Güncelleme Tarihi:
İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Ukrayna’da meydana gelen hadiseler ülkedeki tüm kesimleri yakından ilgilendiriyor. Orada yaşayan Kırım Tatarı ve Ahıska Türkü kardeşlerimiz var orada yaşayan. Onlar da gerilimlerden etkileniyorlar. Türkiye olarak bu kardeşlerimizin durumunu yakinen takip ediyoruz. Tatar kardeşlerimizin yerel makamlar tarafından baskı altına alınmasını tasvip etmemiz mümkün değil. Ukrayna konusunda ilkeli bir tutum sergiledik. Sıkıntılı dönemlerinde Ukrayna’nın ve dost halkının yanında durmaya devam edeceğiz.
Hem bizden beklentilerini dinleyeceğiz hem de bizim onlara sunabileceğimiz destek konusunda görüşlerimizi paylaşacağız. Ukrayna’nın doğusunda yaşanan krizi kalıcı çözümün ancak barışçıl yöntemlerle sağlanacağını düşünüyoruz.
Temennimiz ateşkesin muhafaza edilmesi.
SORULARA CEVAPLAR
DAEŞ’e katılan yabancı savaşçılar?
Ülkemiz üzerinden Suriye’ye geçenler noktasında bizlere bunlara bildirilirse bizler bunları sınırda yakalar ve iade ederiz şeklinde açıklamalarımız oldu. Nihai rakamları bilemiyorum ama çok ciddi bir rakam olduğuna ben de şahidim. Bundan sonra da bize bildirilmesi halinde yakalayıp iade etmek görevimiz. Bize bildirilmiyorsa kimse kalkıp Türkiye’ye bunun hesabını soramaz. Tunus’taki olayın neticesinde 20’yi aşkın turistik ziyareti yapmak üzere gelmiş olanların ölmüş olması katliam, büyük bir cinayettir. Tunus yönetimine de bu konudaki kınamalarımızı yazılı olarak bildirmiş haldeyiz. Terörün içinde yaşayan bir ülke olarak bu işlerin acısını iyi bilen bir ülke olarak bunları biliyoruz.
"BU BİR KATLİAM"
Terörün lokal, mevzi bir durum olmadığını, uluslar arası bir konu olmadığını hep söylüyoruz. Burada da böyle bir neticeyi görmüş bulunuyoruz. Gelen insanlar Tunuslu değil. Tunuslu da olsa değişen bir şey yok. Bir müzeyi gezmeyi gelmiş olan turistlere karşı yapılan eylemin kabullenir yanı yoktur. Bu bir cinayet, katliam. Bu katliama karşı da tüm ülkeler hep birlikte ayağa kalkmalıdır. Terörle mücadelede üzerimize ne düşüyorsa yapmaya varız. 12500 kişinin ülkeye giriş yasağı olduğunu ifade ediyor Dışişleri, Bakanım. Yakalanıp iade edilen sayının da 1170 olduğunu söylüyorlar.
İzleme heyeti?
Ben gazetelerde okuyorum. Böyle bir şeyden benim haberim yok. Bu olaya da ben olumlu bakmıyorum. Başbakanlığım döneminde de "Akil İnsanlar Heyeti'nden bir grubun gitmesine nasıl bakarsınız?" dediklerinde bunu doğru bulmadığımızı o zaman da söylemiştim. Aynı şeyi şimdi de söylüyorum. Bu konuda işin başından itibaren her ülkede olduğu gibi istihbarat teşkilatları bunun birinci derecede sürecin yönetenleridir.
"AYRI BİR GRUBUN ORAYA GİTMESİ NEYİ DEĞİŞTİRECEK"
Bizler o dönemde malum temsilcileri olan siyasi partiden 3 elemanı buraya gönderdik. Yine biz gönderdik. Hükümet olarak gönderdik. Bu sayının 3’ten 5’e, 7’ye çıkması veya ayrı bir grubun oraya gitmesi neyi değiştirecek ki. Birilerini tatmin için bu işler yapılmaz. Bunun dışındaki süreç kendi çerçevesi içinde kalmalıdır. Dağa bile çeşitli roman yazarları gönderildi. Ne netice alındı. Yeni romanlar mı yazdırılacak? Bunlara gerek yok, bunları doğru da bulmuyorum.