Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerinde milletvekillerinin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
Ekonominin düşmanının belirsizlik olduğunu, siyasi belirsizlikler ve politika belirsizliği ne kadar aşağıya çekilirse ekonominin o ölçüde canlılık göstereceğini söyleyen Yılmaz, Türkiye'nin, Cumhur İttifakı ile siyasi istikrarı ve güçlü kadroları bulunan bir ülke olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin çeşitli politika dokümanlarıyla politika belirsizliğini da ortan kaldıran bir ülke olduğunu ifade eden Yılmaz, "Bu rotada, enflasyonla mücadelemizde de çok farklı seviyeye ulaşacağımıza yürekten inanıyorum." dedi.
Muhalefet milletvekillerinin belediyelerle ilgili konuları gündeme getirdiğini belirten Yılmaz, 20 yıllık sürede belediyelerle ilgili hukuki düzenlemelerde önemli dönüşümler sağladıklarını ve belli kriterler getirdiklerini söyledi. Bugün gelinen noktada belediyelere aktarılan bütçenin toplam bütçe içindeki payının yüzde 9,1'e ulaştığına işaret eden Yılmaz, 2002 yılında bu payın yüzde 4 civarında olduğunu dile getirdi.
Cevdet Yılmaz, belediyelere eskisinden daha fazla kaynak aktaran bir bütçe yapısının olduğunu vurgulayarak, "Belediyelerden beklediğimiz tek şey var; belediyelerin asli işleri var, trafik sorununu çözmek, temiz su sağlamak, sosyal donatılar, yeşil alanlar oluşturmak gibi önemli vazifeleri var. Bizim belediyelerden ekstra bir beklentimiz yok. Tek beklentimiz, asli işlerini düzgün bir şekilde yapsınlar, bu yeter. Halkımızın refahını üst seviyeye çıkarır. Bunu yaparken borçlarını da ödesinler diye bekliyoruz. Nasıl ki özel sektör borçlarını ödüyorsa, belediyelerimiz hem asli işlerini yapsınlar hem de borçlarını ödeyerek; parayı, finansı iyi yöneterek bunu başarsınlar. Bir taraftan borçluyken, diğer taraftan asli hizmetlerinde aksaklıklar varken, başka alanlara girmelerini rasyonel bulmuyoruz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Genel Kurulda yoksullukla ilgili değerlendirmelerde bulunulduğunu anımsatarak, yoksullukla mücadelenin makro, sektörel ve doğrudan destekler boyutları bulunduğunu söyledi. Yılmaz, sadece doğrudan aktarılan kaynaklarla yoksullukla mücadelenin değerlendirilmesinin eksik olacağına dikkati çekti. Doğrudan sosyal destekleri, hiçbir dönemde olmadığı kadar artırdıklarını belirten Yılmaz, bunun yoksulluğun arttığı anlamına gelmediğini vurguladı. Yılmaz, "Tam aksine makro ve sektörel politikalarla düşürdüğümüz yoksulluğu, daha fazla destekleyerek yoksul insanlarımızın yaşam koşullarını iyileştirdiğimiz anlamına geliyor." dedi.
Yılmaz, Türkiye'nin, geldiği noktada mutlak yoksulluktan bahseden bir ülke olmaktan çıktığını, göreli yoksulluğun ise tüm gelişmiş ülkelerin sorunu olduğunu dile getirdi.
- "İşverene maliyeti anlamında bakarsanız 700 doların üzerinde"
Asgari ücretle ilgili çeşitli değerlendirmelerin yapıldığını belirten Yılmaz, kayıt dışılığın, tam kayıt dışılık ve eksik kayıtlılık boyutunun olduğunu söyledi. Yılmaz, "Dolayısıyla asgari ücret, prime de esas bir ücret olduğu için bu alanda maalesef eksik kayıtlılık hadisesiyle de karşılaşıyoruz." diye konuştu.
AK Parti iktidarı döneminde çalışan ve emeklilerin hiçbir zaman enflasyona ezdirilmediğini vurgulayan Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu:
"2002 Aralık-2024 Temmuz dönemini esas alırsak asgari ücrette reel olarak yüzde 268 artış yapılmış. En düşük SSK emekli aylığı reel olarak yüzde 111 artmış, en düşük Bağ-Kur tarım emekli aylığı yüzde 656 artmış, en düşük Bağ-Kur esnaf emekli aylığı reel olarak yüzde 232 artmış. Dolar ve avro bazında asgari ücretten bahseden arkadaşlar oldu. 2002 yılında asgari ücret 114 dolarmış, 2024 yılına geldiğimizde bu 512 dolara çıkmış durumda. Bu, ele geçen para anlamında, işverene maliyeti anlamında bakarsanız 700 doların üzerinde.
Dolar bazında asgari ücret artışı, yüzde 347 seviyesindedir. 2002 yılında 122 avroymuş asgari ücret, bu yıl 429 avro seviyesine gelmiş durumda. Şu anda bir müzakere süreci var, burada bir denge bulunacaktır diye inanıyorum. Bir taraftan çalışanlarımızın talepleri var, diğer taraftan küçük işletmeler başta olmak üzere işletmelerin ayakta kalmasını sağlayacak ama çalışanlarımızın da taleplerini karşılayacak bir yaklaşımın mutlaka gözetileceğini düşünüyorum."
Genel Kurulda vergilerle ilgili değerlendirmeler yapıldığını belirten Yılmaz, Türkiye'nin 2023 yılı vergi yükünün yüzde 23,5 olduğunu, Türkiye'nin OECD ülkeleri içinde en düşük vergi yüküne sahip 5'inci ülke konumunda bulunduğunu kaydetti. Yılmaz, "Önümüzdeki dönem vergilerle ilgili temel yaklaşımımız, olabildiğince doğrudan vergilerin payını artırma, dolaylı vergilerin payını düşürme. Bu sosyal dengeler açısından önemli." dedi.
Gençlerle ilgili eleştirilere de değinen Yılmaz, gençlere yönelik atılan adımları anlattı. Gençlerle ilgili çok sayıda çalışma yürüttüklerini belirten Yılmaz, AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın gençlerin yanında olduğunu, bundan sonra da olmaya devam edeceğini dile getirdi.