Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerinin satır başları şöyle:
"Tam bir kırılma noktasındayız. Türkiye, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle artık bir dönüm noktasına gelmiştir. Türkiye'nin ileriye atılım noktası olacaktır.
Terörle mücadelemizi kararlı şekilde sürdürüyoruz. Afrin'de etkisiz hale getirilen teröristlerin sayısı 4 bin 500'e doğru ilerliyor. Öbür tarafta Kuzey Irak'ta 300'ü aşkın terörist etkisiz hale getirildi. Cudi'de, Gabar'da teröristler etkisiz hale getiriliyor.
'BÖLDÜRMEDİK, BÖLDÜRMEYECEĞİZ'
Benim sizlerle bugün bir iki hususu müzakere etmem lazım. Kongreden sonra Özbekistan'a hareket ediyoruz. Ve iki gün Özbekistan'dayız. Oradan da Güney Kore'ye geçeceğiz ve perşembe gecesi tekrar ülkemize döneceğiz.
Bu PKK, bu FETÖ bunlar bölmek istediler. Bölemeyeceksiniz, böldürmedik, böldürmeyeceğiz. İşte ne yaptık? Cudi'de F-16 olduk, Gabar'da F-16 olduk, Tendürek'te F-16 olduk. Tepelerine tepelerine indik. Başka devlet arayanlar oraya gitsinler. İsterlerse biletlerini veririz. Bizim için Türkiye cumhuriyeti devletinden başka asla..."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra AK Parti İstanbul İl Gençlik Kolları Kongresi'nde konuştu. "Vatanımızı böldürmedik, böldürmeyeceğiz. Kararlılıkla yürüyeceğiz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:
"Kimi henüz 16-17 yaşlarında körpe bir fidanken şahadete yürüyen 15 Temmuz’un genç yiğitlerine, aslanlarına selam gönderiyorum. Abdullah Tayyip Olçok’u, Mahir Ayabak’ı, Mutlu Cankılıç, Uğut Kadir Işık’a, Özgür Mustafa Karasakal’ı rahmetle yad ediyorum. Rabbim öyle buyuruyor, 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler, ancak siz bilemezsiniz.' Ve vatanımızı böldürmedik, böldürmeyeceğiz. Kararlılıkla yürüyeceğiz. O güzel kelimeleriyle şair ne diyor? 'Vurulan ömrünün ilk baharında, kanından çiçekler açar yanında, cümle şehitlerin omuzlarında, bir sabah gelecek kardan aydınlık.'
Evet, aydınlık geleceğimiz için canlarını feda eden terörle mücadele şehitlerimize, tüm kahramanlarımıza mevladan rahmet diliyorum. Bu ülke asırlardır ölümü öldüren o yiğitler sayesinde ayaktadır. Bu millet şehitleriyle, onları baş tacı eden bir millettir. Rabbim şehitlerin mekanlarını cennet eylesin.
İsrail zulmüne, devlet terörüne boyun eğmeyen Filistin’in direniş abidesi gençlerimizi selamlıyorum. Türkiyeli genç kardeşlerinin yüreklerinin onlarla birlikte attığını ifade ediyorum. Çatışma, açlık ve yoksulluktan kaçarken Akdeniz’in azgın dalgalarında sevdikleriyle kucak kucağa can veren umut yolcusu gençleri selamlıyorum.
'RÜZGAR GÜLÜ GİBİ BİR SİYASİ ANLAYIŞ POPÜLİZM BATAKLIĞINA MAHKUMDUR'
Biliyorsunuz ecdadımız şöyle derdi: 'Önce refik, sonra tarik.' Yani bana sizler gibi gençlerle yol yürüme şerefi bahşettiği için Rabbim'e binlerce kez hamd ediyorum. Siyaset özünde millete hizmet yarışıdır. Siyasetçinin varoluş gayesi de ülkeye millete ve elbette oyunu aldığı seçmene en güzel en kaliteli şekilde hizmet etmektir. Siyaset ilkelerle, prensiplerle belli değerlerle yapılan, yapılması gereken bir iştir. Ahlakı ilkesi olmayan siyasetin ne ülkeye ne de millete faydası olur.
Rüzgar gülü gibi esintiye göre yön değiştiren, eğilip bükülen bir siyasi anlayış popülizmin bataklığında debelenmeye mahkumdur. Türk siyasi hayatı bu açıdan gerçekten ibret verici hadiselerle doludur. Bir tarafta asil devlet adamları, bir tarafta da kırk takla atan şahsiyet fukaraları vardır.
Milletin iradesini canı pahasına koruyan kahramanlar olduğu gibi, tankları görünce sıvışıp kaçan korkaklar da vardır. Türk siyasetinde ülkenin bekası için kurşun yağmuru altında kenetlenenler olduğu gibi, ülke düşmanlarına yancılık yapmayı siyaset zanneden muhterislere de rastlanır.
'SİYASETE İRTİFA KAYBETTİRENLER...'
Bu ülkenin siyasi geçmişi bir bakıma erdemli siyaset yapanlar ile ahlaksız, ilkesiz siyasetçilerin mücadele sahası olmuştur. Farklı partiler ve politik karakterler üzerinde bu iki anlayış daima birbiriyle mücadele etmiştir. Menderes’in bir sabah vakti dar ağacında sonlanan hayatı bu kavganın tarihidir. Rahmetli Erbakan, merhum Türkeş, merhum Yazıcıoğlu gibi siyasetçilerin tamamı millete sevdası dolayısıyla muhterislerin hedefi olmuştur.
Türkiye’de erdemli, ilkeli siyasetin öncelikli muarızı politikayı ikmal kapısı olarak gören kifayetsizlerdir. Bu ülkede siyasete irtifa kaybettirenler, çıkarları için haysiyetlerini dahi tezgaha koyan muhterislerdir.
'CHP'NİN AÇTIĞI KİRLİ MİLLETVEKİLİ TEZGAHI O ZAMAN VARDI, YİNE VAR'
Bugün Türkiye'nin ana muhalefet partisi sıfatını taşıyan CHP bu kötü örneğin temsilcisi olmayı kimseye bırakmamıştır. 27 Mayıs’ta iktidara giden yolu darbecileri kışkırtmakta gören CHP, 1978’de iktidar kapısını kirli pazarlıklar neticesinde transfer edilen 11 milletvekili ile açabilmiştir. Siyasi ahlaksızlıklar üzerinde kurulan iktidarın ömrü çok kısa olmuştur. Kaos, kargaşa bitmemiş, ülke darbe ortamına sürüklenmiştir. 12 Eylül böyle geldi. Ve kısa sürede iktidar uğruna CHP’nin açtığı kirli milletvekili tezgahı o zaman vardı. Şimdi yine var. Geleneği kirli olanın, geleceği de pirüpak olmaz.
Üzerinden 40 sene geçmesine rağmen eski alışkanlıklarından kurtulamadığını gördük. Bugün de CHP siyaseti bir kabzımal pazarlığına dönüştürdü. CHP milletin emanet verdiği iradeleri, pazara çıkardığı milletvekilleriyle gençlere kötü örnek oluyor. Ey 15 milletvekili yahu siz iradenizi nasıl oluyor da bu kadar ucuza satıyorsunuz be. Ey 15 milletvekili, bak karıştırma ha… Siz Çanakkale’deki 15’ler değilsiniz. Siz iradesini satanlardansınız. Onları da lekelediniz.
Ve siz, size oy veren bu milletin iradesine saygısızlık yaptınız. Size Bay Kemal talimat verdi diye siz bunu yerine getirdiğiniz zaman bu şahsiyetsizliktir. Sizin şahsiyetiniz olgunlaşmamış, yok demektir. Siz bu noktada sayın Bay Kemal siz bizim irademizi satın alamazsınız, milletin vermiş olduğu yetkiyi bize farklı istikamette kullandıramazsınız demeliydiniz. Ama yazık oldu gittiniz. Sözde partinin koltuklarına bile oturamadınız. Çünkü sizin asli koltuğunuz müsaade etmiyordu. CHP’ye oy veren vatandaşlarıma ’24 Haziran’da bunları sandığa gömmeye var mısınız’ diye sesleniyorum.
'16 NİSAN'DAKİ İSTANBUL'U İSTEMİYORUZ ARTIK'
Ve lise son sınıftaki gençleri alacağız, üniversitedeki gençleri kucaklayacağız. Tüm İstanbul ayakta. 16 Nisan’daki İstanbul’u istemiyoruz artık. Şimdi çok daha farklı bir İstanbul istiyoruz. Üniversitedeki, lisedeki tüm genç arkadaşlarımızı kucaklamaya var mıyız? Unutmayın, bu parti CHP, kapalı kapılar arkasında yürüttüğü pazarlıklarla Türk siyasetini kirletmeye devam ediyor. CHP’nin bir başka partiye adeta ikram ettiği bu durumda rızalarının olmadığı her hallerinden belli olan, hele hele arka taraftaki o gözü yaşlı milletvekillerini görünce çok üzüldüm. Eyvah dedim Türk parlamentosu ne hale gelmiş. Siyasi tarihimize yeni bir utanç vesikası olarak kaydoldu bu. Bu hadise aradan geçen 40 yıla rağmen CHP’de hiçbir şeyin değişmediğini ortaya koymuştur. Her ne kadar kendileri ve medyadaki avaneleri bu skandalı ört bas etmeye kalksalar da milletimiz meseleyi görmüştür.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR