Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2021 18:45
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium'da ‘Genç Dostu Şehirler Kongre ve Sergisi’nde açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaşanan afetlerin siyasete alet edilmesine sert tepki göstererek, "Bu meseleler günlük siyasetin tartışmalarına malzeme edilemeyecek kadar önemlidir. Milletin ciğerini yakan bir musibetten siyasi rant devşirmeye çalışmanın hiçbir izahı olamaz" ifadelerini kullandı
İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Aydınlık yarınlarımızın teminatı olan öğrencilerimize, dünyanın dört bir köşesinde milletimizi gururla temsil eden her bir kardeşime buradan selamlarımı iletiyorum. Bu salonda özgüven abidesi genç bir nesil görüyorum. Bu salonda 15 Temmuz gecesi elinde bayrağı, göğsünde imanıyla darbecilere meydan okuyan, milletimizin yüz akı, cesur bir gençlik görüyorum. Bu salonda ülkesi için hayal kuran, ufku açık, vizyonu geniş, ideal ve iddia sahibi, dirayetli bir gençlik görüyorum.
'GENÇLERİMİZE KULAK VERECEĞİZ'Türkiye Cumhurbaşkanı olarak böylesi bir gençlikle yol yürümekten, bu ülkenin gençlerine hizmet etmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Türkiye'nin sizin gibi gençleri olduğu müddetçe yarınlarımız inşallah bugünden çok daha parlak olacaktır. Bu millet çalışan, üreten gençlere sahip olduğu sürece geleceğine her zaman umutla bakacaktır. Hem şehircilikte geldiğimiz noktayı tartışacak hem de daha müreffeh, daha yaşanabilir şehirleri inşa etme hususunda gençlerimize kulak vereceğiz.
Önümüzdeki süreçte gençleri karar alma ve uygulama mekanizmamıza daha fazla dahil edeceğiz. Nitekim yönetimine kadın elinin değmesiyle beraber Türkiye Belediyeler Birliği'nin yeni bir dinamizm, yeni bir heyecan kazandığını görüyoruz. TBB'nin sınırlarımız içinde veya dışında ihtiyaç duyan ve talep eden her bir belediyemizin yanında yer alma çabasını da takdirle karşılıyoruz. Birlik yönetimini hem KKTC'deki başarılı çalışmaları hem de ülkemizde meydana gelen yangın ve sel felaketlerindeki gayretleri dolayısıyla ayrıca kutluyorum. Belediyelerimizin ve STK'larımızın da imkanlarını seferber etmesi acılarımızı bir nebze olsun hafifletmiştir. Burada, siyasi parti ayrımı gözetmeden yardım çalışmalarında yer alan tüm belediyelerimize teşekkür ediyorum. Türkiye yaşanan felaketlerin büyüklüğüne rağmen benzer sıkıntılarla yüzleşen ülkelere göre bu sancılı süreci başarıyla yürütmüştür.
'KABİNEMİN BELLİ ÜYELERİ ŞU ANDA ARAZİDE'Devletimiz Van ve Elazığ depremi sonrasında vatandaşına verdiği sözü nasıl eksiksiz yerine getirmişse inşallah sel ve yangında zarar gören insanımızın yaralarını da en kısa sürede saracaktır. Tüm bakan arkadaşlarım Rize, Artvin, ardından Kastamonu, bunun yanında Sinop, Bartın, bütün buralarda köylere varıncaya kadar çalışmalarını bakan arkadaşlarım, milletvekilleri, belediye başkanları hep birlikte devam ettiriyorlar. Kabinemin belli üyeleri şu anda arazide. Bu meseleler günlük siyasetin tartışmalarına malzeme edilemeyecek kadar önemlidir. Milletin ciğerini yakan bir musibetten siyasi rant devşirmeye çalışmanın hiçbir izahı olamaz. Şehirler altyapı ve mimari bakımından ne kadar güçlü olursa olsun, orada insani değerlere, insana dair bir eksiklik varsa o şehir bir taş ve beton yığınından ibaret kalmaya mahkûmdur.
'ŞEHİRLERİMİZİ YENİ BİR ANLAYIŞLA GELİŞTİRMELİYİZ'İstanbul'u mimari, ticari, ilmi, siyasi ve kültürel bakımdan asıl ihtişamına kavuşturan bu kapsamlı değişim sürecidir.
Fetih ile beraber sadece İstanbul değil, İstanbul'un ahalisi de değişmiştir. Şehirdeki değişim insana, insandaki değişim de topluma ve devlete sirayet etmiştir. Benzer bir durum modernleşmeyle birlikte bu sefer tersine gerçekleşmiştir. Türkiye tüm bu süreçleri yaşamış bir millettir. Dolayısıyla daha iyisini, güzelini, hayırlısını yapmak için elimizde yeterince tecrübe, bilgi, imkan vardır. Sadece sosyal ve bireysel ilişkilerin değil, hayata dair birçok unsurun da kökten değişmeye başladığını görüyoruz. Buna paralel olarak insanların şehirden, şehir hayatından beklentileri de değişiyor. Değişen şartlara göre politika belirlemek belediyelerimiz için bir tercihten öte zorunluluktur. Nasıl Türkiye dünkü Türkiye değilse şehirlerimizi de artık yeni bir anlayışla geliştirmeli, belki bir kısmını yıkıp yeniden inşa etmeli, büyüme alanlarını yeniden değerlendirmeliyiz. Bizim artık bedeller ödemeye değil, planlı, programlı, geleceği kucaklayan, geçmişe sahip çıkan şehircilik modellerine ve uygulamalarına ihtiyacımız vardır. Genç dostu, çocuk dostu, yaşlı dostu, kadın dostu, engelli dostu, velhasıl insan dostu şehirler kurmalıyız.