Güncelleme Tarihi:
EŞİ GÖRÜLMEMİŞ BARBARLIK
“7 Ekim’den bu yana Gazze ve Ramallah’a yaşananları tarif etmeye kelimeler kifayetsiz kalıyor. Hastanelerin, ibadethanelerin, okulların, mülteci kamplarının, ambulansların bombalandığı, güvenli denilen bölgelere göç eden sivillerin katledildiği tarihte eşi benzeri görülmemiş bir barbarlıkla karşı karşıyayız. Hastane koridorlarında masum bedenleri sıra sıra dizilen çocuklar, sevip koklayamadıkları evlatlarına sarılarak can veren analar, enkaz yığınına dönen binalarda elleriyle aile fertlerini arayan babalar, hasılı doğrudan sivilleri hedef alan saldırılarda yitip giden hayatlar tam 36 gündür süregiden vahşetin birer şahididir. İsrail yönetimi bir çoğumuzun doğru bulmadığı 7 Ekim hadisesinin intikamını Gazzeli bebeklerden, Filistinli masum çocuklar ve kadınlardan çıkarmaktadır. Vatanlarını savunan Hamaslı direnişçiler ile işgalcileri aynı kefeye koymamız mümkün değildir. İsrailli güçlerin ve işgalci yerleşimcilerin saldırılarından Batı Şeria’daki kardeşlerimiz de olumsuz etkileniyor. Birleşmiş Milletler’e göre Gazze ve Ramallah’ta katledilen 12 bine yakın Filistinlinin yüzde 73’ü kadın ve çocuklar.
BATI’NIN SESSİZLİĞİ UTANÇ VERİCİ
Bu cinnet halinin savunulabilir veya maruz gösterilebilir hiçbir tarafı yoktur. İnsan hak ve hürriyetlerini dilinden düşürmeyen Batılı ülkelerin Filistin’de süregiden katliamlar karşısında sessizliğe bürünmeleri utanç vericidir. Gazze’de 12 bine yakın insan ölmüş, Gazze’nin neredeyse tamamı yıkılmış ama bu ülkeler İsrail’e ateşkes çağrısı dahi yapmıyor, yapamıyor. Gazze’de insanlar ölüyor ama onların hiçbirinin kılı kıpırdamıyor. Bu sadece acizlik değil, aynı zamanda korkaklıktır, vicdansızlıktır. Zulüm karşısında susanlar da en az zalimler kadar akan kana ortaktır. Amerika ve Batılı ülkeler güya savunuculuğunu yaptıkları değerleri İsrail yönetiminin ihtiraslarına kurban etmişlerdir.
4 SAAT ARA ALAYCI VE ZALİMCE
10 uçak dolusu insani yardım malzemesini sevk ettik. Dün sivil gemimiz yola çıktı. Kanser hastaları ve çocuklar başta olmak üzere yaralıların tedavisiyle ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İlk önceliğimiz ateşkesin sağlanması ve insani yardımların kesintisiz şekilde ulaştırılması. Acil olan birkaç saatlik ara değil, kalıcı ateşkestir. BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, İsrail’in saldırılarına 4 saat ara verme kararını alaycı ve zalimce olduğunu ifade ediyor. Biz de söz konusu karara aynı şekilde yaklaşıyoruz.
REFAH SÜREKLİ AÇIK KALMALI
İnsani yardımlar kesintisiz gerçekleştirilmeli. Tüm teşkilat üyesi ülkeler Mısırlı kardeşlerimize gereken desteği vererek Refah Sınır Kapısı’nın sürekli açık tutulmasını sağlamalıdır. İsrail’in reddettiği nükleer silahlar denetlenmeli, geçiştirilmemeli. BM İnsan Hakları Konseyi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından bunlar incelenmeli, sorumlular hakkında gereken başlatılmalı. İsrailli makamlar tarafından ikrar edilen nükleer silah meselesi araştırılmalı, Atom Enerjisi Ajansı’ndan kaçırılan nükleer bombalar ortaya çıkarılmalı.
GAZZE AYAĞA KALDIRILMALI
Batı’nın şımarık çocuğu gibi davranan İsrail yönetimi yol açtığı zararı tanzim etmek durumundadır. Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılması için bir fon kurulması gerektiğine inanıyoruz. Soruna kalıcı çözümün yolu ancak 1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan Filistin devletinin kurulmasıyla mümkündür. Filistinli kardeşlerimizin güvenliğini garanti altına alacak yeni mekanizmalara da ihtiyaç görünüyor. Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Barış şehri olarak bilinen Kudüs’ün ve tüm Filistin topraklarının eski günlerine kavuşması hepimizin dileğidir. Filistin’de şehit edilen kardeşlerimizi rahmetle yad ediyorum.”
BM’YE ‘SAVAŞ SUÇU’ ÇAĞRISI
Arap ve İslam ülkeleri zirvesinin sonunda yayınlanan sonuç bildirisinde üye ülkeler BM’ye İsrail’in savaş suçu işlediğine dair bir karar alınması için çağrı yaptı.
Zirvenin nihai bildirisinde, “İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki saldırganlığı, savaş suçları ve işgal hükümetinin barbarca ve insanlık dışı katliamları” kınandı. Gazze kuşatmasının sona erdirilmesi, bölgeye insani yardımın girmesine izin verilmesi ve İsrail’e silah ihracatının durdurulması yönünde çağrıda bulunulan 31 maddelik bildiride ana başlıklarla şunlara yer verildi:
- Bahsekonu misilleme saldırının meşru müdafaa veya herhangi başka bir bahaneye sığınılarak tanımlanması reddedilerek derhal durdurulması istendi.
- Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden derhal kesin ve bağlayıcı karar alarak saldırganlığın sona erdirmesine vurgu yapıldı.
- Tüm devletlerden, işgal yetkililerine silah ve mühimmat ihracatını derhal durdurması çağrısı yapıldı.
- Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin, derhal bir karar alarak, İsrail’in Gazze Şeridindeki hastaneleri barbarca yok etmesini, bölgeye ilaç, gıda ve yakıt girişini engellemesini, elektriği, su arzını ve iletişim ile internet dahil olmak üzere tüm temel hizmetleri kesmesini kınayarak, savaş suçu olarak betimlemesi ve İsrail Gazze Şeridi’ne yıllardır uygulamakta olduğu ablukayı kaldırması istendi.
- Gazze’ye yönelik ablukanın kırılarak, Arap, Müslüman ve uluslararası insani yardım konvoylarının (gıda, ilaç ve yakıt dahil) Gazze Şeridi’ne derhal girmesi mecbur kılınması ve uluslararası teşkilatlardan sürece katılması talep edildi.
SORUŞTURMA TAMAMLANSIN
- Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı’nın, İsrail’in Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki tüm Filistin topraklarında Filistin halkına karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlara ilişkin soruşturmayı tamamlaması, İİT ile Arap Ligi Genel Sekreterliklerinin bu konunun takibi ve İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’nde işlediği suçları belgelemek için iki ortak uzmanlaşmış yasal izleme birimi kurması için yetkilendirilmesine karar verildi.
- Filistin Devleti’nin, İsrail işgal yetkililerinin Filistin halkına karşı işledikleri suçlardan sorumlu tutulmasına yönelik hukuki ve siyasi girişimlerini ve BM İnsan Hakları Konseyi kararıyla kurulan İşgal Altındaki Filistin Toprakları Hakkında Bağımsız Uluslararası Araştırma Örgütü’nün bu suçları soruşturmasına ve misyonunu engellememesine izin verilmesinin desteklenmesi istendi.
- Suudi Arabistan’ın yanı sıra, Ürdün, Mısır, Katar, Türkiye, Endonezya ve Nijerya Dışişleri Bakanlarını, İİT ve AL’nin tüm üye devletleri adına, Gazze’ye yönelik savaşın sona erdirilmesi ve kalıcı ve kapsamlı bir barışın sağlanması adına kabul edilen uluslararası şartnameler çerçevesinde ciddi ve gerçek bir siyasi sürecin başlatılması için uluslararası eylemde bulunmak için yetkilendirilmesine karar verildi.
- Tüm İİT ve Arap Ligi üye ülkelerine, kolonici işgal yetkililerinin insanlığa karşı işledikleri suçları durdurmaları yönünde atılabilecek diplomatik, siyasi ve hukuki önlemleri uygulama çağrısı yapılması kararlaştırıldı.
- Bir savaş suçu olan, yaklaşık 1.5 milyon Filistinlinin Gazze’nin kuzeyinden güneyine yerinden edilmesi kınandı. Birleşmiş Milletler kuruluşlarına, sömürge işgal yetkililerinin bu sefil insanlık dışı durumu sürdürme girişimlerine karşı durmaya çağrıda bulunur ve yerinden edilmiş bu insanların evlerine ve bölgelerine derhal geri dönmeleri gerektiği vurgulandı.
- Gazze Şeridi veya Kudüs dâhil Batı Şeria içinde, ister topraklarının dışında olsun, bireysel veya toplu olarak zorla yer değiştirilmesi, sürgün edilmesi veya başka bir yere sürülmesi yoluyla, Filistin halkının veya bölge ülkelerinin hilafına Filistin Davası’nın bertaraf edilmesine yönelik her türlü girişimi tamamen reddederek, bunu bir kırmızı çizgi ve bir savaş suçu sayılması kararlaştırıldı.
- Tüm tutukluların, gözaltında tutulanların ve sivillerin derhal bırakılması istendi.
- İşgal güçleri tarafından gerçekleştirilen cinayet suçlarına, yerleşimcilerce gerçekleştirilen terör eylemlerine ve bu kişilerin işgal altındaki Batı Şeria’daki Filistin köylerinde, şehirlerinde ve kamplarında işledikleri suçlara ve El Aksa Camii ile tüm İslam ve Hıristiyan kutsal yerlerine yönelik saldırılarına son verilmesi istendi.
- Yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen terörizm kınandı. Uluslararası toplumdan, yerleşimci derneklerini ve örgütlerini, uluslararası terörizm listelerine dahil etmeleri istendi. ÊÊ Başta bir bakanın Gazze Şeridi’ndeki Filistin halkı üzerinde nükleer silahların kullanılmasına yönelik tehdidi olmak üzere İsrail işgal hükümeti bakanlarınca yapılan nefret dolu, aşırıcı ve ırkçı eylem ve söylemler kınandı. Ortadoğu’nun nükleer silahlardan ve tüm diğer kitle imha silahlarından arındırılmış bir bölgeye dönüşmesi için, Birleşmiş Milletler çerçevesinde bir konferansın toplanması önerildi.
- Gazetecilerin, çocukların ve kadınların öldürülmesi, sağlık görevlilerinin hedef alınması ve İsrail’in Gazze Şeridi ve Lübnan’a saldırılarında dünyada yasaklanmış beyaz fosforun kullanımı kınandı. Kimyasal Silahların Yasaklanması Teşkilatı’na İsrail’in kimyasal silah kullanımını araştırması çağrısı yapıldı.
FKÖ TEK MEŞRU TEMSİLCİ
- Uluslararası toplumun derhal, iki devletli çözüm temelli, Filistin halkının tüm meşru haklarını, başta bağımsız, egemen devletlerini 4 Haziran 1967 sınırları çerçevesinde, Doğu Kudüs başkentli olarak kurma hakları olmak üzere tüm haklarını karşılayan ciddi ve hakiki bir barış süreci başlatması ihtiyacı vurgulandı.
- Filistin Kurtuluş Örgütü’nün, (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu vurgulanarak, tüm Filistinli grup ve güçlere FKÖ çatısı altında toplanma ve FKÖ’nün liderliğindeki ulusal ortaklık çerçevesindeki sorumluluklarını yerine getirme çağrısı yapıldı.
- İsrail’in 1967’de işgal ettiği Doğu Kudüs dahil olmak üzere Filistin topraklarının, ayrıca, işgal altındaki Golan Tepeleri, Lübnan’a ait Şiba Çiftlikleri ve Kafr Shuba tepeleri ile al-Mari kentinin dış bölgelerindeki işgalin sona erdirilmesi, iki devletli çözümün uygulanabilmesi amacıyla uluslararası bir barış konferansının en kısa zamanda toplanması çağrısı yapıldı.
- İslami Mali Güvenlik Ağı’nın, Filistin Devleti Hükümeti ve UNRWA’ya, maddi katkı ile mali, ekonomik ve insani destek sağlanması adına etkinleştirilmesi, ateşkesten sonra Gazze’nin yeniden inşası için uluslararası ortakların harekete geçirilmesi istendi.
AİLE FOTOĞRAFI
- Erdoğan ve diğer liderler zirve alanında Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman tarafından karşılandı. Liderler, karşılama töreninin ardından zirve öncesinde aile fotoğrafı çektirdi. Fotoğraf çekiminde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağında Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, solunda ise İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi yer aldı.
NOTLAR... NOTLAR...
57 ÜLKE KATILDI
- İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının 36. gününde toplanabilen ilk Arap ve İslam ülkeleri zirvesi dün Riyad’da gerçekleşti. “İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi Olağanüstü Ortak Zirvesi”ne İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği’ne üye 57 ülkenin devlet ve hükümet başkanları katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Riyad’daki üst düzey temaslarında Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi ve Suudi Arabistan Başbakanı Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile bir araya geldi. Görüşmelerde Gazze’deki sivillere yardım ulaştırma çabaları ve çözüm için atılabilecek adımlar ele alındı.
ABBAS: ULUSLARARASI KORUMA ÇAĞRISI
- Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas zirvede yaptığı konuşmada, “Halkımızı Gazze’den veya Batı Şeria’dan çıkarmaya yönelik her türlü çabayı kategorik olarak reddediyoruz. Silahsız sivillerimiz için uluslararası korumaya ihtiyacımız var. Hiçbir askeri çözüm kabul edilemez çünkü bunların hepsi başarısız oldu” ifadelerini kullandı. Abbas, Filistinlilerin “benzersiz bir soykırım savaşıyla” karşı karşıya olduğunu söyledi ve ABD’yi, İsrail’e Gazze saldırısını durdurması için baskı yapmaya çağırdı.
SELMAN: İNSANİ BİR FELAKET
- Zirvenin açılış konuşmasını yapan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Gazze’deki askeri operasyonların derhal durdurulması ve tüm esir ve tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulundu. Gazze’de şu anda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve uluslararası toplumun başarısızlığını gösteren bir insani felaketle karşı karşıya olunduğunun altını çizen Selman, “İsrail’in uluslararası hukuku apaçık ihlalleri durdurulmalı” derken Filistin halkının, kendi bağımsız devletlerini kurma dahil meşru haklarının tanınması gerektiğini vurguladı.
SİSİ: KABUL EDİLEMEZ
- Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sisi de Gazze’deki “toplu cezalandırma politikalarının” kabul edilemez olduğunu ve ‘meşru müdafaa’ ile haklı gösterilemeyeceğini vurguladı. Zirvede Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Sisi bir araya geldi.
KATAR EMİRİ: DÜNYA SESSİZ
- Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Al Thani, uluslararası toplumu Filistinli sivillerin acıları karşısında sessiz kalmak ve İsrail’in uluslararası hukuku ihlal etmesine izin vermekle suçladı ve “Uluslararası dünya tüm bu sahneler karşısında bağışıklığını koruyor. 20. yüzyılda hastanelerin halka açık bir şekilde bombalanabileceğini kim hayal edebilirdi?” ifadelerini kullandı.
İRAN 11 YIL SONRA RİYAD’DA
- İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 11 yıl sonra Suudi başkentini ziyaret eden ilk İran Cumhurbaşkanı oldu. Reisi, Suudi Arabistan ile geçtiğimiz mart ayında Çin’in aracılık ettiği ve yedi yıllık anlaşmazlığa son veren diplomatik ilişkileri yeniden başlatma anlaşmasına varılmasından bu yana Suudi Arabistan’ı ilk kez ziyaret etti. Aljazeera, Reisi için bu zirvenin kritik bir öneme sahip olduğunu vurgularken, İran Cumhurbaşkanı’nın, İsrail’e silah satışının yasaklanması, petrol boykotu, uçuşa yasak bölge gibi tekliflerle Riyad’a gittiğini yazdı.
ESAD DA ZİRVEDE
- Suriye’nin Arap Birliği üyeliği, ülkede 2011 yılında başlayan iç savaşta Devlet Başkanı Beşar Esad’ın yönetim karşıtı eylemcilere yönelik baskı ve şiddetli müdahale emri vermesinin ardından askıya alınmıştı. Esad, Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde mayıs ayında gerçekleştirilen Arap Birliği Zirvesi’ne 12 yıl sonra ilk kez katılmıştı.