veriyorsunuz’ diye eleştire maruz kalıyorsunuz, kapıları kapatsanız ‘bu insanları nasıl savaşın, varil bombalarının, kimyasal saldırılarının kucağına itersiniz’ diye eleştiri alıyorsunuz.

Eleştiri yapanların kendileri sahada ne yapıyorlar? Kaç mülteci aldılar? Çatışmaları önlemek için ne tür girişimler yaptığına baktığınızda orada da pek girişim yapmadıklarını görüyorsunuz.

Muhtemel göç dalgasına karşı  AFAD başta olmak üzere ilgili bütün birimlerimiz tedbirlerini aldılar. Ama gelecek dalganın büyüklüğünü şu anda kestirmek zor. Umarız ileriki günlerde İdlib meselesiyle ilgili bir siyasi çözüm söz konusu olur. Bir, cumhurbaşkanımızın çağrısına benzer bir ateşkestir, silah bırakmadır, buna benzer bir gelişme söz konusu olur. Ve biz acil durumla karşı karşıya kalmayız.

Ama olmaması durumunda bu geliyor, Türkiye üzerine düşeni yapmaya devam edecek. Ama bunun bir sınırının olduğunu da herkesin bilmesi gerekiyor.

SORU: CHP ile AK Parti arasında son dönemde enflasyon-faiz-kur üzerinden polemik yaşanıyor. İki gün önce de sayın Kılıçdaroğlu, sayın Cumhurbaşkanına yönelik “Dolar baronlarının adamısın sen” dedi. Bu sözleri yargıya taşımayı düşünüyor musunuz? Ve bu eleştirilere neler söylersiniz

Merkez Bankası’nın toplantısı var. Faiz konusunda beklentileriniz nelerdir?

Karma eğitimle ilgili haberler yapıldı. Sizin ağzınızdan net cümleler duyabilir miyiz? Kalıyor mu, kalkmıyor mu?

Sayın Kılıçdaroğlu’nun bu tür açıklamalarını ciddiye almak mümkün değil. Ana muhalefet liderine de yakışmayan zaman zaman açıklamalar yapıyor, daha kötülerini de yaptı geçmişte. Bunun kendisine bir faydası olmadı. Hele ki cumhurbaşkanımıza saldırılarla yol alabileceğini zannediyorsa, ne sayın cumhurbaşkanımızı ne siyaseti bilmediği anlaşılır buradan.

Ekonomiyle ilgili gerekli değerlendirmeleri yaptım, söyledim. Onları tekrar etmek istemiyorum.

Perşembe günü alınacak kararı kestiremem. Bilemiyorum, onu hep birlikte göreceğiz. Ama meselenin sadece bu konuyla ilgili olmadığını, bunun bir ekosistem olduğunu hepimiz biliyoruz. Atılan adımlar da bunu dikkate alan kapsamlı adımlar. Zaten o çerçevede de Hazine ve Maliye Bakanımızın hazırladığı program da bu ayın içerisinde açıklanacak. Bu ekonomik üretimle ilgili, dengelerle ilgili de yol haritası oluşturacak. OVP’yi beklemekte fayda var. Bu ayın içinde sayın bakanımız OVP’yi açıklayacak. Bu dar boğazdan hep birlikte daha da güçlenerek çıkacağız.

Üçüncü sorunuza gelince, bakanlığımız bir açıklama yaptı. Mahkeme kararına istinaden yapılan bir mahkeme kararını esas alan bir düzenleme yapıldı. Bu karma eğitim kaldırılıyor gibi bir propagandaya dönüştürüldü. Kaldırılması söz konusu değil. Fakat, belli okullarda kız erkek ayrımı şeklinde eğitim verilmesine imkan sağlayan bir karar da var ortada. Burada tercihlerin çoğaltılması söz konusu. Demokratik toplumlarda da aslolan opsiyonların çoğaltılmasıdır.

Hiç kimse hiçbir veliye, ‘sen çocuğunu karmaya ya da olmayana göndermek zorundasın’ diye bir şey empoze etmiyor. Ama alternatifleri sunuyoruz. İsteyen tercih edebilir. Burada kafa karışıklığına mahal verecek durum da yok aslında. Karma sistem devam ediyor, bunun yanında karma olmayan bir eğitim de verilebilir.

SORU: Daha önce sayın Cumhurbaşkanı da açıklamıştı. BM Genel Kurulu'nda Trump ile görüşmesinin olmayacağını ifade etmişti. Bu durumda değişiklik var mı? Trump'tan böyle bir talep geldi mi?

Sayın Trump ile görüşme planlanmıyor New York'ta. Ama bakalım o güne kadar ne olur, ne yaşanır onların hepsini görelim ona göre karar verilir.

SORU: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçince kurullar oluşturulmuştu. Atamalar ne zaman yapılacak? Takvimi var mı?

Kurullarla ilgili Cumhurbaşkanımız çalışmasını hemen hemen tamamladı. Çok yakın zamanda inşallah atamalar yapılacak ve kamuoyuyla paylaşılacak.

DEVAMI GELİYOR...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!