Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, milletin milli iradeye sahip çıkarak İstiklal Harbi'ni kazandığını, kendisinin de tüm siyasi hayatı boyunca bilhassa da son 12 yılda hep milli iradeden aldığı güçle mücadele verdiğini belirterek, "Bugün de yeni Türkiye'nin inşası için yine milli iradeye müracaat ediyoruz. Bunun için Sivas'tayız, manda heveslilerini, tek parti özlemiyle yanıp tutuşanları, milleti bölmenin, ülkeyi parçalamanın hesabını yapan üst aklı bir kez daha mağlup etmek için pazar günü milletimizi sandığa davet ediyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sivas kent meydanında vatandaşlara hitap etti. Sivas'ın ilçe, mahalle ve köylerindeki tüm vatandaşlara selamlarını ileten Erdoğan, BBP'nin Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nu rahmetle andı.
Erdoğan, "Sivas'ın sesi, nefesi" olan halk ozanı Aşık Veysel'in "Uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece" dizelerini hatırlatarak, "Ne demiştik yola çıktığımızda? 'Gideceğiz gündüz, gece.' Biz dert insanıyız, biz sevda insanıyız. Hasretin, umudun şehri Sivas bizi çok iyi anlar" ifadesini kullandı.
Bir Sivas türküsünde "Şu dağlar ulu dağlar / Etrafı sulu dağlar / Ben derdimi söylersem / Gök durur, bulut ağlar" dendiğini anımsatan Erdoğan, yağan yağmura da atıfta bulunarak, "Bugün bulut ağladı mı? Ağladı, hamdolsun. İşte biz milletimizin dertlerine derman olmak için, yaralarına merhem olmak için 12 yıl boyunca çalıştık, mücadele ettik. Bu mücadelede Sivas bize hep destek oldu" diye konuştu.
Yanında Sivas olanın, yanında Türkiye olanın sırtının yere gelmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, "Çünkü Sivas Türkiye'dir, Türkiye de Sivas. Horasan erenleriyle, türbeleriyle, camileriyle, yiğitleriyle Sivas bu toprakların, bu milletin kendisidir. Allah birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi daim kılsın" temennisinde bulundu.
"BİR MİLLET İÇİN TARİHTEN BÜYÜK YOL GÖSTERİCİ OLMAZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir millet için tarihten büyük yol gösterici olmadığını ifade ederek, bu toprakların 600 yıllık imparatorluğun eriyip bitişine şahitlik ettiğini, sadece Osmanlı'nın yıkılışına değil başka acı ve umutlara da şahitlik ettiğini dile getirdi.
İstanbul'da işgalci askerler karaya çıktığında, İzmir'de de Yunan askeri Türkiye'ye ayak bastığında birilerinin onları çiçeklerle, alkışlarla karşıladığını, birilerinin orada düşmanın boynuna sarılırken milletin ayağındaki yırtık çarığıyla Sivas'ta Kurtuluş Savaşı'nın temellerini attığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birileri bu toprakları parçalamak için harita başında pazarlıklar yaparken benim sakallı dedem, başörtülü ninem Sivas Kongresi'nde toplananlara dualar ediyordu. Birileri bu milleti tarihin kör karanlığına hapsetmeye çalışırken bu millet İstiklal Harbi'nin hazırlıklarına başlamıştı. Milletimiz Sivas'tan dünyaya şöyle haykırıyordu: 'Manda ve himaye kabul edilemez. Milli sınırlar içinde vatan bir bir bütündür parçalanamaz. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet kendisini topyekun savunacak ve direnecektir.' Tarihteki uzun yolculuğumuzun son devleti Türkiye Cumhuriyeti'nin inşası işte bu şuurla gerçekleşti.
Bu mücadeleye başlarken Allah'ın yardımından başka yardım dilemedik, ahdettik, dua ettik, mücadele ettik. Milletimiz bayrağına, vatanına, namusu bildiği özgürlüğüne sahip çıktı. Sivas Kongresi'nde şu devletin, bu devletin himayesini isteyenler oldu, fakat bu teklifler tartışmaya dahi değer görülmedi. Bu millet milli iradeye sahip çıkarak İstiklal Harbi'ni kazandı. Biz de tüm siyasi hayatımızda bilhassa da son 12 yılda hep milli iradeden aldığımız güçle mücadelemizi verdik. Bugün de yeni Türkiye'nin inşası için yine milli iradeye müracaat ediyoruz. Bunun için Sivas'tayız, manda heveslilerini, tek parti özlemiyle yanıp tutuşanları, milleti bölmenin, ülkeyi parçalamanın hesabını yapan üst aklı bir kez daha mağlup etmek için pazar günü milletimizi sandığa davet ediyoruz."
“BAŞKOMUTAN DEĞİL Mİ… KARIŞTIRMAYALIM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözleri üzerine "İşte ordu, işte komutan" tezahüratları yapan gençlere seslenerek, "Gençler, Anayasa'daki 'başkomutan' değil mi? Karıştırmayalım" dedi.
Vatandaşlara "Sivas, 7 Haziran'da sözünü sandıkta söylemeye hazır mı? Sivas, üst aklın aklını başından almaya var mı? Sivas, Türkiye'yi yeni anayasasına kavuşturmaya hazır mı? Sivas başkanlık sistemine var mı" diye soran Erdoğan, "evet" yanıtı alması üzerine "Maşallah barekallah. Öyleyse durmak yok. Bugün perşembe, yarın cuma, cumartesi 3 gün ona göre, durmak yok" diye konuştu.
Sivaslıların bir süre tekbir getirmesi üzerine de Erdoğan, Sivas'tan yükselen bu sedayı duymayanın sadece kulağının değil kalbinin de mühürlü olduğunu ifade ederek, coşkusu ve desteği için vatandaşlara teşekkür etti.
"FETİH KUTLAMASINI HER YIL YAPACAĞIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 30 Mayıs'ta İstanbul'un fethinin 562. yıl dönümünü, Yenikapı'da surların önünde 2 milyona yakın vatandaşla kutladıklarını hatırlatarak, bu coşkudan birilerinin rahatsız olduğunu, kutlamayı hazmedemediğini belirtti.
Kendini ulusalcı ve milliyetçi olarak tanımlayanların, Cumhurbaşkanlığı makamının himayesinde İstanbul Valiliği ve İstanbul Büyükşehir Belediyesinin yaptığı fetih şenliğini hazmedemediğini dile getiren Erdoğan, bu kutlamayı her yıl yapacaklarını bildirdi.
İstanbul'un fethinin sıradan bir fetih olmadığına işaret eden Erdoğan, "Ne diyordu Sevgililer Sevgilisi 'Le tufte hannel Kostantiniyyetu fele ni'mel emiru emiruha vele ni'mel ceysu zalikel ceys' diyordu. 'İstanbul yani Kostantiniye muhakkak fetholunacaktır, onu fetheden emir ne güzel emir, onun ordusu ne güzel ordu' diyordu. Ama bundan birileri rahatsız oluyor. Siz zannediyor musunuz Bizans dünde kaldı? Bugün de Bizans'ın kalıntıları var ama biz onlara rağmen yürüyoruz. Onlara rağmen yürüyeceğiz" ifadesini kullandı.
Türk Yıldızları'nın kutlamalara katılmasını eleştirenler olduğunu hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türk Yıldızları Cumhurbaşkanı'nın davetiyle oraya gelmiştir, orada, milli kutlamada görevlerini yapmıştır. Belki de ilk defa 1,5-2 milyon insanın huzurunda bu gösteriler yapılmış ve bizim milletimiz o gün bir başka özgüven kazanmıştır. Niye? 'Benim pilotlarım ne müthiş, muhteşem bir gösteri yapıyor'. Bununla özgüvenini kazanmıştır. Burada Türk Silahlı Kuvvetlerimize, Hava Kuvvetlerimize, pilotlarımıza teşekkür edeceklerine, 'Nasıl olur da Silahlı Kuvvetler orada böyle bir görüntü verir.' Sen daha Cumhurbaşkanlığı makamının ne olduğunu anlamamışsın. Valiliklerin, belediyelerin bu özel günlerde neler yapabileceğini hala anlayamamışsın. Bak biz şimdiden İstanbul'u yine önümüzdeki yıl 29 Mayıs'a davet ediyoruz, isterse Sivaslılar da gelebilir, İstanbul'da zaten çok var. Niye? Çünkü İstanbul'un fethi sadece İstanbullulara ait değil, öyleyse hep birlikte kutlayacağız."