Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arena Spor Salonu’nda Türkiye Gençlik Kulübü Federasyonu (TÜGEF) kongresinde konuştu. Kongreye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Başbakan Yardımcıları Yalçın Akdoğan, Numan Kurtulmuş, bakanlar, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, TUGEF Genel Başkanı Osman Gökçek, ve vatandaşlar katıldı.
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:
"ÇİZİLECEK YENİ SINIRLARI İZLEMEK DURUMUNDA DEĞİLİZ"
"Hepinizi Allah'ın selamıyla selamlıyorum. Ankara'nın ve tüm Türkiye'nin gençlerini gönülden selamlıyorum. Tüm şehitlerimizi selamlıyorum. Konuşmamın başında hemen diyorum ki selamların en güzeliyle gelin tüm şehitlerimize birer Fatiha göndererek selamlayalım.
2003'ten bu yana bu çatı altında emek vermiş herkesi tebrik ediyor, özellikle hayırseverlere şükranlarımı ifade ediyorum. TÜGEF'in ülkemiz, milletimiz ve tüm gençlerimiz için hayırlara vesile olmasını Rabbim'den niyaz ediyorum. Genç kardeşlerim, içinde bulunuduğumuz bölge son derece sancılı bir süreçten geçiyor. Önümüzdeki 100 yılın şekillendiği, adeta tasarımının yapıldığı bir dönem... Kendi coğrafyamızda kendi geleceğimiz için insiyatif almalıyız. Aksi taktirde geçmişte olduğu gibi seyirci koltuğunda oturup çizilecek yeni sınırları izlemek durumunda kalacağız.
Mücadelemizin özünü bu coğrafyanın özünü oluşturan, vatana anlam katan değerlerin tümü oluşturuyor. Millet olarak birliğimize sahip çıkmanın mücadelesini veriyoruz. Bir millete ait olmak sadece aynı toprak parçasını paylaşmak değildir. Millet olmak aynı ulvi değerler altında birleşmek, fedakarlık yapabilmektir. Ancak aynı gelecek hayalini paylaşanlar, ülkesinin çıkarlarını kendi çıkarları üzerinde tutanlar millet olabilir. Biz bu toprakları kendimize vatan yaparken, aynı idealler etrafında toplanna bu milleti de hepbirlikte milletçe inşa edebildik. Her badirenin arkasından daha da kenetlenerek istikbalimizi şerefimiz, namusumuz bilerek bu günlere gelebildik. Bizim bir rabiamız var. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek millet.
DEMİRTAŞ'A GÖNDERME
Saz çalan birileri çıkmış çıkmış 'bayraklara saygısızlık yapan mı var' diyor? Siz kimi kandırıyorsunuz? Bayrağa nasıl saldırdığınızı çok iyi biliyoruz. Teröristlerin cesetlerini kendi bayrağınızla sarıyorsunuz. Güya cenaze namazı kılıp, bunu da sosyal medya ile tüm dünyadan paylaşıyorsunuz. Sizin gerçek yüzünüz o. Bunu kimseye yutturamazsınız. Milletim bunun hesabını sormaya hazırlanmalı. Buna hazır mıyız? Bu millet ne zaman zincirlerini kırdıysa, prangalarından kurtulduysa hemen kirli senaryolar devreye girdi.
"BATI'DA NE VARSA DOĞU'DA DA O OLACAK DEMİŞTİM"
Ben hiç bir zaman etnik yapısına bakarak sevmedim ki. Herkesi beni yaradan Allah için sevdim. Batı'da ne varsa Doğu'da da o olacak demiştim. 780 bin kilometre karelik bu vatan topraklarının tamamını ayağa kaldırarak, modern Türkiye'yi inşa edeceğiz dedik.
'BUNUN HESABINI NASIL VERECEKSİNİZ'
Şimdi soruyorum ey sermaye sahipleri, ey medya mensupları bu teröristlerin eline bu silahları kimler veriyor? Bunlar bu silahları nasıl buluyor? Ey paralel yapı siz nasıl alkış tutuyorsunuz? Bunun hesabını nasıl vereceksiniz? Bu paralel yapı terör örgütüyle iş tutmuş vaziyette. Şunu bilsinler bu can bu tende olduğu müddetçe bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Devletimizi, hükümetimizi, şahsımı hedef alıyorlar. Neden? Bunlar bizi hedef aldıklarına göre biz doğru yoldayız.
'TERÖRÜ TOPRAĞA GÖMELİM'
Önümüzde 1 Kasım. İşte bu 1 Kasım’da adeta bir milat olsun yeniden doğuş olsun. Bu terörü gelin toprağa gömelim diyorum.
İçimiz, ciğerimiz yanıyor. Sabır taşımız çatlama noktasına geldi. Yalandan, iftiradan muzdarip olduk. Demokrasi havarisi kesilenlerin, kanı , şiddeti savunduklarını görmekten üzüntü duyuyoruz.
Türkiye'nin en büyük derneklerinden işadamları derneğinde başkanlık yapanların terör örgütünün dediklerine inanmasına inanamıyorum. Terör örgütünün yalanlarına olduklarını hayretle karşılıyorum. Devleti suçlu gösterenlerin yaşadığı akıl tutulmasını şaşkınlıkla izliyoruz. Bu tabloya tahammül etmek gerçekten çok zor.
Bizim gençliğimiz kaleminden mürekkep akan gençlerdir. Başta gençlerimiz olmak üzere hepimizin uyanık olması ve sağduyu ile hareket etmemiz gerekiyor. Bu gençlik yan gelip yatmayacaktır. Yeri geldiğinde tepkisini demokratik ölçülerde gösterecektir. Pazar günü inşallah İstanbul Yenikapı Meydanı'na davetliyiz. Milletçe teröri lanetleyeceğiz. Bizim gençliğimiz kanla beslenen gençlik değildir.
Kürt kardeşimin evladını zorla dağa kaçıran ve gençleri birer ölüm makinesine çeviren bu karanlık yapıdır. İşte Kürt kardeşlerimizi bu kana susamış insanlık düşmanlarından hep beraber kurtaracağız. İplerini elinde tuttuğu siyasi parti, her gün sokakları provoke etmeye çalışıyor.
Sevgili misafirler soruyorum: Bir siyasi partinin görevi teröre perde olmak mıdır? Sırtını millet yerine terör örgütüne dayayan parti, parti olarak kalabilir mi? Kimin taşereno olurlarsa olsunlar bu kiralık katillerle sonuna kadar mücadele edeceğiz.
Bu ülkenin aydınlarını, yazarlarını, medyasını özellikle siyasilerini sağduyuya davet ediyorum. Kışkırtmayı teşvik edenler mahcup olurlar.
Cinayetlere sessiz olmak, caninin suçuna ortak olmaktır. Biz kardeşliği geliştirmenin mücadelesini veriyoruz. Hiçbir fitne girişimen fırsat vermedik. Terör örgütünün ayağımıza pranga olmasına asla izin vermeyeceğiz. Siz gençler asla küçük düşünemezsiniz. Siz tarih yazacak bir gençliksiniz."