Güncelleme Tarihi:
Oktay, Neşet Ertaş Kültür Merkezi'nde düzenlenen 24. Zoom Uluslararası Haber Görüntüleri Yarışması Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada, haberin yükünü omuzlarında taşıyan basın mensuplarının ödüllendirildiği törende bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Teknolojide yaşanan gelişmelerin etkisiyle medyanın tüm unsurlarıyla yenilendiğini ve dönüştüğünü ifade eden Oktay, küresel iletişim ağı oluşturan internet ve web uygulamaları sayesinde bir görüntü ya da bilginin saniyeler içinde dünyayı dolaşabildiğini söyledi.
Özellikle sosyal medya programları ile YouTube gibi görüntü odaklı uygulamaların yaygınlaşmasıyla "vatandaş gazeteciliği" ya da "katılımcı gazetecilik" kavramlarının hayata geçirildiğini aktaran Oktay, bu durumun medyanın tarafsızlığı ile kişi haklarına ve özel hayata saygı gibi ilkelerden münezzeh, subjektif bilginin dolaşımını artırdığını vurguladı.
Nerede, hangi tarihte çekildiği belli olmayan, hatta çoğunlukla çarpıtılan, doğruluğu ve güvenilirliği tartışmalı birçok haber ve görüntüye maruz kalınabildiğine dikkati çeken Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Doğru bilgiyi yanlıştan ayırt etmenin iyice zorlaştığı bu günlerde sizler gibi evrensel meslek ahlakı, demokratik değerler ve hukuk çerçevesinde mesleğini icra eden basın mensuplarının kıymeti katbekat artmıştır. Bildiğiniz gibi Barış Pınarı Harekatı'nın başladığı günlerde, sadece sosyal medyada değil yabancı basın organlarında da tamamen yanlış bilgi ve görüntüler kamuoyuna sunuldu. Suriye'de süren savaşta Esed'in zulmüne tanıklık eden fotoğraf kareleri sanki Barış Pınarı Harekatı esnasında çekilmiş gibi servis edildi. Bunun yanı sıra kurgu bazı görüntüler kaydedilerek, Barış Pınarı Harekatı bölgesinde 'zulüm uygulanıyor' gibi gösterildi.
Sıcak operasyon süresince basın mensuplarımız, bir yandan ateş hattından en doğru bilgiyi aktarırken bir taraftan da Türk basını, paylaşılan manipülatif görüntülerin çarpıtma olduğunu kanıtlayan çalışmalar yürütmüştür. Barış Pınarı Harekatı, cephede askerlerimizin, cephe hattında cesaret sahibi muhabir ve kameramanların, bilgisayarlarının başında da yalanla savaşan foto muhabirlerinin tarih yazdığı bir operasyon olmuştur."
Oktay, Barış Pınarı Harekatı cephe hattında, canını hiçe sayarak görev yapan haber kameramanı ve muhabirlere ödül vermeyi çok anlamlı bulduğunu dile getirdi.
Yedi gün 24 saat haberi kesintisiz ulaştıran, milletin gözü kulağı olan basın mensuplarının tarihe tarafsız şekilde not düşen bir meslek icra ettiğine değinen Oktay, "Sadece 15-20 kilogramı bulan kamera ekipmanlarını değil, haberi en doğru ve hızlı şekilde ulaştırmanın yükünü de taşıyorsunuz. Toplumsal sorumluluk bilinci ile hareket ederek, bizlerin izlerken bile yüreğimizin dayanmadığı bazı görüntüleri yerinde kaydediyor, olaylara bizzat şahitlik ediyorsunuz." diye konuştu.
"TERÖRÜN BUMERANG GİBİ KENDİLERİNE DÖNDÜĞÜNÜ GÖRÜYORUZ"
Kameramanların milletin gözü olarak gerektiğinde yangına girecek cesareti, temiz ve en iyi görüntü için saatlerce bekleyecek sabrı ve dirayeti taşıdıklarını anlatan Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Haber kameramanlığı ve muhabirlik. Paris'teki protestolarda polisin kullandığı plastik merminin isabet etmesi sonucu bir gözünü kaybeden Anadolu Ajansı Foto Muhabiri Mustafa Yalçın gibi 'tek gözümle de olsa mesleğimi yapmaya devam edeceğim' diyecek kadar azimli insanların işidir. Kendisine buradan geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, sağlıklı ömür diliyorum. Mustafa Yalçın kardeşimiz Paris’te polisin hedef aldığı tek basın mensubu da değil. Göstericilere atılan gaz bombası ve plastik mermiler ile ne yazık ki 25 kişi gözlerini, 5 kişi de ellerini kaybetti.
Sarı yeleklilerin protestosuna karşı polisin kullandığı gaz bombaları ve plastik mermiler, Fransız halkının da hayatını cehenneme çevirmiş durumda. Cumhurbaşkanımız, 'Vandallar sokaklarınızı yakıp yıkmaya başladığında yaptığınız yanlışı elbet anlayacaksınız' derken teröre destek veren çevreler, YPG/PKK’lıları Cumhurbaşkanlığı sarayında ve AB Parlamentosunda ağırlamaya devam ediyordu. Dünyanın başka yerlerinde de ağırlamaya devam ediyorlar. Bu sarı yeleklilerin de içinde PKK yanlılarının olduğunu ve terörün bumerang gibi kendilerine döndüğünü görüyoruz."
Oktay, hala Suriye'de YPG/PKK’nın terör örgütü olduğunu görmezden gelmeye devam edenlerin olduğuna işaret etti.
LİBYA İLE ANLAŞMA
Türkiye'nin terörün kökünü kazımak için yürüttüğü harekatları eleştirip, yaptırım tehditleriyle durdurmaya çalışanların olduğunu anımsatan Oktay, şöyle devam etti:
"Biz, sınırlarımızın ötesinden ateş ederek vatandaşlarımızın canına kastedenlerin ve bölgeyi dipsiz bir terör kuyusu haline getirenlerin kim olduğuyla değil, ne yaptığıyla ilgileniyoruz. Bu terör odaklarının arkalarında her kim olursa olsun bizim mücadelemiz en güçlü şekilde sürecektir. Türkiye ne Suriye'de barıştan yana tutumundan ne de Libya ile vardığı mutabakattan kesinlikle geri adım atmayacak. Biz deniz komşumuz Libya ile deniz yetki alanlarımızın kesiştiği noktalara dair her türlü ortak karar alma hakkına sahibiz. Bölgenin istikrarı söz konusu olduğunda da gerekli askeri iş birliğini yapar, dostlarımızla yol yürürüz. Tüm adımlarımız uluslararası hukuka ve egemenlik haklarına uygundur; bundan sonra da böyle olmaya devam edecektir."
Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, emeğin hak ettiği şekilde takdir edilmesine özellikle önem verdiklerini vurguladı.
"DERNEĞİN SOSYAL ETKİNLİKLERİ TAKDİRE ŞAYAN"
Başarıya mercek tutmanın ve ödüllendirmenin toplumsal farkındalığa vesile olurken, aynı zamanda daha nitelikli çalışmalara da ilham kaynağı olduğunu belirten Oktay, şunları kaydetti:
"24 yıldır en iyi görüntüleri ödüllendiren Zoom Uluslararası Haber Görüntüleri Yarışması'nın, alanında önemli bir boşluğu doldurduğuna inanıyorum. Türkiye Haber Kameramanları Derneğinin faaliyetlerinden biri olan yarışma, sektörde birlik ve dayanışmayı da perçinlemektedir. Yarışmaya her geçen yıl yeni kategoriler ekleyerek başvuru sayısını ve kapsayıcılığını artırmanız, haberi görüntüyle yazan tüm meslek mensuplarını teşvik etmektedir.
Derneğin, mesleki faaliyetlerin yanı sıra Anadolu'nun uzak köşelerinde çocukları kamerayla tanıştıran 'Benim Hikayem' projesi gibi sosyal etkinlikleri de takdire şayandır. Görüp aktarmak için, duymak; duyurmak için fedakarca çalışan tüm haber kameramanı ve muhabirler için yürüttüğünüz faaliyetlerin devamını temenni ediyorum. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da faaliyetlerinize gereken desteği vermeyi sürdüreceğiz. Can güvenliğinin bile tam anlamıyla olmadığı çoğu görevde işlerini sevgi ve aşkla yapan tüm basın mensuplarını gönülden kutluyor, gerçekleri bizlere ulaştırma mücadelesinde başarılar diliyorum."