Güncelleme Tarihi:
CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Engineering News Record (ENR) Dergisi’nin 2024 yılına ait “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi” listesinde yer alan 43 Türk müteahhitlik firması ile “Dünyanın En Büyük 225 Uluslararası Teknik Müşaviri” listesinde yer alan 7 Türk teknik müşavirlik firmasına ödül verdi. Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri Töreni’nde konuşan Erdoğan, özetle şunları söyledi:
- MÜTEAHHİTLİKTE GÖZ KAMAŞTIRAN BAŞARI: 2002 yılında, yani göreve geldiğimiz dönemde ihracatımız 36 milyar dolardı. Biz bunu 7 kat artışla 256 milyar dolara çıkardık. Bugün Türk ürünlerinin girmediği hiçbir ülke kalmadı. Turizmde göreve geldiğimizde 13 milyon turist sayısından, 56.7 milyon turist rakamına ulaştık. Son 20 yılda ekonomimiz ortalama yüzde 5.4 büyüdü. Milli gelirimiz tarihimizde ilk kez 1.1 trilyon doları aştı. Artık trilyonu konuşuyoruz. Uluslararası yatırımlar da 270 milyar dolar sınırına yaklaştı. Yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinde göz kamaştıran bir başarı yakaladık. Her kıtayla hemen her ülkeyle ekonomik ilişkilerimizde katbekat artış yaşandı. Dış misyonlarımızın sayısını da buna göre yükselttik. Bugün 261 yurtdışı temsilcilikle dünyanın en geniş üçüncü ağına sahip ülkesiyiz.
- YÜZÜMÜZ BATI’YA DA DOĞU’YA DA DÖNÜK: Dış politikada tüm bu açılımları yaparken çok sık eleştirilere maruz kaldık. Hiçbir temeli olmayan eksen kayması tartışması bunlardan biriydi. ‘Türkiye Batı’dan uzaklaşıyor’ iftirası bunlardan biriydi. ‘Avrupa’yla köprüleri atıyoruz’ paranoyası bunlardan biriydi. Türkiye’nin dış politikada kendine yeni rotalar keşfetmesi tenkit edilecek değil, takdir edilecek, övgüyle karşılanacak bir çabadır. ‘Türkiye’nin Afrika’da, Latin Amerika’da, Asya’da ne işi var’ demek küresel siyaseti doğru bir şekilde okuyamamaktır. Ülkemizin gerek Şanghay İşbirliği gerek BRICS gerekse ASEAN’la diyalog zeminini genişletme iradesinin arkasında bu yaklaşım vardır. Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinin ve en büyük 5 ekonomisinden 3’ünün bulunduğu Asya Pasifik ve Hint Okyanusu coğrafyası ile işbirliğimizi güçlendirmemizden daha doğal hiçbir şey olamaz. Artık bayatlamış eksen tartışmalarının bizim nazarımızda geçerliliği yoktur. Türkiye olarak yüzümüz elbette Batı’ya dönüktür, ancak bu Doğu’ya sırtımızı döneceğimiz, Doğu’yu ihmal edeceğimiz, Doğu’yla ilişkilerimizi geliştirmeyeceğimiz anlamına kesinlikle gelmez. Kazan-kazan temelinde, dengeli, karşılıklı saygıyı esas alan bir yaklaşımla işbirliğimizi tüm ülkelerle, aktörlerle geliştirmeyi arzu ediyoruz.
- SİVİL ANAYASA MİLLETİMİZE BORCUMUZ: Türkiye’nin ekonomide, demokraside, küresel siyasette, hak ve özgürlüklerde hedeflerine ulaşabilmesi için yeni anayasa ihtiyacını sık sık dile getiriyoruz. Siviller eliyle yapılmış, tamamen sivil iradenin ürünü bir anayasa, 15 Temmuz gecesi göğsünü tanklara siper eden kahraman milletimize karşı borcumuzdur. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak milletimizi yeni, sivil ve kuşatıcı bir anayasa ile buluşturma irademizi farklı vesilelerle çok net biçimde ortaya koyduk.
- KIRMIZI ÇİZGİLERİMİZİ İZAH ETTİK: Yeni anayasadan neyi murat ettiğimizi, kırmızı çizgilerimizin neler olduğunu da şüpheye mahal bırakmayacak şekilde defalarca elbette izah ettik. Anayasa’nın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Özellikle Cumhur İttifakı’nın böyle bir sıkıntısı, böyle bir derdi de yoktur. Biz milletimizi darbe anayasasından bir an önce kurtarmak, Türkiye’nin önünü açmak istiyoruz.”
MÜTEAHHİTLİK SEKTÖRÜNDE ÇİN’DEN SONRA 2’NCİYİZ
Türkiye’nin en güçlü olduğu alanların başında müteahhitlik sektörü geliyor. Dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhidi listesinde ülkemiz 43 firma ile temsil ediliyor. Dünyanın en büyük 225 teknik müşavirleri listesinde 8 firmamız bulunuyor. Firma sayısı itibarıyla Çin’den sonra 2. sıradayız, gelir sıralamasına göre ise ilk 8 ülkeden biriyiz. Bu sene proje gelirlerinden firmalarımızın aldığı payda kısmi bir düşüş oldu. Bu düşüşü gelecek yıllarda süratle telafi edeceğimize inanıyorum.
2030’DA 750 MİLYAR DOLARA ÇIKACAK
En büyük 250 müteahhitlik toplam uluslararası gelirleri 2002 yılında 116.5 milyar dolar seviyesindeydi, 2023 yılında bu tutar 430 milyar dolar sınırına geldi. 2030’larda bunun 750 milyar dolara çıkması bekleniyor. Önümüzde halen keşfedilmeyi bekleyen çok büyük bir potansiyel var. Her yıl büyüyen bu pastadan Türk şirketlerinin de hak ettikleri payı alacağına inanıyorum. Sizlerin başarısı ülkemizin başarısıdır. Yurtdışındaki başarılarınızla sadece ekonomimize değil, ülkemizin dünya üzerindeki itibarına da büyük katkılar sağlıyorsunuz. Biz de hükümet olarak her ihtiyacınızda, her meselenizde sizin yanınızda olmaya gayret gösteriyoruz.
ENFLASYON ZAMAN ALACAK
- “Koronavirüs salgınıyla beraber global ekonomide bozulan dengelerin halen yerli yerine oturmadığını görüyoruz. Son 70 yılın zirvelerini gören enflasyonunun sorun olmaktan çıkmasının biraz daha zaman alacağı anlaşılıyor. Kuzeyimizdeki savaşın olumsuz etkilerini henüz aşamadan, İsrail’in Gazze’ye saldırıları sebebiyle artan gerilim ciddi bir endişe kaynağı olmayı sürdürüyor. Afrika’dan Asya’ya dünyanın farklı coğrafyalarında hemen her gün yeni bir krizle, yeni bir siyasi istikrarsızlıkla veya çatışmayla karşılaşıyoruz. Tüm bunların ülkeleri korumacılığa ve yeni yatırımlar noktasında aşırı ihtiyatlı davranmaya ittiğinin farkındayız. Avrupa’nın da aralarında olduğu birçok gelişmiş ekonomi büyüme beklentilerini düşürmekte, büyüme oranlarını aşağı doğru revize etmektedir. Karşılaştıkları tüm bu zorluklara rağmen Türk şirketlerinin yakaladıkları ivmeyi korumasını çok kıymetli buluyoruz.”