Güncelleme Tarihi:
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, güçlü bir Türkiye’nin güçlü bir Kuzey Kıbrıs demek olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Sizi başbakan olarak defalarca konuk etmiştik şimdi ise doğrudan halk oyuyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olarak ağırlıyoruz. Göreve başlar başlamaz ilk resmi dış ziyaretinizi KKTC’ye yapmanız anlamlı ve tarihi bir olaydır. Sayın Cumhurbaşkanının bu ziyaretleri tarihsel süreç içindeki tüm barışçı çabalara destek veren taraf olmasına rağmen Kuzey Kıbrıs Türk halkının hak ve hukukunu çiğnemeyi marifet sayanlara da bir mesajdır. Bu tarihi ziyaret Kıbrıs’ta var olan gerçekleri yok sayabileceğini zannedenlere Kıbrıs Türk halkının ana vatan Türkiye’nin fiili garantisinde güven içinde yaşama hakkını görüp bilip de görmezlikten bilmezlikten gelenlere yeni bir yanıttır. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın büyük asker, devlet adamı Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılı olan 2023 yılına yönelik vizyonları bizleri de heyecanlandırmakta ve gururlandırmaktadır. Güçlü bir Türkiye güçlü bir KKTC demektir. Biz kökü tarihin derinliklerinde olan ulu bir ağacın dallarıyız. Türkiye ile KKTC arasında kardeşlik hukuku vardır. Biz tasada sevinçte dün de birdik bugün de biriz. Yarın da bir olacağız. Kimsenin bu birliği bozmaya gücü yetmedi ve yetmeyecektir. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bizim sevdiğimiz saydığımız bir kardeşimizdir. Sayın Erdoğan bugüne dek halkımızın ülkemizin ihtiyaçlarının giderilmesine her zaman katkı koymuştur. Bir kez daha kendilerine Kıbrıs Türk halkı adına destekleri için teşekkürlerimizi ifade etmek istiyoruz. Sayın Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı görevinde kendilerini desteklemeye devam edeceğiz onların da bizi desteklemeye devam edeceğinden eminiz."
"ANADOLU SUYUNUN KIBRIS’A AKIŞINA BİRLİKTE TANIKLIK EDECEĞİZ"
Türkiye’den Kuzey Kıbrıs’a deniz altından su getirilme projesi ile ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Eroğlu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteği ile gerçekleştirilmekte olan ana vatan Türkiye’den Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne deniz altından su getirilmesine bir parantez açmak istiyorum. Bu proje ile ilgili olarak Sayın Erdoğan’ın hakkını teslim etmeliyiz. Asrın projesi dediğimiz bu proje Sayın Erdoğan’ın kararlılığı ve direktifleri sayesinde hayalden gerçeğe dönüşmektedir. İnşallah kendilerini yakında ülkemizde yeniden ağırlayacağız ve asrın projesinin açılışını birlikte yapacağız. Anadolu suyunun Kıbrıs’a akışına birlikte tanıklık edeceğiz. Bu proje Kıbrıs için bir barış projesidir" dedi.
"Komşularımız Kıbrıs’ı 1974 öncesine geri götürebilecekleri hayalinden vazgeçsinler" diyen Derviş Eroğlu, "Kıbrıs’ta var olan gerçekler dikkate alınarak bir anlaşma yapmak mümkündür. Yeter ki komşularımız Kıbrıs’ı 1974 öncesine geri götürebilecekleri hayalinden vazgeçsinler. Yeter ki Rum komşularımız yaklaşık 450 yıldır birlikte yaşadığımız bu adanın onlar kadar bizim de vatanımız olduğunu içlerine sindirsinler. Biz Kıbrıs konusunun daha fazla geciktirilmeden barışçı bir sonuca bağlanması noktasında kararlıyız. Barışçı tutumumuza rağmen Kıbrıs Türk halkının spor, kültür, sanat dahil her alanda hala ambargo ve izolasyon altında tutulması büyük bir haksızlıktır. Dünya ve Avrupa Birliği için ayıptır" diye konuştu.
"TEMENNİ EDİYORUM Kİ SABRIN SONU SELAMETTİR SÖZÜ GERÇEKLEŞİR"
Kıbrıs sorununu değerlendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi: "Geçmişi çok çok uzun ama o günden bugüne gerçekten sabırla hareket eden ve bu sabrının karşılığını da şu ana kadar göremeyen KKTC halkı var. Kararlılığımız aynen devam ediyor. Temenni ediyorum ki sabrın sonu selamettir sözü gerçekleşir. Başından beri hep şunu söyledik adil kalıcı ve kapsamlı bir çözümden yanayız dedik. Önümüze adil olmayan projelerle gelenler bilsin ki böyle bir projeyi kabul etmek tarihimizi reddetmek olur ki kabul etmemiz mümkün değildir. Garantör ülkeler olarak bizim samimi gayretlerimizi aynen Yunanistan’ın da ortaya koyması lazım. İngiltere’nin de ortaya koyması lazım. Garantör uluslararası ülke ve kuruluş arama gayreti içerisine girenler de boşuna bu tür gayretlerin içine girmiş olurlar. Böyle bir şeye evet diyebilmemiz de mümkün değildir. Hedefimiz halen devam etmekte olan müzakere sürecini bir an evvel eş zamanlı referandumların yapılması aşamasına getirilmesidir."
Recep Tayyip Erdoğan, "Referandumda KKTC’nin gösterdiği tavrın yanında olacağız" diyen ve Avrupa Birliği’nin hala gerekli adımları atamadığını sbelirterek, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi de bu noktada başta genel sekreterlik olarak bu konuda yine olumlu adımı atmadıkları gibi bu arada Güney Kıbrıs’ı bir de Avrupa Birliği’ne almışlardır. Biz bu samimi gayretlerin karşılık bulmasını hala ümit ediyoruz. Adanın ortak sahibi olan Kıbrıs Türk halkının eşit statüsünü güvence altına alacak kalıcı bir anlaşmaya bir an önce varılması müşterek hedefimizdir. Kıbrıs Türk tarafının sürdürdüğü çabalara tam destek veriyoruz. Temennimiz 2008’den beri devam eden bu son süreçte bugüne kadar sarf edilen çabaların heba edilmemesi zamanın boşa harcanmamasıdır. Birleşmiş Milletler sürecini zamana yayıp Türk tarafını ve uluslararası camiayı oyalamaya kimsenin hakkı yoktur. Uzlaşı ve ortaklık yönündeki iradesini en açık şekilde ortaya koyan Türk halkının çözümsüzlüğün mağduru haline gelmesine asla izin vermeyiz. Türkiye Kıbrıslı Türk’lerin bir Kıbrıs Rum Devleti’nde azınlık haline getirilmesine de asla izin vermeyecektir" dedi.
"ELİMİZ KUZEY KIBRIS’IN ÜZERİNDEDİR"
Kıbrıs Rum Kesimi’nden yetkililerin Kıbrıs sorununun çözüm anahtarının Ankara’da olduğu görüşleri sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz tribünde bir seyirci değiliz. Adı üzerinde garantör ülkeyiz. Garantör ülke olduğumuza göre Kuzey Kıbrıs’taki gelişmelerle ilgili elimiz Kuzey Kıbrıs’ın üzerindedir. Buraya yönelik söyleyecek sözlerimiz her zaman için vardır ve bundan sonar da olacaktır. Kabul edilmez birçok şey vardır. İki devletli bir çözüm kabul edilmediği sürece buna bizim sıcak bakmamız asla mümkün değildir. Federal bir yapıya buna bina ederek kabul etmek mümkündür. Bunlar ne derse desin her geçen gün büyüyen gelişen kalkınan ve güçlenen bir Kuzey Kıbrıs var. Yeter ki Kuzey Kıbrıs’taki kardeşlerim bu noktadaki gücünü birlik beraberlik içerisinde yürütsün" diye konuştu.
Devir teslim töreninde Yunanistan Dışişleri Bakanı’nın Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Anastasiadis’ten kendisine bir mektup getirdiğine dair haberler sorulan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bana böyle bir mektup ulaşmadı. Hep böyle oluyor bu işler zaten bir yerlere hep mektuplar geliyor" dedi. Kıbrıs sorununa dair sabır ve tahammülünün bittiğinde ne olacağı sorusuna ise salondaki basın mensuplarının gülmesi üzerine Erdoğan da gülerek "Herkes güldüğüne göre anladılar herhalde bir şey" diye karşılık verdi.
"RUHBAN OKULUNU AÇARIZ AMA BİR DE SİZ SÖZÜNÜZDE DURUN"
Bir muhabirin Ruhban Okulu’nun akıbeti ile ilgili olarak sorduğu soru için Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gökçeada’daki anısını anlatarak, "Birkaç yıl önceydi Gökçeada’da dolaşıyorum. Orada bir genç yanıma geldi. Genç, Rum vatandaşlarımızdandı. Aynı zamanda partiminde oradaki teşkilatında çalışıyormuş. Fakat bir Türk kızına da aşık. ’Babam, annem istemiyor’ dedi. Babasıyla annesiyle buluştuk. ’Niye engel oluyorsun’, dedim. Gelenek, dedi. Diğer çocuklar nerede, dedim. Amerika’da dedi. Niye onları Türkiye’ye getirmiyorsun, dedim. ’Gelmiyorlar artık, biz de burayı terk edemiyoruz’, dedi. Bunu niye söylüyorum. Bizim kapımız geçmişteki Rum vatandaşlarına da açık. Bundan sonra gelenlere de açık. Biz bu konuda rahatız. Ruhban Okulu meselesine gelince biz yetimhaneyi verdik. Çok çok güzel bir yerdi. Buna karşılık bizim Atina’da iki tane yıkılmış camimiz var. Bu camilerin yapımına müsade edin dedim. Söz dediler. O günden bugüne hala adım atılmadı. Şu ana kadar 20’ye yakın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına aldığımız oldu. Ben de sizden bir şey istiyorum şimdi. Batı Trakya’da bizim baş müftümüzü Yunanistan hükümeti olarak hala siz atama ile getirmek istiyorsunuz. Oradaki Türklerin ve müftülerin seçmesi lazım. Uluslararası camia, Hıristiyan dünyası bu sözlerim karşısında cevap veremiyorlar. Hala da bunu yerine getirmiyorlar. Siz de bana hala Ruhban Okulu’nu soruyorsunuz. Ruhban Okulu’nu açmak öyle çok da zor bir şey değil. Açarız ama bir de siz sözünüzde durun. Siz sözünüzde durmuyorsunuz. Siz hep ver ağacının altında doğduğunuz orada büyüyorsunuz. Sizde hiç al yok. Bir de al deyin" diye sözlerini sürdürdü.
Rum Yönetimi’nin Kapalı Maraş’ın açılması konusunda Ankara’yı işaret ettiği sorusu yöneltilen Erdoğan, "Rum Yönetimi kendi sorunlarını kendisi mi hep yürütüyor? Yunanistan’dan hiç işaret almıyor mu? Yunanistan’la hiç görüşmüyor mu. Hatta Yunanistan’ı bırakın Amerika ile bu konuda hiç diyaloğu yok mu? Almanya ile hiç diyaloğu yok mu? Güney Rum Yönetimi ile ilgili bizimle konuşan ya Almanya’dır ya Amerika’dır. Onlar bizimle gelip görüşüyor bu konuları. Kendileri Kuzey Kıbrıs’ı ademe mahkum ediyorlar. Kuzey Kıbrıs’a uluslararası camianın yetkili diplomatları, başbakanları geliyorlar mı? Gelmiyorlar. Nereye geliyorlar? Bize geliyorlar. Bir de gidin Kuzey Kıbrıs’ı ziyaret edin görüşün. Ara bölge diye tutturdular. Birini Güney Kıbrıs’ta yap birini Kuzey Kıbrıs’ta yap bu görüşmelerin. Niye ara bölge, ne işe yarıyor bu ara bölge" ifadelerini kullandı.
"PETROL VE DOĞALGAZDA TÜM KIBRIS HALKININ HAKKI VARDIR"
Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile tek taraflı başlatılan petrol ve doğal gaz çalışmalarının devam ettiği ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adına da Piri Reis çalışmalarına devam ettiği hatırlatılarak Ortadoğu’da da petrol ve doğalgazdan sorunlar, savaşlar çıktığı belirtilerek, petrol ve doğalgazın adaya barış getirmesine inanıyor musunuz? sorusu için Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Uluslararası anlaşmaların gereği şudur. Bu bölgede çıkacak petrol, doğalgaz ne olursa olsun. Tüm Kıbrıs halkının burada hakkı vardır. Ne çıkarsa oradan aynı şekilde Kıbrıs halkı istifade eder. Bu uluslararası kuraldır. Dolayısıyla gereği neyse bunun gereği için aynı şekilde Barbaros da çalışır diğer bütün onu takip timlerimiz de çalışır ve çalışmaya da devam edeceğiz" dedi.