Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) ve Türkiye Gençlik Vakfının (TUGVA) Sinan Erdem Spor Salonunda düzenlediği 9. Uluslararası Öğrenci Buluşması Final Programı'nda, salonda bulunanları selamladıktan sonra, "Buradan şu, muhterem salondan Filistin'in, Gazze'nin, Kudüs'ün cesur gençlerine, Afrika'nın mazlum gençlerine, Asya'nın çalışkan gençlerine selamlarımı iletiyorum. Suriye'nin kahraman gençlerini, Mısır'ın onurlu gençlerini, Arakan'ın, Afganistan'ın, Pakistan'ın, Bangladeş'in yürekli gençlerini selamlıyorum" ifadelerini kullandı.
Etkinlik vesilesiyle toplantıda bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Onlar diridirler ama siz bilemezsiniz. İşte onun için biz ne diyoruz, şehitler ölmez, vatan bölünmez. Böldürmeyeceğiz bu vatanı bu hainlere. Bu fırsatı onlara vermeyeceğiz ve zaten bu Rabiamızda ne diyoruz? Tek millet diyoruz. Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Romanı'yla, Boşnak'ıyla, biz bu ülkede 79 milyon, tek millet. İki, tek bayrak. Rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin ta kendisi ve üç 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak uğrunda ölen varsa vatandır...' Şehit kanlarıyla yoğrulduğu için bu topraklar vatan oldu, bunu böyle bilmemiz gerekir."
"BUNLAR KANDAN BESLENİYORLAR"
Egemenliğin kayıtsız, şartsız milletin olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şimdi çıkmış bir tanesi, dünyanın değişik yerlerinde, 'Başkanlık sisteminin gelmesi için kan gerekir, kan diyor. Üç unsur var. Bu üç unsurun bir tanesi mezhepçilik unsurudur, ikincisi ırkçılık unsurudur, üçüncüsü terör unsurudur. Bu zatın söylediklerinde, bu üç unsurun tamamı var. Bunlar kandan besleniyorlar. Aynen bölücü terör örgütünün uzantıları gibi. Bunlarda da o hava esmeye başladı. Herhalde oraya imrendiler. Baktılar ki bu iş, sandıkla gelmiyor. Girdiği her seçimde malum, aldığı netice ortada. Şimdi 'Acaba kanla netice alır mıyız?' diye buna bakıyor. Alamayacaksın. Bu milletin üstüne çıkamazsın. Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir. Millet ne derse o olacak. Gençler, şunu da unutmayın, halk ne derse o olacak, Hak ne derse o olacak."
"Dik dur eğilme, bu millet seninle" şeklinde yapılan tezahüratlar üzerine Erdoğan, "Hiç endişeniz olmasın, biz sadece Allah'ın huzurunda rükuda eğiliriz başka eğilmek yok. Bu yolda inandığımız gibi yürüyeceğiz" karşılığını verdi.
"DEĞİŞMEK FARKLIDIR, YABACILAŞMAK FARKLI"
Erdoğan, her yolculuğun, her seferin insanı değiştirdiğini, olgunlaştırdığını ve pişirdiğini belirterek, "Bakış açınız, idrakiniz hayata, çevreye dair duruşunuz her bir yolculukta farklılaşır ancak ben sizlerin özellikle şu ince ayrıntıya dikkat etmenizi istiyorum. Gençler, değişmek farklıdır, yabancılaşmak farklı. Entegrasyon ile asimilasyon arasında çok keskin bir ayrım vardır." dedi.
Erdoğan, Türkiye'de okuyan, yüksek öğrenim için Türkiye'yi tercih eden misafir öğrencilerin her açıdan şanslı olduklarına inandığını dile getirdi.
Gençlerin her şeyden önce binlerce yıldır farklı medeniyetlere, farklı kültürlere beşiklik yapmış insanlık tarihinin hafızası olan bir ülkede eğitim aldıklarını belirten Erdoğan, bu ülkenin geçmişini, kültürünü, havasını en önemlisi de dillere destan misafirperverliğini tecrübe etmenin başlı başına büyük bir kazanım olduğunu kaydetti. Türkiye'nin tarihinin üç kıta da hüküm sürmüş kadim medeniyetlerin özü ve özeti olduğunu anlatan Erdoğan, "Burada sadece bir ülkeyi, bir milleti değil aynı zamanda Afrika, Asya ve Avrupa'nın bir hasılasını görürsünüz." değerlendirmesini yaptı.
Tarihi, siyaseti, sosyolojiyi, iktisadı ve dış politikayı Türkiye'de okumanın öğrencilere hiçbir yerde bulamayacakları özgün bir bakış açısı kazandıracağını vurgulayan Erdoğan, "Eminim her biriniz artık geldiğinizden çok farklı bir insan olduğunuzun farkındasınız." dedi.
"BUNUN ADI ÇİFTE STANDART DEĞİL Mİ?"
Gençlerin çok kritik bir dönemde Türkiye'de bulunduğunu ve dünyanın yaşadığı en büyük insani dramlardan birini de yakından şehit olduklarını ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin sınır komşusu Suriye'de 6 yıldır kardeşlerinin acımasız ve gayrimeşru bir rejim tarafından hunharca katledildiğini söyledi.
Bugüne kadar yaklaşık 600 bin masum insanın varil bombaları, baristik füzeler, işkencelerle ve kimyasal silahlarla öldürüldüğünü anlatan Erdoğan, "13 milyon Suriyeli evinden oldu. Bunların 6 milyonu vatanını terk etti. Rejim tarafından önü açılan ve desteklenen DAİŞ, YPG, PYD gibi terör örgütleri işgal ettikleri bölgelerde etnik temizlik ve soykırım uyguladı. Tüm bunlar dünyanın gözü önünde yaşandı, yaşanıyor" ifadelerine yer verdi.
Türkiye olarak krizin ilk günlerinden itibaren Suriyeli kardeşlerini yalnız bırakmadıklarını, onlara kapılarını açtıklarını aktaran Erdoğan, "Açmaya da devam edeceğiz. Soframıza bir tabak da onlar için koyduk. Bugün 3 milyon Suriyeli ve Iraklı muhacire ensar bilinciyle, komşuluk hukukuyla sahip çıkıyoruz. Rabbim de bu paylaşmanın dayanışmanın bereketini kat be kat veriyor. Fakat kişi başına düşen gelirle bizden kat be kat olan fazla olan pek çok ülke sırf rahatlarını bozmamak için bu vahşete, bu drama kayıtsız kalıyor. Sınır kapılarımızda derme çatma mülteci barınaklarında, denizlerde yaşanan insanlık dışı manzaraları eminim sizler de bizim gibi yüzünüz kızararak esefle izliyorsunuz." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İnsan Hakları Beyannamesini kaleme alanların, bugün en temel insanlık sınavından sınıfta kalmış durumda olduğunu vurgulayarak, dün Srebrenitsa'da da bu imtihanın verilemediğini söyledi.
"Bugün de Suriye'de, Libya'da, Yemen'de veremiyorlar" diyen Erdoğan, 1994'te Ruanda'da 800 bin insan katledilirken kılını kıpırdatmayanların, şimdi de benzer bir kayıtsızlığın içinde olduklarını belirtti.
Afrika, Asya, Orta Doğu ülkeleri için demokrasi ve özgürlük karnesi hazırlayanların kendi karnelerindeki kırıkları hiç gündeme getirmediğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Terör örgütlerinin, teröristlerin eli kanlı katillerin hak ve hukuklarını savundukları kadar bunların elinde can veren maktullerin, masumların haklarını savunmadılar, savunmuyorlar. Terör örgütüne başkentini açmanın, teröristlere çadır kurdurmanın özgürlükle en ilgisi var. Eli kanlı caniler ne zamandan beri siyasi sığınmacı oldu. DAİŞ'in eylemlerine verdiğiniz tepkiyi niçin PKK, DHKPC ve YPG'nin saldırıları karşısında esirgiyorsunuz. Madem siyasi idamlara karşısınız, neden birkaç gün önce şehit edilen Motiur Rahman Nizami'nin idamına sessiz kaldınız. Avrupa'dan bir ses çıktı mı, Avrupa'dan bir haykırış çıktı mı? Hayır. Bunun adı çifte standart değil mi? Biz bunları söylediğimizde, tutarsızlıklarını, ilkesizliklerini yüzlerine vurduğumuzda beyefendiler hemen rahatsız oluyorlar. Tayyip Erdoğan hemen diktatör oluyor. Motiur Rahman'ı idam edenler diktatör olmuyor, ona seyirci kalanlar olmuyor. "
"HADDİNİ BİL HADDİNİ"
Erdoğan, Van'da konuşan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözlerine ilişkin, "Van'da il başkanları toplantısında konuşan zat, şahsıma karşı yine alçakça bir ifade kullandı. Bizim kandan beslendiğimizi söylüyor. Haddini bil, haddini. Ben halkımdan besleniyorum, halkımdan. Kandan beslenen birileri varsa, 1960'ta rahmetli Menderes'in ve iki arkadaşının idamına zemin hazırlayan CHP zihniyetidir, sizsiniz" ifadesini kullandı.
Medya güçlerini, gazetelerdeki, ekranlardaki tetikçilerini kullanarak kendilerini karalamaya, itibarsızlaştırmaya çalıştıklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hiç kusura bakmasınlar. Onların itibar suikastleri bizi yıldırmaz. Onların iftiraları, hakaretleri, bizi hakkı ve hakikati haykırmaktan alıkoymaz. Biz mazlumlara sahip çıkmaya, diklenmeden dik durmaya, doğruluğun, barışın tarafında durmaya devam edeceğiz. Çünkü biz kuvvetimizi medyadan, sermayeden değil, seccadelerini gözyaşlarıyla ıslatan mazlumların dualarından alıyoruz. Onların hayır duaları bizimle olduğu müddetçe, yılmadan, yorulmadan, bu kutlu yolda yürümeye, haksızlıkları dillendirmeyi de sürdürerek devam edeceğiz. Sizin gibi gönül elçilerimiz bizimle olduğu sürece, Türkiye'yi karalamaya yönelik kampanyaların hepsi de boşa çıkacak. Şairin dediği gibi biz; 'Aşinaya aşina, biganeye biganeyiz'. Aşinalık bağı kurduğumuz sizlerin şahitliğinin, onların algı operasyonlarını darmadağın edeceğine inanıyorum. Ben sizlerden sosyal, ekonomik, kültürel, siyasal her alanda algınızın açık olmasını, kendinizi geliştirmenizi, gündemi takip etmenizi istiyorum. Aklınızı ve kalbinizi asla birilerine kiraya vermeyin. Maalesef bazı tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olanlar var, biliyorsunuz. Sakın onların düştüğü oyuna düşmeyin. Akıllarını kiraya verenlerle beraber sakın olmayın. Vicdanınıza, ipotek konulmasına kesinlikle müsaade etmeyin."
"ŞER ŞEBEKESİNE ASLA PRİM VERMEMENİZİ BEKLİYORUM"
"Yanlışın en tehlikelisi doğruya en yakın olandır. Sureti haktan görünenlerin fark edilmesi en zor olanlardır. Maalesef biz bu konuda son dönemde çok büyük sıkıntılar yaşadık" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkemizde 40 yıl boyunca devlet içinde gizli bir şekilde örgütlenen hizmet, eğitim, yardım diyerek insanımızı kandıran bir yapı en büyük zararı gençlerimize verdi. Uzun dönem ülkemizin başarılı çocukları, Anadolu'nun körpe zihinleri, paralel ihanet çetesi tarafından kandırıldı, kullanıldı. Bu ülkenin evlatları iyi niyetlerinin kurbanı oldu. 2,5 yıldır bu örgütle yoğun bir mücadele içindeyiz. Bir taraftan örgütün devlet yapımızda ve milletimizin gönlünde açtığı yaraları sarmaya çalışıyoruz, diğer taraftan da dünyanın her yerinde bu çetenin kirli yüzünü deşifre ediyoruz. Sizlerden dünyanın farklı ülkelerinde ellerine geçen her fırsatı ülkemizi karalamak için kullanan bu şer şebekesine asla prim vermemenizi bekliyorum."