Güncelleme Tarihi:
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Komşumuz Yunanistan’da çıkan yangında ilk açıklamalara göre 49 kişinin öldüğünü 157 kişinin yaralandığını üzüntüyle öğrendiğimizi ifade etmek istiyorum. İhtiyaç duyulması halinde her türlü yardıma hazır olduğumuzu Yunan makamlarına ilettik. Ülkem ve milletim adına ölenlerin yakınları başta olmak üzere, tüm yunan halkına şahsım milletim adına başsağlığı diliyoruz.
“KISA VADELİ PROGRAMIMIZI HEMEN UYGULAMAYA GEÇİRECEĞİZ”
Yemin törenimizin hemen ardından bakanlarımızı kamuoyuna açıkladık. Bakan yardımcılarımızın bir kısmının atamasını yaptık. Diğer üst düzey yöneticilerle ilgili çalışmalarımızı önemli ölçüde tamamladık. Peyderpey atamalarımızı gerçekleştireceğiz. Bakanlarımız kendi sorumluluk alanlarıyla ilgili kısa orta ve uzun vadeli eylem planlarını hazırlıyor. Kısa vadeli programımızı hemen uygulamaya geçireceğiz. Ve 100 günlük program çalışmamız devam ediyor. OHAL’i kaldırmış olmamız, önemli bir adımdır. Söz verdik, sözümüzü yerine getirdik. Seçimin ardından bu adımı atacağız dedik. Çünkü her zaman söylediğimiz gibi, ne aldanan olacağız ne aldatan olacağız dedik ve bu gerçeği uygulamaya bir kez daha geçirmiş olduk.
Bedelli askerlik talebiyle ilgili kanunu da Meclis’ten geçirerek o konuda da sözümüzü tutmuş olacağız. Seçim kampanyasında dediğimiz gibi, yetkili bakanlıkla çalışmalarımızı yaparız ve bununla ilgili adımı atarız dedik ve bu adımı attık. İnşallah hafta sonu itibariyle bunu da bitirmiş olacağız.
“MİLLETİMİZİN ASKERLİKLE BAĞININ TÜMDEN KOPMASINI DA DOĞRU BULMUYORUZ”
Batı ülkelerinde askerlik için personel bulunamadığı dönemde biz, yığılmaları önlemek için bedelli askerlik düzenlemesi çıkarmak zorunda kalıyoruz. Gereken hazırlıkların ev planlamaların yapılmasının ardından Türkiye’yi bir daha bedelli kanunlarına ihtiyaç duyulmayacak bir askerlik sistemine kavuşturmuş olacağız. Türkiye’nin yürüttüğü mücadeleleri, gerçekleştirdiğimiz operasyonları yükümlülerle yapma imkanımızın olmadığı açıktır. Milletimizin askerlikle bağının tümden kopmasını da doğru bulmuyoruz. Bu millet asker bir millettir.
Hem tüm vatandaşlarımıza temel askerlik eğitimi verebileceğimiz hem de TSK’nın insan gücünü uzmanlığa dayalı hale getirebileceğimiz bir sistem üzerinde çalışıyoruz.
İhtiyaç duyulan her zaman ülke genelinde veya belirli yerlerde OHAL ilan etme yetkimiz vardır. Türkiye’nin 10’da biri kadar dahi terör tehdidi olmayan ülkeler en küçük kargaşa bizdekinin 10 katı ağırlığında tedbirler uyguluyor. Böyle bir ortamda hiç kimsenin ülkemizi çıkardığı kanunlar yüzünde eleştirmeye hakkı olamaz.
“SURİYE’Yİ ADIM ADIM GÜVENLİ HALE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ”
Bizim için önemli olan kimin ne dediği değil, ülkemizin ve milletimizin neye ihtiyacı olduğudur. Bu anlayışla çalışmalarımızı yürüttük. Güvenlik güçlerimizin bir süredir sınırlarımız içinde ve dışında gerçekleştirdiği başarılı operasyonlar doğru yolda ilerlediğimizin en büyük ispatıdır. Terör örgütlerinin yeni merkezi haline dönüştürülen Suriye’yi adım adım güvenli hale dönüştürüyoruz.
Amerika ile vardığımız mutabakat çerçevesinde Münbiç’te yeni bir dönemi açıyoruz. Diğer bölgeler için de hazırlıklarımızı yapıyoruz. hudutlarımız için tek bir terörist kalmayana, Suriyeli kardeşlerimiz evlerine dönene kadar operasyonlarımız devam edecektir. Devletimiz ve milletimiz için beka meselesi olarak gördüğümüz bu konuda hiç kimse bize engel olamaz. Gerçek dostlarımız bu mücadelemizde yanımızda olanlardır. Teröristlerin yanlarında yer alanları da asla unutmayacağımızı belirtmek isterim.
“TAM ANLAMIYLA BİR İNSANLIK SUÇUDUR”
Kendi ülkemiz ve sınırlarımızla birlikte bölgemizin güvenliği de bizi yakından ilgilendiriyor. Bu coğrafyada çekilen her acının sızısını yüreğimizde hissediyoruz. Zulme uğrayan her kardeşimizle bizde tarifsiz sıkıntılar yaşıyoruz. Bölgemizdeki en mazlum coğrafya Filistin’dir. İsrail’in Filistin ve Gazze başta olmak üzere gerçekleştirdiği saldırılar tam anlamıyla bir insanlık suçudur. Kendi topraklarını savunmaktan başka hiçbir suçu olmayan sivil Filistinlilerin üstüne tankıyla topuyla keskin nişancısıyla giden İsrail, terör devleti olduğunu bir kez daha gösterdi.
“İSRAİL’İN UYGULADIĞI İNSANLIK DIŞI VAHŞET VARDIR”
Asıl vahim olanı ise dünyanın İsrail tarafından katledilen yüzlerce Filistinliyi görmezden gelmiş olmasıdır. buna karşılık olaylarda hayatını kaybeden tek bir İsrail askeri için neredeyse herkes harekete geçmiştir. Dikkat ederseniz ortada bir savaş yoktur. İsrail’in uyguladığı insanlık dışı vahşet vardır. İsrail, kadın çocuk yaşlı demeden önüne geleni vurarak, öldürerek hele hele kadınları yerlerde sürükleyerek insanların evlerini başlarına yıkarak Filistinlileri yaşadıkları yerlerden ayrılmaya zorluyor.
Geçtiğimiz günlerde kabul edilen ‘yahudi ulus devlet kanunu’ bu ülkenin gerçek niyetini ortaya koymuştur. Filistin halkı ile Kudüs’ü ziyaret eden Müslümanlara ve Hristiyanlara yönelik haksız uygulamalar bu kanun ile meşrulaştırılmaktadır. İsrail bu kanunla yaptığı hırsızlığa kılıf üretmiştir. Hiç kimsenin varlığını hukukunu tanımayan bir devlet vardır. bu düzenleme İsrail’in en faşist, en ırkçı devlet olduğunun hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatıdır.
“HİTLER’İN İSRAİL’İN BAZI YÖNETİCİLERİNDE RUHU YENİDEN HORTLAMIŞTIR”
İsrail’in bu düzenlemeden sonra Siyonizm, faşizm ve ırkçılık ile bunların sonuçları konusunda söyleyecek hiçbir sözü kalmamıştır. Dünyayı büyük bir felakete sürükleyen Hitler’in İsrail’in bazı yöneticilerinde ruhu yeniden hortlamıştır. İsrail cumhurbaşkanının dediği gibi bu dünya Yahudilerine bir anavatan sunmaktan ziyade, tüm Yahudileri tehlikeye atan bir adımdır. Bu durumda İsrail’in attığı bu adımla kalmayacağını, yine kendi dini referansları gereği bölgeyi ve tüm dünyayı kana acıya boğacağını varsaymamız gerekiyor. Bugün susanlar, yarın dökülecek kanların müsebbipleri olacaktır. Türkiye olarak, İsrail’e karşı çıkmayı, Filistin’e sahip çıkmayı sürdüreceğiz. Dünyadaki tüm devletler, STK’ları, medya mensuplarını İsrail’e karşı harekete geçmeye davet ediyoruz.
“İNŞALLAH ÇOK YAKINDA EKONOMİK OLARAK DA ÇOK BÜYÜK KAZANIMLAR ELDE EDECEĞİZ”
Bugün Türkiye her alanda bölgesinin ve dünyanın itibarlı ülkesi haline gelmişse bunda en büyük pay milletimize olan inancımızdır. Bundan çeyrek asır önce Türkiye’yi yerle yeksan etmeye yetecek nice tuzağı, oyunu işte bu sayede bozduk. Hem milletimize ve kendimize inandık, güvendik. Duruşumuzdan asla taviz vermedik. Hem de ülkemizi büyüttük, zenginleştirdik. Son 5 yılda maruz kaldığımız her saldırıyla birlikte ekonomik bir hançerin sırtımıza saplanmaya çalışılmasının sebebi budur. Biz ülkemizin ekonomik özgürlüğünü de korumanın mücadelesini verdik. Elbette krizlerin faturasını ödedik ve ödüyoruz. Tüm milletimiz emin olsun ki, kazandıklarımız karşısında bu faturanın hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. İnşallah çok yakında ekonomik olarak da çok büyük kazanımlar elde edeceğiz. İşte sizler de görüyorsunuz. Ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye’nin büyümesini, gelişmesini engelleyemiyorlar. Milli gelir ile 17’inci, satın alma paritesine göre 13’üncü durumdayız. Şöyle sağlam bir hamleyle bu sıraları hızla ileri taşımamızın önünde hiçbir mani yoktur.
Şu söyleyeceklerimi unutmayın. Bunu tüm gençlere anlatmanız lazım. Bakınız gençler çalışanlarımızdan yıllarca kesilen ve maalesef kayda değer bir katma değere dönüştürülemeyen tasarruf teşvik ve konut edindirme yardımı ödemelerini kim gerçekleştirdi? Biz gerçekleştirdik. Ve konuşuyorlar, bunlar öyle ufak basit rakamlar değil, korkunç rakamlar. Doların çok düşük seviyede olduğu bir dönemde biz tasarruf teşvik fonu kesintileri için 4,5 milyon kişiye o zamanın rakamıyla 15 milyar lira konut edindirme yardımı için de 8 milyonu aşkın kişiye 3,5 milyar lira ödeme yaptık. Bunu biz yaptık. Neredeydi CHP? Neredeydi diğerleri? Onlar memuru işçiyi sömürdüler. Onlardan yaptıkları kesintiyle maaş ödediler. Biz geldik ve bu devletin memuruna işçisine olan borcu biz ödedik. Bunları halkımıza anlatmamız lazım.
“TURİZM GELİRLERİNDE İNŞALLAH REKOR KIRACAĞIZ”
İstihdamda 28,5 milyon kişiyle tarihi bir zirvede bulunuyoruz. Turizmde gerçekten çok hareketli ve bereketli bir sezon yaşıyoruz. Hemen gelen turist sayısına bir bakalım, turizm gelirlerinde inşallah rekor kıracağız. Merkez bankası rezervlerimiz baya düşmüştü. Şu an itibariyle 102 milyar dolara çıkarak yeniden toparlanma başlamış vaziyette. IMF’ye olan borcumuzu biliyorsunuz sıfırladık. Bir karanlık dönemi sona erdirdik.
“TÜRKİYE’YE YATIRIM YAPANLAR, YARIN EN ÇOK KARLI ÇIKACAK OLANLAR OLACAKTIR”
Türkiye hedeflerine yakışmayan bu finans fotoğrafından çıkacaktır. Buradan uluslararası yatırımcıları ülkemizdeki yatırımcıları tüm finans çevrelerini Türkiye’nin geleceğine güvenmeye davet ediyorum. Bu ülke kendisine itimat edip yatırım yapan hiç kimseyi hayal kırıklığına uğratmamıştır. Türkiye’ye yatırım yapanlar, yarın en çok karlı çıkacak olanlar olacaktır. Cumhurbaşkanlığı bünyemizde özel ofisler kuruyoruz. Bu yıldan başlayarak ekonomimizdeki hedeflere koşar adımla yürüyeceğimize yürekten inanıyorum.
“KONGRENİN ARDINDAN MAHALLİ SEÇİMLERE DÖNÜK ÇALIŞMAMIZI HEMEN BAŞLATACAĞIZ”
Türkiye yönetim sistemi değişikliğini 16 Nisan 2017 halk oylaması ve 24 Haziran 2018 seçimleriyle tamamlamıştır. Bundan sonra önümüzde kısa vadeli tek bir seçim takvimimiz var. Bu da 2019 Mart’ındaki mahalli idareler seçimidir. AK Parti olarak 18 ağustos’ta olağan büyük kongremizi yapıyoruz. kongrenin ardından mahalli seçimlere dönük çalışmamızı hemen başlatacağız.
24 Haziran seçimlerinde cumhurbaşkanlığında, milletvekilliğinde aldığımız oyları il il, sandık bazına kadar inerek şu anda analiz ediyoruz. Özellikle 1 Kasım’a göre oy kaybettiğimiz yerleri ve bunların sebeplerini tüm detaylarıyla anlamaya çalışıyoruz.
Başka partiler kendi iç kavgalarıyla, çekişmeleriyle, olağanüstü kongreleriyle uğraşılabilirler. Bizim böyle bir lüksümüz yok. Milletimiz bizden eser bekliyor. Milletimiz bizden dertlerine derman olmayı bekliyoruz. Cumhurbaşkanlığında şahsımıza tevessül gösteren 26 milyon 330 bin vatandaşımıza borcumuzu ancak bu şekilde ödeyebiliriz.
Eğer milletimizin verdiği mesajları doğru şekilde almaz, eksiklerimizi ve hatalarımızı düzeltmeden sandığa giderken bu bize yakışmaz. Biz bugüne kadar milletimizle birlikte yol yürüdüğümüz, hep onunla beraber hareket ettiğimiz için zirvede kaldık.
Ve kimse bulunduğu makamların kendileri için ilanihaye kalacakları bir makam olarak kabul etmemeleri gerekir. Bilmelidir ki, bir yıl iki yıl, dört dönem görev yapmış olabilir. Ama şu anda değişmesi gerekiyorsa, bu partinin yetkili kurulları bu konuda bir karar veriyorsa, eğer o da bir dava adamıysa demek ki benim yetkili kurulum karar vermiştir der, o da arazide çalışmaya başlar. İşte şu anda diğer partilerin halini görüyorsunuz değil mi? Biz onların durumuna asla düşemeyiz. Bunlar bize asla yakışmaz.
Ve partimdeki toplantıda söylediğim gibi, bize gururlanmak, bize kibir asla yakışmaz. Biz tevazuu hiçbir zaman elden bırakmayacağız. Mütevazi olacağız ve Mevlana’nın dediği gibi toprak gibi olacağız. Bunu başardığımız anda neticeye ulaşırız, bunu başarmadığımız zaman kusura bakmayın, gururların gerçek sahibi olan Allah’tır. Ve o zaman da tokadı ilahi gelir. Ve verilen makamlar tek tek geri alınır. Bu bakımdan geçtiğimiz yıl milletimizin sesine kulak vererek bu yolda ilk adımları atmıştık. 2019 Mart’ı için de kimlerin devam edeceğini, değişeceğini belirleyeceğiz. Ehliyet liyakat bu tür görevleri belirlemede öncelikli temsil noktasında aradığımız niteliklerdir. Sizlerden partimize mahalli seçim için en doğru kararı verebilmesine katkı sağlamasını istiyorum. Arkadaşlarım, şu anda 7 aylık önümüzde bir süreç var. Bu süreç içerisinde büyük ihtimalle Pazar günü Meclis’imiz kapanıyor. Ve ondan sonra artık bütün arkadaşlarımız seçim bölgelerine dönüyorlar, dolayısıyla seçim bölgelerinde o andan itibaren Mart’ın hazırlıklarına başlamış olacağız. Bizim için durmak yok.