Güncelleme Tarihi:
Kanal D ile CNN Türk’ün ortak yayınında Hakan Çelik’in sorularını yanıtlayan Erdoğan, özetle şu mesajları verdi:
2019’A KADAR BU ŞEKİLDE GİDECEK
“Bundan sonraki süreçte yani Seçim Kanunu ile ilgili değişiklikler parlamento içinde böyle bir uzlaşma temenni ederiz ki sağlanır. Bu uzlaşmayla birlikte Seçim Kanunu’nda değişiklik yapılması bana göre gereklidir. İlk etapta şu andaki sistemi çok fazla oynamak doğru değildir diye düşünüyorum. Çünkü şu anda bu yapı 2019 Kasımı’na kadar bu şekilde gidecek. Hükümet herhangi bir oynama yapar mı yapmaz mı çünkü mevcut anayasa hemen 16 Nisan’dan sonra ortadan bu hükümet kalkıp yerine yeni hükümetin gelmesi diye bir şey icbar edilmiyor böyle bir zorlama söz konusu değil. Fakat hükümet kendi içinde böyle bir sayıyı düşürme gibi bir şey düşünebilir mi düşünebilir. Şu andaki görüntüde 2019 Kasıma kadar böyle gidecek bir hükümet var. Sayın Başbakanımızın açıklamalarına baktığımız zaman biz erken seçim falan düşünmüyoruz diyor. Tabi bu birinci derecede şu anda hükümetin tasarrufudur. Bana sorulsa bende aynı kanaatteyim.
GÜNDEMDE ALMANYA ZİYARETİ YOK
Köln’de demokrasiyle ilgili bir toplantıda bir video konferans sistemiyle benden konuşma rica ettiler. Bizim konuşmamızı yasakladılar, onların Anayasa Mahkemesi. Buna evrensel hukukta ne denir bunu bana açıklasınlar. Sen bir teröristi konuşturuyorsun ona yasak koymuyorsun ama Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na yasak getiriyorsun. Benim de sana söyleyeceklerim de var elbette olay bu.
(Almanya ziyareti) Niyetim öyleydi. Şu anda gündemimde böyle bir şey yok. Bütün gündemlerin hepsini artık 16 Nisan belirleyecek. 16 Nisan’dan sonra çok sürprizlerle karşılaşabilirsiniz, onlar da karşılaşabilir.
GÖZDEN GEÇİRMEYE İHTİYAÇ OLABİLİR
Biz liderler zirvesine katılıyorduk düzenli olarak. Daha sonra bizi liderler zirvesinden şöyle bir kenara attılar. Bizleri liderler zirvesine katılmamızı kabullenmediler. Biz artık uzaktan seyretmeye başladık. Şu anda hala kabul ettik ediyoruz gibi yarım yamalak yarım ağızla bu tür şeyleri yapıyorlar. Türkiye artık bunları kabullenecek ülke değil. Her şey olursa olur olmazsa olmaz bunun için şunu kabullenmemiz lazım, onların kabullenmesi lazım. Sorun bizden kaynaklanmıyor. Sorun tamamıyla AB üyesi ülkelerin tamamından demiyorum bir kısmından kaynaklanıyor. Çünkü AB üyesi ülkelerin içinde dürüst samimi olanlar da var. Biz diyoruz ki biz ekonomik ilişkilerimizi devam ettirebiliriz. Ama bizim artık siyasi, idari noktadaki şeylerde şöyle bir gözden geçirmeye ihtiyacımız olabilir. Çünkü kendi ülkesine benim Dışişleri Bakanımı sokmayan bir anlayışı ve o AB’nin mensuplarının hiçbirinin kalkıp da benim Dışişleri Bakanım veya Türkiye ile ilgili herhangi bir mesajı yayınlamamasını biz kabullenemeyiz.
KÜSTAHLAR KÜSTAHLIK TASLAYAMAZ
Başkan Donald Tusk o da benim iyi dostum olmasına rağmen o bile baktım aleyhte açıklama yapıyor. Bunlar bu tür şeyi yaparsa bizim bunlara karşı tavrımız olmayacak mı? Genişlemeden Sorumlu zat ismini bile vermeyeceğim artık gidiyor bizler için küstah tabirini kullanıyor, aynaya baksın. Küstahlar kalkıp bize küstahlık taslayamaz ve bunu söyleyemez. Bu kadar ileri gidenler bizden aynen karşılığını bulurlar bunu bilecekler. Türkiye ile böyle gayri ahlaki bir yarışa girilmez. Aynen cevabını alırlar. Bir taraftan müzakere masasında olacaksın bir taraftan bunu yapacaksın. Ondan sonra gel ileri geri konuş.”
YARDIMCILIK İÇİN HENÜZ ÇOK ERKEN
(Bahçeli’nin cumhurbaşkanı yardımcılığına ilişkin sözleri) Kendisi ile bir araya geldiğimizde, bazı şeyleri görüşme fırsatımız oldu ama bunlar şu anda çok erken. Çünkü 2019 hedef.
DİKTATÖR DERSEN NAZİ-FAŞİST DERİM
Erdoğan’a diktatör deme özgürlüğünüz var, Erdoğan’ın size faşist ya da Nazi deme özgürlüğü yok. Kusura bakmasınlar, Erdoğan’a bunlar ‘diktatör’ demeye devam ettikleri sürece bende bunlara aynen bu kavramlarla ifade etmeye devam edeceğim. Şu anda benim ülkemde bunların yöneticilerine hangi gazete böyle başlıklar atıyor var mı böyle bir şey?
BUNLAR NAZİZMİN AYAK SESLERİ
(Alman BND Başkanının açıklaması) Bir istihbarat örgütünün başı böyle bir açıklama yapamaz. Bu açıklama ben söylemedim, sen söyle diyen bir yönetimin açıklaması. Merkel ‘ben bunu söylemedim’ diyemez. Hesabını sorsun. Sen bir defa bana ülkendeki FETÖ yapılanması ile ilgili yanıt vermiyorsun, senin istihbaratının başındaki zat, nasıl böyle bir açıklama yapıyor. Böyle bir hakkın yok. Yapılıyorsa bunun arkasında başka bir şey var. Bu Alman yönetiminin nereye oturduğunu gösteriyor. Sen ne anlarsın bunlar cemaat midir, değil midir? Senin ne işin var. Bunlar Diyanet’in imamlarını ajan olarak toplayanlar. Gamalı haç işaretlerini bizim camilerin duvarlarına işleyenler kimler, nerede oldu bunlar? Almanya’da, sonra Hollanda’da. Bunlar Nazizmin ayak sesleri. Bizden başka türlü tanım beklemeyin.”
ABD VE RUSYA’NIN YPG’YE İLGİSİ BİZİ ÜZÜYOR
“Suriye ile ilgili verilecek bir karar varsa, bunu Suriye’deki gelişen tablolar üzerinde değerlendiriyoruz. Rusya’nın ve Amerika’nın YPG’ye gösterdiği ilgi bizi üzmektedir. PYD’ye PKK’ya gösterdiği ilgi bizi üzmektedir. Bunu kendilerine söylediğim için açıkça söylüyorum. Bu arazilerin bunlardan uzaklaştırılması lazım. Neymiş onları rejim davet etmiş. Her davete icabet edilmez. Dünya siyasetinde bu yoktur. Kimi rahatsız ediyor bu en çok bizi rahatsız ediyor. Benim 911 kilometrelik sınırım var. DEAŞ atış yaptı bir vatandaşım, bir askerim şehit oldu. Bunların öyle bir durumu var mı yok. Buna biz karar veririz. İşte kimse, ‘Türkiye artık çekilsin...’ Yok öyle bir şey. Bu tehditlerden tam manası ile arındığımızda biz de bu işin değerlendirmesini yaparız.”
‘YÜZDE 60 İLE TAÇLANDIRALIM’
“Şimdi buralarda rakamları şu anda vermek doğru olmaz. Gerek şahsım, gerek Sayın Başbakan, bakan arkadaşlar, Sayın Bahçeli tüm imkanlarla arazide çalışmalar devam ediyor. Kalan 24 günü en ideal şekilde değerlendireceğiz. Yaptığımız son şeyler, durum, tespit; evet oylarının her geçen gün önde yükselerek devam ettiğidir. Asıl hedefimiz bu yükselen evet oylarının çok daha yükselmesi. Bunun da artarak devam edeceğine inanıyorum. Yüzde 52’nin çok çok üstünde...
Ortada şöyle bir gerçek var. Hükümet, Cumhurbaşkanı işinin başında. İdari noktadan bir başsızlık söz konusu değil. Biz iş başına geldiğimizde gerek başbakan olduğum dönemi söylüyorum, bizim 49.5 ile birinci parti olduğumuz dönemler oldu. 34.5 ile de hükümet olduğumuz oldu. Bizim hedefimiz, bu oranları niye veriyorum hepsinde de yüzde 60’ın üzerinde aldık. Biz diyoruz ‘evet’i yüzde 60 üzerinde taçlandıralım.”