Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti'ye saldıranların gayesi, yerine bir başka partiyi ikame etmek değil temsil ettiği değerleri tümden yıkmaktır. Bu bakımdan verdiğimiz mücadele kendimiz için değil, milletimiz adınadır." dedi.
Erdoğan, Kızılcahamam Eliz Otel'de yapılan AK Parti 29'uncu İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapanış konuşmasında, dünkü açılış konuşmasının ardından partisinin genel merkez yöneticilerinin 7'nci Olağan Kongre hazırlıkları konusunda bilgilendirme yaptığını belirterek, ardından AK Parti TBMM Grup Başkanı Naci Bostancı'nın yeni yasama döneminin gündemini aktardığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin birinci yılı ile ilgili değerlendirme ve kapsamlı bir sunum yaptığını, daha sonra Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da değerlendirmelerde bulunduğunu anlatan Erdoğan, her sunumun ardından müzakere bölümünde ilgili isimlerin kendilerine yöneltilen soruları cevaplandırdığını dile getirdi.
Erdoğan, bu sabah Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın ekonomiyle ilgili sunumu olduğunu ardından müzakere bölümüne geçildiğini aktardı.
Toplantının genel istişare ve değerlendirme bölümünde talep edenlerin görüşlerini dile getirdiklerini belirten Erdoğan, tartışılan konularla ilgili düşüncelerini ifade ettiğini bildirdi.
Milletvekillerinden ve teşkilattan toplantının açık ve kapalı bölümlerinde konuşulan hususlardaki tüm mesajları her platformda anlatmalarını beklediğini ifade eden Erdoğan, "Sürekli sizlerle bir arada olamadım ama ben de kendi çalışma odamda 31 arkadaşımla birebir görüşmeler yaptım. Onların şehirleriyle ilgili bazı sorunlarını orada cevaplama imkanı buldum. Notlarımı özellikle Özel Kalemimle birlikte kaydetmek suretiyle inşallah onlara yönelik çalışmalarımızı da sürdüreceğiz. Tecrübeyle sabit ki biz milletimize sürekli olarak hakikatleri anlatmaz, doğruları göstermez, hizmetlerimizi kayıtlara geçirmezsek, yalan ve iftira dalgaları her tarafı işgal ediyor. Buradaki çalışmalarımızda şunu gördüm; fitne bayağı egemen. Fitnenin egemen olduğu yerden de ne hayır ne bereket çıkar." diye konuştu.
"AK PARTİ NE KADAR GÜÇLÜ OLURSA ÜLKEMİZ DE O KADAR GÜÇLÜDÜR"
"Yapmamız gereken şey; işimize bakacağız, yolumuza devam edeceğiz." diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Çünkü bizim yapacağımız çok şey var. Bunun için de fitneyle fesatla uğraşmaktansa hayra tevessül ederek işlerimizi yapalım. Ülkemizde bizden beklenenlerin de cevabını vermiş olalım. Bunu üzüntüyle belirtmek durumundayım ki ülkemizde AK Parti ve şahsım söz konusu olduğunda her türlü yalanı, iftirayı üreten bir mekanizma ile bunun alıcısı bir kesim mevcuttur. Şüphesiz ki yalanın müşterisi var ama doğrunun da müşterisi var. Biz burada doğruya müşteri bulmaya çalışacağız. Bu düşmanlığın asıl sebebinin dünkü konuşmamda ifade ettiğim medeniyet davamız, asıl hedefinin de milletimizin tarihi, kültürü, değerleri olduğunu biliyoruz. AK Parti'ye saldıranların gayesi, yerine bir başka partiyi ikame etmek değil, temsil ettiği değerleri tümden yıkmaktır. Bu bakımdan verdiğimiz mücadele kendimiz için değil milletimiz adınadır. İçinden geçtiğimiz dönemin gerçeği şudur; AK Parti ne kadar güçlü olursa ülkemiz de o kadar güçlüdür. Buna karşılık AK Parti'nin zayıflaması demek, Allah göstermesin, Türkiye'nin savunmasının zayıflaması demektir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kaderi ülkesiyle bu derece bütünleşmiş bir başka siyasi kadro var mıydı, bilmiyorum. Bizim ülkemiz ve milletimiz için daha yapacak çok işimiz var. Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması, 2053 ve 2071 vizyonlarını hayata geçirebilmesi, bu dönemde verdiğimiz mücadelenin başarısına bağlıdır. Sizlerden attığınız her adımı, söylediğiniz her sözü, gösterdiğiniz her tutumu bu bilinçle ölçüp tartmanızı ona göre hareket etmenizi istiyorum. Milletimiz de bizden böylesi bir duruş bekliyor." değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti'ye yakışanın da bu olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik. Her bir kardeşimin bu konuda ferasetine, dirayetine, samimiyetine, gayretine tüm kalbimle inanıyorum, güveniyorum." dedi.
"PARTİMİZ DAHA DA BÜYÜDÜ, DAHA DA GÜÇLENDİ"
AK Parti'nin sıradan bir parti olmadığının altını çizen Erdoğan, "Bizler dava arkadaşları olarak bir aradayız. Türkiye'de çok partili hayat döneminde bizim kadar kesintisiz ve uzun süre iktidarda kalan başka bir parti yoktur. Yıllar geçtikçe yorulmak, yılmak, gerilemek, dağılmak yerine mücadele azmimiz daha da arttı. Partimiz daha da büyüdü, daha da güçlendi." yorumunda bulundu.
Son yıllardaki seçim sonuçlarına bakıldığında bu gerçeğin görülebileceğine dikkati çeken Recep Tayyip Erdoğan, "Tespitlerimizde bir yanlışımız var. Bu yanlışla beraber kamuoyunu bilgilendirmede eksiğimiz var." dedi.
Erdoğan, 3 Kasım 2002 milletvekili seçimlerinden başlayarak, girdikleri bütün seçimlerin oy oranlarına dikkati çekerek, "2017 Nisan ayında Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi halk oylamasında yüzde 51,5 oy oranıyla milletimizin takdirini kazandık. Şimdi birileri 'bunu değiştirelim.' diyor. Neyi değiştiriyorsun? Millet yüzde 51,5 ile yeni sistemi onaylamış, kabul etmiş. Neyi, kime soruyoruz? Biz millete sorduk. Arkada 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' yazacak. Sen egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu kabul etmiyorsun ki. Senin dünyanda senin kitabında egemenlik kayıtsız, şartsız malum çevrelere, dağdakilere aittir. Onlarla omuz omuza gezersin ondan sonra da aldığın oyla 'Bak seçim kazandık' dersin. Yok, bunu kimse yutmaz." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2019 Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde de Cumhur İttifakı olarak 51,6 oy oranına, AK Parti olarak da yüzde 44,3 oy oranına ulaştıklarına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu seçimlerin en çok tartışılan yerleri hiç şüphesiz Ankara ve İstanbul seçimleriydi. İstanbul'da büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde 31 Mart'ta biz yüzde 48,6 oy alırken, CHP yüzde 48,8 oy oranına ulaşmıştı. Tekrarlama seçimde ise biz 45'te kaldık, CHP yüzde 54,2 oy oranıyla seçimi kazanan parti oldu, bu tabii belediye başkanlığında. Burayı birbirinden ayıracağız. Başkanlıkta aldıkları oy bu. Büyükşehir Belediye Meclisi Seçiminde, AK Parti 45,6 ile açık ara birinci parti çıktı. CHP yüzde 38,5 oy oranına ulaşabildi. HDP yüzde 4, İYİ Parti yüzde 3,4 ve Saadet Partisi yüzde 2,1 oy oranı elde etti. Şu anda belediye meclisinde AK Parti'nin 176, MHP'nin 4, CHP 127 ve İYİ Parti'nin 4 üyesi bulunuyor. Bunların konuştuğu ne? Hep işlerine geleni konuşuyorlar. Meclisi neden konuşmuyorsun? Meclisteki tablo açık ara önde, bunu konuşmamız gerekiyor, yani belediye meclisini Cumhur İttifakı yönetiyor. İstanbul'da da Ankara'da da açık ara yönetiyor."
"GENEL SEVİYESİNİN GERİSİNE DÜŞMEDİK"
İstanbul'un 39 ilçesinin 24'ünde AK Parti, birinde MHP, 14'ünde ise CHP'nin seçimi kazandığını belirten Erdoğan, "Bunları neden konuşmuyorsunuz? Arkadaşlar, bunu gündemde tutmamız gerekiyor, bunu gündeme getirmemiz gerekiyor ve milletimizin bunları görmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Ankara'da benzer bir durumun söz konusu olduğunu, büyükşehir belediye başkanlığında CHP adayı yüzde 50,9 oy alırken AK Parti'nin yüzde 43,8'de kaldığını, belediye meclisinde ise AK Parti'nin yüzde 41, CHP'nin yüzde 37,9'luk oy oranıyla seçimi tamamladığını hatırlattı.
Tabloya göre belediye meclisinde AK Parti'nin 88, MHP'nin 19, CHP'nin 29 ve İYİ Parti'nin 11 üyeyle temsil edildiğine dikkati çeken Erdoğan, " Fark devasa ortada. Peki bunu konuşuyorlar mı? Konuşmuyorlar. AK Parti'nin girdiği tüm milletvekili ve mahali idareler seçimlerindeki genel seviyesinin gerisine düşmedik. Elbette milletvekilliği ve belediye başkanlığı olarak kaybettiğimiz her yerin muhasebesini yapacak, gereken tedbirleri alacağız. Fakat evvela ortada bir başarısızlık, telafi edilemeyecek bir yıkım olmadığını önce kendimiz kabul edeceğiz sonra da bunu milletimize anlatacağız." diye konuştu.
Rakamlar ve tablo aşikarken sürekli aksi yönde şikayetlerle ortada dolaşmanın iyi niyetle ilgisinin olmadığının altını çizen Erdoğan, AK Parti'nin her zaman geleceğe bakan bir parti olduğunu, bugün de yapılması gerekenin geçmişten alınan dersler ışığında geleceğe bakmak, geleceğe doğru yürümek olduğunu söyledi.
Erdoğan şöyle devam etti:
"Geçmişe ders almak niyetiyle değil de hesaplaşma gayesiyle bakmak bize de ülkemize de hiçbir şey kazandırmaz. Böyle bir tavır sadece enerjimizin ve zamanımızın boşa harcanmasına yol açar. Sizlerden ve tüm arkadaşlarımdan ricam artık bu tartışmaları bir kenara bırakıp 7. Olağan Kongre sürecimizle partimizi daha da güçlendirmeye, 2023'e hazırlanmaya odaklanmamızdır. Milletimiz AK Parti'den kendi iç meseleleriyle uğraşmasını değil ülkemize daha büyük hizmetler kazandırmasını bekliyor. İnşallah milletimizin bu beklentisine en ileri düzeyde cevap vereceğimiz bir döneme geliyoruz."
"MİLLETİMİZDEN CEVAPLARINI ALIYOR"
Türkiye'nin gelecek çeyrek asrın, yarım asrın belirleyicisi olacak bir dönemden geçtiğini ifade eden Erdoğan, "Yaklaşık 6 yıldır ülkemize yönelen gizli, açık saldırılar milletimizi belki yıkamadı ama yordu. Buna karşılık üstesinden geldiğimiz her sorun, göğüsleyip boşa çıkardığımız her saldırı ülkemizi daha da güçlü hale getirmiştir. Bugün Türkiye'ye herhangi bir alanda zarar vermeye çalışmanın maliyeti düne göre katbekat fazladır. Eski Türkiye'yi diledikleri gibi yönlendirmeyi, diledikleri gibi hırpalamayı alışkanlık haline getirenler, hala aynı heveslere kapılmıyor değiller. Hamdolsun her defasında milletimizden cevaplarını alıyor, kös kös geri dönüp gidiyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu sürecin hem ülkemize hem bizlere ciddi bir maliyeti olmuştur." ifadelerini kullanan Erdoğan "Yaşadığımız sıkıntıları, acıları, ödediğimiz bedelleri unutmadık. Ama bunlar, bizim moralimizi bozmak yerine azmimizi kamçıladı. Ne vesayetçilere ne darbecilere ne terör örgütlerine ne de iç, dış siyasi ve ekonomik tetikçilere eyvallah etmedik." dedi.
Türkiye'nin içinden geçtiği kritik dönemde mümkün olduğunca yapıcı, kucaklayıcı ve pozitif gündemli bir siyaset izlemeye çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, "Her ne kadar birileri sürekli yalanlarıyla, iftiralarıyla ve hezeyanlarıyla bu iklimi zehirlemeye çalışsa da mecbur kalmadıkça kendilerini muhatap almadık, almıyoruz ve almayacağız. Tabii bu duruşumuz hakkımıza, hukukumuza ve haysiyetimize bütün bunlara yönelik saldırılara cevapsız kalacağımız anlamına gelmez, gelmiyor. En büyük cevabın da icraatımız olduğunu biliyoruz. Bugüne kadar laf üstüne laf koymak yerine, eser üstüne biz eser koyduk. Bunların en övündükleri işleri dahi AK Parti'nin her birinin ardında çok büyük emek, alın teri, gayret ve mücadele olan başarı hikayelerinin sadakası olmayacak düzeydedir." diye konuştu.
Millete karşı daima açık yürekli ve açık sözlü olmaya gayret ettiklerine değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Kin ve nefret kokan söylemlerle değil yaptıklarımızla, başardıklarımızla ve eserlerimizle bu kifayetsiz muhterislerin çaplarını gerçek yüzlerini milletimize gösterme yoluna gittik. Kerameti kendinden menkul bu zihniyet eninde sonunda duvara toslamaya mahkumdur. Biz 17 yıldır her başarımızın gerisinde milletimizin feraseti ve desteği olduğunu bilerek bugünlere böyle geldik. Daha bismillah bile demeden kendini dev aynasında görerek milleti aşağılamaya, milletin iradesini küçük görmeye, milleti hiçe saymaya çalışanların günleri sayılıdır. Şayet önümüzdeki dönemi en iyi şekilde değerlendirir, millete hizmetkarlık olan siyaset amacımıza sıkı sıkıya sahip çıkarsak inşallah gelecekte bizi çok daha büyük başarılar bekliyor. AK Parti milletimizin tek umudu olma vasfını koruyor, bundan hiçbir endişeniz olmasın."
"5-10 SENEYİ BİLE OKUMAKTAN ACİZ ZAVALLILAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'ye en büyük hizmetleri AK Parti'nin getirdiğini hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bundan sonra yapılacakları da yine AK Parti yapacaktır. Milletimiz AK Parti'nin demokraside ve ekonomide gerçekleştireceği yeni hizmetlerin sabırsızlığı içindedir. İşte dün, baktım bir televizyonda çıkmış bir ukala bir şeyler söylüyor. Neymiş 'Güvenli bölgeyi Amerika kendisi planlamış, güvenli bölge olayının Erdoğan ile bir alakası yokmuş' ya bunlar geçmişi, şurada yani kısa 5-10 seneyi bile okumaktan aciz zavallılar. Bu ana muhalefetin atıkları böyle. Bunlara da televizyonlarda bu imkanları veriyorlar. Bir defa Sayın Obama döneminde bunları masalarda nasıl konuştuk, onlara güvenli bölgeyi nasıl teklif ettik, nerelerinin güvenli bölge olabileceğini söyleyen şahsım.
"TRUMP'IN YANINDAKİLER BU TALİMATA UYMUŞ DEĞİLLER"
Sayın Trump döneminde aynı şekil ve daha sonra Trump bizim dediğimiz noktaya geldi ve ardından da Fırat'ın doğusundan çekilmeyi gündeme getirdi ama gündeme getirmeye rağmen Sayın Trump'ın yanındakiler bu talimata hala uymuş değiller. Ne yazık ki PKK, PYD ve YPG gibi terör örgütleri burada cirit atıyorlar. Irak üzerinden buralara gelen 30 bin tır silah yüklü, mühimmat, araç yüklü bütün bu araçlar kime geliyor? Niçin geliyor? Bunun hesabını herhalde sormak bizim hakkımızdır. Zira burada 911 kilometre sınır boyu bize ait. Biz burada sınırız ona göre de bütün hesabımızı yapmak durumundayız. Tedbirimizi buna göre almak durumundayız. Güvenli bölge olarak söylediğimiz ve harita da çizip gösterdiğimiz yerler, Sayın Trump'ın '20 mil' diyerek ifade ettiği o 30-32 kilometrelik derinlik, onun üzerinde yaptığımız çalışmalar ve hizmetler hepsi bu bölgede durumumuzun ne olduğunu göstermesi bakımından çok önemli. Bunu bilmeyecek kadar bunlar aciz ve zavallı."
"Kalpleri kararmış, dilleri çatallaşmış ve yüzleri kalınlaşmış olanları önce Allah'a sonra milletimize havale ediyoruz." diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Biz işimize bakacağız, Türkiye için ne yapabiliriz ona bakacağız. Milletimizin gönlündeki yerimizi nasıl güçlendiririz ona bakacağız. Gözlerini ve kalplerini bize yöneltmiş kardeşlerimize, dostlarımıza, mazlumlara ve mahsunlara nasıl yardımcı oluruz ona bakacağız. Ülkemizi, bölgemizi ve dünyayı daha güvenli, daha huzurlu ve daha müreffeh hale nasıl getirebiliriz ona bakacağız. Yolumuzun hak yolu olduğundan, yolumuzun milletimizin yolu olduğundan ve istikametimizin doğru olduğundan en küçük bir şüphemiz yoktur. Zaferle değil seferle mükellefiz eyvallah ama inşallah zaferlerimizden de şüphe duymuyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının sonunda Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın tefvizname şiirini de okudu.