Güncelleme Tarihi:
İşte Erdoğan’ın burada yaptığı konuşamadan satır başları:
Özellikle yurtdışından gelen misafirlerimize, Türkiye’ye güvendikleri inandıkları için teşekkür ediyorum. 1990 yılından beri yüksek ahlak, ileri teknoloji ilkesiyle işadamlarımızın sorunlarını beklentilerini yansıtan bir platform olarak çalışan MÜSİAD’ın faaliyetlerini yakından ve takdirle takip ediyorum.
Türkiye geçtiğimiz 14 yılda özellikle ekonomi alanında gerçekten tarihi bir başarı ortaya koydu. Mesela 2003-2015 yılı arasındaki ortalama büyüme hızımız yüzde 4,7 olarak gerçekleşti. Geçtiğimiz üç yılda yaşadığımız onca badireye rağmen, büyüme rakamlarımız dünya ortalamasının çok üzerindeydi. İki seçim ve ciddi terör olayları yaşadığımız 2015 yılında yüzde 4 büyüme oranına ulaştık. Aynı yıl dünya ortalaması yüzde 3,1 iken, gelişmiş ülkelerin ve birkaç istisna dışındaki ülkelerin büyüme oranları yüzde 2’de kaldı. Bu yılın ilk yarısındaki büyüme oranımız da yüzde 3,9 olarak gerçekleşti.
Gerçek Türkiye’yi yatırımlara projelere bakarak görebilirsiniz. Sadece bu yıldan birkaç örnek vermek istiyorum. Bu yıl Türkiye 15 Temmuz’daki darbe girişiminin yanı sıra, çeşitli terör örgütlerinin eylemlerine maruz kaldı. PKK, PYD, DEAŞ, FETO, bütün bunların karşısında Türkiye dünya çapında projeleri de hizmete açtı.
İstanbul İzmir otoyolunun İzmit körfez geçişini oluşturan Osmangazi Köprüsü’nü açtık. Bu toplamda 9 milyar dolarlık bir projedir. 26 Ağustos’ta ise İstanbul boğazındaki üçüncü gerdanlık olan Yavuz Sultan Selim köprüsünü hizmete sunduk, bu da 3 milyar dolarlık bir projedir. Dünyanın en önemli su yollarından biri olan, boğazın altından inşa ettiğimiz toplu taşıma sistemi Marmaray’ı 2013’te tamamlamıştık. O günden bugüne 166 milyon insan Marmaray’ı kullanmış bulunuyor. Önümüzdeki ay da yine boğazın altından, çift katlı tekerlekli sistem dediğimiz, araçlar için inşa ettiğimiz Avrasya Tüneli’ni 20 aralık’ta açıyoruz. Bir diğer proje bu yıl sonuna kadar hedef koyduk, Kars-Tiflis demiryoludur. Bununla tarihi ipek yolu canlandırılacaktır.
Siz işadamlarına ve dostlarımıza mesajım şudur. Bu ülkenin kendisine güvenen inanan yatırım yapan hiç kimseyi hiçbir kurumu mahcup etmediğinden etmeyeceğinden emin olun.
Yanılmıyorsunuz, doğru yoldasınız. Aynı kararlılıkta devam edin. Siyasette biz Afrika’yı biliyorsunuz 2015’te Afrika yılı ilan ettik, yoğunlaştık. O zaman 12 büyükelçiliğimiz vardı, şimdi 39 büyükelçiliğimiz var. Hedef, Afrika’nın tümüne büyükelçilik açmak. Bu yıl oraya yoğunlaşıyorum. Orayı ziyaret edeceğim, işadamlarımızla birlikte forumlar yapacağız. Oralarda da malum yapının oralardaki tahrikini ortadan kaldırmak suretiyle oraların inşası için MÜSİAD, Türkiye Cumhuriyeti hükümetiyle birlikte adımını atmalıdır.
Kardeşlerim maalesef batının doğuya bakışını hala oryantalizm anlayışı belirliyor. Batılıların önemli bir kısmı için, doğulu demek geri fikirlerin kapalı düşüncelerin temsilcisi demektir. İnsanlığın en eski kültürlerine beşiklik yapmış doğunun beklentilerinin bu anlayışın değerler skalasında hiçbir değeri yoktur. Ne yaparsanız yapın, ekonomik kültürel olarak ne kadar ileri giderseniz gidin, batının gözünde ikinci sınıf olmaktan kurtulamazsınız. Biz bu gerçeği, yarım asırdır, devam ettiğimiz AB süreci…
"BU BUMERANG GİBİ SİZİ VURACAKTIR VE ÇOK KÖTÜ VURACAKTIR"
Görmüyor musunuz son zamanlarda olanları? Bu ülkenin içinde yaşayan Kandil’deki teröristlerin, PKK’nın parlamentodaki uzantılarına yönelik yargımızın attığı bir adım var. Burada dokunulmazlıklar kalktı mı? Kalktı. Sadece onların değil diğer siyasi partilerden de bir çoğunun kalktı. Yargı üzerine düşen görevini yapıyor. Yargı görevini yaparken, bunların bir kısmı kaçıp batıya gitti mi? Avrupa’ya gitti mi? Ve Buradan kaçıp giden teröristlere kim kapısını açıyor? Bakıyorsunuz, batının yöneticileri, cumhurbaşkanları, başbakanları, bakanları kapı açıyor. Acaba Türkiye batının teröristlerine kapısını açacak olsa acaba bunların duruşu nasıl olurdu? Ben bunu merak ediyorum. Bu bumerang gibi sizi vuracaktır ve çok kötü vuracaktır.
Böyle sakat bir anlayış olabilir mi? Buna evet demek mümkün mü? Bu iki yüzlülüğün ta kendisidir. Dürüst olun dürüst.
"HADİ BİR AN ÖNCE GÖZDEN GEÇİRİN"
Bir çok ülke için önemsenmeyen şartlar, konu Türkiye olunca vazgeçilmez hale geliyor. Bunun son örneğini, vize muafiyeti görüşmelerinde yaşandı. Utanmadan sıkılmadan kalkmış ne diyorlar? “Türkiye’nin AB sürecini gözden geçirmeliyiz…”
Geç kaldınız ya. Hadi bir an önce gözden geçirin. Ama gözden geçirdiğiniz zaman ertelemeyin nihai kararınızı verin. Eğer Türkiye terörle haysiyetli mücadele ediyor diye, siz AB müzakereleri konusunda gözden geçirecekseniz geç kaldınız. Biz terörle mücadeleyi sonuna kadar vereceğiz.
"KİMSİN SEN YA"
Biz yüzlerce binlerce şehit verdik. Onlar böyle ölüm hadiseleriyle karşı karşıya kalmadılar. Biz bunu görmezden gelemeyiz. Biz kapıları açtık, gelin dedik ne yapacaksanız siyasette yapın. Anladılar mı bunu, anlamadılar? Adamlar parlamentoya girdi devlete meydan okuyor ya… Sen diyor “beni sorguya çağıramazsın” Kimsin sen ya? Dokunulmazlığın kaldırılmış, elbette yargı seni sorgulayacak.
"GELSİN ONLAR SİZİ KURTARSIN"
Bizim arkamızda PKK var dediniz, PYD var dediniz, YPG var dediniz. E gelsin onlar sizi kurtarsın. Bizim arkamızda terör örgütleri yok, bizim arkamızda hak var halk var farkımız bu. Kendileri terörle mücadelede her adımı atar, TürkiyE’nin terörle mücadele hakkını engellemeye çalışıyorlar.
AB ile müzakere içinde olduğumuz yarım asırlık süre boyunca, Türkiye’nin sabır taşı test edilmiştir. Bugün aynı tavrı, mülteciler ve göçmen krizinde yaşıyoruz. Şimdi de niye erteliyorlarmış biliyor musunuz? 3 milyon mülteci var ya Türkiye’de, ya diyor bu sorun var şu anda, onlar kapıları açarsa bu üç milyon mülteciyi nereye koyacağız… Şimdi dertleri sıkıntıları bu. Ondan dolayı nihai noktayı koyamıyorlar.
“UTANMADAN ARLANMADAN ELLERİNDEN DAMLAYAN KANA ALDIRMADAN NASIRLAŞMIŞ YÜREKLERİNİ GÖRMEDEN BİZE NAZİ BENZETMESİ YAPIYORLAR”
Biz şunu da biliyoruz, hangi ülke bu teröristlere silah veriyor, bunları biliyoruz. Hepsinin adresi bizde şu anda biliniyor. Son günlerde bize güya insan hakları ve demokrasi dersi veren batılı vicdan, yıllardır Akdeniz’in ve Ege’nin karanlık sularında yitip giden insanlar için bir damla gözyaşı döktü mü? Avrupa’ya ulaşmış olup da her türlü incitici tavra maruz kalan göçmenler için harekete geçmeyenler, bize karşı aslan kesildiler. Utanmadan arlanmadan ellerinden damlayan kana aldırmadan nasırlaşmış yüreklerini görmeden bize Nazi benzetmesi yapıyorlar. Varsa yoksa, Nazi tam kendisi sizsiniz. Hatta daha da ileri gidip, hiç yüzleri kızarmadan, siyasi sığınmacı altında kim gelirse bağırlarına basacaklarını ifade ediyorlar.
Nazi zihniyeti doğuda değil batıda ortaya çıkmış ve felaketlere yol açmış bir zihniyettir. İnsanların inançlar veya kökenleri sebebiyle toplu şekilde katledilmeleri fikrinin kaynağı doğu değil batıdır. Onların kovduğu kesimlere bizim ecdadımız sahip çıkıp, hayatlarını kurtarmıştır. Avrupa’da Neo Nazi hortlamışken, Türkiye’ye Nazi benzetmesi yapmak ancak bir hezeyanın eseri olabilir.
"NEDEN KAPILARI KAPATIYORSUNUZ"
Madem Avrupa’da birileri kim gelirse kucak açmaya hazırız diyor, gelin hayırlı bir iş yapın. Siyasi sığınmacı adı altında, teröristleri değil, Suriyeli mazlumlara Afrikalı mağdurlara kucağınızı açın. İmkanlarınız teröristlere dahi sahip çıkacak kadar genişse, neden mültecilerinize kapılarınızı kapatıyorsunuz? Madem ülkelerinize birilerini kabul edecekseniz, teröristleri değil terör mağdurlarını kabul edin.
“TERÖRİST YARDAKÇILARINI SARAYLARINDA AĞIRLAMALARININ BAŞKA BİR İZAHI YOKTUR”
Tabi biz bunların asıl niyetlerini biliyoruz. Mazlumların dramlarını umursamadıklarını biliyoruz. Dertleri Türkiye'nin başını ağrıtmak. Terörist yardakçılarını saraylarında ağırlamalarının başka bir izahı yoktur. Kendi ülkesinde sağa sola hırlayan terörist yardakçıları, Avrupa’daki saraylarda süklüm püklüm ağırlanmaktan gurur duyuyorlar herhâlde. Biz bunları yüzlerine vurunca da hemen rahatsız oluyorlar.
Bizi eleştiren çehreler, Türkiye’de PKK’lı teröristler tarafından, 800’e yakın güvenlik görevlimizi, 300 sivil vatandaşımızı hiç görmezler. Utanın ya, sabah namazına giderken şehit edilen imamla, 15 ton bombayla parçalara ayrılan kürt kardeşlerimle, 15 yaşındaki Yasin Börü ile hiç empati kurmazlar. Çocukların gözlerinin önünde öldürülen siyasetçileri asla gündemlerine almazlar.
BM genel kurulunda defaatle dünya beşten büyüktür dedik ve 196 ülkenin yaşadığı bu dünyada dedik ki 196 ülkenin kaderini bir ülkenin iki dudakları arasına mahkum edemezsiniz.
Fakat bunlar tabi istemiyorlar. Yakaladıkları bu fırsatı kolay kolay teperler mi? Tepmezler. Olur ya insafa gelirler, 20 üye ülkenin 20’si de daimi olacak. İki yıl yönetimde kalacaklar. İki yıl sonra, bunların 10’u değişir 10’nu kalır. Bu şekilde 10-10 değişmek, böyle bir süreç devam ettirilebilir.
"AMERİKA'DA YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR"
Malum Amerika bir seçim geçirdi. Amerika’da demokratlar iki dönemden sonra tekrar cumhuriyetçilere iktidarı devretti. Amerikan halkı böyle bir tercihi gerçekleştirdi. Bu tercihle birlikte, Amerika’da yeni bir dönem başlıyor. Temenni ederim ki, Amerikan halkının bu tercihi dünyaya gerek demokrasi, gerekse bölgemizdeki gelişmeler noktasında hayırlı adımların atılmasına vesile olur. Ve ben şahsım milletim adına Amerikan halkının bu tercihini hayra yormak ve başarılarla dolu bir gelecek temenni ediyorum.