Güncelleme Tarihi:
Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları:
İlk defa devlet korumasındaki gençlerimiz öğretmenlik, doktorluk, hemşirelik gibi görevlere atanıyor.
Bugünkü atamalarla toplam 5778 kardeşimiz yeni bir hayata başlamış oluyor.
Geçmişte sıkıntıya neden olan engelli raporlarındaki sorunları çözdük.
Engelli evlatlarımızın zihinlerinde veya uzuvlarında değil onları eksik olarak gören kalplerde olduğunu düşünüyorum.
23 bin engelli bireye yatılı bakım hizmeti sunuluyor. toplam 143 bin evladımızın devlet korumasında büyümesini eğitim öğretim görmesini sağlıyoruz.
Bu ülkede sahipsiz kalmış her çocuğun annesi de babası da devlettir.
Yetimine garibine mağduruna mazlumuna sahip çıkmayan devlet bizim gözümüzde devlet değildir. Aynı şekilde vatandaşını güven ve huzur içinde tutmayan devlette bizim nazarımızda devlet değildir.
Geçtiğimiz 16 yılda demokraside ve ekonomide attığımız her adımın gerisinde önce insan felsefesi vardır. Bu sayede bugün ülkemiz dünyanın en gelişmiş sosyal güvenlik şemsiyesine ve hizmetlerine sahip devletlerinden bir tanesi olmuştur.
Bu ülkede tek bir sahipsiz ve muhtaç insanımızı bırakmayana kadar bu çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
Yokluk ve yoksulluk içinde kıvranan ülkeler ülkemizin geldiği refah düzeyini kendilerine örnek almışlardır.
Türkiye'nin dünya beşten büyüktür itirazı kendini çaresiz hisseden ülkelere öz güven aşılamıştır.
Birbirimizle uğraşmayı bırakacağız ve birbirimizi Allah için seveceğiz. Biz sahip olduğumuz nimetlerin kıymetlerini bilemez ve nankörlük edersek akıbetimiz eninde sonunda böyle olur. Birliğimize beraberliğimize ve kardeşliğimize sahip çıkarsak dünyanın en güçlü ordularını da toplayıp getirseler bizim karşımızda duramaz. İslam dünyasına baktığımızda acıların gerisinde hep kendi yanlışlıkları vardır.
Türkiye bölgesinde ve dünyada hep hakkın ve haklının peşinde giderek başarıya ulaşıyor.
Suriye'deki Arapların güvenliği ve huzurunu kendi meselemiz olarak görüyoruz. Kürtlerin sorununu kendi meselemiz olarak görüyoruz. Şu anda biz Suriye'de niye varız? Oradaki Arap kardeşlerimizin özgürlüğünü kendilerine iade için, Kürt kardeşlerimizin özgürlüğünü kendilerine iade için, yoksa terör örgütlerinin değil.
Suriye Araplarını DEAŞ'ın eline bırakmadığımız gibi Suriye Kürtlerini de PKK/PYD'nin zulmüne terk etmeyeceğiz. Türkmenler zaten öz kardeşlerimiz, elbette onların güvenliği ve huzuru bizim meselemizdir.
Sincar aynı şekilde orası da güvenli hale gelecek orası için de gerekli işlemler yapılıyor.
Zalimi başarılı kılan kendi gücü değil karşısındakinin zaaflarıdır.
Kendi aramızda birliğimizi beraberliğimizi inşallah güçlü tutacağız ki diğer mazlumlar da bizim arkamızdan gelsin.
31 Mart yerel seçimlerini bir dönüşüm değişim olması bakımından çok önemsiyorum. Biliyorum ki hep birlikte bu konuda adımlarımızı kararlı atacağız.