Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler 79’uncu Genel Kurulu’na katılmak için gittiği ABD’nin New York şehrine hareketi öncesi Atatürk Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi. Erdoğan konuşmasında özetle şunları söyledi:
YOĞUN GÖRÜŞME TRAFİĞİ
“Genel Kurul görüşmelerine bu yıl 130’dan fazla ülkenin, devlet ve hükümet başkanı düzeyinde iştirak etmesi bekleniyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde yoğun bir toplantı ve görüşme trafiğimiz olacak. 24 Eylül Salı günü BM Genel Kurulu’na hitap edeceğim. Burada bölgemizin ve insanlığın gündeminde yer alan hususlarla ilgili kanaatlerimizi paylaşacağız.
HEDEF SADECE GAZZE DEĞİL
Özellikle Gazze’deki soykırıma ve İsrail’in saldırgan politikalarına karşı atılabilecek ortak adımlara temas edeceğim. Yaklaşan kış mevsimi Gazzeli kardeşlerimizin yaşadığı zorlukları daha da ağırlaştıracaktır. Açlık, susuzluk, temel gıda ve tıbbi malzeme eksikliği, sahadaki durumu giderek kötüleştiriyor. İsrail hükümeti bir nevi Nazi imha kamplarına çevirdiği Gazze’deki 2 milyonu aşkın insanı ya bombalarla ya da açlık ve susuzlukla katlediyor. İlk günden beri İsrail’in hedefinin sadece Gazze olmadığını söylemiştim. Lübnan’a yönelik son günlerde yapılan saldırılar, İsrail yönetiminin savaşı bölgeye yayma planlarına dair endişelerimizi haklı çıkardı. İsrail bir kez daha maalesef devlet gibi değil, bir terör örgütü gibi saldırılar düzenliyor. Özellikle bu dijital saldırıları şu anda devreye almış olması bunun çok açık net ifadesidir. İsrail bu saldırıyla sivil hassasiyetlerinin bulunmadığını, kendi bu nefret edici emellerine ulaşmak için de her yolu deneyebileceğini açık ve net ortaya koymuştur.
DOSTUM MİKATİ İLE GÖRÜŞTÜM
Bu saldırının başka bir anlamı da, bizim tüm ikazlarımıza rağmen bazı batılı ülkelerin de desteklerini yanına alarak İsrail’in çatışmaları Lübnan ve bölge geneline yayılmaktadır. Özellikle değerli dostum Mikati ile evvelsi gün yaptığım görüşmede kendisi de şu anda çok çok ciddi sıkıntılar içerisinde olduklarını ifade etti. Ve bu konuda da bizler neler yapabileceğimizi kendisiyle konuştum. Gerçekten şu anda bölge açıklanamayacak derecede büyük bir krizle karşı karşıya. Batılı ülkeler başta olmak üzere uluslararası toplum İsrail’in bu canice eylemlerini seyretmeyi bırakmalı ve caydırıcı adımları atmalıdır. Dünya barışını koruma misyonuna sahip bütün ülkelerin, İsrail’i durduracak çözümleri ortaya koymasının vakti geldi ve geçiyor. İnsanlığın kaybedecek bir günü dahi kalmamıştır. Diğer taraftan Lübnan’da düzenlenen saldırı, milli teknolojilerin sadece savunma sanayi alanında değil, çok daha geniş bir çerçevede ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. Ve biz de bu gelişmeler karşısında çok daha farklı tedbirler almak suretiyle şu anda bütün imkânlarımızı seferber etmiş durumdayız.”
24 EYLÜL’DE KONUŞMA YAPACAK
Birleşmiş Milletler 79’uncu Genel Kurulu’na katılmak için New York’a giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Eylül Salı günü BM kürsüsünden dünyaya seslenecek.
BIDEN’LA İKİLİ TEMAS HENÜZ BELLİ DEĞİL
- ABD Başkanı Joe Biden’la görüşme olup olmayacağı sorulan Erdoğan, “Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmak için ajandamız dolu dolu gidiyoruz. Orada sadece Biden değil birçok dünya lideri olacak. Şu an itibarıyla Biden’la bir görüşme var mı, yok mu henüz bu kesinleşmiş değil. Ana gündemimiz Birleşmiş Milletler’in Genel Kurulu ve oradaki temaslar. Fakat Biden veya daha başka sürpriz görüşmeler nerede, nasıl olur, bunların hepsini oradaki gelişmelerle ele alacağız. Gerek Türkevi’nde gerek Birleşmiş Milletler binasında yoğun bir görüşme trafiğimiz olacak.”
ESAD’LA GÖRÜŞME: BİZ CEVAP BEKLİYORUZ
- CUMHURBAŞKANI Erdoğan, bir gazetecinin “Suriye’yle bir süredir temas devam ediyor. Yakında bir görüşme olabilir mi?” sorusunu şöyle cevapladı:
“Gerginliğin sona ermesi, Suriye topraklarının tamamında huzur ve istikrarın sağlanması için Türkiye ve Suriye’nin birlikte atabileceği adımlar var. Şam yönetimini, muhaliflerin bir süredir Suriye’de çatışmasızlığın sağladığını görüyoruz. Bu durum kalıcı çözüm için etkin bir kapı aralamak adına elverişli bir ortam sağlıyor. Suriye dışında milyonlarca insan vatanlarına dönmek için bekliyor. Biz bu konuda çağrımızı yaptık. Ve Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi için Beşar Esed ile görüşme irademizi de ortaya koyduk. Biz şimdi karşı taraftan cevap bekliyoruz. Biz buna hazırız. Halkı Müslüman iki ülke olarak artık bu birlikteliği, bu beraberliği bir an önce gerçekleştirelim istiyoruz. İki ülke ilişkileri de yeni bir dönemde böylesi bir görüşme neticesinde inşallah başlar diye inanıyorum.”