Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Eroğlu, Kıbrıs Türk Mücahitler Derneği Genel Başkanı ve şube başkanlarından oluşan heyeti kabulünde yaptığı açıklamada, “Beni BM Genel Sekreteri'ne yazdığım mektup bağlar” sözünü bugün değil 3-4 gün önce söylediğini, yanlış anlaşılmalara fırsat vermemek için az konuştuğunu, ancak Hristofyas'ın her gün demeçler verdiğini kaydetti. Kendisinin de bir tabanı olduğunu ve onlara bazı mesajları vermesi gerektiğini ifade eden Eroğlu, ilk görüşmede bütün başlıkları ve alt başlıkları tartışacaklarını açık ve net şekilde söylediğini, havadan nem kaparcasına aşırı hassasiyete gerek olmadığını belirtti.
“MASADAN KAÇMA DÜŞÜNCEMİZ YOK”
Cumhurbaşkanı Eroğlu, yıllarca verilen mücadele sonucu elde edilen hakların müzakere masasında teslim edilmeyeceği bilincinde müzakerelere başladıklarını, inceliklerine dikkat ederek müzakereleri sürdürdüklerini, karşı tarafın hem uzlaşma, hem de suçlu görünmek istemediğini ve böyle bir taktik izlediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı seçildiği dönemde görüşmelerin kopacağı yorumları yapıldığını, ancak görüldüğü gibi müzakere masasından kaçma diye bir düşünceleri bulunmadığını kaydeden Eroğlu, “Ama elbette inandığımız ve savunduğumuz görüşler vardır. Bunları görüşme masasına yansıtmak da benim görevlerimden bir tanesi” diye konuştu.
HRİSTOFYAS'IN SÖZLERİNE YANIT
Eroğlu, bugünkü görüşmenin yapılamaması sonrasında Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın, “Görüşmeyi Eroğlu'nun müzakere zeminini sorgulayan açıklamaları nedeniyle iptal ettik” yönündeki açıklamalarıyla ilgili soruyu da yanıtladı.
Müzakere masasında her konuyu tartışacaklarını, şimdi mülkiyeti ele aldıklarını bildiren Eroğlu, Hristofyas'ın bugün saat 10'a 10 kala BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer'i arayarak görüşmelere gelmeyeceğini bildirdiğini, bu sırada kendilerinin yolda olduğunu ve tam saat 10.00'da görüşme yerine vardıklarında Downer'den durumu öğrendiğini kaydetti.
BUGÜN AYAKÜSTÜ KONUŞULANLAR
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Hristofyas'ın özel temsilciler Kudred Özersay ve Yorgos Yakovu'nun saat 11.00'de görüşmesini istediğini, ancak Hristofyas'ın görüşmeye gelmemesini Cumhurbaşkanlığı makamına dönüp değerlendirmek gerektiği için bunun mümkün olmadığını ilettiklerini belirterek, özetle bugünkü yaşanılanları şöyle aktardı: “Saat 14.30'da Sayın Özersay'ın, Sayın Yakovu ile bir araya gelebileceğini, Downer vasıtasıyla Sayın Hristofyas'a telefonla duyurduk. Bu arada yeniden bir telefon geldi, Sayın Hristofyas gelme kararı vermiş ve saat 11'e 5 kala bulunduğumuz yere gelmiştir. Ben kendisine esprili şekilde 'Saate bakınız, 55 dakika geç geldiniz' dedim. O da 'Size olan saygımdan dolayı geldim, yoksa gelmeyecektim' dedi.
Biz orada derinlemesine bir konuya girmedik, ayaküstü görüştük. Hatta 'Bir odaya girelim, 4'lü görüşme yapalım' denildi, 'Gerek yok' dedim. Orada, 14.30'da iki özel temsilcinin görüşebileceği konusunda mutabakata vardık.
Bu arada, liderlerarası görüşmenin ne zaman yapılabileceğini tartışmaya açtık. Sayın Downer New York'a gideceğini, Sayın Hristofyas da onun olmadığı bir toplantıda bulunmak istemediğini, ancak Downer geldikten sonra görüşebileceğini söyledi. Bu arada ben yeni Temsilci Lisa Buttenheim'ın ne zaman geleceğini sordum. 14 Hazirandan önce gelmez denince, liderlerin görüşmesi, Sayın Downer'in New York'tan dönüşünden sonraya bırakıldı. Ancak özel temsilcilerin Sayın Downer'in gelişine kadar görüşmeleri sürdürmesi konusunda mutabakata varıldı.Yani ayak üstü 15-20 dakikada bunlar konuşuldu, başka konuya girilmedi. Ama televizyonlarda başka şeyler duyuyoruz. Olay budur.”
“ÖNCEDEN BİLDİREBİLİRDİ”
KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Müzakerelerin zemini tartışılır pozisyona geldiği için bugünkü görüşmeye katılmadığını” söyleyen Hristofyas'ın bu sözlerini yorumlarken, şöyle dedi:
“Beni Genel Sekretere yazdığım mektup bağlar sözlerini bu sabah söylemedim, 3-4 gün önce söyledim. Dolayısıyla Sayın Hristofyas 10'a 10 kala Downer'i arayarak bugünkü toplantıya gelmek istemediğini belirtmiştir. Benim o açıklamamdan rahatsız olmuşsa daha önceden Sayın Downer'e veya bana bildirebilirdi.”
Müzakereler konusunda Hristofyas'ın her gün açıklamalar yaptığını, ancak kendisinin yanlış anlamaya fırsat vermemek için mümkün olduğunca az konuştuğunu da ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Benim de sorumlu olduğum bir tabanım vardır, tabanıma bazı mesajlar vermem gerekir. Zaten ilk buluşmamızda da bütün başlıkları ve alt başlıkları tartışacağımızı açık ve net şekilde söylemiştim. Havadan nem kaparcasına aşırı hassasiyete gerek yok. Zaten gündemimiz mülkiyettir ve müzakere masasında, benim düşüncem, mülkiyeti görüşelim, tartışalım, bir anlaşmaya varmanın yollarını arayalım. Diğer başlıklar açıldığı zaman taraflar kendi pozisyonlarını ortaya koyar, yoksa her başlıkta diğer başlıklara atıfta bulunacaksak hiçbir başlığı bitiremeyiz. Bizim niyetimiz yıl sonuna kadar bir anlaşmaya varmaktır, kriz yaratmak, müzakereleri yarıda bırakma düşüncesinde değiliz.”