Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay: Kimse sulandırmaya çalışmasın

Güncelleme Tarihi:

Oluşturulma Tarihi: Nisan 06, 2021 18:03

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay bazı emekli amirallerin bildirisi ile ilgili olarak, 'Bu, bir vesayet bildirisidir, bir darbenin ön bildirisidir. Kimse sulandırmaya çalışmasın, ne CHP ne de başka birilerinin bunu sulandırma gibi bir hakları yoktur.' dedi.

Haberin Devamı

101. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla Anadolu Ajansını (AA) ziyaret eden Oktay'ı, Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Şenol Kazancı ile beraberindeki yöneticiler karşıladı. Kuruluş yıl dönümünü kutladığı Anadolu Ajansının son derece köklü, Türkiye'nin haklı tezlerini bütün dünyaya duyuran, çok kritik ve stratejik bir kurum olduğunu belirten Oktay, şu anda geldiği noktayla gurur duyduklarını söyledi.

"SON DERECE NET"

Bazı emekli amirallerin darbe iması içeren bildirisinin sorulması üzerine Oktay, "Bu son derece net. Darbe iması içeriyor diye bir şey yok aslında. Bu bir vesayet bildirisidir. Bu bir darbenin ön bildirisidir. Eğer ki fırsat bulursa bulabilirse bir sonraki adıma rahatça geçebileceklerini ifade eden bir açıklamadır." dedi.

Türkiye'nin bunun tecrübelerini geçmişte birçok kez yaşadığını vurgulayan Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"GEREĞİ YAPILACAKTIR"

"Dolayısıyla 71'e baktığınızda, 28 Şubat'a baktığınızda, 27 Nisan'a baktığınızda bunları son derece net görürsünüz. Fırsatını bulduğunda bir sonrakine geçer. 27 Mayıs'ta da 12 Eylül'de de 15 Temmuz'da da biz bunları gördük. Bir vesayet bildirisidir. Bu bir darbe hazırlığı ve onun ötesinde darbe seviciliğidir ve hak ettiği gerekli cevabı da alacağını biz çok net şekilde ifade ettik. Kimse sulandırmaya çalışmasın. Yok 'ifade özgürlüğüdür', yok 'tekrardan mağduriyettir, mağduriyet mi oluşturuyorsunuz' vesaire... Ne muhalefet ne Cumhuriyet Halk Partisi ne de başka birilerinin bunu sulandırma gibi bir hakları da yoktur, hiç kimsenin. Dolayısıyla bazılarına eğer ki taşıdıkları rütbe, sıfatlar her ne ise ağır geliyorsa yükümlülükleri, biz onların yükümlülüklerini, ağırlıklarını hafifletmesini de biliriz. Gereği yapılacaktır, yapılmaktadır da zaten."

İlk andan itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde anında cevap verildiğini anımsatan Oktay, nasıl 15 Temmuz'da anında sokaklara inildiyse burada da net bir şekilde gereğinin yapıldığını ve yapılmaya devam edildiğini anlattı. Yargı sürecinin başladığını aktaran Oktay, ilgili kurumların çalışmalarının koordineli şekilde yürütüldüğünü, bunu yakından takip ettikleri dile getirdi. "Hiç kimsenin hele hele 'emekli' diye eski üniformalarını, bembeyaz o üniformayı kirletmeye hakkı yoktur. Biz üniformalı teröristleri gördük 15 Temmuz'da... Nasıl gereğini yaptıksa bugün de aynı gereğini tereddütsüz yaptık ve yapacağız." diyen Fuat Oktay, bildirinin içeriğinde ve arkasındaki niyette milli iradeye saldırı olduğuna dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Milli iradeye kesinlikle saldırı vardır bu bildirinin içeriğinde ve arkasındaki niyette de ileriye yönelik yine planlarında da. Silahlı kuvvetlere saldırı vardır, milletin kendisine saldırı vardır, başkomutana saldırı vardır. Dolayısıyla biz buna sessiz kalacak değiliz. Bunun gereğini vereceğiz. 'Uluslararası anlaşmaları şöyle yaparsınız, böyle yaparsınız, bilmem ne yaparsınız' sizin haddinize değildir. 'Şu bilmem projeyi yaparsınız, bu projeyi hayata geçirirsiniz, geçiremezsiniz' sizin haddinize değildir. Görüşünüz vardır, görüşünüzü bildirirsiniz. Zaten bugüne kadar da herkes bildiriyordu. İçeride dışarıda her akşam, her gün dinliyorduk, kanal kanal dolaşıyorlardı, her yerde konferans konferans konuşuyorlardı, bir şey söylendi mi? Bireysel boyutta herhangi bir şey söylendi mi? Hayır ama bunu bir ileri aşamaya taşıyıp da askeri personeli kendi içerisinde ve emekli sıfatını da bilinçli olarak kullanmayarak algı oluşturarak da bir gece yarısı bildirisiyle organize suça dönüştürerek farklı bir eylemin içerisine girmek, burada ifade özgürlüğü vesaire herhangi bir şey yoktur. Burada son derece net bir şey vardır. Milli iradeye saygısızlık vardır ve milli iradeye ve başkomutana karşı, hükümete karşı bir başkaldırının ayak izleri vardır. Şu anda da gereği yapılıyor derken de hem bunun organizatörleri hem bu bildiriyi imzalayanlar ve bunların ilişki içerisinde bulundukları ama onun da ötesinde asıl bizim için önemli olan bunun perde arkasıdır. Kimlerle irtibat içerisinde oldukları, ne yapmak istedikleri ve nasıl yapacaklarına kadar her türlü detay araştırılmakta. Biz de bununla ilgili gereğini yapıyoruz. Gereği yapılacaktır dedik, yapılmaktadır ve yapılacaktır. Zerre tereddüdümüz olmaz burada."

KKTC'NİN DOĞU AKDENİZ'DE ARTAN AĞIRLIĞI

Haberin Devamı

Türkiye'nin de desteğiyle KKTC'nin Doğu Akdeniz'de artan bir ağırlığı olduğu belirtilerek, gelecekte KKTC'yi nerede gördüğüne yönelik soru üzerine Oktay, 307 yıl Türk hükümranlığında kalan Ada'daki durumun bugüne nasıl geldiğini anlattı. Kıbrıs Türkünü yok etmeye yönelik yoğun gayretlerin 1974'teki Barış Harekatı'na kadar sürdüğüne dikkati çeken Oktay, Kıbrıs'ta bugün Rum yönetimiyle Türk milletini temsilen KKTC'nin bulunduğunu söyledi. KKTC'nin egemen bir devlet olduğunu ve kendi egemenlik haklarını kullanacağına işaret eden Oktay, Cenevre'de 27-29 Nisan'da Kıbrıslı taraflar ve garantör ülkelerin bir araya geleceği toplantıda da Türkiye'nin tezlerinin son derece net olduğunu hatırlattı.

Fuat Oktay, gelecekte KKTC ile ilgili, kendi haklarını koruyan, Türkiye ile güç birliği içerisinde bulunan, tüm alanlarda her türlü stratejik iş birliğini daha da güçlendiren, Doğu Akdeniz'deki varlığını güçlendiren bir devlet, kendi toplumunun refah seviyesini artıran, üreten bir yapı göreceklerinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın takipleriyle Kıbrıs'ta çok ciddi projelerin bulunduğunu anlatan Oktay, şunları kaydetti:

"Bir tarafta siyasi görüşmeler devam ederken diğer tarafta ekonomik kalkınmayı daha ileri aşamaya götüreceğimiz çok ciddi projelerimiz var. Yatırımlarla istihdamla üretimle ihracatla Türkiye'de yapmaya çalıştığımız ve bugün itibarıyla düşünün salgın şartlarında bile tarihinin en iyi ihracatını gerçekleştiren bir Türkiye'den bahsediyorsunuz, biz bunun artık Kırbıs'ta da üretim altyapısını kurmak istiyoruz. Eğitim ve turizm altyapısı halen mevcut ama salgınla birlikte sıkıntıya girince Kıbrıs'ta şunu da çok net gördük, alternatif olabilecek hizmet sektörü ve aynı şekilde sanayisiyle güçlenecek, istihdam oluşturacak ve uluslararası alanda hak ettiği yeri alacak bir Kıbrıs."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!