Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mersin Şehir Hastanesi ve Yapımı Tamamlanan Kamu Yatırımlarının Toplu Açılış Töreni’nde konuştu.
Erdoğan, yatırım bedeli 1 milyar 100 milyon lira olan aralarında Mersin Şehir Hastanesi’nin de olduğu 19 eserin açılışını yaptıklarını söyledi. Şehir Hastanelerinin ülkede yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu belirten Erdoğan, "Dertli olduğum, aşık olduğum mutlaka gerçekleştirmemiz gereken bir projeden bahsediyorum. Bu yola çıktığımız zaman, partimizi kurduğumuz zaman belediye başkanlığım döneminde dünyayı dolaşırken edindiğim bir proje. Ülkemize ne zaman kazandıracağız diye arkadaşlarımla hep hasbih?l yapardık. Mersin’de bunu gerçekleştirmenin memnuniyeti içindeyiz. Yozgat Şehir Hastanemiz fiilen hizmete girmiştir. Resmi açılışını ayrıca gidip gerçekleştireceğiz. Kısa bir süre içinde Isparta Şehir Hastanesi’ni açacağız. Sözleşmesi imzalanmış 21 hastanenin 3’ü 2 ay gibi kısa sürede açılacak. Sırada Adana, Kayseri, Ankara ve Manisa Şehir hastaneleri var. İçinde modern bakımı göreceksiniz. Ve burada insan olduğunuzu hatırlayacaksınız. Devletim bana sahip çıkıyor diyeceksiniz. 5 yıldızlı konforda. 232 bin metrekare alan içinde 375 bin metrekarelik kapalı alana sahip bir tesis. 33 metrekarelik içinde banyosu tuvaleti olan hasta yatağı, refakatçi kanepesi, televizyonu, buzdolabı ve tıbbi cihazları olan 502 tek kişilik odalar var" dedi. Erdoğan'ın sözleri özetle şöyle:
OBAMA ÖRNEĞİ
Bu hastane kuyrukçu sisteme son veren bir hastanedir. Birileri bu atılan adımların farkında olmayabilir. Varsın olmasın. Biz şu anda görevimizi yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. Gelirken konutları görüyorsunuz değil mi. Niye? Benim vatandaşım modern konutlar içinde insanca yaşamanın erdemine erişsin. ABD’de Obama bizim sağlık sistemimizin çok küçük bir modelini hayata geçirmek istedi başaramadı. Ama biz başardık.
'EVET Mİ HAYIR MI?'
İnsanı yaşat ki devleti yaşat anlayışıyla hareket ederek sağlık alanında da böyle bir sistemi inşa ettik. Yaşı özellikle şöyle 40'ın üzerinde olanlar o dönemin hastanelerini, kıt imkanları iyi biliyor. Soruyorum. O sisteme evet mi hayır mı. Bu sisteme evet mi hayır mı. Olay bu kadar basit. Hey gidi günler. Hastane bulsanız doktor bulamazdınız. Doktor bulsanız cihaz bulamazdınız. Doktor bulsanız ilaç bulamazsınız. İlaç bulsanız para bulamazdınız. Sağlam girenin hasta çıktığı bir düzen vardı.
'KARIŞTIRIYORSUNUZ'
O sağlık düzenine evet mi hayır. (Alandan evet sesleri yükselince Cumhurbaşkanı Erdoğan gülümseyerek 'Karıştırıyorsunuz' dedi) Türkiye'nin nereden nereye geldiğini görmek isteyenler gitsinler şimdi hastaneleri ziyaret etsinler. Şimdi hedef Türkiye'yi inşallah dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri yapmak. Ve en müreffeh ülkeler arasına sokmak hedefimize 2023 yılına kadar ulaşmakta kararlıyız.
MİLLET DE MAŞALLAH EVET DİYOR
Kararlı mıyız? (Alandan evet sesleri yükselince) E siz evet demişsiniz zaten. Parlamento evet dedi, millet de maşallah evet diyor.
Aslında sizlerle biraz dertleşmek isterim. Duyuyorsunuz işte Başbakan da ifade etti. İşte İstanbulumuzda yaşadıklarımız. Marmaray'ı duydunuz değil mi? Ardından Avrasya Tüneli'ni açtık, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açtık duydunuz değil mi? İnşallah şimdi de Çanakkale 18 Mart Köprüsü'nün temeli 18 Mart'ta atılacak. Ve inşallah yakın bir zamanda Çukurova Havalimanı'nın da açılışını 2018'de yapacağız. Millet de maşallah "Evet" diyor. Bugün açılışını yapacağımız yatırımlar arasında eğitim var, sağlık var, modern Türkiye var, TOKİ'nin inşasını tamamladığı konutlar var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız 100 milyon liralık Anamur Köprüsü'nün altında kalan yerleşim yerlerini yeniden inşa etti."
80 DARBESİNİN MALİYETİNİ HALA ÖDÜYORUZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke ve milletin 200 yılının sürekli çalkantılarla ve arayışlarla geçtiğini hatırlatarak, bedel ödeyenin hep millet olduğunu kaydetti. Osmanlı'nın koskoca coğrafyaları kaybederken milletin hep bedeller ödediğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
“60-70 yılımıza baktığımızda bu hakikati görebiliriz. 1950'li yıllarda rahmetli Menderes ve arkadaşlarının ülkemizi getirdiği yere bakın bir de 1960 darbesinden sonra kendimizi bulduğumuz yere bakın. Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abazası, Boşnağı, Arnavudu, bizi böldüler, parçaladılar. Ben sizleri Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abazası, Boşnağı, Romanıyla ayırt ederek değil. Yaradandan ötürü sevdim. Çünkü bize ayrımcılık yakışmaz. Bugün cumayı kıldığım camide Mersin Müftümüz'ün hakikaten güzel bir hutbesi vardı. Ve orada bir ana başlık önemliydi. Şu veya bu mezheple böyle bir ayrımcılık bizde olamaz. Bunların hepsi bir yorumdur. Biz İslam milletindeniz. Ve bizim kaynağımız, menşeimiz Hz. Adem ile Hz. Havva'dır. Oradan geliyoruz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. 80 darbesinin Türkiye'ye olan maliyetini hala ödüyoruz. 1994 krizi, 1997 post modern darbesi, 2001 krizi milli iradenin yerine Cumhurbaşkanı'nın da yargıya ordudan sermayeye kadar vesayet güçlerinin ikamet ettiği dönemlerden çıkmıştır. Bedeli hep millet ödemiştir. Sahibi olmadığı her dönemde aynı sancıları yaşadık. 14 yılda biz de bu sıkıntılarla defalarca karşılaştık. Ülkenin seçilmiş hükümetini, seçilmiş bakanlarını, seçilmiş milletvekillerini hiçe sayarak kendi çıkarlarını dayatmak isteyenlere karşı yıllarca mücadele ettik. 2007'deki Cumhurbaşkanlığı seçimini hatırlayın. Meclisin iradesine karşı dönemin cumhurbaşkanını ve yargısını arkalarına alarak 367 garabeti ortaya sürenlerin kimler olduğunu biliyorsunuz. Meşru hükümeti devirmek için gayret sarfedenleri biliyorsunuz değil mi? Onlar yine işbaşında ama başaramayacaklar. Çünkü karşılarında millet var. ve bu millet buna fırsat vermeyecek.”
PENSİLVANYA İLE KANDİL-İMRALI BİRLEŞTİ
Meşru hükümete karşı işbaşındaki güçlerin amaçlarında başarılı olamayınca 17-25 Aralık, FETÖ gibi konuların devreye girdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:
“Emniyet-yargı darbe girişimini başlattılar. Orada da netice alamadılar bu sefer bölücü terör örgütünü sahaya sürdüler. Pensilvanya ile Kandil, İmralı birleşti. 6-7 Ekim 2014'te, ardından 20 temmuz 2015'te çukur eylemlerine başladılar. Ülkeyi ateşe ve kana boğmaya çalıştılar. Ama tüm bu süreçte milletimiz duruma el koydu. Siyaset kurumunun arkasında durdu. Oyunlar bozuldu. Ve bu böyle devam edecek. 15 temmuz'da bu ihanet şebekeleri gökten F-16'larla yağdırdılar. Helikopterlerle yağdırdılar. Tanklarla toplarla modern silahlarla yağdırdılar. Ama benim milletim ne dedi? 'Arkadaş, yurdumu alçaklara uğratma, sakın. Siper et dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vadettiği yıllar hakkın, kim bilir belki yarın belki yarından da yakın' mesele bitmiştir. İşte siz bunu yaptınız. Onun için ne diyorum? 'Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet.' Bu direkler sarsılmayacak. Birbirimize sarılacağız. Birbirimizi Allah için seveceğiz.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, törene katılan kalabalığa seslenerek, nisanda yapılacak anayasa referandumu için 'evet' çağrısı yaptı. Erdoğan, şöyle devam etti:
'SANDIKTA EVETE HAZIR MIYIZ?'
“Sandıkta evete hazır mıyız? Durmak yok, yola devam mı? Aman ha geçmişteki gibi evelallah sandıkları patlatmaya hazır mı? Türk milleti 15 temmuz gecesi üzün zamandır sessiz sedasız yürüttüğü istiklaline ve istikbaline sahip çıkma konusundaki kararlılığını tüm dünyaya adeta haykırmıştır. Seçilme yaşını 18'e indirdik. Dünyada 56 ülkede 18. Niye Türkiye'de olmasın? Benim gencime güvenmeyecek miyiz? Bizim ecdadımız Fatih 21 yaşında bir çağ kapatıp çağ açtı. Biz onların torunlarıyız ya gümbürdeyeceğiz. Eseceğiz ve evelallah seçme yaşına 18 diyorsun, seçilmeye niye demiyorsun? Hazır mıyız buna? Milletvekili sayısını 550'den 600'e çıkarmaya hazır mıyız?”