Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen Güçlü Sanayi ve Güçlü Türkiye İstanbul Buluşması programına katıldı. Toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, AK Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ve iş insanları katıldı.
"MİLLET İTTİFAKI OLARAK PARLAMENTODA YASAMA OLARAK BİR ŞEY YAPMA ŞANSINIZ YOK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptığı konuşmada, “Yatırımın istihdamın üretimin kıymetini en iyi sizler takdir edersiniz. Bunun için ülkenin öncelikli ihtiyacının güven ve istikrar iklimi olduğunu da yine en iyi sizler bilirsiniz. Biz 21 yıldır ülkemize ve milletimize işte bunu verdik. Biz güveni sağladık. İstikrarı sağladık. Milletimiz de çalıştı, çabaladı, alın terini kabiliyetini ortaya koydu. Hep birlikte asırlara bedel demokrasi ve kalkınma atılımları gerçekleştirdik. Bu süreçte önümüze çıkan engelleri birlikte aştık. Tuzakları birlikte bozduk, senaryoları birlikte yırtıp attık. Cumhuriyetimizin ilk asrını geride bıraktığımız 2023'ü Türkiye Yüzyılı'na birlikte hazırladık. 14 Mayıs seçimlerinin meclis aşaması tamamlandı. 14 Mayıs sıradan bir tarih değil. 14 Mayıs, gideceğiz 1950 ve onun yeni bir yapılanmasını gerçekleştirdik. 14 Mayıs'ta milletimizin teveccühünü kazandık. Fakat, kıl payı da olsa yetmedi. Şimdi Pazar günü 2. turunu yapıyoruz. Pazar geldi ve Pazar günü inşallah milletimiz, 14 Mayıs'ın adeta tamamlayıcısı konumunda olan bu tarihi, inşallah farklı bir oranla bu kardeşinize tevdi edecektir diye inanıyorum. Bunu niye söylüyorum. Her şeyden önce milletimiz parlamentoda tercihini 323 milletvekili ile Cumhur İttifakı'ndan yana yaptı. Bu ne demektir. Yani, Millet İttifakı olarak sizin parlamentoda yasama olarak herhangi bir şey yapma şansınız yok. Artık milletimiz, bu şansı, bu iradeyi Cumhur İttifakı'na verdi. Cumhurbaşkanlığında da şahsımıza 27 milyondan fazla vatandaşımız yüzde 49,5 oy oranıyla büyük bir teveccüh gösterdi ancak sistem gereği seçimin sonuçlanması, 2. tura kaldı. Milletimiz, meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı'na vererek, ülkenin yönetiminde bize olan güvenini tekrar teyit etmiştir. Aynı zamanda bu kararıyla milletimiz muhalefete ve tüm dünyaya da çok net mesajlar göndermiştir. Ülkemizi tekrar koalisyon günlerine döndürme önerilerine, yani eski Türkiye önerilerine hayır diyerek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine yeniden güvenoyu vermiştir. Terör örgütleriyle, gizli açık iş tutanlara gönlünün kapalı olduğunu sandıkta göstermiştir" şeklinde konuştu.
"İSPATLAYAMAZSAN NAMERTSİN"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada bir konuyu özellikle vurgulamak istiyorum. Sayın Kılıçdaroğlu, TRT'deki açıklamasında bizim terör örgütleriyle görüşmeler yaptığımızdan bahsediyor. Sayın Kılıçdaroğlu, bunu ispatlayamazsan namertsin. Bizim terör örgütleriyle, temsilcileriyle herhangi bir yerde, herhangi bir görüşme yaptığımızı ispatlamak hukukun dili itibariyle, müddei iddiasını ispatla mükelleftir. İspatlayamazsın tekrar ediyorum, namertsin. Biz terör örgütleriyle görüşme değil, onları inlerinde vurmakla görevli olduk. Cudi'de bunları vurduk, Gabar'da bunları vurduk, Tendürek'te bunları vurduk, Bestler Deresi'nde bunları vurduk ve hala bunları vurmaya devam ediyoruz. Sen ise Kandil'den talimat alarak, Kandil'den aldığın talimatla bunların parti binalarına bile değil parlamentoda odalarına gidip bunlarla görüşmeler yapıyorsun. Bunlarla görüşmeler yapmak suretiyle de beraber yol haritasını çiziyorsun. Asla bizim terör örgütleriyle bir araya gelmemiz, kozmik odalarda toplantılar yapmamız, böyle bir şey söz konusu değildir. İspat sana aittir. Erdoğan'ı ve arkadaşlarını terörle mücadelede, nerede olduğunu benim milletim çok iyi bilir. Bu konuda Cudi'nin, Gabar'ın dili olsa da konuşsalar. O zaman bu işi sen çok daha iyi öğrenirsin ama sen tam aksine sınır ötesinde bile teröristlerle nasıl adımlar atılacağının görüşmelerini ne yazık ki şu anda dirsek dirseğe beraber yürüdüğün HDP ile bu çalışmaları yaptın. Nerede yaptın, meclisteki odalarında yaptın. Bunu artık bütün konvansiyonel medya zaten ortaya koydu. Her şey açık, ortada. Sen kalkıp da zaten akşam yalan, sabah yalan hayatın bununla geçiyor, bir de utanmadan sıkılmadan bizi televizyona çağırıyorsun" diye konuştu.
"SANA YALAN ŞÖHRETLİĞİ YETER"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Senin derdin başka, şöhret olmak istiyorsun. Sana yalan şöhretliği yeter. Bunun dışında sana ayrıca bir şöhret minderi vermeye bizim vaktimiz yok. Çünkü hayatları yalan üzerine kurulu olanlar, mesajı yanlış anlayıp bir anda bambaşka mecralara savrulmuş olsalar da milletimizin duruşu gayet açıktır ve değişmemiştir. Seçim sonuçlarını hazmedemeyip depremzede vatandaşlarımız başta olmak üzere milletimize etmedik hakaret bırakmayanların, pazar günü hangi yüzle onlardan oy isteyeceğini açıkçası biz de merak ediyoruz. Her şey açık ortada. Hatay'da gitti, orada Defne'ye niye gitmedi. Hadi bir de Defne'ye gitseydi. Defne'de yüzde 90 oy aldın. Biz yüzde 8 aldık. Ama biz burada CHP yüzde 90 oy aldı diye biz orada Defne'de hastane yapma olayını bir kenara koymadık. Tam aksine, şu anda ortakların 2 ayda 3 ayda hastane mi yapılırmış derken, biz ne dedik, biz 2 ayda 3 ayda Defne'de bu hastaneyi yapacağız. Yaptık mı, yaptık. Açılışını yaptık mı, onu da yaptık. Hatay'a gittin, bir de Defne'ye gitseydin ya. Gidip bir de hastaneyi görseydin. Bay Bay Kemal, biz Prof. Dr. Murat Dilmener hastanesini 45 günde Atatürk Havalimanı'nda yaptık. Biz yaparız, bizim bir farkımız var. Biz yapamayacağımız hiçbir eseri konuşmayız. Yapacağımızı konuşuruz. Ama artık ortada masa filan da kalmadı nereye vuracaksın" ifadelerini kullandı.
"SEÇİMLERİN ARDINDAN KILIÇDAROĞLU'NUN ÇEKTİĞİ EZİYETE DE SON VERECEĞİZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Muhalefet cenahında ortalık adeta toz duman. CHP Genel Başkanı hem kendi partisi içindeki sıkıntılarıyla, hem de ilkesizlik üzerine kurulu savrulmalarıyla o bildik siyasetini kendi başına sürdürüyor. Kendi partilileri dahil, kimsenin bu kişiyi taşıyacak mecali kalmadı. Karar pazar günü. İnşallah pazar günü seçimlerin ardından, Kılıçdaroğlu'nun çektiği eziyete de son vereceğiz, milletçe. Kolay değil, 15 seçim bizimle yarışa girdin. Hepsini kaybettin. Şimdi artık Cumhurbaşkanı adayı olarak tekrar giriyorsun. CHP Genel Başkanı öyle çaresiz durumda ki, kafası zehir gibi çalışan gençlerimizin şu anda yaptığı bir video üzerinden kaset kumpas geçmişinin üzerini örtmeye çalışıyor. Hadi kendisinin o koltuğa nasıl monte edildiğini bir kenara bıraktık, CHP'den ayrılarak Cumhurbaşkanı adayı olan birisine daha dün yaptıkları ortada. Kandil'deki terör örgütünün elebaşlarının neredeyse her gün kendisi için yaptıkları destek çağrıları, 14 Mayıs'tan sonra da kesintisiz devam etti. Benim onlarla ilişiğim yok diyor, nasıl yok. Konvansiyonel medya dahil hepsinden sana destek mesajları yayınlanıyor. Dikkat et, Erdoğan'a böyle bir destek mesajı yayınlanmıyor. Haşa, zaten onlardan gelen desteği biz kabullenmeyiz. Bize milletimizin desteği yeter. Farkımız bu. Avrupa'daki terör örgütü yandaşlarının kendisine oy vermeyenlere yönelik saldırıları, sandıklar kapanana kadar sürdü. Sandıklarda şu anda özellikle Cumhur İttifakı'na oy verenlere karşı veya oy vereceklerini bildikleri kişilere karşı nasıl saldırdıklarını duyuyorsunuz, görüyorsunuz herhalde" şeklinde konuştu.
"TEK VASFI SIĞINMACI DÜŞMANLIĞI, YABANCI YATIRIMCI DÜŞMANLIĞI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yurt dışındaki tefecilerin Bay Bay Kemal biliyorsunuz 300 milyar doları, Londra'daki tefecilerden alıp getirecekmiş. Aramızda burada, finansçılar var, bankacılar var. Onlar da oralardan buralara paralar nasıl getirilir, gayet iyi bilirler. Böyle de yalan mı olur? Yetti artık. Bıktık. Londra'nın tefecilerinden herhalde bunlar olsa olsa esrar eroin kaçakçılarıdır. Buna galiba demişler ki; ya, hiç oyalanma git, biz seçimden sonra bu işi de getirirsen sana buralardan bir şeyler göndeririz. Bay Bay Kemal, sana delikli iki buçuk kuruş bile vermezler, göndermezler. Yok böyle 25 kuruşa simit ya, yok. Kimi aldatıyorsun? Ülkemize parmak sallayanların hezeyanları da henüz bitmiş değil. Tek vasfı sığınmacı düşmanlığı, yabancı yatırımcı düşmanlığı olan birini yanına alarak tüm bu gerçekleri ters yüz edebileceğini düşünen bir zihniyetle karşı karşıya bulunmamız da ayrı bir facia. Biz şu anda Kuzey Suriye'de briket evler yaptık. Bunu sadece devlet olarak değil, sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte yaptık. Katar destekli, 1 milyon mülteci alabilecek yine Suriye'de konutlar yapma çalışmaları devam ediyor. Dün, İçişleri Bakanım bunun temel atma törenini başlattı. Bununla birlikte de biz, Türkiye'deki Suriyelilerin buralara gönüllü bir şekilde gidişinin alt yapısını oluşturduk, oluşturuyoruz. Bunları kovarak değil, bunları cebren ve hile ile göndererek değil, Almanya'sı, Fransa'sı, Amerika'sı, bu tür mültecileri nasıl ülkelerine davet ediyorsa, aynı uygulamanın bir değişik benzerini biz de yapalım istedik ve bunu yapıyoruz. Çünkü yaptığımız işin insani, vicdani ve bir diğer taraftan da İslami bir yönünün olması gerekir diye inanıyoruz" dedi.
"BENİM MİLLETİM TERÖRİSTİ ÇIKARMAK İÇİN GAYRET EDEN KILIÇDAROĞLU'NA OY VERMEZ"
Katılımcılara video da izleten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Belge ortada mı, deliller ortada mı? Başka bir şey anlatmaya gerek var mı? Hala diyor ki, bizim teröristlerle iş birliğimiz yok. İşte ortada. Hayatın yalan, hayatın. Fazla söze hacet yok. İnşallah pazar günü bu delillerin, bu tabloların hesabını benim milletim, bu teröristlerle el ele, omuz omuza olanlardan soracaktır diye inanıyorum. 14 Mayıs'ta yarım kalan işi tamamlayacak, ardından da hep birlikte Türkiye Yüzyılı'nın inşası için gece gündüz çalışacağız. Bu Selo kim? Diyarbakır'da 51 Kürt kardeşimizin canına giren teröristtir. Şimdi ne diyor? Selo'yu eğer çıkarmak istiyorsanız, oyu bize vereceksiniz diyor. Kim diyor bunu, Kılıçdaroğlu. Benim milletim bir teröristi çıkarmak için gayret eden Kılıçdaroğlu'na oy vermez. Ben buna inanıyorum. Benim milletim millidir, yerlidir. Benim milletim vatanseverdir. Asla sizlere yol vermez. Bunların hesabını pazar günü soracaktır. Rabbim insana ancak çalıştığı kadarı vardır buyuruyor. Biz, ülke ve millet olarak tek çaremizin çalıştığımızın karşılığının olduğunu ve karşılığını da alarak yol yürümek olduğunu gayet iyi biliyoruz" diye konuştu.
"SANA KALAN MİLLETVEKİLİ SAYISI BUNLARLA MUKAYESE EDİLEMEYECEK DERECEDE AZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Pazartesi gününden itibaren de bu şekilde mücadeleye devam edeceğiz. Az önce bakanım da ifade etti. Yüzde 1'i bile bulmuyor bunların toplam oy oranı. Fakat, 40 tane milletvekilliği aldılar. Bunu oy oranına vurduğunu zaman, ya sen hesap uzmanıydın, bir hesap uzmanı olarak sana kalan milletvekili sayısı bunlarla mukayese edilemeyecek derecede az, yok oldun ya. Sen şimdi pazartesi gününden sonra haline bak. Senin halin nice olacak. Bende hayatının bir döneminde ticaretle uğraşmış bir kardeşinizim. Hayatı başkaları gibi Sırça Köşklerde değil, Kasımpaşa'da öğrendim. Bu şehirde ayakta kalmanın, bu şehirde onuruyla, şerefiyle, başı dik bir şekilde yaşamanın manasını biz çok iyi biliriz. İstanbul'da öğrendiklerimizi, siyasi hayatımızın her safhasında, kendimize rehber edindik. Ne yaparsak yapalım önce dönüp milletimize baktık. Ülkenin ve milletin menfaatlerini asla pazarlık konusu haline getirmedik. 4 buçuk yıl net, İstanbul'a belediye başkanlığı yaptım ve İstanbul'a belediye başkanlığı yaptığım döneminde kadri kıymetini en iyi İstanbullular bilir. Düşünün, İstanbul hep öyle tarif ederim CHP'yi, çöp, çukur, çamur. 3Ç. Çöp var mıydı? Dağlar vardı. Çukurlar vardı. Çamur vardı ama bunların ötesinde bir de İstanbul susuzdu. Biz, 110 kilometreden İstanbul'a suyu getirdik. İstanbul'u susuzluktan kurtardık. Onu da geçiyorum, İstanbul'da Belediye Başkanlığı'nı CHP'li Nurettin Sözen'den aldık. O dönemde 50 bin haneye doğal gaz getirmişlerdi. Göreve geldik ve cezaevine gittiğim zaman 1 milyon 250 bin haneye doğal gazı getirmiştim, o şekilde de cezaevine gitmiştim. Biz bunlarla övünüyoruz. Bay Bay Kemal, senin geçmişinde ne var ya? Referansın ne bunu söyle. Bizim referansımız ortada. O günden bugüne, Haliç'in hali neydi? Kokudan geçiliyor muydu? Oradan, geçilmiyordu. Aynı şekilde Atatürk Kültür Merkezi, bütün o sözde sanatçılar, burası yıkılırsa yapılmaz diyorlardı. Muhsin Ertuğrul'la ilgili de, İstanbul Kongre Merkezi, 40 metre derinliktedir. Bu kısım 17 metre, altında otoparklar filan var. Burası da yine belediye başkanlığımız döneminde yapıldı ve o sözde sanatçılar bunlar burada tiyatroyu yapmayacaklar dediler, e yaptık. Daha büyüğünü, daha güzelini yaptık. Farkımız bu. AKM, muhteşem bir şekilde yapıldı ve şu anda hizmet veriyor. Biz yapamayacağımız hiçbir şeyi söz vermedik. Yaptık ve şimdi oradan tüm sanatseverlere hizmet veriliyor. Türkiye'nin bekası söz konusu olduğunda kimseyi gözümüz görmedi. Bu uğurda gerektiğinde dünyanın en güçlü lobilerine meydan okuduk. PKK'sından, FETÖ'süne tüm terör örgütleriyle mücadele ettik. 15 Temmuz gecesini hatırlayın. Gerektiğinde her türlü riski alarak, canımızı ve siyasi ikbalimizi tehlikeye atmaktan çekinmedik. Ama hiçbir zaman ülkemizin, milletimizin ve umudunu bize bağlamış 100 milyonlarca mazlum ve mağdurun hakkını kimseye yedirmedik. BM'den NATO'ya, G20'den diğer yapılara kadar tüm uluslararası platformlarda Türkiye'nin çıkarlarını cesaretle savunduk. Rusya-Ukrayna krizi dahil, dünyanın en zorlu sınamalarından ülkemizi sahili selamete başarıyla çıkardık" ifadelerini kullandı.
"SEÇ-BEĞEN-AL UCUZLUĞUNA KENDİNİ KAPTIRANLARDAN OLMADIK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye'yi bölgesindeki çatışmaların tarafı haline getirmeye çalışanların oyunlarına gelmedik. Savaş ateşine benzin taşıyan değil, akan kanı ve gözyaşını durdurmanın çabasını sergileyen bir ülke olduk. Doğu Akdeniz'den Mavi Vatan'a hiçbir yerde geri adım atmadık. Ne bizim olmayana el uzattık, ne de başkalarının milletimizin lokmasına el uzatmasına rıza gösterdik. Siyasette kalbi Türkiye için çarpan herkesle ortak bir paydada buluşmaya çalıştık. Önce ülkem ve milletim diyen tüm vatandaşlarımıza, kapılarımızı da, kollarımızı da sonuna kadar açtık. Bunun için gerektiğinde herkesle görüştük, istişare ettik. Haklı eleştirilere kulak verdik, kimden gelirse gelsin, Türkiye'nin hayrına olacak her teklifi değerlendirdik ama siyaseti asla bir at pazarlığı olarak görmedik. Ne vereyim abime, anlayışıyla siyaset yapmadık. Seç, beğen, al ucuzluğuna kendini kaptıranlardan olmadık. Dün de böyleydik, bugün de böyle davranıyoruz. Cumhur İttifakı günlük çıkarlar değil, bir ortak değerler ittifakıdır. Cumhur İttifakı Türkiye ortak paydasında buluşanların adresidir. Cumhur İttifakı, vatanın bekasını her şeyin önünde görenlerin çatısıdır. Bunun dışındaki her şey lafı güzaftır" dedi.
"DAHA YOLA ÇIKARKEN İLK DÜĞMEYİ YANLIŞ İLİKLEDİ"
21 yılda yapılanların olduğu videoyu da izleten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizi her alanda tarihinin en iyi başarılarıyla tanıştırdık. Seçim kampanyası döneminde de, eser ve hizmet yolculuğumuzu kesintisiz şekilde sürdürdük. Biz bunlarla uğraşırken CHP Genel Başkanı ne yaptı? Ülkemizin önünü açacak, milletimizin derdine derman olacak hangi teklifi getirdi? Elbette hiçbir şey, dahası bu süreçte CHP Genel Başkanı'nın girdiği iş birlikleri gerçekten çok sancılı, sıkıntılıdır. Bu kişi daha yola çıkarken ilk düğmeyi yanlış ilikledi. Siyasetin omurgası olan, taşıyıcı sütunu olan değerleri göz ardı etti. Ülke ve millete dair meselelerin al gülüm ver gülüm malzemesi yapılamayacağını, yapılmaması gerektiğini aklına getirmedi. Cumhurbaşkanlığı yardımcılıklarının sayısında bunu yaptı. Bakanlıklarla ilgili hususlarda bunu yaptı. Hiçbir hesaba, kitaba dayanmayan sözleriyle bunu yaptı. Batılı büyükelçilerle münasebetlerinde bunu yaptı. İlkeleri, prensipleri, ahlaki ve milli değerleri bir kenara bırakıp sadece kendi kişisel hesabıyla hareket ederek siyaseti kirletti, siyasetin dilini zehirledi. Ağzını her açtığında hesap uzmanıyım diyen bu zat, toplam oyları yüzde 1 dahi bulmayan 4 partiye neredeyse 40 vekil ikram etti. Masadan 3 günlüğüne kalkmanın bedeli Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarına verilen Cumhurbaşkanı yardımcılığı oldu. Hale bak ya, yani bu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı 4 yıldır görevde. İstanbullular olarak acaba İstanbul'a ne yaptı. Çok büyük hizmetler var diyebilir misiniz? Aynı şekilde Ankara, Ankara'ya ne yaptı? 4 yılda Ankara'da, yaşıyoruz, görüyoruz, hiçbir şey yok. Kapısını çaldığı her partiye tepside bir koltukla gitti. Burada çok ve net söylüyorum. Şimdiye kadar CHP Genel Başkanıyla masaya oturup da istediğinden daha fazlasını almadan kalkan hiç kimse yoktur. Bunlar, belki bize de bir şey düşer diye gelen herkes, cebinde mebzul miktarda milletvekilliğiyle, Cumhurbaşkanı yardımcılığıyla, üçer beşer bakanlık sözüyle çıktı. Elinde boş senetle CHP'nin kapısına dayanan herkes, CHP Genel Başkanı'nda imzayı koparmış, üzerine rakamı da bizzat kendileri yazmıştır. Bunun en son örneğini dün yaşadık. CHP Genel Başkanı, sırf koltuğunu korumak için son 4 ay içinde tarihte eşi benzeri görülmemiş tutarsızlıklara imza attı. Sadece partisine değil Türk siyasetine de çok büyük bir leke bulaştırdı. Kendi tutarsızlıklarını, kendi ilkesizliklerini örtmek için yalan yanlış ithamları ortaya dökenlerin derdinin ne olduğunu biliyoruz. Ne yaparsanız yapın, terör örgütleriyle iş birliklerinizi unutturamayacaksınız Bay Bay Kemal" diye konuştu.
"ÖNÜNE GELENE MAKAM MEVKİ SÖZÜ VERDİĞİNİZİ UNUTTURAMAYACAKSINIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şahsi ikbaliniz için, partinizin milletvekilliklerini pazara çıkardığınızı, önüne gelene makam, mevki sözü verdiğinizi unutturamayacaksınız. Ne yaparsanız yapın, bu ülkenin çıkarları uluslararası arenada, pazarlık meselesi haline getirdiğinizi unutturamayacaksınız. Milletimiz 28 Mayıs'ta bunların hepsinin hesabını inanıyorum ki sizden soracak. Geçtiğimiz asır boyunca maalesef çok büyük sıkıntılardan geçtik. Ülkemiz neredeyse her 10 yılda bir darbe girişimlerine maruz kaldı. Darbeler, bir taraftan demokrasi, bir taraftan da kalkınma hamlelerini sekteye uğrattı. Ülkemizin demokrasisiyle, özellikle sanayisi de büyük darbe yedi. Sürekli yıkılıp yeniden kurulan koalisyon hükümetleri yüzünden atılan kalkınma adımları hep yarım kaldı. Ülkemizin son 21 yılının kıymetini en iyi sizler biliyorsunuz. Bu dönemde sanayicimiz uzun dönemli planlar yapabilme imkanına bizimle ulaştı. Tüm stratejisini, ülkede bir korku iklimi yayma üzerine kuranların ilk hedefinin sanayicilerimiz, yatırımcılarımız olması boşuna değildir. Hamd olsun, sizler bu oyuna gelmediniz. Sizlerin Covid-19 salgını döneminde dünya ekonomisi derinden sarsılıp, enerji ve gıda krizi tüm dünyada fiyatları dalgalandırırken bile sizin, dik duruşunuza biz şahit olduk. Böyle bir dönemde ihracatımızı 254 milyar doların üzerine çıkarttığınızı, istihdamı 32 milyon sınırına dayadığınızı biliyoruz. Dünyada yaşanan krizlerde olduğu gibi, ülkemizdeki siyasi iklimin zehirlenmesi sürecinde yaşadığımız sıkıntıların da farkındayız. Finansal taleplerinizin, yeni yatırım alanı ihtiyaçlarınızın, iş gücüyle ilgili beklentilerinizin hepsini biliyoruz. Bugüne kadar her meselenizi nasıl bir hal yoluna koymuşsak, bunların çözümünü de yine biz sağlayacağız. Bizim yapamadığımızı, SGK'yı batırmaktan başka mahareti olmayan birinin yapabilmesi zaten mümkün değildir. Girdiği her seçimi kaybedip, sadece kendi koltuğunu koruyabilen birinin herhalde sizlerin derdine derman bulabilmesi de hayalden ibarettir. Biz Türkiye Yüzyılı'nda ülkemizi, dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına birlikte yükselteceğimize inanıyoruz" ifadelerini kullandı.
"PAZAR GÜNÜ SANDIĞA YENİDEN VE DAHA SIKI SAHİP ÇIKMANIZI İSTİYORUM"
Sanayicileri, KOBİ'leri, esnafı, sanatkarı, çalışanları desteklemeye devam ettiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizde organize sanayi bölgesi olmayan ilimiz kalmadı. Bugün itibariyle ülkemizdeki organize sanayi bölgesi sayısı 353'e, istihdam da 2 buçuk milyona çıktı. Sadece 2022 yılında 21 yeni organize sanayi bölgesi kurarak bu alanda da bir rekor kırdık. Salgının ardından hayata geçirdiğimiz mikro ve küçük işletmelere destek programı kapsamında, bu yıl itibariyle 9.6 milyar lira destek ödemesi yaptık. Programın ikinci ayağını da yakında devreye almaya hazırlanıyoruz. Geçtiğimiz yıl düzenlediğimiz, 5 bin 455 yatırım teşvik belgesiyle, 261 milyar lira tutarında sabit yatırımın ve 110 bin ilave istihdamın önünü açtık. Yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi için makine, mobilite, üretimde yapısal dönüşüm, sağlık, kimya ve dijital dönüşüm alanlarında 178 projeyi destekleme kararı aldık. Bunlar gibi daha nice desteği programı uygulamaya geçirdik. Bizim sanayicilerimize, Küçük ve Orta Boy İşletmelerimize verdiğimiz değeri kimseyle tartışmayız. Katma değerli üretimle kalkınan, Türkiye Yüzyılı'nı da sizlerle beraber inşa edeceğiz. Bunun için sizlerden Pazar günü sandığa yeniden ve daha sıkı şekilde sahip çıkmanızı istiyorum. Türkiye'nin güven ve istikrar ikliminin devamı için, hep birlikte bir kez daha milli iradenin üstünlüğünü dost düşman herkese göstereceğimize inanıyorum" dedi.