Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde DSİ Tarafından Yapımı Tamamlanan 564 Tesisin Toplu Açılış Töreni’ne canlı bağlantı yaparak özetle şunları söyledi: “Dünyanın 3’te 2’si suyla kaplı olsa da insanın kullanabileceği miktar son derece kısıtlıdır. Geriye kalan tatlı su miktarının da ancak yüzde 1’lik bölümü kullanılabilir durumdadır. Ulaşılabildiğimiz temiz su kaynakları, yeryüzündeki tatlı su potansiyelinin sadece yüzde 0.1’ini teşkil ediyor. Kaynakların bu denli sınırlı olması ise suyu hem son derece değerli hem de stratejik bir kaynak haline getiriyor. Fakat, ülkemiz dahil dünyanın birçok yerinde su, hâlâ sınırsız bir kaynak olarak algılanmaya devam ediyor. Bu tamamen yanlış, temelsiz ve tehlikeli bir bakış açısıdır.
DOĞAL AFETLERLE DAHA SIK KARŞILAŞIYORUZ
Küresel ısınma, iklim değişikliği, kuraklık, çölleşme, plansız sanayileşme ve kentleşme nedeniyle su kaynaklarımız olumsuz etkileniyor. Tüm bunlarla birlikte, hızlı tüketim kültürü ve su kirliliği gibi tehditler de kullanılabilir temiz su kaynaklarının hızla erimesine yol açıyor. Su kaynaklarımızın azalmasına sebep olan bir başka önemli faktör ise küresel nüfus artışıdır. 50 yıl önce 4 milyar civarında olan dünya nüfusu, bugün 8 milyarın üzerine çıktı. Ancak nüfus artarken, yeryüzüne düşen yağış miktarında herhangi bir artış yaşanmıyor. İklim değişikliği su kaynaklarımızı miktar ve kalite bakımından olumsuz etkilerken; küresel ısınma afetlerin sıklığını ve şiddetini de artırmaktadır.
SU KAYNAKLARINA ERİŞİM BEKA MESELESİ
Özellikle bizim de içinde yer aldığımız Akdeniz havzasındaki ülkeler, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerine en fazla maruz kalan ülkelerdir. Geçtiğimiz bahar ve yaz mevsiminde şu gerçeği hepimiz gördük; güney ve batı illerimiz orman yangınlarıyla mücadele ederken kuzey bölgelerimizdeki şehirlerimiz sel felaketleriyle boğuşuyordu. Doğadaki bozulmanın temel sebebi, kaynakların hoyratça kullanılması ve bilinçsizce tüketilmesidir. Eğer bu konuda tedbir alıp bir an önce harekete geçmezsek, ileride karşılaşacağımız sorunların boyutları çok daha büyük olacaktır. Temiz su kaynaklarına erişim, bir beka meselesidir. Pek çok alanda gecikme telafi edilebilir ama su konusunda yaşanacak en ufak bir gecikme, telafisi imkânsız sonuçlar doğuracaktır. Türkiye olarak, bu anlayışla geniş bir yelpazede kritik adımlar atıyoruz. İklim kriziyle mücadeleye en fazla destek veren ülkeler arasındayız. Ağaçlandırma seferberliği ve tasarrufu teşvik eden kampanyalarımızla toplumsal farkındalığı artırmaya çalışıyoruz. Aynı şekilde ‘Sıfır Atık’ projemizle; israfı önlemeyi, kaynaklarımızı daha verimli kullanmayı amaçlıyoruz. 2053 yılı için belirlediğimiz net sıfır emisyon hedefimize ulaşıncaya kadar bu mücadelemizi kararlıkla devam ettireceğiz.”
SURİYE DİPLOMASİSİ PUTİN VE SUDANİ İLE GÖRÜŞTÜ
- CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya el Sudani ile Suriye’de yaşanan son gelişmeler hakkında telefonla görüştü. İletişim Başkanlığı’nın açıklamasına göre, Putin görüşmesinde Suriye’deki son gelişmeler ile küresel ve bölgesel konular ele alındı. Erdoğan, Türkiye’nin, Suriye’nin toprak bütünlüğünü desteklemeye devam ederken Suriye’de adil ve kalıcı çözüm için çabaladığını ve diplomasiye daha fazla alan açılmasının önemli olduğunu belirtti. Erdoğan, bu süreçte Suriye rejiminin siyasi çözüm sürecine angaje olması gerektiğini vurguladı. Erdoğan, Suriye’de en önemli hususun sivillerin zarar görmemesi olduğunu, Türkiye’nin Suriye’de sükunetin sağlanması için elinden gelen tüm gayreti gösterdiğini söyledi. Erdoğan, terör örgütü PKK ve uzantılarıyla mücadele konusunda Türkiye’nin kararlı tutumunu sürdürmeye devam edeceğini de ifade etti.
Erdoğan, Sudani ile görüşmesinde ise Türkiye’nin önceliğinin sınırlarının ötesindeki sükunetin korunması ve sivil halka zarar verilmemesi olduğunu belirtti. (ANKARA)
MUHALEFETE: BALIKLAR ÖLMÜŞ KOKU ALMIŞ YÜRÜMÜŞ
- Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında CHP’ye de İzmir Körfezi ve Haliç eleştirileri yöneltti: “Muhalefet partileri, su kaynaklarımızın bilinçli kullanımı, ormanlarımızın korunması, deniz ve akarsularımızın temiz tutulması noktasında, en diplomatik tabirle ihmalkâr davranıyor. Çevreyle ilgili meseleleri istismar etmeye gelince varlar, ama çevrenin korunmasına, temizlenmesine gelince ara ki bulasın. Çevre politikalarının çerçevesi de aynı şekilde tutarsızlıklarla dolu. Lafa gelince ‘çevreciyiz’, ‘doğayı seviyoruz’ diyorlar ama İzmir Körfezi’nin kirlemesini önleyecek dişe dokunur hiçbir adım atmıyorlar. Balıklar ölmüş, kötü koku almış başını yürümüş, bunların umurlarında dahi değil.
HALİÇ ESKİYE GERİ DÖNÜYOR
Bundan 30 sene önce kokudan ve kirlilikten kurtardığımız Haliç konusunda da aynı umursamazlık aynı ciddiyetsizlik söz konusu. Boğaz’ın incisi olan Haliç, maalesef, günden güne 1994 öncesi durumuna geri dönüyor. Yangınlarla mücadele hususunda hemen hiçbir hazırlıklarının, doğru düzgün kapasitelerinin olmadığına bu yaz aylarında zaten şahit olduk. Kendi mesuliyet sahalarında çıkan yangınlara bile müdahale etmede ya çok geç kaldılar ya da yetersiz kaldılar. Bu yetersizliklerini kabul etmek yerine üstünü örtmek için de hep yaptıkları gibi yine başkalarını suçladılar, sorumluluğu Tarım Bakanlığımıza, orman teşkilatımıza, canları pahasına yangınlara müdahale eden kahraman ormancılarımıza attılar. Temennimiz yanlışta ısrardan vazgeçerek, önümüzdeki kış ve bahar aylarını eksiklerini gidermek için kullanmalarıdır.”
77 şehirde hizmetteler
ERDOĞAN “77 şehrimizdeki bu projelerin ülkemiz ve milletimiz için hayırlar getirmesini temenni ediyorum” diyerek hizmete giren tesisleri şöyle anlattı:
“8’i baraj, 48’i gölet, 1’i yer altı barajı, 115’i sulama tesisi, 26’sı içme suyu tesisi, 1’i hidroelektrik santralı, 15’i arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmeti ve 350’si taşkın kontrol tesisi olmak üzere toplam 564 yeni tesisimizi bugün resmen hizmete veriyoruz.
- Toplam yatırım bedeli 98 milyar lira olan bu eserlerle 185 milyon metreküp hacminde su depolama kapasitesi geliştiriyor; 1 milyon 147 bin dekarlık araziyi sulamaya açıyoruz.
- Ayrıca yıllık 224 milyon metreküp içme suyu sağlamış; günlük 402 bin metreküp içme suyu arıtma kapasitesi ilave etmiş oluyoruz.
- Yine 484 meskûn mahal ve 348 bin dekarlık araziyi taşkın zararlarından koruyor; 128 milyon kilovatsaat hidroelektrik enerji üretiyor; 3 milyon 54 bin dekar alanın tescilini yapıyoruz.
- Tamamlanan 564 yeni tesisimizle Türkiye ekonomisine yıllık 18 milyar lira tutarında ciddi bir katkı vereceğiz.”