Güncelleme Tarihi:
Oktay, Bursa'nın İnegöl ilçesinde bir otelde AK Parti İlçe Teşkilatınca düzenlenen toplantıda, Türkiye'nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek, bölgeye barış ve huzuru getirmek amacıyla başlatılan "Barış Pınarı Harekatı" ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Bir süredir Türkiye'nin en önemli önceliklerinden birinin, Suriye kaynaklı tehditlerin yok edilmesi ve sorunların çözümü olduğunu belirten Oktay, Türkiye'nin, sınırlarının güvenliği ve topraklarındaki Suriyelilerin güvenle evlerine dönüşleri konusundaki kararlılığını her platformda ifade ettiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, sözlerine şöyle devam etti:
"Eğer, siyasi çözüm yolunda en önemli aşamalardan biri olan Anayasa Komitesi 30 Ekim itibarıyla çalışmaya başlayacaksa, bunda Türkiye'nin rolü ve yapıcı katkısı tartışmasızdır. Ayrıca Suriye'deki insani dramın rejimle birlikte en büyük sebebi olan DEAŞ tehdidine karşı tek ciddi ve etkin mücadeleyi Türkiye vermiştir. Lafla, sözle değil, icraatla vermiştir. Biliyorsunuz DEAŞ, sadece Suriye ve Irak'ı değil Türkiye'yi de hedef almaya kalkmıştı. Kendi sınırlarımız içinde aldığımız tedbirlerle bu yöndeki teşebbüslerin önünü kısa sürede kesmeyi başardık. Fırat Kalkanı Harekatı'yla, Cerablus-El Bab bölgesinde 3 bin civarında DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirdik, Zeytin Dalı Harekatı'yla da özellikle Hatay ilimizi hedef alan PKK-YPG oluşumunu ortadan kaldırdık."
"PEK ÇOK FORMÜL, PEK ÇOK YÖNTEM DENEDİK"
Bölgede özellikle DEAŞ'ın fiili bir tehdit olmaktan çıkmasında Türkiye'nin verdiği mücadelenin büyük payı ve etkisi olduğuna dikkati çeken Oktay, şunları kaydetti:
"Verdiğimiz bu büyük mücadeleye rağmen Suriye'de bir başka terör örgütünün ısrarla bize karşı korunduğunu ve güçlendirildiğini gördük. Oyunu görüyoruz. PKK'nın bir kolu olan bu oluşumun yanı başımızda yeni bir terör bataklığı meydana getirmesine müsamaha göstermeyiz. Hedefi ülkemiz olan bu örgütün, kendisine verilen tüm silahları ve araç gereçleri bulduğu ilk fırsatta ülkemize karşı kullanacağı apaçık ortadadır. Fırat'ın doğusundaki YPG varlığı, ülkemizdeki Suriyeli kardeşlerimizin yuvalarına dönmelerine de engel teşkil etmektedir."
Oktay, Türkiye'de yaşayan Suriyelilerin geri dönebildikleri tek yerin, Türkiye'nin fiilen güvenli hale getirerek Suriye halkının kendi yönetimine verdiği bölgeler olduğunu hatırlattı.
Rejim bölgesine de terör örgütünün kontrolü altındaki yerlere de kimsenin gönüllü dönmediğini, dönmek istemediğini anlatan Oktay, "Dolayısıyla, Türkiye'deki Suriyelilerin bu bölgelere dönüşlerinin yolu, Münbiç dahil Fırat'ın doğusundan Irak sınırına kadar olan yerlerin gerçek anlamda güvenli hale getirilmesinden geçiyor." ifadesini kullandı.
Oktay, Suriye'nin batısındaki insani krizlere ve terör oluşumlarına, Rusya ve İran'la yapılan görüşmeler sonucunda çözüm bulunduğunu belirtti.
Fırat'ın doğusu için de ABD ile uzun süredir görüşmeler gerçekleştirildiğini dile getiren Oktay, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bugüne gelene kadar pek çok formül, pek çok yöntem denedik. Bu konudaki kararlılığımızı her düzeyde muhataplarımıza ifade ettik. Mesele tüm açıklığıyla kendileriyle görüşüldü, konuşuldu. Ancak, çeşitli sebeplerle bunların hiçbiri bizim istediğimiz neticeyi vermedi. Bu noktada 'Türkiye kendi yolunu kendi belirler, kendi göbeğini kendi keser.' dedik ve harekete geçtik. Bu yaklaşımla, Fırat'ın doğusunda bir barış koridoru oluşturulmasına yönelik Barış Pınarı Operasyonu bugün itibarıyla fiilen başlamıştır, ülkemize ve milletimize hayırlı olsun."
"İLÇELER İNŞA ETMEYİ, ALTYAPIYI AYAĞA KALDIRMAYI PLANLIYORUZ"
Fuat Oktay, harekatta görev alan Türk ordusunun kahraman mensuplarına ve güvenlik güçlerine muvaffakiyet diledi.
Harekatın hedeflerine değinen Oktay, şöyle konuştu:
"Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan operasyonun bizzat yakından takipçisidir, lideridir. 'Sizdedir cesaret, iman, intizam, batıla taklide yoktur iltizam. Herkese adalet, aleme nizam verecek sizsiniz, selam sizlere!' diyerek Mehmetçiklerimizi, Abdurrahim Karakoç'un dizeleriyle selamlıyorum. Tek amacımız sınırlarımızın emniyeti ve Suriyelilerin güvenle evlerine dönüşlerini sağlamaktır. Türkiye, Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve siyasi birliğine olan saygısını her fırsatta ifade etmiştir. Ülkemizin Fırat'ın doğusunda yürüttüğü operasyona Amerika'nın herhangi bir şekilde karışmayacağının tüm kademelerde açıkça ifade edilmiş olmasını da ayrıca önemli bulduğumu ifade etmek isterim. Geçtiğimiz 8 yıllık süreçte Suriye çok ağır hasarlar almış, çözümsüzlüğün merkezi haline gelmiştir. Ülkelerine geri dönecek Suriyelilerin birçoğunun artık oturacak bir evleri yok ve savaş ortamında hayatlarını idame ettirecek işleri bulunmuyor. Bunun için, oluşturacağımız güvenli bölgede ilk etapta 1 milyon kişinin yaşayabileceği köyler ve ilçeler inşa etmeyi, altyapıyı ayağa kaldırmayı planlıyoruz. Avrupa Birliği başta olmak üzere uluslararası toplumun desteğiyle inşa edeceğimiz bu yerleşim yerleri, Suriye'deki soruna kalıcı çözüm bulunması yolunda önemli bir adım olacaktır. Tüm bu çalışmaları, bölgenin tarihi demografik yapısına saygılı şekilde yürütmeye devam edeceğiz.
Suriye topraklarını 'Barış Pınarı'yla sulamakta kararlıyız. Suriye'de, tüm kesimleri kucaklayan ve herkes tarafından kabul edilen bir siyasi çözüme ulaşıldığında, ülkenin diğer tüm bölgeleri gibi, güvenli bölgeler de tamamen Suriye halkının yönetimine geçecektir. Bu amaçla, Astana ve Cenevre Süreçlerine her türlü katkıyı vermeye devam edeceğiz. Attığımız ve atacağımız adımların ülkemize, Suriyeli kardeşlerimize, bölgemize ve dünyaya hayırlar getirmesini, barışa ve esenliğe vesile olmasını diliyorum."
Fuara 110 ülkeden 184 firmanın katılım gösterdiğini aktaran Oktay, "Bu yıl 42'ncisi düzenlenen MODEF EXPO 2019 Uluslararası Mobilya ve Dekorasyon Fuarı'nın gelenekselleşen yapısıyla 110 ülkeden 184 mobilya firmasını İnegöl'de buluşturması takdire şayandır. 70'li yıllarda İnegöl Sanayi Sergisi ile başlayan
fuar geleneği İnegöl'ü Bursa'nın dünyaya açılan penceresi haline getirmiştir. Büyük bir tarihi ve kültürel mirasa sahip olan İnegöl, mobilya sektöründeki başarısı yanında diğer sanayi kollarında da hem ülkemizde hem uluslararası düzeyde bir markadır. 1976'da kurulan İnegöl Organize Sanayi Bölgesi, Türkiye'nin ilk organize sanayi bölgelerindendir. Türkiye'de ilk olma özelliğini taşıyan Mobilya İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ise İnegöl'ün üretimdeki başarısında çok önemli bir yere sahiptir." diye konuştu.
Devletin, 2002 yılından bu yana mobilya sektörüne yaklaşık 3 milyar liralık yatırım teşviki verdiğini ifade eden Oktay, şunları aktardı:
"Mobilya sektörü 2018'de 3 bin 458, 2019'da ise bin 597 vatandaşımıza ek istihdam oluşturmuştur. Mobilya alanında ihracatımızı her yıl yükselterek dünyada 13. sıraya yükselmiş durumdayız. Sadece İnegöl'ün ihracatının 1 milyar dolar seviyesini aşmış olması, mobilya sektöründeki başarının en somut ifadesidir. Model ekonomi şehri haline gelen Bursamızın güzel ilçesi İnegöl'ün yazdığı başarı hikayesi, tüm şehirlerimize örnek olmalıdır. Geçen 17 yılda 81 ilimizin her birinde bu tür başarı hikayeleri yazılması için var gücümüzle çalıştık. Milletimizle, ülkemizin potansiyelini harekete geçirmek ve kalkınmasını sürdürülebilir kılmak için gereken reformları ve yatırımları yaptık. Çok şükür bu gayretlerimiz meyvelerini verdi. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ekonomimizi 17 yılda 3,5 kat büyüterek, Cumhuriyet tarihimizin en büyük atılımını gerçekleştirdik. Eğitimden sağlığa, ulaştırmadan enerjiye, tarımdan sosyal güvenliğe her alanda ülkemize çağ atlattık."
"EKONOMİDE GEÇEN YIL MARUZ KALDIĞIMIZ SALDIRININ ÖNÜNÜ KESTİK"
Türkiye'nin büyümesi için gece gündüz var güçleriyle çalıştıklarını dile getiren Fuat Oktay, her dönemde farklı engellemelerle de karşılaştıklarının altını çizdi.
Oktay, son 6 yılda kesintisiz bir saldırı dalgası olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Rabbimizin yardımı, milletimizin desteği ve teşkilat neferlerimizin kararlı duruşuyla, tüm bu saldırıları birer birer boşa çıkardık. İnşallah bizden sonraki nesillere her türlü saldırıya çok daha dayanıklı bir Türkiye teslim edeceğiz. Ekonomide geçen yıl maruz kaldığımız saldırının önünü kestik ve yeniden yükseliş sürecini başlattık. Faizlerden enflasyona, ihracattan cari dengeye kadar tüm göstergeler olumlu yönde ilerlemeye işaret ediyor. İnşallah bu süreci kararlılıkla devam ettireceğiz. Milletimizi sadece ekonomik yönden rahatlatmakla kalmayacak, her alanda çok daha ileriye taşıyacağız.
Bir sanayi ve üretim vahası olan İnegöl de hizmet ve icraatlarımızdan hak ettiği aslan payını alacaktır. Yapımı süren İnegöl-Yenişehir yolu 2020'de tamamlanmış olacak. İnegöl'e Gedikpınar ve Hocaköy barajlarını inşa ediyoruz. Hocaköy Barajı'yla İnegöl ilçe merkezine içme ve kullanma suyu temin edilmesi planlanmaktadır. İnegöl'de bulunan organize sanayi bölgelerinin, sanayicimizin ve iş insanlarımızın daima yanında olmayı sürdüreceğiz."
Türkiye'yi tüm illeriyle ve ilçeleriyle 2053 ve 2071 vizyonları doğrultusunda hayal ettiklerinden öteye taşıyacaklarını anlatan Oktay, "Türkiye'yi ısrarla yalan ve iftira üzerine bina ettikleri kısır tartışmaların cenderesinde boğmak isteyenlere aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Gözleri olup görmeyenleri, kulakları olup duymayanları, dilleri olup doğruları söylemeyenleri milletimize havale ediyoruz. Biz birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sahip çıktıkça başka hiçbir şey bizi yolumuzdan alıkoyamayacaktır. Her alandaki başarılarıyla dünyada gıptayla takip edilen bir Türkiye'de yaşıyor olduğumuzu asla unutmamalıyız. Kendimize ne kadar inanır ve ne kadar sağlam durursak, başarı çıtasını o derece yükseğe çıkartabiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasının ardından İnegöl Belediyesini ziyaret eden Oktay'ı burada mehter takımı karşıladı. Belediye önünde toplanan vatandaşlarla selamlaşan ve hatıra fotoğrafı çektiren Oktay, daha sonra Belediye Başkanı Alper Taban'dan ilçede yapılan çalışmalar hakkında bilgi aldı.