Güncelleme Tarihi:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kanaat önderleriyle TÜYAP Diyarbakır Fuar Merkezi'nde düzenlenen iftarda bir araya geldi.
"DİYARBAKIR, YENİ BİR BAŞLANGICIN, ŞAHLANIŞIN ARİFESİNDE"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır'da artık milletin emanetini korumakla görevli olanların, bodrum katlarında teröristlerin ayakçıları tarafından tokatlandığı, belediyenin imkanlarının teröristlerin emrine verildiği dönemin sona erdiğini, Diyarbakır'ın yeni bir başlangıcın, şahlanışın arifesinde olduğunu söyledi.
Erdoğan, 24 Haziran'ın Diyarbakır'ın önünde taze bir sayfanın açılacağı gün olacağına işaret ederek "24 Haziran, kendileri zevk ve sefa içinde yüzerken, Diyarbakırlı gençleri bile bile ölüme gönderen Kandil'deki terör baronlarına vurulan bir şamar olacaktır. 24 Haziran, Kürt kardeşlerimin inancıyla, değerleriyle, tarih ve medeniyet birikimiyle kavgalı siyaset tarzının mezara gömüldüğü gün olacaktır." diye konuştu.
24 Haziran seçimlerinde Diyarbakır'ın, "güçlü Meclis, güçlü hükümet, güçlü Türkiye" diyeceğine inandığını dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin kaderinin belirleneceği o kritik günde, Diyarbakırlıların, "vakit birlik, Diyarbakır, Türkiye vakti" diyerek mührü basacağına da inandığını ifade etti.
Bugüne kadar gönül diliyle, samimiyetin diliyle konuştuğunu, Diyarbakır'da nasıl bir siyaset anlayışını savunuyorsa diğer 80 ilde de aynısını savunduklarını, söylediklerini belirten Erdoğan, "Bölücü örgütün siyasi uzantıları gibi Doğu'da farklı Batı'da farklı bir dil kullanmadık. Onlar gibi çift dilli, çift kimlikli, hepsinden öte iki yüzlü siyasi söylemlere başvurmadık." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 16 yıllık iktidarları döneminde, bölgecilik, ırkçılık, şehirler ve vatandaşlar arasında asla ayrımcılık yapmadıklarını, oy versin vermesin 81 ilin tamamını, 81 milyonun tüm fertlerini, kökenine, bölgesine, inancına, meşrebine bakmadan kucaklamanın gayreti içinde olduklarını anlattı.
"ONLARIN KÜRTLÜKLE ALAKASI YOK"
Erdoğan, terör örgütünün evlerin altına tüneller kazdığını, mezarlıklarda sözde mahkemeler kurduğunu, Kürtleri haraca bağladığını anımsatarak, şu ifadelere yer verdi:
"Sonunda silahlı kuvvetlerimiz, polisimiz, güvenlik güçlerimiz el ele verdiler. Hep beraber bu işin üzerine gittik. Şu anda geldiğimiz nokta ortada. Benim vatandaşıma ister Türk, ister Kürt, ister Abhaz, ister Roman, ister Boşnak ne olursa olsun, düşman olanlar bizim de düşmanımızdır. Bunlar hepsi ne yazık ki Batı'nın oyuncaklarıdır, maşasıdır. Onların verdiği talimatla bunlar hareket ediyorlar. Kuzey Suriye'de ülkemize saldıranlar bu ülkenin dostları mı? Neymiş Kürt’müş, onların Kürtlükle alakası yok. Onları George idare ediyor. Onlar ne talimat verirse onu yapıyor. Amerika 5 bin tır silahı gelip kime teslim etti. Bunlara teslim etti. Bu silahlar kime karşı kullanıldı? Benim Kilis'teki, Urfa'daki kardeşlerime karşı kullanıldı. Oradaki şehitlerimizi biz neyle izah edeceğiz. Susalım mı, duralım mı? Susamayız, duramayız. Gereği neyse bunu yapmak zorundayız. İşte şimdi bunun gereğini yapıyoruz. Allah'ın izniyle bu ülkede kimse kalkıp da birilerinin talimatıyla bize yön veremeyecek. Gereğini de biz yapıyoruz, yapacağız."
"BİZİM ÖNÜMÜZEKİ TEK SORUN TERÖR SORUNUDUR"
Afrin'ne yönelik Zeytin Dalı Harekatı'nın başarılı bir şekilde icra edildiğini vurgulayan Erdoğan, "Bazıları Kandil'den atıp tutuyor. Öyle kuru kuruya atıp tutmakla olmaz. Sıra oraya da gelecek tabii." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, anaların ağlamaması, ülkenin körpe fidanlarının teröre kurban gitmemesi için demokratik açılımı, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni ve nihayetinde çözüm sürecini kendilerinin devreye aldığını anımsattı.
Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Terör sorununu bu ülkenin gündeminde tamamen kaldırmak için bölücü örgütün sabotajlarına ve ihanetlerine rağmen bütün bu süreçleri kararlılıkla devam ettirdik. Bir dönem ötekileştirilmiş diğer vatandaşlarımızla beraber Kürt kardeşlerimin de sıkıntılarını çözmek için çalıştık. Kültürel haklardan eğitime, yerleşim birimlerinin isimlerinden seçmeli derslere, Kürt dili ve edebiyatı bölümlerine kadar hemen her alanda yüzlerce düzenlemeyi biz hayata geçirmedik mi? Sadece hakka ve halka güvenerek halis niyetle çıktığımız bu yolda hamdolsun Kürt sorununu çözmeyi başardık. Evet, 2018'in Türkiye’sinde artık Kürt sorunu diye bir sorun yoktur. Çünkü eski Türkiye'de Kürtlerin bizatihi kendileri bir sorun olarak görülüyordu. Bugünün Türkiye’si hiçbir vatandaşını sorun olarak görmüyor. Türkiye artık bu tür yersiz kaygıların tamamını aşmış bir ülkedir. Bizim önümüze ki tek sorun terör sorunudur. Hamdolsun artık onu da çözüyoruz. Sizlerin desteği, güvenlik güçlerimizin başarılı operasyonlarıyla terör sorununun da üstesinde geliyoruz, geleceğiz. 780 bin kilometrekare vatan toprağının bir karışında dahi eli kanlı katil sürülerine hayat hakkı tanımayacağız. Hele hele bir dönem olduğu gibi sokak çetelerinin bölge halkına musallat olmasına asla müsaade etmeyeceğiz."
Erdoğan, "İddiayla söylüyorum, 16 senede bu ülkede darbeciler, teröristler, terör seviciler dışında hareket alanı kısıtlanan hiç kimse yoktur. 16 yıl öncesine göre Türkiye'de millet, devlet ve demokrasi düşmanları dışında hiçbir vatandaşımızın özgürlük alanı daralmamıştır. 16 yıllık mücadelemizin en büyük kaybedenleri bölücülerdir, FETÖ'cülerdir, fitnecilerdir, milletin sırtına kene gibi yapışan tefecilerdir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarları döneminde herkesin özgürlüklerinin alabildiğine genişlediğine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Ortalığı ayağa kaldıranlara Allah aşkına şöyle bir bakın. Yurt içinde ve yurt dışında sürekli demokrasimize kara çalmaya çalışanları şöyle bir gözden geçirin. Sadece imtiyazı elinden alınan seçkinleri göreceksiniz. Sadece çalışmadan, üretmeden, hiçbir riske girmeden para kazanmaya çalışmış ve alışmış rantçıları göreceksiniz. Sadece Diyarbakır sokaklarında top koşturan çocukları, annelerinden koparıp dağa kaçıran terör baronlarını göreceksiniz. Sadece camiye giden imamın, rızkının peşindeki esnafın, pırıl pırıl dimağları geleceğe hazırlayan öğretmenlerimizin kanını döken canileri göreceksiniz. Sadece 15 Temmuz gecesi, insanlarımızı vahşice katleden FETÖ'cü hainleri göreceksiniz. Sadece Kobani bahanesiyle 53 vatandaşımızın ölümüne neden olan siyasetçi kılıklı, provokatörleri göreceksiniz.
"BU DAVA HEPİMİZİN DAVASI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, değişen dünya ile beraber şartlar ve taleplerin de değiştiğini, Türkiye'nin geliştikçe, dünyaya açıldıkça, vatandaşlarına sağladığı hak ve imkanlar noktasında çıtayı yükselttikçe insanların beklentilerinin de arttığını dile getirdi.
16 yıldır hiçbir zaman milletin taleplerine kulak tıkamadıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hangi reformu yaparsak yapalım, kendimizi asla mükemmel bir noktada görmedik. Hep daha iyisini, daha güzelini, daha kalitelisini yapmayı hedefledik. İnşallah yeni dönemde de mevcut kazanımlarımızdan asla taviz vermeden başta siz kardeşlerim olmak üzere toplumumuzun bütün kesimlerinin taleplerini karşılamayı sürdüreceğiz. Fakat 20 günümüz var. Bu 20 günde bölgenin siz kanaat önderlerinden destek bekliyoruz, yardım bekliyoruz. Bu dava hepimizin davası. Bu davaya hep birlikte omuz verirsek netice alırız, vermezsek kusura bakmayın, bedelini de hep birlikte öderiz.