Güncelleme Tarihi:
Bir grup gazeteciyle sohbetinde, mevcut sistemin tıkandığını, yeni anayasa ve sistem değişikliğinin zorunla hale geldiğini vurgulayan Müezzinoğlu, sistemin ‘milletle alay eder noktaya geldiğini’ savundu ve özetle şunları söyledi:
367 KRİZİNDEN
“Bu noktaya bizi 367 krizi getirdi. Bu yüzden ‘Cumhurbaşkanını halk seçsin’ dedik. ‘Milletin kaderi ile kimse oynamasın’ diye Cumhurbaşkanını halk seçti. Milletin seçtiği cumhurbaşkanı tabi saksı gibi oturamaz. Millet ona hesap sorar. Ahmet Necdet Sezer’i masaya saksı gibi koydular, olmadı. Kapalı kapılar arkasında cumhurbaşkanlığı pazarlığı yapıldığı bir sistem demokrasi olabilir mi? Bedeli kim ödedi; millet ödedi. Sezer siyasetin önünü tıkadı. Bu nedenle milletin kaderi ile oynayan bu sistem milli iradeyi temsil edemez. Milletin bedel ödediği bir sistem olmamalı.
Şimdi ortaya çıkan durnumu düzeltmek gerekir. Örneğin, 1 Kasım’da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başbakan olsaydı, ne olacaktı? Yukarıda, yüzde 52 oyla seçilen bir Cumhurbaşkanı var. Bu sistem yürür mü? Bu yüzden millete yakışan bir anayasayı Meclis yapmak zorundadır. Yapamıyorsa Meclis suçlu olur. Meclis şu anda zamanı tüketen bir Meclis haline geldi. Millet lehine üretim yapamıyor. Bugünkü yapı, her isteyenin çomak sokabildiği bir sistem. Bu sistem öyle veya böyle değiştirilmeli. Başkanlık sistemi oluyorsa, başkanlık sistemi. Olmuyorsa güçlü bir parlamenter sistem olmalı.”