Güncelleme Tarihi:
Erdoğan, Halkalı'daki İstanbul Zaim Üniversitesi'nin 2015-2016 Akademik Yılı Mezuniyet Töreni'ne katıldı.
Erdoğan, törende yaptığı konuşmada, eğitimlerini başarıyla tamamlayıp 2016-2016 Akademik Yılı'nda mezun olan öğrencileri gönülden kutladığını belirtti. Üniversitenin kurucusu Sebahattin Zaim hocanın, arkasından hayırla yad edilen güzel bir miras bıraktığını vurgulayan Erdoğan, "Zarf güzel. Ama mazrufun çok daha güzel olması lazım. İşte o da sizsiniz" diye konuştu.
"Sabahattin Zaim hocamız hem bir fikir ve ilim insanı hem de bir dava adamıydı. O örneklerine bugün sıkça rastladığımız birileri
gibi hiçbir zaman milletine tepeden bakmadı. Fildişi kulelerden ahkam kesmedi. Bilakis hayatının her bir safhasında teoriyi pratiğe geçirmenin, onları uygulamanın çabası içinde oldu. Ekonomi, özellikle iktisat, çalışma ekonomisi başta olmak üzere, birçok başlıkta kaleme aldığı 200'e yakın makalesi ve 20'nin üzerinde kitabıyla hocamız entelektüel hayatımızda çığır açan eserler
verdi" diyen Cumhurbaşkanı, "Bakınız, Peygamber efendimiz, öldükten sonra şu üç insanın amel defterinin kapanmayacağını müjdeliyor: Bunlardan ilki, okul, cami, kütüphane, çeşme, medrese yaptıranlar. İkincisi, ilmi eserleri olanlardır. Üçüncüsü, kendisine arkasından dua edecek evlat bırakanlardır. Evet, Sebahattin Zaim hocamızın amel defterinin kapanmadığına, kapanmayacağına inanıyorum" dedi.
OSMANLI MEDENİYETİ
Erdoğan, "Kimi insanlar gibi, devletler de geride bıraktıklarıyla anılırlar. Bazı devletler geride kanla, gözyaşıyla dolu bir miras bırakıyor. Bugün tarihe baktığımızda, Selçuklu, Osmanlı gibi devletlerin kültür ve tarih hayatımıza büyük katkı yaptığını görüyoruz. Osmanlı denince hâlâ insanların yüreği yanıyor, gözleri parlıyor, dillerinden güzel sözler dökülüyor. Bu insanların aklına medeniyet geliyor. Osmanlı bu diyorlar. Hamdolsun, bu nadide bir mirastır" dedi.
Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdiği Doğu Afrika ziyaretine değinen Erdoğan, şöyle devam etti:
Afrika'nın neresine gidersek gidelim alnımız ak, başımız dik gidiyoruz. Kıtada tüm yaşayanlar bizi büyük bir hüsnü kabulle karşılıyor, muhabbetle, özlemle bağrına basıyorlar. Çünkü kıtanın hiçbir ülkesinde sömürgecilik lekesiyle kirlenmemiş tertemiz bir tarihe sahibiz. Bırakın sömürmeyi, Doğu Afrika'nın özellikle Avrupalı kolonyalistlere karşı verdiği zorlu mücadelede atalarımız bu bölge halklarına tüm imkanlarıyla destek olmuşlar. Ecdadımız kimi zaman ordu göndererek, kimi zaman himaye ederek, kimi zaman da el altından yardım yaparak Afrikalıların hür ve onurlu yaşama iradelerine sahip çıkmıştır. Fakat bugün bize insan hakları vermeye kalkan ülkelerin hepsinin de kıtadaki tarihi kan, gözyaşı, soykırım ve katliamla bezelidir."
"UYGARLIK YAYMA ADINA KITAYI SÖMÜRDÜLER"
"Afrika bir elin parlaklarını geçmeyen Avrupa ülkelerinin işgali altındaydı. Bunlar, uygarlık yayma adına kıtayı sömürdüler, yağmaladılar. Bugün Batı'daki ihtişamın perdesini şöyle bir kaldırdığınıza, altında milyonlarca Afrikalının dramını görürsünüz. Şimdi, Almanya'da parlamentodan sözde soykırım tasarısı kabul edildi. Ey Almanya... Bak yine söylüyorum; önce Holokost'un hesabını vereceksin. Namibya'da 100 bini aşkın Namibyalıyı nasıl yok ettiniz, nasıl öldürdünüz onun da hesabını vereceksin. Siz, Türkiye'ye veya Türklere parlamentosunda kalkıp da sözde Ermeni soykırımı oylaması yapacak -varsa- belki de en son ülkesiniz. Kaldı ki bizim tarihimizde bu noktada zaten bir derdimiz yok, bir sıkıntımız yok. Bizim tarihimiz, katliamlar tarihi değildir. Bizim tarihimiz, merhamet tarihidir, şefkat tarihidir. Aramızdaki fark budur. Eee, Tayyip Erdoğan konuşuyor... Nasıl konuşmayalım?"
"ERMENİLERİ KOVMADIK"
"Bugün Batı başkentlerinde şahit olduğunuz ihtişamın perdesini şöyle bir kaldırdığınızda, altında milyonlarca Afrikalının dramı, gözyaşı olduğunu görürsünüz. Berlin'in, Paris'in, Brüksel'in şık kaldırımlarının altında Afrikalıların canı, kanı, emeği ve alınteri vardır" diyen Cumhurbaşkanı, şunları söyledi:
"Şu anda Türkiye'de, yaklaşık, takribi söylüyorum, 100 bin Ermeni var. Bunun yarısı vatandaşımız, yarısı ise vatandaş değil. Fakat biz bunlar bize sığındı diye, biz bunları kovmadık. Aynen Suriye'den Irak'tan gelenleri nasıl misafir ettiysek Ermenistan'dan gelenleri biz aynen şu anda misafir olarak ülkemizde ağırlıyoruz. Değerli kardeşlerim, Allah aşkına, bu kadar yaklaşımı müşfik olan Türkiye'ye karşı bu adamların yaklaşımının acaba affedilebilir bir yanı var mı? Biz çok daha farklı yaklaşabilirdik. Eğer biz Ermeni düşmanı bir ülke olsak, bu gelenlerin hepsini Ermenistan'a geri gönderirdik. Almanya'da bir de onu konuşuyorlar, utanmadan, sıkılmadan, terbiyesizce. Güya, Ermenilere ait kiliseleri biz şu anda yıkmışız, el koymuşuz. Elinize, dilinize dursun... Tam aksine, Ermeni vakfiyelerindeki kiliseleri kendilerine teslim ediyoruz. Varlıkları varsa, kendilerine teslim ediyoruz. Diyorum ki, bak, bizim arşivlerimizde şu anda milyonu aşmış belge var, bunlar incelenmiştir. Eğer kendinize güveniyorsanız, onurunuz varsa, ilminiz varsa, çıkarın hukukçularınızı, tarihçilerinizi, arkeologlarınızı, gönderin. Kimleri göndereceksiniz, hangi ülkeden gelecekse gelsin, incelesinler, araştırsınlar... Orada eğer söylediğiniz gibi bir şey çıkıyorsa, biz herkesle yüzleşmeye hazırız. Ama bunu yapamadılar. Çünkü bu bir cibilliyet meselesidir."
İSİM VERMEDEN CEM ÖZDEMİR'İ ELEŞTİRDİ
Erdoğan, isim vermeden, soykırım tasarısını hazırlayan Türk kökenli milletvekili Cem Özdemir'i eleştirerek, şöyle devam etti:
"Şimdi oradan çıkıyor bir ukala, bir şey hazırlıyor, Alman Parlamentosu'na sunuyor. Neymiş? Birileri de diyor ki, güya Türk... Ne Türk'ü be? Bunların kanlarının laboratuvar testinden geçmesi lazım. Onun kanının öyle olması, böyle olması bizi ilgilendirmiyor. Bunları bir üst akıl idare ediyor. Ama nasıl idare ediyor, bu önemli.
Efendim diyorlar, 'Parlamentodan bu karar çıktı ama bu bizim Türkiye ile münasebetlerimizi etkilemez.' Sevsinler sizi. Nasıl etkilemez? Ben bunun gereğini yapmaya devam edeceğim. Çünkü bu millet hiçbir zaman eğilmedi. Dik duracağız, ama dikleşmeyeceğiz. Eğer siz yaptıklarınıza, insanlık dışı suçlarınıza ortak arıyorsanız, o ortak biz değiliz. O ortağı gidin, başka yerde bulun. Bilimsel araştırmalar ve akademik çalışmalar değil, siyasetle, parlamentolar eliyle kirli emellerinizi gerçekleştirmeye çalışıyorsanız, bunu yapamazsınız. Bir kulaktan girer, öbür kulaktan çıkar... Yaptığınızın zaten uluslararası hukukta da en ufak bir kıymeti harbiyesi yok. Biz bu ülkelerin kendi cürümlerini hafifletmek için başvurdukları bu kurnazlıklara, bu ucuz numaralara asla boyun eğmeyeceğiz. Bizim abdestimizden şüphemiz yok ki, namazımızdan şüphemiz olsun. Biz rahatız... Dedim ya, arşivler ortada. Amaç üzüm yemekse, meseleyi çözmekse, biz buradayız. Ancak bu konuyu her başınız sıkıştığında, Türkiye'ye dövmek için bir sopa olarak kullanacaksanız, kusura bakmayın, buna izin vermeyiz."