Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, AK Parti 7. Olağan Erzincan ve Erzurum il kongrelerine canlı bağlantıyla katıldı.
AK Parti olarak bugünlere aziz milletin duası yanında, ailesinden, işinden, mesaisinden fedakarlık yapan dava erlerinin çabalarıyla geldiklerini dile getiren Erdoğan, 18 yıllık iktidarları döneminde medya kuruluşlarından terör örgütlerine, vesayet güçlerinden devlet içine çöreklenmiş çetelere kadar farklı odakların tehditlerine maruz kaldıklarını belirtti.
Tüm saldırılar karşısında "iman varsa, imkan da vardır" diyerek, her türlü zorluğa, yokluğa, imkansızlığa rağmen yollarından geri dönmediklerini ifade eden Erdoğan, "Kimseyi dışlamadan, kimseyi ötekileştirmeden imkanlarımızı seferber ederek, insanlarımızı kökenine, meşrebine, mezhebine göre ayırmadan herkesi kucaklamaya çalıştık." diye konuştu.
Erdoğan, 81 vilayetin hepsine, ilçelerinden en ücra köylerine kadar, 83 milyonun her birine mesajlarını ulaştırmaya gayret ettiklerini belirterek, bölen değil birleştiren, kutuplaştıran değil kucaklaştıran, kardeşi kardeşe düşürmek isteyenlere inat vatandaşların tamamını Türkiye ortak paydasında buluşturan bir kadro olduklarını söyledi.
"İnanıyorsanız, üstünsünüz" ilahi müjdesini kendilerine rehber edinerek gece-gündüz demeden çalıştıklarını, ter döktüklerini, mücadele ettiklerini vurgulayan Erdoğan, "Milletimiz, AK Parti ile beraber ilk kez 24 saat kapısını kendine açık tutan, derdiyle dertlenen, sevincine ortak olan, sıkıntılarına çözüm üreten, halka hizmeti Hakk'a hizmet olarak gören farklı bir zihniyete kavuştu." şeklinde konuştu.
"AYNAYA BAKMAK YERİNE BAŞKA YERLERE BAKTILAR"
İnsanların, belediyelerden iktidara kadar devletin her kademesinde, her türlü meselesi ile ilgilenen dinamik, vizyoner, gayretli bir kadroyla tanıştığını aktaran Erdoğan, millete tepeden bakan, milleti hor, hakir gören, "gerici, yobaz, takunyalı" diyerek sürekli aşağılayan jakobenizmin yerini, "insanı yaşat ki devlet yaşasın" şiarıyla hareket eden yepyeni bir tasavvura bıraktığının altını çizdi.
Gece-gündüz demeden çalıştıklarını, milletin de destek verip, daha kararlı bir şekilde AK Parti'ye sahip çıktığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz, samimiyetle koşturdukça, Rabb'im de zorlukları aşmamızı kolaylaştırdı. Yeri geldi sokaklarımızı karıştırmak isteyenlere meydan okuduk, yeri geldi bölücü terör örgütünü açtıkları çukurlara gömdük, yeri geldi 15 Temmuz gecesi darbecilerle göğüs göğüse mücadele ettik ama milletimizin emanetine el uzatılmasına ve demokrasimize leke sürülmesine asla müsaade etmedik. Son 18 yılda girdiğimiz 15 seçimin tamamından hamdolsun alnımızın akıyla çıktık. Mevlana Hazretleri 'Eğer bir insanda ayıp görürsen, o ayıp sendedir. Halbuki sen onda görürsün, alem ayna gibidir, kendi nakşını onda görürsün' diyor. AK Parti'nin bu eşsiz başarısının sırrını öğrenmek istemeyenler aynaya bakıp kusuru kendilerinde aramak yerine hep başka yerlere baktılar. Milleti anlamak, millete ulaşmak, milletle gönül bağı kurmak yerine affedersiniz 'Stockholm Sendromu' diyerek milleti aşağıladılar. Anadolu insanına 'makarnacı, kömürcü, mürteci, yobaz, takunyalı, göbeğini kaşıyan adam' dediler. 'Benim oyumla dağdaki çobanın oyu bir mi olacak?' serzenişiyle içlerinde biriktirdikleri kini ortaya saçtılar. Bunlar da işe yaramayınca her hafta CHP Genel Başkanı'nın yaptığı gibi muhtarından emeklisine, öğretmeninden askerine, müteahhidinden memuruna, toplumumuzun farklı kesimlerini tehdit etmeye başladılar."
"BUNUN ADI SİYASETSİZLİKTİR"
Hemen her gün bir CHP yöneticisi tarafından, ülkesi ve milleti için ter dökenlerin, gerekirse vatanı için canını vermeyi göze alan kahramanların 'militan' yaftası vurularak hedef tahtasına konulduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bölücü terör örgütünün şehir eşkıyalarını çukur eylemlerinde 'arkadaş' diyerek aklama yarışına girenler, bugün devletin valisine, kaymakamına, askerine ahlaksızca 'militan' iftirası atıyor. Milletimizin canına kasteden PYD'li teröristlere gösterdikleri sempatinin onda birini kendi vatandaşlarına, mesela Diyarbakır'da evlatlarını örgütten kurtarmak için nöbet tutan acılı annelere göstermiyorlar. Bunun adı siyaset değil, siyasetsizliktir. Bunun adı tam olarak beşinci kol faaliyetidir. Türkiye'de muhalefetin böyle bir akıl tutulmasına yakalanması, Türk demokrasisi adına gerçekten endişe vericidir. Bu iç karartıcı tablo, mevcut CHP yönetiminin siyasi tükenmişliğinin en bariz göstergesidir. CHP Genel Başkanı, bu siyasi tükenmişlikle yüzleşmek varken, akla hayale gelmedik iftiralarla AK Parti ve Cumhur İttifakı'na saldırmaktadır. Parti teşkilatlarını sarmış taciz, tecavüz, yolsuzluk skandallarını, nefret söylemini körükleyerek milletin dikkatinden kaçırmaya çalışmaktadır. Bizzat eski Cumhurbaşkanı adaylarının ifadesiyle CHP bugün 'yalan ve iftira üretim merkezine' dönüşmüş durumdadır. Üzüm üzüme baka baka kararır misali, bölücü örgütün uzantıları ile kurduğu ittifaktan dolayı CHP, siyasi parti kimliğini giderek kaybetmektedir. İnşallah 2023 seçimleri Türkiye'de CHP'nin rövanşist siyasetinin de tasfiye edildiği yeni bir dönemin müjdecisi olacaktır."
"TÜRKİYE'DEN BAŞKA VATANIMIZ, MİLLETİMİZDEN BAŞKA SEVDAMIZ YOK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti tarzı siyasetin, kuşatıcı, kucaklayıcı, farklılıklara değil, ortak noktalara odaklanan bir siyaset tarzı olduğuna dikkati çekerek, "Biz sadece kendi seçmenizin değil, milletimizin tamamının emanetini taşıyan bir hareketiz. Biz dertliyiz, derdi olan, davası olan, ilkeleri, prensipleri, Türkiye için hayalleri ve kederleri olan bir partiyiz. Biz, önce millet, önce memleket diyen 'söz konusu vatansa gerisi teferruattır' düsturuyla hareket eden bir kadroyuz. Her karışında bir yiğit yatan bu ülkeyi, öyle kuru sözle değil imanla, aşkla, büyük bir tutkuyla seviyoruz. Bizim Türkiye'den başka vatanımız, milletimizden başka sevdamız yok." ifadelerini kullandı.
İstiklal Marşı'nın "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda/ Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda/Canı cananı bütün varımı alsın da Hüda/ Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda" dizelerini anımsatan Erdoğan, "Yeter ki ülkemizin ayağına taş değmesin, yeter ki aziz milletimiz dara düşmesin, sıkıntıya girmesin, yeter ki ezanlarımız susmasın, bayrağımız inmesin gerisi sadece lafı güzaftır." dedi.
Erdoğan, siyasetin ancak millet ve millete hizmet için yapıldığında anlamlı olduğuna işaret ederek, siyasetin hırs ve rant için değil, vatana ve millete şükran borcunu ödemek için yapıldığında değerli olduğunu söyledi.
Türkiye için hayal kurmadıktan, milleti için dertlenmedikten sonra siyasetin sadece "angaryadan ibaret" olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bizim rehberimiz yüzyıllardır bu kutlu davayı elden ele, nesilden nesile taşıyan ilim, hikmet ve gönül erleridir. Bizim yolumuz şehitlerin, gazilerin, kalbi ülkesi ve milleti için çarpanların yoludur. Muhalefetin içine düştüğü çıkmaz, bizim işimizi kolaylaştırmıyor, bilakis sorumluluğumuzu daha da artırıyor. Biz, hiçbir zaman muhalefete göre tavır alan, CHP'ye göre politika belirleyen, muhalefetin kifayetsizliğinden medet uman bir parti olmadık. Kuruluşumuzdan itibaren, hep kendimizle yarıştık, kendi projelerimizde yarıştık, başkasına değil, kendimize baktık. Türk siyasetini esir alan vizyonsuzluğa rağmen her gün bu ülke için hayal görmeye ve bu hayalleri gerçekleştirmeye gayret ettik." değerlendirmesinde bulundu.
Bunun için başkaları ne yaparsa yapsın, kendi işlerine, Türkiye için ne yapabileceklerine bakacaklarına dikkati çeken Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Milletimizin gönlündeki yerimizi nasıl güçlendiririz, ona bakacağız. Ülkemizi, bölgemizi ve dünyayı daha güvenli, daha huzurlu, daha müreffeh hale nasıl getirebiliriz, ona bakacağız. Muhalefeti kendi bunalımlarıyla, kendi sığ tartışmalarıyla, kendi Bizans oyunlarıyla baş başa bırakacak asıl gündemimize odaklanacağız. Varsın onlar ahlaksız siyaset, bütün bunları yaparak oyalansınlar. Biz, vaktimizi ve enerjimizi kendi çalışmalarımızı daha ileriye taşımak için kullanacağız. Bizler, milletin kapısını seçimden seçime çalan, halini hatırını seçimden seçime soran bir parti asla olmadık, olmayacağız."
Erdoğan, ilk günkü aşkla ve heyecanla ülkeye hizmet etmeyi sürdüreceklerinin altını çizerek, "Ulaşamadığımız ve gönlünü kazanmadığımız tek bir vatandaşımız kalmayana dek bize durmak, dinlenmek, haramdır. Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması, 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilmesi, AK Parti ve Cumhur ittifakı olarak, bizlerin omuz omuza vereceği mücadelenin başarısına bağlıdır. Rabb'im yar ve yardımcımız olsun diyorum. Rabb'imden bu kadrolara büyük ve güçlü Türkiye'yi inşa şerefini bahşetmesini niyaz ediyorum." ifadelerini kullandı.
İl kongrelerinin hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, göreve gelecekleri tebrik etti.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının ardından Erzincan ve Erzurum kongrelerinin düzenlendiği salonlara ayrı ayrı bağlandı.
Erdoğan, bu bağlantılardaki konuşmasında da ana kademe, kadın ve gençlik kollarının ayağa kalkmasını isteyerek, katılımcıları ve salondakileri selamladı.
Erzincan bağlantısında Erdoğan, "İnşallah, Erzincan'da kaybedilenleri yeniden geri alacağız." ifadesini kullandı.
Erzurum bağlantısında ise Erdoğan, salondakilere, "Rabiamızı hiç unutmayacağız, biliyorsunuz işaretimiz bu. Birilerini rahatsız ettikçe, Rabiamızla beraber, 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' diyerek, yolumuza devam edeceğiz." dedi.